CHP Sözcüsü Yücel: Telef olacak söylemleri şiddetin zeminini hazırlamıştır
CHP Sözcüsü Deniz Yücel, CHP lideri Özgür Özel'e yapılan saldırıya ilişkin olarak, "Yakın geçmişte; 'Senin de mezarını kazarlar' , 'Bu yolda bakalım kaç CHP’li telef olacak' söylemleri, genel başkanımıza yönelen şiddetin zeminini hazırlamıştır. Bununla birlikte iktidar adalet sistemini yamalı bohçaya çevirmiştir" dedi.

CHP Sözcüsü Deniz Yücel, CHP lideri Özgür Özel'e yapılan saldırıya ilişkin olarak toplanan MYK sonrası açıklamalarda bulundu.
Deniz Yücel'in açıklamasından satır başları şu şekilde:
"DAHA ÇOK CHP'Lİ TELEF OLACAK DİYENLER BU ALÇAKÇA SALDIRIYI GERÇEKLEŞTİRENLERE CESARET VERMİŞLERDİR"
"Siyasetin kirli dili, dün Genel Başkanımız Sn. Özgür Özel’e yapılan alçakça bir saldırıyla kendini gösterdi.
Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’e yönelen saldırı, iktidarın ülkemizde hâkim kılmaya çalıştığı, toplumu kamplaştıran, kutuplaştıran, düşmanlaştıran, muhalefeti ve muhalefet partisi liderlerini hedef gösteren siyasi ikliminden bağımsız değerlendirilemez.
Türkiye’nin birinci partisinin Genel Başkanını her fırsatta hedef gösterenler, siyaseti meşru zeminden çatışma alanına çekmeye çalışanlar, 'daha çok CHP’li telef olacak' diyenler bu alçakça saldırıyı gerçekleştirenlere cesaret vermişlerdir.
Bu saldırı münferit bir olay olarak kabul edilemez. Türkiye’nin birinci partisinin genel başkanına saldırmak, partimizin temsil ettiği halk iradesine saldırmak demektir. Genel Başkanımıza yönelen bu yumruk, aslında demokrasiye, yaşam hakkına, hukuka, barışa, birlikte yaşama kültürüne yönelmiştir.
Yakın geçmişte; 'Senin de mezarını kazarlar', 'Bu yolda bakalım kaç CHP’li telef olacak' söylemleri, genel başkanımıza yönelen şiddetin zeminini hazırlamıştır. Bununla birlikte iktidar adalet sistemini yamalı bohçaya çevirmiştir.
Toplumda cezasızlık algısını yaymış ve bunu destekleyen yasaları, siyasi partilerin ve meslek örgütlerinin tüm itirazlarına rağmen 'yaptım oldu' anlayışı ile çıkarmıştır. İki evladını öldürmekten hüküm giyen bu saldırgan, şayet bu kadar kısa sürede tahliye olup toplum içerisinde elini kolunu sallayarak dolaşabiliyorsa ve Türkiye’nin birinci partisinin Genel Başkanının burnunun dibine kadar gelebiliyorsa, işte orada ülkenin adalet sisteminde de, infaz sisteminde de büyük bir sorun vardır.
Bir ülkede iktidar partisi tarafından 9. kez yargı reformu yapılıyorsa, İnfaz kanunu 20 senede 42 kez değiştiriliyorsa ve bunlara rağmen ana muhalefet partisinin genel başkanı, iki evladını öldürüp de 16 sene hapis yatıp da tahliye olan bir eski hükümlü tarafından saldırıya uğruyorsa o ülkede ne ıslahtan ne infazdan ne de adaletten söz edilebilir.
"AKP İKTİDARININ EKONOMİ POLİTİKALARI HAYATA DAHA DA ZORLAŞTIRIYOR"
Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanlığı koltuğunda oturmak, hiç şüphesiz ölümü göze almaktır.
Bizler oturduğumuz koltukların, taşıdığımız sorumluluğun farkındayız.
Çıktığımız yolun ne kadar zor, engebeli ve tuzaklarla dolu olduğunu bilincindeyiz.
Ancak herkes bilsin ki; bu tip saldırılar bizlere milim geri adım attırmaz, korkutmaz.
Cesaretimizin kaynağı halk iradesidir, kalkanımız milletimizdir.
1 Mayıs’ta emekçilerimizin yerlerde sürüklendiği, emek ve emekçinin meydanlardaki sesine ses olanların gözaltına alındığı, Kirli ellerini, İstanbul’un muhafızlarının eşine, çocuğuna, çocuğunun kumbarasına kadar uzattıkları, Cumhurbaşkanı koltuğunu sallayan Ekrem Başkanın korkusundan 'telef olursunuz' diyebilecek kadar çirkinleştikleri, Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’e alçakça bir saldırının gerçekleştiği bir haftayı geride bıraktık.
Haksızlıklar, hukuksuzluklar, baskı ve zulüm artarak devam ederken, AKP iktidarının ekonomi politikaları hayatı daha da zorlaştırıyor. AKP iktidarında hayat pahalılığı, ekonomik istikrarsızlık, enflasyon karşısında eriyen ücretler, AKP Türkiye’sinin bir gerçeği haline geldi. Bu bozuk düzenin mimarı ise itibardan tasarruf olmaz diyen, tasarrufu kamu kurumlarından, şatafatlı yaşamlarından değil de, işçinin, emekçinin, emeklinin, memurun alın terinden yapan 23 yıllık AKP iktidarı…
"MİLYONLAR 'BUGÜNÜ DE ATLATTIK, YARINA ALLAH KERİM' DİYE DİYE ÖMÜR GEÇİRİYOR"
Türkiye; evinden 25 kilo külçe altın ve milyon dolarlar çıkan daire başkanlarının, yurtdışına 60 kilo altın kaçıran özel kalem müdürlerinin, evlerinden para sayma makineleri, ayakkabı kutuları çıkan, kollarında rüşvet saatleriyle dolaşan, evdeki paraları sıfırla diyen tapelerin sahibi bir avuç siyasetçi ve yandaşların ülkesi olduğu kadar;
Haftadan haftaya değişen fiyat etiketleri karşısında; 22 bin lira maaşla geçinmeye çalışan asgari ücretlilerin, 14 bin lirayla hayata tutunmaya çalışan emeklilerin, ektiği ürünün maliyetini dahi çıkaramayan çiftçilerin, elektrik, su ve doğalgaz faturalarına, mutfak masraflarına gücü yetemeyen, ay sonunu getiremeyen milyonlarca dar gelirlinin de ülkesi…
Belli bir kesim dünyalıklarını yapmış, sülalesinin geleceğini garantiye almış, koltuklarından hiç kalkmayacakmış gibi, gerine gerine gününü gün ederken, milyonlar 'bugünü de atlattık, yarına Allah kerim' diye diye ömür geçiriyor…
Haksızlığı ve hukuksuzluğu bir yönetim şekli haline getiren AKP iktidarı, demokrasiden her geçen gün daha da uzaklaşarak çarşıdaki, pazardaki, mutfaktaki yangına da adeta odun atıyor.
Faiz sebep enflasyon sonuç diyenler, hukuksuzluğun sebep, ekonomik çöküşün sonuç olduğunu,
19 Mart hukuk darbesinin sebep, Merkez Bankası’nın 52,5 milyar dolarlık yanan rezervinin sonuç olduğunu görmüyorlar mı?
19 Mart hukuk darbesinin yarattığı siyasi dalgalanmanın sonucu vatandaşlarımız yine çaresiz bir şekilde kredi kartlarından temel ihtiyaç alışverişlerine yöneldi.
Tabloya bir göz atacak olursak; Merkez Bankası politika faizini yüzde 42,5’ten yüzde 46’ya çıkardı.
Ardından ihtiyaç kredisi faizleri yüzde 6’ya kadar yükseldi.
Ancak, Kasım 2024’te yapılan düzenleme sayesinde kredi kartı faiz oranları hala sabit ve bu artıştan etkilenmedi. Haliyle vatandaş geçimini kredi kartından sağladı.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, 11 Nisan haftasında bireysel kredi kartı borcu toplamı ilk kez 2 trilyon lirayı geçti. Aynı haftada kredili mevduat hesabı borcu toplamı ise 522 milyar lirayı aşarak yarım trilyon sınırını geçti.
19 Mart’tan itibaren ihtiyaç kredisi faiz oranları sürekli arttı.
17 Mart’ta yüzde 4,69 olan aylık faiz,
24 Mart’ta yüzde 5,19’a,
14 Nisan’da yüzde 5,29’a,
21 Nisan’da ise yüzde 5,44 seviyesine çıktı.
Vatandaşa geçinebileceği bir maaşı çok gören, yüksek faizlerden dolayı ihtiyaç kredisi şansı tanımayan, vatandaşa faizlerden faiz beğendiren AKP hükümeti sebep, kredi kartı kullanımlarının rekor seviyelere çıkması ise kaçınılmaz sonuç oldu.
Diploma iptaliyle başlayan hukuksuzluklar silsilesi, kanal İstanbul yağmacılığına dur diyen bürokratların tutuklanmasına kadar devam etti..
Hukuk olmayan bir ülkede her şey teker teker çöküyor…
Bağımsız ve tarafsız yargıyı siyasetin elinde oyuncak haline getirenlerin Ekrem İmamoğlu korkusu da günden güne artıyor.
Hiçbir dayanağı bulunmayan asılsız iddialarla, şaibeli gizli tanık beyanlarıyla tutuklanan Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarının yargılama sürecindeki hukuksuzluklar, tarihe birer “utanç vesikası” olarak geçecek.
İlk andan itibaren her bir aşamasında ayrı bir hukuksuzluğa tanıklık ettiğimiz bu 'yargılama tiyatrosu' milletimizin vicdanında meşru değildir…
'Gördüm, duydum' dedikodusu yapan “gizli tanıklarla” yola çıkan talimatlı yargı, bu bomboş dosyayı doldurma telaşı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bir operasyon daha düzenledi…
Yaratmaya çalıştıkları algının bir parçası olarak yine şafak vaktinde evlere baskın yapıldı.
Sayın Ekrem İmamoğlu’na ve yol arkadaşlarına yaptıkları yetmedi, ailesine, eşine dostuna varacak kadar, evladının kumbarasına el koyacak kadar çirkinleştiler.
İstanbul’un temeline dinamit koymakla eşdeğer bir ihanet projesi olan Kanal İstanbul Projesi’ni sinsi sinsi başlatanlara 'dur' diyen İSKİ yöneticilerini hedef aldılar.
Akıllarınca İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni fiili olarak çalışamaz hale getirecekler…
Kurdukları kumpaslarla, bir yandan İstanbulluları hizmetsiz bırakacaklar, bir yandan da bu kadim kenti yağmalayacaklar…
"SANAL İYİLİK TABLOLARI İLE ÖRTÜŞMEYEN GERÇEKLERİ ARTIK GÖRÜN"
Hukuktan saparak, zorbalığa başvuranlar, CHP’yi, Ekrem Başkanı ve bürokratlarını susturacaklarını, geri adım attıracaklarını zannediyorlar… Ancak hukuksuzluktan gözü dönmüş AKP iktidarına rağmen, halka hizmet hız kesmeden devam edecek…
Talimatlı yargınızla, muhalif kesim üzerinde sopa olarak kullandığınız tutuklamalarınızla, alnı ak başı dik yurtseverleri Silivri zindanlarına doldursanız da, bizi durduramayacaksınız.
Memleketteki bu hukuksuzluklardan, öğrencisinden sanatçısına, işçisinden esnafına herkes ama herkes etkilenirken,
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç gün aşırı 'Yargı bağımsızdır' diyor.
Yahu Sayın Tunç!
Sen “Yargı bağımsız” deyince bağımsız mı oluyor?
Önce soruşturma başlatan, sonra delil arayan, delil bulamayınca medya dedikodusu ve yandaşların iddialarıyla süreci devam ettirmeye çalışan savcılarla, yargı nasıl bağımsız olabilir?
Gerçek sorumluları yargı önüne çıkarmayan bir iktidar nasıl yargı bağımsız ve tarafsız diyebilir!
Bu ülkeye tam 35 yıldır hizmet veren yüksek yargı hâkiminin, Bolu Kartalkaya’da evladını kaybetmiş acılı bir babanın “Sorun aslında yargıya olan güven sorunu. Bugün yargıya olan güven yüzde 20'ler seviyesine indi” diyen feryadını duyun artık…
Bağımsız ve tarafsız yargı, yaşam hakkının teminatıdır.
Soma, Amasra, İliç, 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri, yeni doğan çetesi, Kartalkaya faciası….
Bu ülkede yargı önünde hesabı sorulmayan her felaket bir sonrakine zemin hazırlamıştır.
Bütün bunların sebebi de AKP’nin siyaseti, yolsuzluk ve usulsüzlükleri kapatmak için bir araç olarak kullanmasıdır. Sanal iyilik tabloları ile örtüşmeyen gerçekleri artık görün!
AKP iktidarı ülkede öyle bir usulsüzlük ve hukuksuzluk ağı ördü ki, televizyon programlarına konuk olan milletvekillerinin konuşacakları notlarına kadar müdahale ediyor.
Fahrettin Altun, AKP milletvekillerine televizyon programına katılırsanız “bunları söyleyin” diye sufle veriyor!
Açıkları o kadar çok ki, hiçbir konuyu, olayı ve yorumu, AKP’li milletvekillerin inisiyatifine, fikri muhasebelerine bırakamıyorlar.
Açık açık, milletvekillerine yalan söyleme talimatı veren Fahrettin Altun bakın neler diyor;
'KKTC, Halil Falyalı konusunda mümkünse konuya hiç girmeyin. Konu açılırsa FETÖ ve yabancı istihbaratın oyunu olarak değerlendirin.
1 Mayıs’ta Taksim’e gitmek isteyenlerin terör bağlantılı marjinal gruplar olduğunu söyleyin. Krimalleştirin! Bant meselesini gündemde tutun'
Boşuna demiyoruz, Dezenformasyonla Mücadele Merkezi değil Dezenformasyon Yayma Merkezi diye…
"Diplomamıza da, Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’na da, ülkemize de sahip çıkıyoruz!"
İşin içinden çıkamadıkları ne varsa FETÖ’ye bağlayan,
Yabancı istihbaratın oyunları diyerek yalanla dolanla geçiştiren,
Taksim’e çıkmak isteyen işçiyi, emekçiyi, halkı terörist diye yaftalayıp kriminalize edilmesi talimatı verenlere sesleniyoruz;
Haktan, hukuktan, adaletten bihabersiniz onu anladık, Allah’tan da mı korkmuyorsunuz!
Utanmıyor musunuz gencecik çocukları terörist gibi gösterip geleceklerini karartmaya!
'Bizden olmayana iftira atın' talimatı vermeye utanmıyor musunuz! Bunun meali budur değerli arkadaşlar…
Biz milletten aldığımız güçle ilerliyoruz, değerli arkadaşlar,...
Biliyoruz ki bu ülkedeki hukuksuzluklardan, adaletsizliklerden, günden güne derinleşen ekonomik sorunlardan mustarip olan milyonlar var...
Günden güne çoğalıyor, sesimizi daha da güçlü şekilde yükseltiyoruz...
7 Mayıs Çarşamba günü saat 20.30 da Beyazıt Meydanı'nda buluşuyoruz.
35 yıl önce alınmış diplomayı iptal ettirerek, iktidarını devam ettirmeye çalışanlara karşı İstanbul Üniversitesi önünde, üniversite gençliğimizle birlikte sesimizi yükseltiyoruz. Diplomamıza da, Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’na da, ülkemize de sahip çıkıyoruz!
Haber Kaynağı : 12punto
Çok Okunanlar

Mahkeme Atatürk fotoğrafı takmayı reddeden Teğmenin TSK’dan ihracını iptal etti

'Bu pazar seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?'

Teğmenlerin ihracına 'Evet' diyen Tümgeneral terfi etti

Hakan Çalhanoğlu Şampiyonlar Ligi'nde tarihe geçti

PKK terör örgütü fesih kararı aldı iddiası!

Sivas’ta iki kardeş vahşi şekilde öldürülmüştü

Temmuz'da emekliye sürpriz zam mı geliyor?

Büyük Ortadoğu Projesi ve Yeni Osmanlıcılık

TRT Genel Müdürü'nden Aybüke Pusat yorumu

Kulislerde “Ahbap-Çavuş yargısı” konuşuluyor: AKP ve MHP anlaştı
