Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
34,9385
Dolar
Arrow
32,5064
İngiliz Sterlini
Arrow
40,8451
Altın
Arrow
2441,0000
BIST
Arrow
10.087

Bilirkişi raporu dosyaya girdi: İliç madeni için deprem risk raporu alınmamış

İliç'teki altın madenine verilen “ÇED Olumlu” raporuna karşı Sedat Cezayirlioğlu'nun bakanlığa açtığı davada bilirkişi raporu dava dosyasına girdi. 15 uzmanın imzasının bulunduğu bilirkişi raporunda ÇED raporundaki eksiklikler saptanırken madenin tarımsal yapıyı bozduğu ve ÇED raporunda deprem risk anazinin bulunmadığı tespit edildi

Bilirkişi raporu dosyaya girdi: İliç madeni için deprem risk raporu alınmamış

Ersin Eroğlu/ 12punto ÖZEL

Erzincan İliç’te ABD ve Kanada ortaklı SSR Mining ve yerli ortağı Çalık Holding tarafından işletilen Anagold Madencilik’in Çöpler altın madenine verilen “ÇED Olumlu” raporuna karşı Sedat Cezayirlioğlu'nun bakanlığa açtığı davada bilirkişi raporu dava dosyasına girdi.

Sedat Cezayirlioğlu’nun açmış olduğu dava da 7 Ekim 2021 tarihinde Çöpler Kompleks madeni 2. kapasite artışı ve flatasyon tesisi projesi için verilen “çevre etki değerlendirmesi (ÇED) olumlu” kararına karşı Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na karşı bir davada 15 bilirkişi ÇED raporundaki eksiklikleri sıraladı.

Mahkeme dava sürecinde halk sağlığı açısından bilirkişi atanan ve iktidara yakınlığı gerekçesiyle Cezayirlioğlu ve avukatı tarafından görevden alınması için itiraz edilen Serhat Vançelik dışındaki bilirkiler madenle ilgili olumsuz değerlendirmelerde bulundu.

13 başlıkta incelenen bilirkişi raporundaki 'ÇED olumlu' raporundaki eksikliklere yönelik yapılan tespitler özetle şöyle:

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ AÇISINDAN

“Dosya ve eklerinde söz konusu gerek boru hattı gerek çeşitli kimyasalların proseslere dahil edildiği çelik yapılara ilişkin statik hesap raporu, deprem performans raporu, malzeme kalite kontrol raporuna rastlanamamıştır. Coğrafi konum itibariyle bölgenin deprem riski içerdiği barizdir. Burada dikkate alınması gereken husus özellikle kimyasalların çeşitli proseslerden geçirildiği ve taşındığı yapıların muhtemel deprem riski için hasara uğramayacağıdır. Söz konusu yapıların deprem performans raporu bulunmamaktadır. Söz konusu yapılar için deprem performans raporunun kullanılan malzemelerin özellikleri, geometrisi, tasarım detayları, ilgi yapıların deprem yüklerine karşı dayanımı, taşıma kapasiteleri ve yerel zemin koşullarının söz konusu kimyasal hazırlama binası gibi yapılarda nasıl sonuç verdiği belirsizdir. Ayrıca zaman bağlı olarak kullanılan kimyasalların çelik konstrüksiyonun dayanıklılığı üzerindeki etkileri de dikkate alınmalıdır. Farklı bir yer alternatifi olmayan böyle bir tesis için deprem performans raporunun olmaması bir eksikliktir.

MADEN MÜHENDİSLİĞİ AÇISINDAN

Maden işletmesine ait ÇED raporunda ocaklarda gerçekleştirilecek patlatmaların çevresel etkileri konusunda yapılan değerlendirmeler işletme ÇED alanı dışında yer alan yerleşim birimlerini esas almıştır. Bu yerleşim birimlerinin işletmede oluşacak patlatma kaynaklı titreşim, hava şoku ve taş savrulması etkilerinin dışında kalacağı değerlendirilmiştir.

Tank liçi sonucu ortaya çıkan ve ADT'de biriktirilen atıklardaki çok küçük tane boyundaki taneciklerin rüzgar erozyonuyla taşınmasıyla ortaya çıkabilecek hava kirliliği riski bakımından, Çöpler Kompleks Madeni 2. Kapasite Artışı ve Flotasyon Tesisi Projesi Nihai ÇED Raporunda bilimsel ve teknik herhangi bir çevresel etki değerlendirmesi yapılmamış olduğundan Çöpler Kompleks Madeni 2. Kapasite Artışı ve Flotasyon Tesisi Projesi için verilen “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararının uygun olmadığı kanaatine varılmıştır.

Çöpler Kompleks Madeni 2. Kapasite Artışı ve Flotasyon Tesisi Projesi Nihai ÇED Raporunda, evaporatör kullanımıyla ilgili sadece HCN emisyonu bakımından çevresel etki değerlendirmesi yapılmış olup, evaporatöre gönderilen suda çok ince katı mineral tanelerinin de bulunma olasılığı ile ortaya çıkabilecek hava kirliliği riski bakımından bilimsel ve teknik herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu gerekçeye dayalı olarak, ADTde evaporatör kullanımının sakıncalı olabileceği ve yeterli bir çevresel etki değerlendirmesi yapılmadan kullanılmaması gerektiğinden Çöpler Kompleks Madeni 2. Kapasite Artışı ve Flotasyon Tesisi Projesi için verilen “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararının uygun olmadığı kanaatine varılmıştır.

Çöpler Kompleks Madeninde önceki madencilik faaliyetleriyle (başlangıç işletme ve 1. Kapasite artışı) üretilmiş cevherlerin işlendiği yığın liç tesisindeki cevher yığınlarında 13 Şubat 2024’te meydana gelen heyelan nedeniyle ortaya çıkan durumla, işletme için mevcut olan çevresel etki değerlendirmelerinin geçerliliği kalmamıştır. Bu nedenle, mevcut halindeki işletme için yeni bir “Çevresel Etki Değerlendirmesi” yapılmadan, dava konusu “Çöpler Kompleks Madeni 2. Kapasite Artışı ve Flotasyon Tesisi Projesi”nin atık yönetiminin ulusal ve uluslararası mevzuatta belirlenen kurallara, teknik kriterlere ve eşik değerlere uygun olup olmadığı hakkında değerlendirme yapmak mümkün olmadığından, Çöpler Kompleks Madeni 2. Kapasite Artışı ve Flotasyon Tesisi Projesi için verilen “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararının uygun olmadığı kanaatine varılmıştır.

ZİRAAT MÜHENDİSLİĞİ AÇISINDAN

Bölge tarım arazileri, mera alanları ve hayvancılık yönüyle değerlendirildiğinde; İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün verileri, Erzincan İli 2021 Yılı Çevre Durum Raporu ve ÇED raporu dikkatle incelenmiş, Hazırlanan ÇED raporunun tarımsal yapıyı açıklayıcı yeterlilikte olduğu değerlendirilmiştir. ÇED raporu mevcut durum tespiti, tarımsal yapı, ürün deseni ve hayvancılık faaliyetleri açısından değerlendirildiğinde usulüne uygun olarak hazırlanmıştır. Keşif sırasında ve sonrasında inceleme yapılan bölgeye ait raporlar dikkate alındığında; maden alanının tarımsal yapıyı çok yönlü bozmuş olduğu ve özellikle bölgede önceden ağırlıklı olarak yapılan hayvancılığı olumsuz etkilediği anlaşılmıştır. Yaşanan bu olumsuzlukları gidermek adına yapılacak rehabilitasyon çalışmalarının neler olduğu da ÇED raporunda detaylandırılmıştır. Daha çok sosyal yardımlaşma ve tarımsal proje destekleri şeklinde olacağı anlaşılmıştır. Bu çalışmaların da sürekliliği ve etkinliği izlenmelidir. Tarımsal açıdan kapsamlı bir değerlendirme ancak Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ve İliç ilçe Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yapılacak gözlem ve değerlendirme sonucunda ortaya konabilecektir. Bölgede önceden var olan ürün çeşitliliği ve verimi, hayvancılık potansiyeli ve ürün miktarı ve maden sonrası durum tespiti bahse konu kurumlar tarafından ve uzun süreli veri eldesiyle açıklanabilir.

BİYOLOJİK AÇIDAN

Bölgede fauna ve flora ile ilgili yapılmış en güncel ve en kapsamlı çalışma 2017 tarihli “Erzincan İlinin Karasal ve İç Su Ekosistemleri Biyolojik Çeşitlilik Envanter ve İzleme İşi Sonuç Raporu” dur. Söz konusu rapor dikkatle incelenmiş ve ÇED raporunda belirtilenlerin dışında dikkate alınması gereken ilave bir durum olmadığı değerlendirilmiştir. Proje sahasında Fauna ve flora çalışmaları geniş bir uzman ekip tarafından yürütülmektedir. Yasal bir zorunluluk olmamakla birlikte, bu çalışmaları koordine etmek üzere tam zamanlı bir biyoçeşitlilik uzmanının istihdam edilmiş olması pozitif bir değer olarak kaydedilmiştir. Projenin inşaat ve işletme döneminde flora – fauna (mevcut türler, endemik türlerin bulunduğu yerler, önemli bitki alanı bulunan yerler ve varsa nesli tehlike altında olan fauna türlerinin yaşam alanları) ve ekosistem üzerine etkileri ve alınacak önlemler ÇED raporunda detaylandırılmış olup yeterlidir. Bu nedenle ÇED raporunun usulüne uygun hazırlandığı, teknik açıdan yeterli ve uygun olduğu, fauna ve florayı olumsuz etkileyebilecek muhtemel olumsuzlukların detaylı irdelendiği ve bu konuda gerekli-yeterli önlemlerin açıkça belirtildiği, rehabilitasyon çalışmaları için önemli çabalar sarf edildiği görülmüştür. Bu nedenle flora (bitki varlığı) ve fauna (hayvan varlığı) açısından alanda proje faaliyetlerine engel bir durum olmadığı, bilirkişi görevlendirmesinden sonra gerçekleşen heyelan kazasının hayvanların izlenmesinde kullanılan bazı fotokapanların kaybına neden olduğu ancak yukarıdaki değerlendirmeleri etkilemediği ve değiştirmediği kanaatine varılmıştır.

DEPREMSELLİK AÇISINDAN

Keşif sırasında yapılan gözlemler, dosyadaki bilgiler ve yapılan değerlendirmeler sonucunda

-Projenin yer aldığı bölgede deprem üretme potansiyeline sahip aktif fay hatlarının bulunması

-İliç’in hemen batısında yer alan Divriği fayının ÇED Raporunda dikkate alınmaması,

-Pasa alanı proje sahalarının projelendirilmesinde yatay deprem ivmesinin bu tür uzun düre hizmet verecek hassas bir mühendislik yapısı için oldukça düşük (0.2g) alınması,

-Yapılan Jeoteknik Raporunun hazırlanmasında gereken özenin gösterilmemesi,

-Yer altı yapısının belirlenmesine yönelik yapılan Jeofizik ölçümlerin olduğu bölümlerde bir çok yazım hatalarının mevcut olması, Jeofizik parametre ile jeolojik terimlerin kullanılmasında bazı hataların bulunması,

-Proje sahasının yer altı jeolojik yapısındaki düşük hız zonunun dikkate alınmaması

-Proje sahasında içerisinde yer alan eski heyelanın göz ardı edilmesi nedenleriyle olası bir deprem, heyelan vb afet esnasında, Çöpler Kompleks Madeni 2. Kapasite Artışı ve Flotasyon Tesisi Projesine ait mühendislik yapısının zarar görebileceği kanaatine varıldığından kamu yararı açısından ilgili “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararının bu haliyle uygun olmadığı, ÇED Raporunun ilgili kısımlarının yeniden hazırlanması gerektiği görüş ve kanaatine varılmıştır.

ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ AÇISINDAN

Yapılan değerlendirmeler, keşif sırasında yapılan gözlem ve dosyadaki bilgiler ışığında aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır:

Yüzey suyu kaynakları açısından ÇED raporunda yer alan 2006-2020 yılları verilerinin parametre bazında tek bir ortalama değer ile sunulduğu için 2020 yılı öncesinde maden faaliyetlerinin etkisinin yıllar bazındaki değişiminin sağlıklı bir şekilde değerlendirilemediği, 2021 yılı ve sonrasında verilen analiz sonuçlarının ise YSKY’de yer alan sınır değerlerin altında kaldığı görülmektedir. Yeraltı suyu açısından 2020 yılı öncesi ilgili parametrelerin değerleri sunulmadığından 2020 yılı öncesinde maden faaliyetlerinin etkisinin yıllar bazındaki değişiminin sağlıklı bir şekilde değerlendirilemediği, 2021 yılı ve sonrasında verilen analiz sonuçlarında Fe, Pb, Mn, As, B, Al ve Ni parametrelerinin örnekleme noktalarına göre farklılık göstermekle birlikte sınır değerleri aştığı dönemler olduğu tespit edilmiştir. Toprak kalitesi açısından analiz sonuçlarına göre bazı noktalarda Sb, As ve Bi değerlerinin yerkabuğu değerinin üzerinde olduğu, bazı noktalarda ise Ca, Pb, Mn, Mo, Ni, Se, Ag ve Zn açısından yerkabuğu değerlerin üzerinde olduğu ve bu durumun cevherleşme ile ilişkilendirildiği, sunulan bu analiz sonuçlarının 2014 yılı ÇED raporuna sunulan veriler ile birebir aynı olduğu ve mevcut toprak kalitesini temsil edecek yakın tarihli toprak numunesi analiz sonuçlarının yer almadığı, 2022-2023 yılları arasını kapsayan analiz sonuçlarında ise tüm toprak numunelerinde As, Ni ve Co parametrelerinin; bazı noktalarda ise Cu ve Pb parametrelerinin mevzuatta verilen sınır değerleri aştığı görülmektedir. Hava kalitesinin belirlenmesi amacıyla yapılan anlık PM10 ve çöken toz ölçümü sonuçlarının mevzuatta verilen sınır değerleri aşmadığı, benzer şekilde 2021-2023 yılları arasında Sabırlı ve Çöpler İstasyonları için aylık olarak yapılan PM10 ölçüm sonuçlarının da SKHKKY ekinde sunulan sınır değerleri aşmadığı, hidrojen siyanür açısından tesis alanında ve çevresinde 2018-2020 yılları arasında gerçekleştirilen ölçüm sonuçlarının sınır değerin altında kaldığı görülmektedir. Gürültü kirliliği açısından yapılan tüm gürültü ölçüm sonuçlarının ÇGKY ekinde sunulan sınır değerlerini aşmadığını söylemek mümkündür. Toprak kayması sonrası durum değerlendirildiğinde, toprak analizlerindeki toplam siyanür değerinin dikkat çekici olduğu ve çevresel açıdan risk teşkil edeceği öngörülmektedir. Benzer şekilde As, Hg, Cd, Pb gibi parametrelerin toprak yapısında heyelan sonrası alınan numunelerde yükselen bir eğilime sahip olduğu ve çevresel açıdan uzun dönemde risk teşkil edeceği değerlendirilmektedir. Toprak kayması sonrası hava kalitesinde HCN ve PM10 parametrelerine göre yapılan ölçüm sonuçları dikkate alındığında risk teşkil edecek bir durum olmadığını söylemek mümkündür. Yüzey ve yeraltı sularında yapılan analiz sonuçları değerlendirildiğinde, toprak kayması sonrasında kısa dönemde insan ve çevre sağlığı açısından problem oluşturabilecek bir durum olmadığı söylenebilir.

Ancak bu tür kazaların uzun dönemli etkilerini tam olarak değerlendirebilmek için bölgede örnekleme ve analiz çalışmalarının devam ettirilmesi, elde edilen çeşitli verilerin ilgili bilgisayar yazılımlarına girdi olarak kullanılarak, çeşitli kirleticilerin toprak, su ve atmosferde ne ölçüde taşınabileceğinin hesaplanmasının uygun olacağı düşünülmektedir. ÇED raporunda projede öngörülen risk durumlarının ve alınacak önlemlerin Tablo III.22 ve Tablo III.23’te aktarıldığı görülmektedir. Raporda ayrıca “yığın liç sahasında dinamik yük altında sahada yerel kaymalar olması muhtemel olsa da, yapının bütünlüğünü bozacak bir duraysızlık söz konusu olmayacaktır” denilmektedir. Ancak bu tespitin aksine 13.02.2024 tarihinde yığın liç sahasında 428684.98m2’lik bir alanın kayarak bir felakete yol açması ve 9 işçinin toprak kayması nedeniyle hayatlarını kaybetmeleri, ÇED raporunda böyle bir riskin öngörülemediğini ve gerekli tedbirlerin alınamadığını göstermektedir. Bu durum, ÇED raporunun çok önemli bir eksikliği olarak görülmektedir. Ayrıca daha önce ifade edilen ilgili noktalardaki yeraltı sularına ait analizlerde 2020 yılı öncesi değerlerin olmaması, yüzey suyu kalitesine göre yapılan madencilik faaliyetlerinin etkisinin yeterli bir biçimde değerlendirilmemiş olması ve mevcut toprak kalitesini temsil edecek yakın tarihli verilerin olmaması da ÇED raporunun önemli eksiklikleri arasında değerlendirilmektedir.

ORMAN MÜHENDİSLİĞİ AÇISINDAN

Bütün bu değerlendirmeler, keşif sırasında yapılan gözlem ve dosyadaki bilgiler neticesinde;

-Davaya konusu 2. Kapasite artışı projesi kapsamında sahanın boşluklu kapalılıkta orman arazisi olduğu, ekonomik anlamda verimli orman olmaması ve bir bölümünün orman toprağı olması nedenlerinden dolayı verimli işletme alanları olmadığı kanaatine varılmıştır.

-Proje alanındaki madencilik faaliyetleri neticesinde orman örtüsünün kaldırılması ile birlikte orman alanlarının zarar göreceği, ancak bunun ekonomik anlamda orman işletmeciliği faaliyetlerine olumsuz bir etkisinin olmayacağı kanaatine varılmıştır. Çalışmaların bitiminden sonra rehabilite edileceği, kesilen ağaçların yerine beş katı kadar ağaç dikileceği ve bu şekilde oluşacak zararın bertaraf edilebileceği, bu bağlamda zararın bertarafı için alınan önlemlerin yeterli olacağı kanaatine varılmıştır.

JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ AÇISINDAN

Projenin yer aldığı bölgenin jeolojik karakteristikleri, tektonik yapısı ve topoğrafik özellikleri dikkate alındığında, değişecek ortam şartlarına karşı yüksek hassasiyete sahip olduğu görülmektedir. Proje alanında yer alan jeolojik birimlerin kaya türü özellikleri, tabakalanma yapıları ve süreksizlik düzlemleri kaya kütlelerinin dayanım özelliklerini zayıflatmaktadır. Proje sahasını doğrudan etkileyen faylar ve proje sahasına çok yakın mesafede yer alan Türkiye’nin en önemli kırık hattı olan Kuzey Anadolu Fay Zonu bölgeyi deprem açısından önemli kılmaktadır. Lokal faylar ve Kuzey Anadolu Fay Zonunda meydana gelecek büyük depremler proje sahasını etkileyecek ve çeşitli problemlerin yaşanmasına neden olacaktır. Proje sahasında eğimi yüksek yamaçların bulunması bölgenin dış etkilere karşı hassasiyetini artırmaktadır. Eğimin yüksek olması nedeni ile yağışlı dönemlerde, meydana gelecek bir deprem durumunda ve sahada yürütülecek inşaat faaliyetleri esnasında heyelanların meydana gelmesi beklenmektedir. Projenin yer aldığı bölge, deprem, heyelan, su baskını ve çığ gibi doğal afetlerin meydana gelme potansiyeli yüksektir. Bu afetlerin meydana gelmesi durumunda, proje sahasındaki ulaşım yollarının, tesislerin, elektrik ve su iletim hatlarının ve makine ekipmanlarının hasar görmesine neden olacaktır. Ayrıca, bu tür afetlerin can kayıplarına neden olma ihtimali de çok yüksektir.

HİDROJEOLOJİ AÇISINDAN

Maden sahasında kapasite artışı için hazırlanmış Çed raporunda ve önceden hazırlanmış raporlar incelenerek 6.10 numaralı bölümde detaylı değerlendirme yapılmış olup, inceleme alanındaki jeolojik birimlerin özellikle beslenme havzası ve maden işletme alanı sınırlarında geçirimli özellik göstermesi, yeraltı ve yüzey sularının akış yönlerinin Karasu Nehrine doğru olması ve bu nehri beslemesi ve işletme sahasının Karasu Nehri beslenme havzasında olması sebepleriyle, mevcut durum ve kapasite artışının yeraltı suyunu, dolayısıyla Karasu Nehrini kirleteceği düşüncesindeyim.

ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA AÇISINDAN

Maden alanı, ilgili Çevre Düzeni Planlarına (Erzurum-Erzincan-Bayburt Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı, J41 nolu plan paftası) işlenmemiştir. Maden alanı kararı, ilgili Çevre Düzeni Planlarında plan kararı olarak yansımasını bulmamış olduğundan, Çevre Düzeni Planlarına uygun değildir. Proje alanını içine alan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ya da 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı bulunmamaktadır. Planlarla ilgili duruma ek olarak; maden alanının civar yerleşim yerlerine, meralara ve bahçeler gibi üretim alanlarına birkaç yüz metre kadar yakın konumda bulunması, Fırat Dicle Havzasını besleyen alt havzalardan biri (Fırat-Bağıştaş Alt Havzası) üzerinde olması, sosyo ekonomik değerlendirmenin yöre özelinde yapılmamış olması, yerel halkın tesisin kapasite artışı konusunda olumsuz fikirlerinin olması, ÇED raporunda Paydaş Katılım Planının bulunmaması, yığın liçi tesisinin Fırat Nehri’ne ve Çöpler Köyü’ne çok yakın konumda bulunması, ADT I’in ve ADT II proje alanının Sabırlı Deresi’nin dolayısı ile Fırat Nehrini besleyen dere yatakları üzerinde yer alması nedenleri ile, ÇED Raporunun bu yönlerden uygun olmadığı kanaatindeyim.

METEOROLOJİ MÜHENDİSLİĞİ AÇISINDAN

Tesisin çevre kirliliğine meteorolojik faktörler gözetilerek nasıl olumsuz etkilerde bulunabileceğine ilişkin analizler AERMOD model çıktıları kullanılarak ifade edilmeye çalışılmıştır. Öncelikle, modele girdi olarak kullanılan yer ve yukarı seviye meteorolojik parametreler, tesis sahasını tam olarak temsil etmeyecektir. Olası olumsuz etkilerle ilgili olarak, gerekli önlemlerin ve risk planlamalarının değişken atmosferik koşullar altında (özellikle şiddetli hava koşullarının meydana geldiği durumlarda) nasıl hazırlanacağına ilişkin kapsamlı analizler nihai ÇED raporunda sunulmamıştır. Çığ, su baskını ve heyelan gibi doğal afetler bakımından nihai ÇED Raporunda genel olarak bölgede bu tip olayların gözlenme ihtimalinin düşük olduğundan bahsedilmektedir.

Örneğin; olası bir çığ olayına ilişkin gerekli önlem ya da bir risk planlaması yapılmamıştır. Meteorolojik ölçüm ve gözlemler nihayetinde belirli bir süredir yapılmaktadır. Bölge açısından nadir görülebilen atmosferik olayların tekerrür süreleri bölgesel iklim değişikliğine bağlı olarak değişim gösterebilir. Bu büyüklükte bir tesis için tüm koşulların oluşma ihtimali varsayılarak gerekli önlemlerin ve risk planlamalarının yapılması gerekmektedir. - Gerekli görüldüğü takdirde evaporatör kullanılacağı nihai ÇED Raporunda yer almaktadır. Fakat, evaporatör kullanımına bağlı olası olumsuz etkilerle ilgili yapılan analizler yalnızca HCN kaynaklı olarak düşünülmüştür. Diğer yandan, ADT içinde tehlikeli atık sınıfında yer alan çok küçük taneli yapıların bulunma olasılıkları mevcuttur. Dolayısıyla, ADT’deki fazla suyun evaporatör yardımıyla havaya püskürtülmesi esnasında bu çok küçük taneli tehlikeli atıkların havaya karışması kaçınılmazdır. Havada asılı halde kalacak ve değişken atmosferik koşullar altında rüzgârın etkisiyle kaynak bölgesinden taşınacak tehlikeli atıkların, derinlemesine ve detaylı bir şekilde incelenmesine ihtiyaç vardır. Tüm bu sebeplerden ötürü, evaporatör kullanımıyla ilgili yalnızca HCN için değil, ADT’de çökelmemiş halde bulunma potansiyeline sahip çok küçük tanecikli tehlikeli atıklarla ilgili analizlerin ve olası senaryoların hazırlanması gerekmektedir. Ayrıca, evaporatör kullanımlarında atmosferik koşullar yalnızca rüzgâr şiddet ve yön bilgilerinden hareketle hazırlanmamalı, çeşitli atmosferik olaylar ve değişken birçok meteorolojik parametre gözetilerek değerlendirmeler sağlanmalıdır.

HALK SAĞLIĞI AÇISINDAN

İliç ilçesi Çöpler köyü Mevkiinde bulunan Altın Madenindeki üretim faaliyeti sonucu yerüstü ve yeraltı suyu ile gözlem kuyularında ölçülen parametrelerin ilgili mevzuatlara uygun olduğu ve atık yönetiminin bilimsel literatür yöntemlerine uygun olduğu saptanmıştır. Üretimden kaynaklanan atık sular bir baraj niteliğinde olan ve altı geçirimsiz tabaka ile kaplanmış havuzda (Atık Depolama Tesisi) birikmekte, çevre yeraltı suları ölçümleri ile kontrol edilmektedir. Tasarım parametreleri ve izleme yöntemleri uygun olduğu sonucuna varılmıştır. Ancak aynı numunelerin ikinci bir akredite laboratuvara gönderilerek sonuçlarının çapraz kontrole tabi tutulmasının daha uygun olduğu düşünülmüştür. Çöpler Anagold altın maden sahası çevresinde 13.02.2024 tarihli heyelan sonrasında toprak kayması sonucu çeşitli Bakanlık ve kurumların yoğun tedbirler aldığı saptanmıştır. Bu tedbirler sayesinde oluşan risklerin kontrol altına alındığı; buna bağlı olarak yer üstü ve yer altı su analizleri ile hava kalitesi analiz sonuçlarına göre insan sağlığını mevcut durumda tehdit eden bir durum saptanamamıştır.

KİMYA MÜHENDİSLİĞİ AÇISINDAN

Kimya mühendisliği açısından değerlendirilebilecek konu evaporatör kullanımı ile ilgili kısımdır. Bu konudaki görüşüm evaporatör kullanımının zorunlu olmadığı. Su yönetimi için diğer ileri atık su arıtma tekniklerinin kullanılabileceği yönündedir.

RAPORDA İMZASI BULUNANLAR

Raporda imzası bulunan bilirkişiler şöyle:

Prof. Dr. Abdulkadir Cüneyt Aydın, Prof. Dr. Serhat Vançelik, Prof. Dr. Murat Erdemoğlu, Prof. Dr. Bahar Kocaman, Prof. Dr. Ümit İncekara, Prof. Dr. Nafiz Maden, Prof. Dr. Alper Nuhoğlu, Prof. Dr. Erhan Çalışkan, Prof. Dr. Ekrem Kalkan, Prof. Kerim Aydıner, Prof. Dr. Selçuk Alemdağ, Doç. Dr. Zeynel Öztürk, Doç. Dr. Özlem Tunç Dede, Doç. Dr. Gül Şimşek ve Dr. Öğr. Üyesi Veli Yavuz


Haber Kaynağı : 12punto

İliç Erzincan İliç bilirkişi raporu Sedat Cezayirlioğlu siyanür