Mezara götürdüğü en büyük sırrı: SADAT Başkanı Adnan Tanrıverdi ölmeden önce, Erdoğan’dan ne istedi
SADAT Kurucu Başkanı emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi öldü. FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başdanışmanı olan Tanrıverdi, TSK’yı sil baştan şekillendirdi. Nasıl geldi, neler yaptı? Hangi sırları mezara götürdü? Şimdi, hepsini konuşma zamanı…
Caner TAŞPINAR 12punto.com.tr
Araç, Maltepe'deki 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı önünde durdu.
Yolculuk boyunca komşusunu anlatmıştı, elbette öncesinde de…
Rakipleri sahada seçim çalışması yaparken, o Tugay Komutanı ile tanışmak istiyordu.
Komutanın odasına girdi, uzun yıllar sürecek olan “yoldaşlığın” ilk selamını vermiş oldu.
Türkiye’nin büyük bir değişime sürüklendiği dönemdi, yıl 1994’tü…
Onları bir araya getiren kişi, yani komşu, dönemin Samandıra Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, olacakları tahmin bile edemezdi.
Tek dileği partisinde yıldızı parlayan ismi, Tayyip Erdoğan’ı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı koltuğuna oturtmaktı.
Komutan da Erdoğan’ı heyecanla bekliyordu, sonuçta kendisine yakın bulduğu partinin adayıydı.
Her iki tarafın da mutlu ayrıldığı bir buluşma yaşandı.
O günkü görüşmede, taraflar yıllarca sürecek birlikteliğin ilk adımını attıklarını biliyorlar mıydı?
Bu sorunun yanıtı yok…
Biz en iyisi, o günden sonra, neler olduğunu anlatmaya başlayalım…
Tanışmadan sonra, Erdoğan belediye başkanlığı koltuğuna oturdu.
Tugay Komutanı ile bağını koparmadı, sohbetleri devam etti.
Peki, kimdi bu komutan?
1944 yılında, Konya’nın Akşehir ilçesinde doğdu.
İlkokul, ortaokul ve liseyi Akşehir'de bitirdi.
1962-1963 öğrenim yılında, bir yıl ilkokulda vekil öğretmen olarak görev yaptı. 1963-1964 öğrenim yılında bir yıl İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Zooloji bölümünde öğrenim gördü.
Zooloji bölümünden radikal bir kararla, 1964 yılında Kara Harp Okuluna girdi.
Aslında, Kara Harp Okuluna girmesiyle “hayatı” başlamış oldu.
Evet, Adnan Tanrıverdi’den bahsediyoruz. Tanrıverdi’yi bugüne getiren süreç, askerliğe girişiyle başladı.
TANRIVERDİ’DEN DERS ALAN KOMUTAN: ALKOLLÜ ORTAMLARDA BULUNURDU
1980 yılında Silahlı Kuvvetler Akademisini bitirdi. Sakarya’daki 2’nci Piyade Tümen Komutanlığı’nda İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Kurmay Başkan Vekilliği yaptıktan sonra Kara Harp Akademisi Öğretim Üyeliği görevine getirildi.
Adnan Tanrıverdi, Kara Harp Akademisi’nde eğitim verdiği sırada, ondan ders alan bir komutan ile görüştük. Sedat Peker’in videolarıyla gündem yarattığı dönemde, adı kamuoyunda tartışılan bu komutan, Tanrıverdi’nin “Bu hale geleceğini hiç düşünmediklerini” söyledi. “Neden” diye sorduğumuzda ise şu yanıtı verdi:
“Adnan Tanrıverdi, Kara Harp Akademisi’nde iken ondan ders aldım. O dönemde yapılan resepsiyonlara katılır, alkollü ortamlarda bulunurdu. Üstelik eşinin de başı kapalı değildi. Biz onun böyle biri olduğunu hiç bilmezdik.”
Tarınverdi, Kara Harp Akademisi’nin ardından Genelkurmay Özel Harp Daire Başkanlığı Lojistik ve Harekât Şube Müdürlükleri, Kurmay Başkan Vekilliği görevlerinde bulundu.
1992-1995 yılları arasında üç yıl görev yaptığı 2’nci Zırhlı Tugay Komutanlığı…
Yani, Tayyip Erdoğan ile tanıştığı dönem…
Adnan Tanrıverdi, Kartal’daki 2’nci Zırhlı Tugay Komutanlığı’nda, dönemin Refah Partisi adayı Tayyip Erdoğan ile görüşmüştü.
Başka neler yaptı, bunları da komutanlardan dinleyelim…
Eski Genelkurmay İstihbarat Bas¸kanı emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, 3 Eylu¨l 2012 tarihli Aydınlık gazetesine verdiği demeçte, Tanrıverdi için şöyle diyordu:
“Bu adam TSK’deki go¨rev yaptıgˆı su¨re boyunca dini kendi amac¸larına alet eden uygulamalar ic¸inde olmus¸tur. İstanbul Maltepe’deki (Kartal) Tugay Komutanlıgˆı sırasında kıs¸lanın ic¸ine dini sokmus¸, kendine orada bir grup yaratmaya c¸alıs¸mıs¸, kıs¸la ic¸inde toplu sihir namazları kıldıgˆına yo¨nelik gelen bilgiler dogˆrultusunda kızak bir go¨reve c¸ekilerek emekli edilmis¸tir.”
Tanrıverdi, İsmail Hakkı Pekin’in bu sözlerinin ardından açıklamada bulunup iddiaları reddetmişti.
‘ADNAN TANRIVERDİ MAĞDURUYUM’
Bir de emekli Tuğgeneral Ali Er var. Ali Er, konuk olduğu Halk TV’de kendisini “Adnan Tanrıverdi mağduru” olarak anlatmıştı. Tanrıverdi’nin Kara Harp Akademisi Öğretim Üyeliği yaptığı dönemde eğitim aldığını ifade eden Ali Er, şunları söylemişti:
“Ben kendisini tanıyorum. 82 yılında Harp Akademilerini kazanıp 85 yılında mezun olmuş biri olarak o kişinin ne mal bir adam olduğunu çok iyi biliyorum. Bu kişiler yüzünden kaç gencin Harp Akademilerinden atıldığının da şahidiyim. Benim bu konuda acı anılarım var. Ucu bana kadar dokunan bir dönemin insanıyım. Bizler de, birkaç arkadaş ‘daksilli’ mezunlardanız. Daksilin ne olduğunu gençler bilmezler, eskiden bilgisayar yoktu daktiloyla bir şey yazdığınız zaman ufak hata yaptıysanız daksille üzerini kapatıp üzerine tuş vurursunuz. Biz öyle mezunlardanız, ne olduğunu çok iyi biliyorum. Ve aynı üniformayı da taşıma şanssızlığından da utanıyorum. Bu kadar net söyleyebilirim, çünkü o dönemde de öyle masumane bir insan değildi, ama asıl sorgulanması gereken, bu kişinin Harp Akademilerinden sonra Özel Harp’e tayin olması, ondan sonra da generallik rütbesine layık görülmesidir. Bu kişi yüzünden 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı’nda kurmay subayların da ilk atandıkları dönemde ordudan ayrılmak zorunda olduğunun şahitleriyim. Çünkü biliyorum o arkadaşları. Ve maalesef o dönemde o kişiyi ne yaptılar, Kara Kuvvetlerinde Lojistik Başkanlığında bir yere alıp dört yılını tamamlamasını sağladırlar. Biliyorsunuz adamın ne yaptığını, bunların hesabını o dönemki komutanların vermesi lazım.”
Emekli Tuğgeneral Ali Er’e göre de Adnan Tanrıverdi kendisini 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı’ndan sonra açık eden icraatlar yapmıştı.
TANRIVERDİ’NİN MALTEPE İTİRAFLARI
Gelelim, Adnan Tanrıverdi’nin “yıldızının parladığı” döneme…
Kartal 2’nci Zırhlı Tugay Komutanlığı, Maltepe sınırları içerisinde bulunduğundan bu komutalıktan genellikle “Maltepe” olarak bahsedilir.
Biz de o nedenle Adnan Tanrıverdi’nin Maltepe itirafları diyelim…
Tanrıverdi, belki de faaliyetlerinin “doğruluğuna” inancı açısından, birçok konuda “itiraflarda” yani açık beyanlarda bulunuyor.
“Maltepe itirafları” bakımından da çok faydalı bir röportajı bulunuyor.
Adnan Tanrıverdi, 28 Şubat yıldönümü nedeniyle, 28 Şubat 2011 tarihinde FETÖ’nün kapatılan yayın organı Zaman gazetesinden Erkan Acar’a bir röportaj verdi.
Tanrıverdi bu röportajda, “kadrosuzluktan” emekliliğe giden süreçte, dosyasına yazılanları sıralıyor ve anlatıyor.
İlk olayla başlayalım; kurban kesimi…
Tanrıverdi şöyle diyor:
“Emekli olunca, albaylıktan emekli olmuş bir devre arkadaşım ile Üsküdar Şemsi Paşa Orduevi’nde karşılaşmıştım. Bana ‘Adnan Paşa, sen Tugay’da kurban kesmişsin, kurbanı keserken de bir din görevlisine sarık sardırıp dua ettirmişsin’ dedi. Bu arkadaşım o dönemde 1. Ordu Komutanı olan Kara Kuvvetleri eski Komutanı emekli Orgeneral Hikmet Köksal ile bir vesile ile görüşmesi sırasında ‘Adnan Paşa’yı niye emekli ettiniz?’ diye sormuş. Köksal Paşa da bir tatbikata giderken adet olarak kestiğimiz Kurban fotoğrafını göstermiş. O fotoğrafı ben çektirdim hatıra olarak. O resmi bulmuşlar. Bundan daha doğal bir şey olabilir mi?”
İşte Tanrıverdi’nin tartışılan kurban kesme fotoğrafı:
Tanrıverdi, Silahlı Kuvvetlerde önemli, büyük tatbikatlara çıkılırken kaza bela olmaması için kurban kesildiğini, bunun bir gelenek olduğunu söylüyor.
Peki, gerçekten öyle mi?
Bu konuyu bir emekli generale sorduk. Bu gibi uygulamaların dönem dönem yapıldığını fakat cübbeli, sarıklı bir tören yapılamayacağını, dışarıdan sivil kişilerin törene bu kişilere dualar okutulamayacağını söyledi.
Yine, Adnan Tanrıverdi’den devam edelim…
Tanrıverdi, bu geleneği “farklı” bir şekilde yerine getirdiğini itiraf ediyor:
“Ben sadece farklı olarak ilgim nedeniyle kurbanı kendim kesmiştim. Tugay’daki caminin asker imamını da dua yapması için çağırmıştım. O da dini kıyafetini giyip gelmiş. O kıyafet de kıyafet kararnamesinde imamın kıyafetidir, kararnameye aykırı değildir. Buna aşırı faaliyet demişler.”
Kurban kesimi olayı böyle…
Bir de “emekli olup bir siyasi partinin başına geçeceği” tartışması var.
Hatırlayın, Adnan Tanrıverdi, Kartal’daki 2’nci Zırhlı Tugay Komutanlığı’nda, dönemin Refah Partisi adayı Tayyip Erdoğan ile görüşmüştü.
Tayyip Erdoğan’la görüştüğü için mi bu “dedikodu” ortaya atılmıştı?
Tanrıverdi şöyle diyor:
“Kendi personelim arasında 1. Ordu Komutanı’na atfedilen, ‘Öyle generallerimiz var ki sansasyonel şekilde emekli olup belli bir siyasi partinin başına geçecekler’ diye bir söz de yayılmıştı. Yanlış ifadeler bunlar. Bakın emekli olalı on beş yıl oldu. Ama cazip teklifler gelmesine rağmen, herhangi bir partinin, üyesi ve aktif mensubu değilim.”
Evet, Tanrıverdi bu röportajın yapıldığı 2011 yılında hükümet içerisinde resmi bir görev almamıştı, fakat daha sonra, 2016 yılında en kritik koltuklarından birine oturdu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politika Kurulu Üyesi oldu.
Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği’nin (ASSAM) kongresinde yaptığı konuşmada, “Mehdi gelecek, ortamı buna göre hazırlamalıyız” sözleriyle tepki çekmişti. “Mehdi” açıklaması sonrası Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politika Kurul Üyesi Adnan Tanrıverdi, görevlerinden istifa etmişti.
Gelelim, Adnan Tanrıverdi’nin mezara götürdüğü sırlara…
2012 yılında, TSK’dan “irticai faaliyetler” nedeniyle atılan askerlerle birlikte SADAT’ı (Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.) kurdu.
15 TEMMUZ’DAN SONRA HAYATA GEÇEN SADAT’IN TSK TEKLİFLERİ
Adnan Tanrıverdi’nin yönetim kurulu başkanı olduğu Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASSAM) Harp Okulları’na giriş şartları arasından “irtica” hükmünün kaldırılmasına destek verip böylelikle FETÖ ve benzeri örgütlerin artık TSK’da örgütlenemeyeceğini öne sürdü.
SADAT’a yakınlığıyla bilinen ASSAM açıklamasında, “İddia edildiği gibi bu değişikliğin bazı kesimlerce TSK’yı ele geçirmesine fırsat sağlayacağı hususu tamamen gerçek dışıdır. Şayet iddia edildiği gibi irtica ile ilişkilendirilen yönetmelik maddesi bu gibi durumların önüne geçecek olsaydı bu millet 15 Temmuz darbe kalkışmasını yaşamamış olurdu” ifadeleri yer aldı.
Adnan Tanrıverdi, bir videosunda 15 Temmuz’dan getirdikleri tüm önerilerin uygulandığını şöyle anlatmıştı:
“Sunduğumuz Anayasa teklifimizdeki Silahlı Kuvvetler'in yeniden yapılandırılması ile ilgili tespitlerimizin aşağı yukarı tamamı 15 Temmuz’dan sonra kongreye girmiştir. Biz o zaman, Harp Okulları, Askeri Okulların tamamı Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmalı dedik, bağlandı. Jandarma Genel Komutanlığı’nın Genelkurmayla İçişleri Bakanlığı’na bağlansın dedik, bağlandı. Yüksek Askeri Şura’nın yapısı değişsin dedik, Askeri Yüksek Yargı kalksın dedik, o da gerçekleşti. Başkanlık sistemi gelsin dedik, o da geldi. Bu önermelerimizin tamamına yakını 15 Temmuz’dan sonraki yeniden yapılanmada gerçekleşti.”
İşte o video:
??SADAT 15 Temmuz’dan sonra ne yaptı?
— 12punto (@12puntocomtr) July 14, 2024
??12punto arşivi açtı ve darbe girişiminden sonra TSK’daki değişimi belgeledi https://t.co/tpciEXmDvO pic.twitter.com/fJcHiUgtZ3
EYALET SİSTEMİNİ SAVUNDU
Emekli askerlerin kurduğu ve “Gayri Nizami Harp” eğitimi verdiği SADAT’ın arşivinde neler var?
Adnan Tanrıverdi, yine yöneticisi olduğu ASDER ve ASSAM raporlarında “Eyalet sistemi getirilmelidir” demişti.
Tanrıverdi'nin Ocak 2015'teki "Çözüm sürecinin ulaştığı aşamada ASDER-ASSAM raporu" sunumunda yaptığı konuşmasında dikkat çeken ifadeler şöyle:
“Eyalet sistemi getirilmelidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin taşra teşkilatı ve devletin yönetim şekli tekrar düzenlenmelidir. Bu sistem hem Kürtlerin ve diğer etnik grupların özerklik isteklerini kaplayacak hem de devlete bağlılık ve aidiyet duygusunu artıracak şekilde oluşturulmalıdır. Her bakanlık kendine bağlı en fazla 6 veya 10 birimi layıkıyla sevk ve idare edebilir. 81 vilayet merkezden dirayetle yönetilemez.”
FETÖ KANALINDA “LAİKLİK ÇIKARILSIN” DEDİ
2004'te YAŞ kararları ile ordudan atılan 7 askerin kurduğu Adaleti Savunanlar Derneği’nin (ASDER) Genel Başkanlığı görevini de üstlenen Adnan Tanrıverdi, ASDER'in hazırladığı ve Meclis'e sunduğu Anayasa teklifi ile ilgili FETÖ’nün kapatılan yayın organı STV'ye açıklamalarda bulunmuştu.
Tanrıverdi, “Resmi ideoloji Anayasa'da olmasın, Anayasa'da laiklik ilkesi olmasın, çünkü bunlar hep inançlı insanların üzerine baskı olarak kullanılmış meseleler” ifadelerini kullanmıştı.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE KARŞI ÇIKIŞ
“İstanbul Sözleşmesi Öldürür” kampanyasına destek veren SADAT’çılar, sözleşmenin feshedilmesi kararının ardından ise destek açıklaması yayımlamıştı. Açıklamada “Huzurlu ve güçlü aile güçlü Türkiye diyoruz” ifadeleri yer almıştı.
SADAT 2023’Ü İŞARET ETMİŞTİ
Peki, Adnan Tanrıverdi’nin mezara götürdüğü sırlar ne?
SADAT’ın 2023 planı...
SADAT’ın 2023 seçim planı ayrıntılarını SADAT kurucusu emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi’nin oğlu ve bugünkü SADAT Başkanı Melih Tanrıverdi, 24 Haziran 2018 seçimlerinin ardından kaleme aldığı yazısında anlatmıştı.
Melih Tanrıverdi, SADAT’ın düşünce kuruluşu olan Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği'nin (ASSAM) sitesinde, 25 Haziran 2018 tarihinde yayımlanan “Türkiye Seçimini Yaptı” başlıklı yazısında, Türkiye’nin 2023 seçimlerine giden yoldaki hedefinin “ASRİKA” projesi olduğunu belirtti.
“2018 – 2023 Döneminde Ne Olacak?” diye soran Melih Tanrıverdi, şu değerlendirmeyi yapmıştı:
“1- Dünya Siyasetinde vesayet altında tutulan Müslüman coğrafyasının yani sessiz çoğunluğun kurtuluş ümidi olmaktan Doğal Lideri olmaya terfi edecektir.
2- Birleşmiş Milletler Örgütündeki dengeleri değiştirecektir.
3- İslam Ülkeleri Birliğinin ilk adımlarını atacaktır.
4- Barış ve Huzur ortamının tüm insanlığın hakkı olduğu gerçeğinden hareketle ASRİKA (Asya – Afrika) bölgesinde vesayet altına alınarak istikrarsızlaştırılan devletlere destek verecek ve dün adı Süper Güç olarak anılan Devletlerin korkulu rüyası olacaktır.”
NEDİR BU ASRİKA PROJESİ
SADAT Başkanı Melih Tanrıverdi, 24 Haziran seçimleri sonrası değerlendirmelerinde, 2023 seçimlerine giden yolda, ASRİKA projesini öne çıkaracaklarını ve AKP hükümetinin de ASRİKA projesine yoğunlaşacağını öne sürüyordu.
PEKİ, NEDİR BU ASRİKA PROJESİ
SADAT Başkanı Melih Tanrıverdi’nin babası, SADAT’ın temellerini atan Adnan Tanrıverdi, “28 Şubat’tan 15 Temmuz’a” kitabında ASRİKA projesini 28’i Asya, 28’i Afrika’da olan Müslüman ülkelerin ittifak kurması gerektiğini ifade ederek şöyle açıklıyordu:
“Halkın çoğunluğu Müslüman olan 60 devletin 28’i Asya, 28’i Afrika ve 4’ü Avrupa kıtalarında yer almaktadır. Avrasya ve Kuzey Atlantik ittifakı İslam coğrafyasına barış ve huzur getirmediği gibi, ihtilafların, çatışmaların ve iç savaşların asıl sebebi haline gelmiştir. Bu sebeple, İslam dünyasının Asya-Afrika coğrafyası “ASRİKA” mihverinde yeni bir ittifakın içine girmesi zaruret haline gelmiştir.”
ASSAM, 2017 yılından bu yana her yıl “ASRİKA Uluslararası ASSAM İslam Birliği Kongreleri" düzenliyor. Bu kongrelerde anayasa taslakları ortaya çıkarılarak ASRİKA’nın temel amaçları belirleniyor.
BAŞKENTİ: İSTANBUL, DİLİ: ARAPÇA, HUKUKU: ŞERİAT
Birinci ASRİKA Kongresi, 23-24 Kasım 2017 tarihinde “Geçmişten Geleceğe Yönetim Biçimleri” başlığıyla İstanbul’da toplandı. Kongrenin sonunda bir anayasa taslağı kaleme alındı. 63 sayfa ve 181 maddeden oluşan, Türkçe, Arapça ve İngilizce dillerinde hazırlanan “İslam Ülkeleri Konfederasyonu Anayasası” ile ayrı bir yönetim şekli, askeri gücü, yargısı, başkenti, bayrağı, dili olan “İslam Devletler Birliği” kurulması önerildi.
Bu anayasanın 6. maddesine göre, ASRİKA İslam Devletler Birliği’nin resmi dili Arapça, bayrağı, kırmızı-yeşil zemin üzerine beyaz ay ve milli devlet sayısı kadar yıldız, başkenti İstanbul/Türkiye olarak belirlendi. Madde 7’de ise “ASRİKA İslam Devletler Birliği’nin temel amacı; İslam şeriat ve akidesini hakim kılarak…” sözleriyle kurulacak birliğin şeriatla yönetileceğini ifade ediliyordu.
ORTAK PARA BİRİMİ: ASRİKA DİNARI
İkinci ASRİKA Kongresi 1-2 Kasım tarihlerinde “İslam Ekonomisi Ve Ekonomik Sistemler” başlığıyla İstanbul’da toplandı.
Bu kongrenin sonunda da ASRİKA projesinde yer alan ülkelerin ekonomisiyle ilgili kararlar alındı. Bu kararların bazıları şu şekilde:
-İslam ülkeleri arasında gümrük birliğinin tesisi, ortak pazarın kurulması, para birliğinin kabul edilmesi, birlik üyeleri arasında ticaret bölgelerinin kurulması,
-Zekat müessesine, ortak bir fon halinde devletlerin kontrolünde kurumsal bir hüviyet kazandırılması,
-Birliğe bağlı ticaret odasının, ticaret mahkemelerinin kurulması,
-İslami elektronik dinar para biriminin (ASRİKA Dinarı) oluşturulması…
Gazeteci dostum Ersin Eroğlu ile birlikte kaleme aldığımız “Gölge Ordu-SADAT’ın Sır Perdesi Aralanıyor” kitabında Adnan Tanrıverdi ile ilgili daha çok bilgiye ulaşabilirsiniz.
Haber Kaynağı : 12punto
İlgili Haberler
Çok Okunanlar
Hasan Arat'tan Fenerbahçe'ye Rafa Silva'lı 'Talisca' yanıtı
Ebru Baki Sözcü'den ayrıldı mı?
21 Kasım Perşembe maç programı: Bugün maç var mı, hangi maçlar var, saat kaçta?
UEFA Uluslar Ligi'nde Türkiye'nin rakibi kim olacak? Play-off maçı ne zaman?
Atatürk için 21 Kasım 1938'de yapılan resmi cenaze töreninin fotoğrafları
İUP maaşı ödeme tarihi ne zaman? İUP maaşları ne zaman yatacak?
Fenerbahçe En-Nesyri için Al-Nassr'den gelen rekor bonservisi reddetti
20 Kasım reyting sonuçları 2024: Annem Ankara, Kuruluş Osman, Leyla
Yenidoğan Çetesi üyesi Renas Kılıç'tan skandal itiraf
Bu akşam TV'de ne var? 21 Kasım Perşembe TRT 1, Kanal D, Star TV, Show TV, ATV