Ansızın uyku basıyor, canınız sık sık tatlı çekiyorsa dikkat! Diyabet hastaları için 5 önemli tavsiye

DİYABET HASTALARINA 5 YAŞAMSAL ÖNERİ!

Son yıllarda görülme sıklığı hızla artan diyabet, önemli bir halk sağlığı sorunu olarak öne çıkıyor. Yapılan araştırmalar, Türkiye'de her 8 kişiden birinin diyabet hastası olduğunu ortaya koyuyor. Fonksiyonel Tıp alanında çalışan Acıbadem Maslak Hastanesi Uzmanı Prof. Dr. İsmet Tamer, halk arasında 'şeker hastalığı' olarak bilinen diyabetin, sağlıksız yaşam alışkanlıkları nedeniyle günümüzde gençler ve hatta çocuklar arasında yaygınlaştığını ifade etti. Prof. Dr. Tamer, "Diyabetin gelişiminde genetik yatkınlığın yanı sıra sağlıksız beslenme, hareketsizlik ve obezite gibi faktörler de büyük rol oynamaktadır. Diyabet kontrol altına alınmadığında kalp ve damar hastalıkları ile böbrek yetmezliği gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğinden tedaviye gecikmemek önemlidir. Ancak tedavinin etkili olabilmesi için yalnızca ilaç kullanımı yeterli değildir; bütüncül bir yaklaşım benimsenmelidir" dedi. Uzman doktor, diyabet hastalığında bütüncül yaklaşımın önemini vurguladı ve diyabet hastalarına yönelik 5 yaşamsal önlemi anlatarak önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Bu belirtileri gözden kaçırmayın!

Erken tanı, diyabetin gözlerde, böbreklerde, sinirlerde ve kalpte neden olabileceği hasarların önlenmesine yardımcı olur. Eğer aşırı susama, sık idrara çıkma, sürekli yorgunluk, bulanık görme ve kilo kaybı yaşıyorsanız mutlaka bir doktora başvurmalısınız. Ayrıca ağız kuruluğu, ciltte kaşıntı ve kuruluk, ellerde ve ayaklarda karıncalanma gibi belirtiler de diyabetin habercisi olabilir. Aniden gelen uyku hali ve sık sık tatlı isteği, henüz diyabet hastası olmasanız bile insülin direnci sorunu yaşadığınızın göstergesi olabilir. Bu nedenle, bu belirtilerle karşılaşıldığında mutlaka bir doktora danışmak önemlidir.

Çok sık yapılan bu hatalardan kaçının!

Diyabet hastalarının bazı hatalara sıkça düştüğünü ve bunun hastalığın kontrolsüz bir şekilde ilerlemesine neden olabileceğini belirten uzman doktor, "Örneğin, öğün atlayarak kilo vermeye çalışmak, kan şekeri dengesini bozarak diyabet yönetimini zorlaştırır. Hastalar kendilerini iyi hissettiklerinde, tatlı yemediklerinde ya da kan şekeri normal çıktığında ilaçlarını almayı ihmal edebilir; bu da tedavide ciddi sorunlara yol açabilir. Ayrıca, sağlıklı beslenme alışkanlıklarına uymamak, fazla karbonhidrat tüketmek, sigara ve alkol kullanımı ile yeterli fiziksel aktivitenin yapılmaması da sık görülen hatalar arasında yer alıyor" şeklinde uyarıda bulundu.

Tedavinizi aksatmayın!

Düzenli bir tedavi süreci, hastalığın ilerlemesini ve diyabete bağlı komplikasyonların ortaya çıkmasını önler. Tedavi aksatılırsa kan şekeri seviyeleri kontrolsüz şekilde yükselebilir. Bu da kalp-damar hastalıkları, böbrek yetmezliği, görme kaybı, sinir hasarı ve şeker koması gibi yaşamsal sorunlara yol açabilir. Bu nedenle tedavinin sürekliliği ve disiplinli olunması hayati önem taşır.

Sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazanın!

Karbonhidrat, yağ ve protein dengesini sağlayan sağlıklı bir beslenme planı ve düzenli öğün saatleri, kan şekerinin ani yükselip düşmesini engellemeye yardımcı olur. Haftada en az 150 dakika orta yoğunlukta egzersiz yapmak (örneğin, gün aşırı 35-40 dakika tempolu yürüyüş), stresi yönetmek ve düzenli uyku almak, kan şekerini kontrol altında tutmak açısından son derece önemlidir. Alkol ve sigaradan kaçınılması önerilir. Alkol, yüksek kalori içeriği nedeniyle tedavinizi aksatmasa bile kan şekerinin kontrolünü bozarak komplikasyonları hızlandırabilir. Ayrıca, kalp krizi, bacak atardamarlarında tıkanıklık ve beyin damar tıkanıklığı sonucu oluşan felç durumu, sigara içen diyabet hastalarında daha sık ve daha şiddetli bir şekilde görülmektedir.

Sadece ilaca güvenmeyin!

Prof. Dr. Tamer, diyabet tedavisinde yalnızca ilaç kullanımının yeterli olmadığını ve bütüncül bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini vurguladı. "Bütüncül yaklaşım, sağlıklı yaşam tarzı değişikliklerini, beslenme düzenini, fiziksel aktiviteyi ve düzenli doktor kontrollerini içerir. Ayrıca, psikolojik destek de diyabet tedavisinde büyük bir öneme sahiptir.

Diyabet hastaları, genellikle uzun süreli bir tedavi süreci ile karşı karşıya kaldıkları için stres ve depresyon riski taşırlar. Hastaların tedavi sürecine aktif katılımı ve motivasyonu, bu sürecin başarısında kritik bir rol oynamaktadır. Gerekli durumlarda psikolojik destek almak, bütüncül tedavinin önemli bir parçasıdır" dedi.