İktisatçı Prof. Dr. Duran Bülbül: Yeniden devletçilik, yeniden kamuculuk, yeniden halkın devleti demekten korkmayın
İktisatçı Prof. Dr. Duran Bülbül Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yeniden inşaasının ideolojik bir duruşa sahip olmaktan geçeceğini belirterek Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ilke ve devrimlerini 12punto.com.tr'ye değerlendirdi.
Gizem Yaralı-12punto
İktisatçı Prof. Dr. Duran Bülbül, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yeniden inşaası; ideolojik bir duruş ve Kuva-yi Milliye ruhunu yaşam biçi seçip, Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ilke ve devrimlerini namus, onur meselesi yapmaktan geçer. Yeniden devletçilik, yeniden kamuculuk, yeniden halkın devleti demekten korkmayın" dedi.
İktisatçı Prof. Dr. Duran Bülbül'ün değerlendirmeleri şöyle:
İZMİR İKTİSAT KONGRESİ
Ekonomi, tarım, kalkınma, sanayi politikalarının hepsi bu kongrede belirlenmiştir. İzmir İktisat Kongresi'nin tarihsel olarak neden önemli olduğunu sorgulamamız lazım çünkü İzmir, zaferin son bulduğu, kurtuluş mücadelesinin sonlandığı, ancak kanlı bir şekilde tamamlanan ve ağır bedellerin ödendiği bir şehirdir. Bu nedenle İzmir zaferin dokunduğu yerdir.
KURTULUŞUN TEK YOLU: KEMALİST EKONOMİ POLİTİKASI
Anadolu'nun karanlık steplerinde yerle bir edilmiş, buğdayı kendisine yetmeyen, şekeri ithal eden, sanayisi olmayan bir ülkeyi yeniden inşa etmeyi ancak Mustafa Kemal Atatürk gibi bir deha yapabilirdi. Nitekim 1923-1938 döneminde yakalanan kalkınma hızını ve büyümeyi ondan sonra kurulan hiçbir Cumhuriyet hükümeti yakalayamamıştır. Anadolu'da Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı hem emperyalist devletlere hem de iç gerici ve işbirlikçilerine karşı mücadeleyi büyük bir başarı ile tamamlayarak Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Mustafa Kemal Atatürk ve Kemalist kadro gerçek kurtuluşun ancak ekonomik bağımsızlıkla olacağına inanarak ülkenin ekonomik ve mali bağımsızlığını, bir onur ve namus meselesi görüp gereğini yapmışlardır.
Henüz 1923 Ocak ayında Mustafa Kemal Atatürk, emperyalistleri Anadolu'muzdan atmasının üzerinden 3 ay geçmişken "Türkiye Devleti, Devlet-i İktisadiye olacaktır." diyerek hedefi göstermiştir. Hem de daha barış anlaşması imzalanmamış, Cumhuriyet ilan edilmemişken yapmıştır bunu.
Yeni Türkiye'mizi layık olduğu uygarlık seviyesine ulaştırabilmek için ekonomiye birinci derecede önem verilmesi zorunludur. Ekonomi demek her şey demektir. Yaşamak için, mutlu olmak için ne gerekiyorsa bunların tamamı demektir. Tarım demektir, ticaret demektir, hizmet demektir, her şey demektir. Hiçbir uygar devlet yoktur ki, ordu ve donanmasından önce ekonomisini düşünmemiş olsun. Tam bağımsızlık demek: siyasal, mali, ekonomik, hukuki, askeri ve kültürel olarak her alanda bağımsızlık ve tam özgürlük demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan yoksunluk, ülkenin gerçek anlamıyla bütün bağımsızlığından yoksunluğu demektir. Bugünkü savaşlarımızın gayesi de tam bağımsızlıktır. Bağımsızlığın tamlığı ise ancak mali bağımsızlıkla milletin ve mümkün olacaktır.
6 YILDA KURULAN FABRİKALAR
1923-1929 arası kurulan fabrikalar:
1-Ankara silah fabrikası
2-Eskişehir Uçak Tamir Fabrikası
3-Kırıkkale Topçu Mühimmatı Fabrikası
4-Eskişehir Cer Atelyesi
5-Kırıkkale Çelik Döküm Haddehane
6-Kırıkkale Pirinç Döküm Fabrikası
7-Eskişehir Uçak Bakım Fabrikası
8-Alpullu Şeker Fabrikası
9-İnşaat Demiri Üreben Haddehane
10-Kayseri Uçak Ve Karbon Fabrikası
11-Bakırköy Çimento Fabrikası
12-Bünyan Borcam Fabrikası
13-Bursa Dokumacılık Fabrikası
14-Ankara Çimento Fabrikası
15-İstanbul Meşrubat Fabrikası
16-Ankara Çimento Fabrikası
17-Gaziantep Meşrubat Fabrikası
18-Ayancık Kereste Fabrikası
19-Paşabahçe Rakı Ve İspirto Fabrikası
1929 yılında ilk deta Türkiye'de milli gelir hesapları yapılmıştır. Oysa biz hala bugün bile milli gelir hesaplarını doğru yapamamaktayız. 1931 yılında dünyada ilk defa kalkınma planının hazırlanmasına başlanmış ve ilk Sinai Kalkınma Planı 1933-1937 yılları için 2. Sınai Kalkınma Planı da bizzat Atatürk'ün yönetiminde 1938-1942 yılları için hazırlanmıştır. Kısaca özetlemek gerekirse sadece 1. Sınai Kalkınma Planının temel amacı olan: "Türkiye'de bulunan fakat tüketim için üretilmeyen ve dışarıdan ithal edilen iç tüketim mallarının ithal edilmeyip, ülke içinde üretilmesi" sağlanmış olup bu amaçla da; Kayseri, Nazilli, Ereğli, Bakırköy tekstil fabrikaları, Malatya iplik ve dokuma fabrikaları, Iğdır iplik fabrikaları, Karabük demir-çelik, Izmir kağıt, Bursa merinos, Kütahya Seramik, Paşabahçe şişe ve cam, Keçiborlu kükürt, Gemlik suni ipek, İzmit süper fosfat, ispirto, gülyağı, çimento sinai tesisleri, Türkiye Şeker Fabrikaları ve Toprak Mahsulleri Ofisi, Sümer Bank, Eti Bank, 1. Sınai Kalkınma Döneminde kurulmuştur. 20 yıldır iktidarda olanlar bu tesislerden ve fabrikalardan birini yapabilmişler midir? Hayır. Onlar ancak satar, yok eder.
Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk 1938-1942 yıllarını kapsayan 2. Sanayi planını ölümünden 1 yıl öncesinde, hasta ve tedavi altında iken sabahlara kadar hiç uyumayıp, Başbakan ve diğer yetkilileri de yanına alarak bizzat yürütmüştür. Hasta yatağında iken Başbakan Celal Bayar'ı Dolmabahçe Sarayı'na çağırarak birinci plandaki yarım kalan yatırımların tamamlanmasını emrederek birinci planda hedeflenen 20 fabrikanın, ikinci planda hedeflenen 100 fabrikanın mutlaka hayata geçirilmesini ve demiryollarının genişletilmesini emretmiştir. Birinci planda planlanan 20 fabrika beş yıl içinde kurulmuştur. İkinci planda planlanan fabrika ve yatırım alanları ise kısaca şöyle özetlenebilir: madencilik, elektrik üretimi, ev eşyaları endüstrisi, toprak ve gida endüstrileri, kimya endüstrisi... Aslında Mustafa Kemal Atatürk sinai kalkınma planını beklemeden 1924 yılında İş Bankası ve Sinai Maadin Bankasını kurmuş, 1929 yılında da gümrük tarifelerini de düzenleyerek uygulamaya başlatmıştır. Bugün bile uluslararası normlarda düzenleyemediğimiz Menkul Kıymet ve Kambiyo Borsalarının kurulmasını ve faaliyete geçirilmesini sağlamıştır. 30 Haziran 1930 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasını kurarak, Türk Parasını Koruma Kanunu'nu çıkarmıştır. 1931 yılında ise ithalata kota konulmuştur. 1933 yılında da Sümer Bank kurularak mevduatı koruma yasaları, ödünç para ve kredi verme işlemleri düzenlenmiştir.
1933-1937 yılları arasında dünyada ilk defa Türkiye'de Mustafa kemal Atatürk'ün önderliğinde kalkınma planı uygulanmıştır. Birinci beş yıllık sınai kalkınma planı ile devletin ekonomik faaliyetlere girmesi ve devlet işletmeciliği başlamıştır. Mustafa Kemal Atatürk'ün izlediği ekonomik politika sayesinde 1929 ekonomik krizinin dışında kalınarak sanayileşme adına önemli adımlar atılmıştır. A gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde "Devlet öncülüğünde planlı sanayileşme" uygulaması ilk de Atatürk Türkiye'sinde gerçekleşmiştir. Bu planlama ile Türkiye'de ihtiyaç duyulan temel sana mallarını kamu girişimleri aracılığıyla üretmek temel hedef olmuş, plan hazırlandığında ise dış kayn öngörülmeyerek plan öz kaynaklarla yürütülmüştür.
Para politikasının temel amacı devlet harcamaları ve kaynaklar arasında denge kurmaktır. Bu sebeptendir ki enflasyonist bir durum hiç yaşanmamıştır. Halkının hep mutluluğunu ve refahını düşünmüştür. Gelirden fazla harcama yapılmasına asla izin vermemiştir. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın emisyonu artırmasına yani para basmasına kesinlikle karşı olmuş yatırımlarını ülkenin kendi milli kaynaklarıyla yapmıştır. Nitekim 15 yıl boyunca merkez bankası emisyon hacmini 10 milyon tl ile sınırlandırmıştır. Enflasyonun en önemli nedeni de merkez bankasının para basması olarak görmüştür. Ve bu hastalıklı finansman yöntemine asla başvurmamıştır.
Bir Ingiliz sterlini 1921 yılında ortalama 605 kuruş iken, 1938'de 616 kuruş düzeyindedir. Milli paranın Türklerin yönetimine geçmesini isteyen ulu önder Mustafa Kemal Atatürk 1930'da kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının hisselerini de Türk Bankalarıyla devletinin memurlarına dağıtmıştır. 1931 yılında merkez bankasının 6127 kilo altını varken 1938'de 26190 kiloya çıkmıştır. Devletin bütçesini hep denk tutmuş, gerekirse fazla vermiş, fiyat istikrarının bozulmasına asla müsaade etmemiştir.
Mustafa Kemal Atatürk'e göre: "Türk bankacılığı Türklerin yönetiminde ve Türklerin mülkiyetinde olmalıdır." Türklerin mevduatının büyük çoğunluğunun yabancı bankalar elinde olmasını da uygun görmemiştir. Çok ilginçtir ki 1920'de mevduatın %68'i yabancı bankaların elinde %32 si milli bankaların elindeyken 1937'de mevduatın %81'i milli bankalarda %19 u yabancı bankalardadır. Atatürk enflasyona düşmeden yatırımlar yapmış, halkını tasarrufa teşvik ederek "Milli İktisat ve Tasarruf Hamlesi" ve yerli mali haftasını bu amaca yönelik başlatmıştır.
Atatürk'ün ekonomi politikasının bir ayağında da dış ödemeler dengesi vardır. Türk lirasının yabancı paralar karşısında değerinin düşmesini önleyerek Türk hazinesinin uluslararası pazarlardaki itibarını hep yükseltmiştir. Maliye ve para politikasına uygun olarak dış ödemeler dengesini hep sağlayarak dış ticaret dengesini de fazla vererek kapatmıştır. 1937 döneminde dış ticaret dengemiz hep fazla vermiştir. Atatürk 1933 yılında bir konuşmasında denk bütçeyi devletin bekası için güvence olarak gördüğünü ifade etmiştir. "Bütçe tekniğini korumak ve sağlamak için yüksek kurulumuzun her önlemi almaya özellikle önem vereceğine inanıyorum. Açık bir bütçenin sayısız sakıncalarını bilen TBMM'nin denk bütçesinin sağlanması yönünde kesin karar sahibi bulunması, devletin mali ve hatta genel politikası için büyük güvencedir." Denk bütçeye o kadar büyük önem vermiştir ki denk bütçe ilkesini CHP programına da almıştır.
1923-38 döneminde kişi başına düşen milli gelir 45 dolar iken 1938'de 88 dolara çıkmaktadır. 1924 yılında bir Alman markı 44 kuruş iken 1938 yılında 46 kuruştur.
Ekonomi bilimine, kurallarına önem vermeyen uluslar sonlarını hep kendileri hazırlar. Bunun bilincinde olan Atatürk'ün ekonomi anlayışının en temel unsuru ekonomik denge ve istikrardır. Bu politikayı 4 ana grupta toplamak mümkündür:
1. Türk lirasının değerini koruyan anti enflasyonist para-kredi politikası
2. Gerçek kamu kaynaklarına dayanan denk bütçe politikası
3. Devalüasyonsuz dış ticaret politikası
4. Ulusal kaynakların etkin kullanımını sağlayan planlı kalkınma politikası
Atatürk'ün uyguladığı ekonomi politikası sonucu GSMH, 15 yıllık dönemde ortalama %10un üzerinde büyümüştür. Başarıyla uygulanan anti enflasyonist bütçe ve para politikasıyla iç fiyatlarda ve paranın değerinde istikrar sağlanmıştır. Dış ticarette ise sürekli fazla verilmiştir. Atatürk, bir konuşmasında "Her halde devletin siyasi ve fikri hususlarda olduğu gibi iktisadi işlerde de düzenleyiciliği ilke olarak kabul ve uygun görülmelidir" demiştir. Mustafa Kemal Atatürk kurtuluşa giden yolu kendi özgün düşüncesiyle oluşturup bilimin ışığında dünyada ilk demokratik kalkınma planını 1933 yılında gerçekleştirmiştir.
Temel olarak milli burjuvasiyi Türkiye'de uygulamaya koymuştur. Atatürk'ün devletçilik modeli bilimin işığında bir kalkınma modelidir. Ve tarihi bir zorunluluk olarak doğmuştur. Ünlü iktisatçı Keynes 1936'da yayınladığı "İstihdam, Faiz ve Paranın Genel Teorisi" isimli kitabında eşitliğin devlet müdahalesiyle olacağını savunmuştur. Oysa büyük önder Mustafa Kemal Atatürk ütopyasındaki devlet ve iktisat modelini daha cumhuriyet dahi ilan edilmeden İzmir İktisat Kongresinde şekillendirerek cumhuriyetin ilanıyla birlikte devletin ekonomiye müdahalesine dayanan kalkınma ve refah ekonomisi modelini uygulamaya koymuştur. Atatürk'ün bu modelini batılı ekonomist ve maliyeciler ancak 1950'li yıllarda az gelişmiş ülkeler için geliştirilen kalkınma modeli adı altında literatüre sokmuşlardır. İşte Atatürk'ün bu görüşü sonucunda 1929-1938 döneminde dünyada sanayi üretimi artışı %19 iken Türkiye'de %96 olmuştur. Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk kurtuluşu az zamanda çok büyük işler yaparak başarmıştır. Bütün toplumun en kısa sürede kalkınabilmesi için istikrarlı ekonomi politikaları uygulayarak iç ve dış ekonomik dengeyi sürekli gözetmiş, karşılıksız para basma gibi kolaycı yollara asla müsaade etmemiş, denk bütçe politikasını uygulayarak enflasyonist politikaya izin vermemiştir. Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk 15 yılda yoktan var ettiği Türkiye Cumhuriyeti'ni dünyada en saygın ülke haline getirerek, dünyanın 11. büyük ekonomisi ve devleti yapmıştır.
Haber Kaynağı : Gizem Yaralı
Çok Okunanlar
Gelinim Mutfakta kim elendi? 10 bileziği kim aldı? 22 Kasım 2024 puan durumu
Fenerbahçe En-Nesyri için Al-Nassr'den gelen rekor bonservisi reddetti
22 Kasım 2024 burç yorumları
Atatürk için 21 Kasım 1938'de yapılan resmi cenaze töreninin fotoğrafları
BEDAŞ 22 Kasım'da İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
Lüks araba markası Jaguar logosunu neden değiştirdi? Yeni logosu ne oldu?
Bakan Yusuf Tekin'den Teğmen Ebru Eroğlu ve diğer teğmenleri kurtaracak karar!
Netenyahu'yu tutuklayacak ülkeler belli oldu!
21 Kasım 2024 reyting sonuçları: Perşembe günü hangi yapım birinci oldu?
İsmi Fenerbahçe ile anılıyordu: Al Nassr'da flaş Talisca gelişmesi