Prof. Dr. Duran Bülbül kur artışını değerlendirdi! 'Türkiye ekonomisi ciddi bir bunalıma girmiş durumda'

Ezgi Sivritepe - 12punto.com.tr

Kur güne hızla başladı. Dolar güne 29,97 TL'den açıldı. Doların bu yüksek açılışıyla beraber gözler piyasalara çevrildi.  Uzun vadede Türkiye ekonomisinin gidişatını ve doların nasıl bir süreci takip edeceği merak konusuyken Prof. Dr. Duran Bülbül, 12punto'ya yaptığı değerlendirmelerde şunları kaydetti:

"DÖVİZİN HIZLI ARTIŞININ BİTMESİ MÜMKÜN DEĞİL"

"Türkiye ekonomisinde dövizin hızlı artışının bitmesinin mümkün olmadığını belirtti. Dövizdeki artışın bitmesi için Merkez Bankası'nın artı rezervde olması gerektiğini dile getiren Bülbül, "Merkez Bankası'nın elinde yaklaşık olarak 300 milyar dolar civarında bir net bakiyesi olması gerekir. Türkiye'de temel sorun şu, 80 milyar dolar (naylon döviz) değerinde 'kur korumalı mevduat' var. Bu mevduat, olmayan dövizin mevduatıdır, sanıyorum ki bu mevduat tahliye edilecek. Bunlar tahliye edilince de mevduatta ki kişilerinde dövize olan talebi artacak ve yeniden dövize dönüşecek. Her ne kadar Merkez Bankası politikası TL'ye çevrilmesini istiyorsa da burada başka bir problem var. Bu açıdan baktığımızda dövizin durması mümkün değil. Zaten döviz baskılanmamış olsa, şu an dolar 40 TL'nin üstünde olması gerekiyor. Kuru asla baskılamayacaklarını söylemişlerdi ama görüyoruz ki piyasa hala kurallarına göre işlemiyor. Önümüzdeki dönem döviz 40 TL'ye doğru ilerleyecek. İlk önce 30 TL'yi kıracak ardından 35 TL'ye doğru evrilerek 40 TL'yi  takip eden bir yapı izleyecek."

"TÜRKİYE GÜNLÜK DEVALASYONA HAZIR OLMALI"

Türkiye'nin uluslararası alanda sık etkilenen; ekonomik ve siyasi olarak çabuk sarsılan bir ülke olduğunu ifade eden Bülbül, "Türkiye ekonomisi ciddi bir bunalıma girmiş halde. Bütçe yüzde yüz arttırılmış durumda. Merkez Bankası, istikrarlı ilerleseydi bütçenin yüzde yüz arttırılmaması gerekirdi. Türkiye, dövizin yavaş yavaş günlük devalasyonuna hazır olmalı. Alım gücü düşecek, insanlar yoksullaşacak. Tek çare ise; fiyatların yükseltilmesi, verginin arttırılması ve para basılması borçların kapatılmasını sağlayabilir. Üretemeyen bir ekonomi için, tek çare Merkez Bankası'nın borçlanmasıdır"

ABD'DE YATIRIM GÜNLERİ

Ayrıca Bülbül,"Türkiye ekonomisinin yakın vadede net rezerve ulaşmasının şansı yok. Türkiye kendi umudunu kendi bulmalı. Türkiye şu an, para kaynağı belirsiz ülkelere yöneliyor ve yöneldiği ülkeler bu kaynağa sahip değil. Oraları tercih etmesinin sebebi ise; düşük faize borçlanacak olması. Bu da dünya standartlarına uygun borçlanma olmuyor, banker ve tefecilik şeklinde yapılıyor. Yani menşei yabancı ama Türkiye'ye tefeci anlayışıyla borç veriliyor. bir müddet sonra bu ülkelerde de kaynak bitecek ve Türkiye ekonomisi ciddi şekilde daralacak.

"HALK SİYASETE VE EKONOMİYE GÜVENMELİ"

Türkiye halkı ekonomiye ve siyasete güvenmeli. Yani yarın kalktığında ekmeğin, peynirin, çocuğunun okul taksidinin fiyatının arttığı bir güne uyanmamalı. Uluslararası güçlerin sermayesinin de Türkiye siyasetine güvenmesi gerekiyor. Bunları sağlarsak döviz baskısından kurtulabiliriz. Ancak görünen o ki uzun süre biz fiyat artışları, yüksek vergi artışları ve para basma zorunluluğundan kurtulamayacağız" ifadelerini kullandı.  

Haber Kaynağı : Ezgi Sivritepe