Özgür Özel: Yüzyılın en büyük iftira kampanyasıyla karşı karşıyayız
CHP Genel Başkanı Özgür Özel katıldığı canlı yayında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Kayyum kararını tanımadıklarını söyleyen Özel, mahkemeden bu konuda görevlendirilen Gürsel Tekin'i de partilerinden ihraç ettiklerini açıkladı.

CHP İstanbul Yönetimi'nin görevden alınmasının ardından genel merkezde Olağanüstü MYK toplantısına katılan Özgür Özel, toplantı sonrası Halk TV canlı yayınına katıldı.
CHP Genel Başkanı Özel'in, İstanbul'da 196 delegenin ve CHP İstanbul Yönetimi'nin görevden alınmasına ilişkin yaptığı açıklamalar şöyle:
"Bu 10. denemeydi. 10. denemede tutturdular diye özetleyeyim. Ankara'da altı, İstanbul'da dört tane dava var. Bu dava, dört davanın bir bileşimi. Ankara'da da altı davanın bir bileşimi bir dava yürüyor. Asliye Hukuk Mahkemelerine başvuruyorlar ve diyorlar ki, işte "İstanbul İl Kongresi'ni iptal edin." ya da "CHP'nin kurultayını iptal edin." ve "Tedbir kararı verin." Yani mahkemeyi daha görmeden, görevdekileri uzaklaştırın. Bunu bugüne kadar dokuz ayrı Asliye Hukuk Mahkemesi'nin başkanı reddetti.
Sebebi de şu, hatta bunu böyle bu konunun uzmanı hukukçular, hukukçu arkadaşlarım şöyle anlatıyorlar. "Bu davada tedbir kararı verilemez çünkü doğrudan sonuç doğurur. Şimdi, yönetimin uzaklaştırılmasını talep ediyorsun bir gerekçeyle, daha doğrusu yapılan kongrenin iptalini talep ediyorsun. İptal olursa yönetim uzaklaşacak. Sen bunu yapmadan ilk günden iptal et." diyorsun. Bunu dokuz mahkeme reddetti. 10'uncuda tutturdular. 11'incisini de bugün bir Akın Gürlek, bir birleştirme kararıyla yapmaya çalışıyor.
Yani o da diyor ki, "Nihayet tutturdunuz. Sürece ben de vaziyet ediyorum." deyip kendince, kendince baş kötü olarak bu kötülükten de benim haberim var. Dolayısıyla en baştakinin haberi var. Sayın Erdoğan'ın talimat ve direktifleriyle biz sizinle uğraşıyorduk. Nihayet bu kadar hukuksuzluğu kabul edebilecek bir asliye hukuk mahkemesi bulduk." deyip zil takıp oynuyor bugün."
"İSTANBUL'DAKİ BİR HAKİME BU KARARI ALDIRMIŞLAR"
"Ankara'da böyle bir hakim bulamadıkları için İstanbul'daki bir hakime bu kararı aldırmışlar. Bu durum, hukuk sistemi açısından tamamen bir kanunsuzluk hali olduğu için Anayasa Mahkemesi'ne de bu durum açısından tedbir talebiyle başvuracağız. Bunların hepsini teker teker yaparız." diyen CHP Genel Başkanı konuşmasına şöyle sürdürü:
"Ne sonuç doğuracak? Siyaseten Adalet ve Kalkınma Partisi'nin, eğer bu kararı onlarla birlikte savunacak olurlarsa, Milliyetçi Hareket Partisi'nin siyasete zarar göreceği, muhalefetin ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin birbirine daha sıkı sarılacağı bir siyasi sonuç doğurur bu. Bugüne kadar seçim sonuçlarını yargı yoluyla değiştirmeye çalışmak ne sonuç verdiyse, örneğin İstanbul'da Ekrem İmamoğlu'nun kazandığı ilk seçim iptal olduğu gece, fark 13 bindi. 60 gün sonra yapılan seçimlerde fark 806 bine çıktı. Millet sevmiyor böyle şeyleri. O yüzden siyaseten son derece güçlü olan ve güçlenmekte olan pozisyonumuzu tahkim eder bu.
Ama hukuken neler olacak, o tartışmanın detaylarını hukukçulara bırakmayı tercih ederim. Ama biz ne yapacağız derseniz, biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak hukuken yapılması gereken her adımı atacağız. Hukukçu arkadaşlar bakıyorlar. Örneğin, mahkemeye itiraz edilecek elbette. Mahkemenin kararına istinafta itiraz edilecek elbette. Ama bir yandan bu mahkemenin yaptığı bu iş Türkiye'de seçim hukukunu askıya alıyor.
"Bu açıdan Yüksek Seçim Kurulu'na ve yine bu mahkemenin aldığı karar Türkiye'de, bir asliye hukuk mahkemesi, İstanbul'daki bir asliye hukuk mahkemesi. Bundan önceki bütün asliye hukuk mahkemeleri hep ne yaptı? Gelen davayı görevsizlikle dedi, Ankara'ya yolladı. Çünkü siyasi partilerin genel merkezleri Ankara'dadır. İllerin tüzel kişilikleri yoktur. Siyasi partilerin ve onların illerdeki yönetimlerinin aleyhine açılan davalar Ankara'da görülür."
"GÜRSEL TEKİN'İ PARTİDEN İHRAÇ ETTİK"
Olağanüstü MYK toplantısında durum ile ilgili ne kararlar aldıklarına dair sorusuna yanıt veren CHP Genel Başkanı Özgür Özel, mahkemenin verdiği kararın yok hükmünde olduğunu vurgulayarak mitinglere devam edeceklerini ifade etti.
Özel, mahkemenin vereceği olası bir 'mutlak butlan' kararı için 'denemesi bedava' açıklaması yaptı ve 'sonuçlarına katlanırlar' ifadelerini kullandı.
Kayyum olarak atanan Gürsel Tekin hakkında da konuşan CHP Lideri Özgür Özel, daha önce istifa ettiğini söyleyen ancak herhangi bir dilekçe vermediği ortaya çıkan Tekin'i partiden ihraç ettiklerini söyledi.
Öte yandan Özel, görevi kabul edecek olanları da partiden ihraç edeceklerini şöyle ifade etti:
"Özgür Çelik, İstanbul İl Başkanımızdır. Görevinin başındadır, görevine devam ediyor. İsminden bağımsız olarak atanan kayyum heyetinden, görevi kabul edeceğini anladığımız, açıklaması o yönde olan kişiyi partiden ihraç ettik. Kendisini tedbirli şekilde, yani karar alındığı an parti üyeliği sona eriyor. Tedbirli şekilde Yüksek Disiplin Kurulu'na verdik ve partiden ihraç ettik.
Bu, Gürsel Tekin olsa olur, bir başka isim olsa olur. Bu saray düzeninin, bu yargı kumpasına "Ben görev yaparım." diyen diğer dört arkadaşın açıklamalarını bilmediğimiz için onlar çok yakın takibimizde olan partililerimiz, geçmişte ilçe başkanlığı görevleri yapmışlar. Eğer onlar "Biz görevi kabul ediyoruz." derlerse onlar da ihraç edilecek."
"SINIRLARI ÇİZİLMİŞ BİR MUHALEFET OLARAK OTURACAĞIMA, MÜCADELEMİ YAPARIM"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisini Ankara'da siyaset yapmaya çağırması hakkında konuşan CHP Genel başkanı şunları söyledi:
"Bana diyor ki, "Ankara'ya git, partinin başında otur." Bu ne demek? Anadolu'yu gezersen seni partinin başından indiririm. Beni tehdit ediyor. Beni partinin başından indirmekle tehdit ediyorlar. Ben de onlara diyorum ki, 'Partinin başında, sizin dediğiniz gibi, tarif edilmiş bir muhalefet olarak, sınırları çizilmiş bir muhalefet olarak oturacağıma, mücadelemi yaparım, hadi gelin indirin.' İndirirsen millet kimi indiriyor görürüz."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisini Ankara'da siyaset yapmaya çağırması hakkında konuşan CHP Genel başkanı şunları söyledi:
"Bana diyor ki, "Ankara'ya git, partinin başında otur." Bu ne demek? Anadolu'yu gezersen seni partinin başından indiririm. Beni tehdit ediyor. Beni partinin başından indirmekle tehdit ediyorlar. Ben de onlara diyorum ki, 'Partinin başında, sizin dediğiniz gibi, tarif edilmiş bir muhalefet olarak, sınırları çizilmiş bir muhalefet olarak oturacağıma, mücadelemi yaparım, hadi gelin indirin.' İndirirsen millet kimi indiriyor görürüz."
MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye yönelik olumlu ifadelerinin hatırlatıldığı soruya CHP Genel Başkanı Özgür Özel şunları söyledi:
"Şimdi, ben Devlet Bey'e, "Bırak AK Parti'yi, birlikte koalisyon olalım." demiyorum. Ben Devlet Bey'e, "Demokratikleşme ile ilgili ihtiyaç duyulursa birlikte adım at..." Ben AK Parti'yle de birlikte demokratikleşmeye... AK Parti'nin demokratikleşme kaygısı olmadığı için ve demokratikleşme ile ilgili yapılabilecek iyi şeyleri bırakın, mevcudu bozduğu için, "MHP'nin böyle bir şeyi varsa MHP'yle dahi birlikte olabiliriz." dedim. Devlet Bey bunu sanki "Efendim, işte AK Parti'yi bırak, birlikte siyaset yapalım. Siyasette birlikte olalım." gibi algılamak istemiş. Onun üstünden AK Parti'yle kendince nikah tazeliyor."
"KOMİSYONDAN ÇIKMAMIZ AKP'NİN İŞİNE YARAR"
Operasyonlar nedeniyle Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'ndan CHP'li üyelerin çekilip çekilmeyeceği yönündeki soruya yanıt veren Özel, komisyonda çıkmalarının en çok AKP'nin işine yaracağını söyledi.
"Ben bu komisyona bizim arkadaşlara operasyon yapılmasın, bırakılsın, bilmem ne şartıyla girmedim ki... İşte operasyon oldu ya da "Bak, daha bırakmadılar, şimdi buradan çıkasın." Bu komisyon 18 Mart gününde kurulsaydı darbe sürecinden önce, girmeyecek miydik? O yüzden, sapla samanı, elmayla armudu ayırmak lazım birbirinden." diyen Özel, soruya şöyle yanıt verdi:
"Meclis, AK Parti'nin, MHP'nin mülkü değil. Meclisin komisyonuna girince onların bir yerine girmiş olmuyorsun. Milletin bir yerine gelip de verdiği görevi yapıyorsun. Milletin sana verdiği yetki doğrultusunda. Ama girerken dedim, şunu söyledik. "Biz burada anayasa konuşmayız." dedik. Önce bir sürü tartışma oldu.
Sonra, hatta o zaman Cumhuriyet'in manşetiydi. Her partiden kutuyu koymuş. Her parti ilk gün "Bu meclisin, bu komisyonun anayasa konuşmayacağını, anayasayı değiştirmeye çalışmayacağını" taahhüt ettiler. Altını çizdiler. Biz de memnuniyetimizi ifade ettik. Yine bu meclisle ilgili, sadece "Terörsüz Türkiye" noktasında... "Terörsüz Türkiye evet ama terörsüz ve demokratik Türkiye." dedik. Komisyonun adına "demokratikleşme", "demokrasi" kelimesinin konmasını istedik ve sağladık. Şimdi, bu perspektiften ilerlerken, burada Cumhuriyet Halk Partisi'nin bu komisyonda olmamasını isteyen, en çok isteyen biri var, o da Recep Tayyip Erdoğan."
"İKTİDARIN TEK HEDEFİ İMAMOĞLU'NUN ADAYLIĞINA ENGEL OLMAK"
İktidarın temel hedefinni Ekrem İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanlığı Adaylığı'na engel olmak olduğunu ifade eden Özel, şu sözleri sarf etti:
"Buna direndiğim için beni de partinin başından atmaya çalışıyor, uzaklaştırmaya çalışıyor. Diyorum ki, "Gel, hani sen, arzu ettiğin şartları yapmak için hukuku bu kadar ayaklar altına alma. Şartları biz sağlayalım sana. Birimiz aday olmayacağımızı söyleyelim, birimiz genel başkanlığı bırakalım seçime kadar." Ama seçime kadar otobüsün üstünden inmem. Ona da söz veremem. Yani, ben genel başkanlık, genel başkanlık unvanını bırakırım ama kampanyayı yaparım yani."
"BAŞSAVCININ YAPTIĞI SUÇ"
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'in Adli Yıl Açılış töreninde İBB'ye yönelik soruşturmayı "100 yılın en büyük yolsuzluk dosyası." olarak tanımlamasına yanıt veren Özel, şunları söyledi:
"Bu açıklamayı yapması Adalet Bakanlığı'nın 152'ye taksim bir nolu genelgesinde, bu açıklama için HSK'den izin alması gerekiyor. İzin almış mı? İzin yok. İki, diyelim ki almış. HSK'nin 33 nolu genelgesine göre basın açıklamasının kamuoyunun, kişinin suçlu olduğuna ilişkin kanaati uyandıracak ya da hakim veya mahkemelerin olayları değerlendirmesinde ön yargılı davranmalarına sebep olacak mahiyette olmaması gerekir diyor. Eğer bir başsavcı, açıklama yapacaksa "Bizden izin alacak. Yaptığı açıklama kişilerin suçlu olduğuna ilişkin kanaat uyandıracak ya da hakim ve mahkemelerin olayları değerlendirmesinde ön yargılı davranmalarına sebep olamaz." Yani daha iddianame yazılmamış, yargılama başlamamış, deliller tartışılmamış, tanıklar dinlenmemiş, savunma yapılmamış. Son gün, mahkeme başkanının ve heyetin kanunla ve vicdanla verecekleri kararı şimdiden ilan ediyor."
Gürlek'in "Bizde sadece tanık beyanıyla tutuklu kimse yok, beyanı delillendirmeden tutuklamıyoruz. Varsa öyle birisi, söyleyin hemen ertesi gün tahliye edelim." ifadeleri hakkında sorulan soruya da yanıt veren Özel,
"Şu kadarını söyleyeyim; ilk önce işte Çınar'dı, Meşe'ydi, Ladin'di falan üç tane odunun ifadeleriyle gizli tanık. Sonra o olmadı, milleti iftiracı yaparak. Ama Anayasa Mahkemesi diyor ki, "Gizli tanık beyanıyla tek başına olmaz. Birisinin sadece itirafçılık beyanıyla olmaz, somut delille destekleyeceksin." Nerede somut delil? Bir kör kuruş ispatlayabildin mi bugüne kadar? O yüzden, ha yarın öbür gün o delilleri koyacak, iddia ettiği "Bu delildir" diyecek, o delilleri de tartışacağız. Vaktiyle bir MASAK raporu çıkardı. Ne oldu şimdi? Şimdi MASAK raporu diyen var mı? Peçete oldu gitti hepsi birden. Son MASAK raporunun, olanların dört katını dört kere tekrar ettiğini, ne dediler? "Yapay zeka yaptırdık, ondan yanlış çıktı" dediler. İlk MASAK raporunda arkadaşlarımız açısından bir liralık bir usulsüzlük saptanmadı. O yüzden tamamen yalan atıyor ve bu süreci çok haksız şekilde yürüttü."
İBB soruşturmalarında tutuklanan isimlerin ailelerinden uzaktaki cezaevlerine sevk edilmesini hatırlatan Özel, şunları söyledi:
"Buradan o Akın Gürlek'e soruyorum. Kocaeli'ne sürdün Fatih Keleş'i. Bir gün bir arabayla aldın getirdin Çağlayan Adliyesi'ne. Bir odaya girdiniz. Bir başsavcı, üç savcı, Fatih Keleş. Avukat var mı? Yok. Ne yapıyorsunuz siz o odada? O odada yapılanın adı nedir? Avukat olmadan "Biz seni" diyorlar "sorguya çağırmadık." Demiş ki "Avukatımı istiyorum." Diyor ki "Biz seni sorguya çağırmadık, sohbete çağırdık." Peki Akın Bey, sen sohbete Kocaeli'nden getirirken o yolda trafik kazası olsa, Fatih Keleş'in başına bir şey gelse, "E sohbete geliyordu, vefat etti" mi diyeceksin ailesine, anasına, babasına, eşine, çocuğuna? Olacak iş mi? Hangi hukukta yazıyor? Olacak iş mi? Diyor ki, "İtirafçı olmaya zorlamak yok."
"YÜZYILIN EN BÜYÜK HAYSİYET CELLATLIĞIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ"
"Bu yüzyılın en büyük haysiyet cellatlığıyla karşı karşıyayız. Yüzyılın en büyük iftira kampanyasıyla karşı karşıyayız. Yüz yıl boyunca unutulmayacak ama hesabı da öbür dünyaya kalmayacak, bu dünyada da görülecek bir büyük saldırının altında." diyen Özel, İmamoğlu'nun Atatürk'ün partisini iktidar yapacağı için cezaevine atıldığını ifade ederek şunları söyledi:
"Ekrem İmamoğlu, öyle Beylikdüzü'nden çıkmış gelmiş herhangi bir siyasetçi falan değil. AK Parti'yi otuz sene sonra, AK Parti'nin elinden İstanbul'u alan, "İstanbul'u kaybeden Türkiye'yi kaybeder." sözünü Tayyip Erdoğan'ın zihninde çınlatan, İstanbul'u üç kere üst üste kazanan, Tayyip Erdoğan'ın gösterdiği hiçbir adayın yenemediği, dört kez Tayyip Erdoğan adaylarını yenmiş birisini, Türkiye Cumhuriyeti'nin işte 102. yılında, bilemedin 103. yılında, bilemedin 104. yılında yeniden Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı yapıp Atatürk'ün partisini iktidar yapacak."
"Bu sebepten dolayı içeri alındı, atıldı Ekrem İmamoğlu. Ekrem İmamoğlu'nun suçu Erdoğan'ı yenme suçudur. Ekrem İmamoğlu'nun tutukluluk gerekçesi, bu suça yeniden teşebbüs edecek olmasıdır. Ekrem İmamoğlu'nun "suç örgütü" diyor ya, o suç örgütü dediği, onun Erdoğan'ı yenme suçunu işlerken onunla birlikte iyi belediyecilik yapan arkadaşlarıdır ya da onunla birlikte çalışan bürokratlarıdır. Bunu bilmeyen kendini kandırır. Bu kadar net durum."
MHP VE AKP'NİN İTTİFAKI ÜZERİNE ÇARPICI AÇIKLAMALAR....
"Cumhur İttifakı 15 Temmuz günü sokaklarda kuruldu diyor değil mi? 15 Temmuz akşamı MHP'nin yaptığı açıklama ortada. "Hiçbir ülkücü sokağa çıkmayacaktır. Asla polisle asker çatışmayacak, partimin mensupları taraf olmayacaktır." Hala duruyor sitesinde. Ben 15 Temmuz'da bu partiye herkesi toplayan, meclisi açma kararını savunan, darbeye karşı... 15 Temmuz akşamı sokaklarda kurulmuş. Asliye hukuk mahkemesinde kuruldu Cumhur İttifakı'nın temellerini attınız. 900 oyla Meral Akşener geliyordu, iktidar oluyordu partide, bir asliye hukuk mahkemesi kararıyla AK Parti'nin o zaman avukat, genç bir milletvekilinin aracılığıyla, sonra genel başkan yardımcısı da yaptılar, İzmir milletvekilinin aracılığıyla adım adım, tane tane biliyor, tarih biliyor bunları. Türkiye'de hukuk camiası bilmiyor mu? Hangi asliye hukuk taklasıyla parti içindeki iktidarlarını korudular da ondan sonra? O aracılığı mı sağladı yani? Ben anlamak için soruyorum. Biraz isim, ismi de düşünüyorum kim olabilir diye. Ya MHP'nin kongresini Anadolu'daki bir asliye hukuk mahkemesinin marifetiyle, Meral Akşener'in yaptığı tüzük değişikliklerini iptal ettirip MHP'nin gelmekte olan kongresini, seçimli kongresini iptal ettirip bu yönetimi MHP'nin başında tutan, İYİ Parti, Meral Akşener ve ekibinin de partiden ayrılması bir asliye hukuk mahkemesinin marifetiyle oldu. Buna da AK Partililer aracılık ettiler, sonra da MHP'yi iktidarlarına yedeklediler. Bunu bilmeyen mi var? AK Parti marifetiyle oldu diyorsunuz yani. Elbette. Bunu bilmeyen mi var? MHP'nin bunun diyetini ödemediğini bilmeyen mi var?"
İMAMOĞLU ADAY OLAMAZSA KİM ADAY OLACAK?
İmamoğlu'nun adaylık yolunun tamamen kapatılması ihtimalinde "Aday Mansur Yavaş mı olacak?" sorusuna Özel, İmamoğlu'nun seçilerek aday olduğunu hatırlatarak "En doğru aday kimse onu aday yapacağız. Anketlerde kim öndeyse aday o olacak" şeklinde yanıt verdi.
Adaylığı konuşulan Mansur Yavaş'ın İmamoğlu'nun yedeği değil teminatı olduğunu belirten Özel, ayrıca kendisinin aday olmayacağınız bir kez daha ifade etti:
"Şu kadarını söyleyeyim, en doğru adayı aday göstereceğiz. Tabii birtakım gazeteci arkadaşlarla soru cevap üzerine, sonra soru olmadan sadece cevap üzerinden yorumlar çok doğru değil ama çok net bir şey söyleyeyim. Birincisi, biz Ekrem İmamoğlu'nu, daha doğrusu ben partinin genel başkanı olarak, bir genel başkan partinin doğal adayıdır. Aday olursan ilan edersin, olursun. Bunda Türkiye'deki siyaset sistemi de, Türkiye'deki siyasi gelenek de buna müsait. Geçmişte bunun örnekleri de çok oldu.
Hatta parlamenter sistemde partinin genel başkanı milletvekili adayı olur, seçimi hangi parti kazanırsa onun genel başkanına hükümeti kurma görevi verilir. Bunu bu yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanı aday gösterdiği de oldu, aday göstermediği de oldu.
O yüzden de iki ihtimalin de olduğu bir yerde, ben adayın belirlenmesinde ya da kendisi aday olursa tartışmasız aday olabilen bir noktada olduğum için, objektif olamayacağı için bir faninin bu konularda, kendime baştan böyle bir kısıt koydum ve bu kurala da uyuyorum. Ben dedim ki, kendi adaylığımı, herkes bana çevrem de söyleyebilir, kendi adaylığımı bu partiye dayatmak yerine en doğru adayı belirlemenin teminatı olacağım."
CHP'nin seçim çalışmalarının 4-9 Eylül tarihleri arasında yeni bir aşamaya geçeceğinden de bahseden Özgür Özel şöyle konuştu:
"Program 4-9 Eylül haftası somutlanacak, sonra redaksiyon aşamasına geçecek artık yani üzerine. Ama ne zaman resmi kurultayımızı yapacağız bu olağan kurultayımızı, o kurultayı normalde üç gün yapıyorsak dört gün yapacağız.
Bir gün öncesinde yine tabii ki işin hukuken yapılması gereken adımları var. Yani madde madde okunuyor, varsa önergeler alınıyor, oylanıyor. O teknik kısmını da o gün halledeceğiz ve resmileşecek. Ama biz 4-9 Eylül'den sonra somutlanan alanlarda bunları konuşmaya başlayacağız. Yani beklemeyeceğiz ki aralık olsun kurultay şey olsun. Sanki 8 Eylül'de bir açıklama yapılacak gibi okumuştum. 8 Eylül gününde örgüt temsilcileri meclisi var.
Bunun doğal üyeleri önceki genel başkanlarımız, ben ama bütün il başkanlarımız, illerden oy oranımıza ve nüfuslarına oranlı bir takım şeyler, yani bir küçük kurultay çalışması içinde. 8 Eylül'de de önemli bir açıklama olacak. 9 Eylül daha sembolik bir gün tabii. Partimizin ikidir kuruluşu, hem 9 Eylül 23'te hem darbeden sonra açıldığı doğum günümüz, hem İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşu.
Bu anlamlı günde de daha sembolik, daha resmi, işte bir parti meclisi de toplayarak geleneksel olarak onu yapıyoruz biliyorsunuz. Hep birlikte Anıtkabir'e gideceğimiz, tabii bu şartlar altında bazı revizyonlar alabilir ama akşamına bir cumhuriyet konserinin olacağı bir güzel kuruluş haftasını planladık."
ÖZEL'DEN AZİZ İHSAN AKTAŞ RÖPORTAJINA TEPKİ
İtirafçı Aziz İhsan Aktaş'ın Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün portresi önünde televizyon kanalına röportaj vermesi hakkında da konuşan Özel, "Ben dönüp de Aziz İhsan Aktaş 380 ihale almış, bunların 80'ini CHP'li belediyelerden almış ki bunların da 50'den fazlası önceki dönemden kalan ve devam eden ihaleler ya da sonlandırılan ama parası ödenen ihaleler. 300 tane de AK Parti'nin yönettiği belediyelerden ve kurumlardan almış." diyerek şu ifadelerde bulundu:
"Bir AK Partiliye soru yok, CHP'lilerin hepsini içeri attılar. Kütahya Belediyesi Aziz İhsan Aktaş'la en çok çalışan belediye, onun dosyasını ayırıp Kütahya'ya yolladılar Alim Işık'ın dosyasını, ki doğrusu odur. Bakın doğrusu odur. Bugün de Adana dosyasının ayrılıp yollanması, Adıyaman dosyasının ayrılıp yollanması lazım. Yani ben çok ağır laflar işitiyoruz MHP'den ama Kütahyalı Alim Işık'ı da getirin Silivri'ye atın demem. Kütahyalı Kütahya'da, Kütahya'da bir suç işlediği iddia ediliyorsa orada yargılanmalıdır."
"En çok Alim Işık'tan çok çalışan birisi varsa o da Aydın Özlem Çerçioğlu'ydu, ona da ya AK Parti'ye katılacaksın ya hapse atılacaksın dediler, o da AK Parti'ye katılmayı tercih etti. Orada da yanlış anlaşılmasın, Özlem Çerçioğlu'nun yolsuzluğu vardır demiyorum. Aziz İhsan Aktaş'la çokça çalışmış. Aziz İhsan Aktaş'la çalışmak suçsa bu kadar AK Partili niye dışarıda? Yok, suç değilse bizimkiler neden içeride? Böyle bir durumdayız."
Aktaş ile röportaj yapan Nuray Başaran hakkında da konuşan Özel, şunları söyledi:
"O kişi, daha önce "İBB Medya A.Ş. tarafından 1300 tane cep telefonu alındı, Cumhuriyet Halk Partisi delegelerine dağıtıldı." denen, geçmişte gazeteci unvanını taşıyan bir müsvette, bir tane cep telefonunun Medya A.Ş.'den alınıp dağıtıldığı ispat edilmedi. Ama o yalanı köpürtüp köpürtüp anlattılar, şimdi o yalandan geçtiler. Şimdi söylüyoruz, "CHP bunu söylüyor, beni hedef mi gösteriyor?" E bu yalanı atan sensin. Bu yalanı atan sensin. Şimdi ben o kişinin programına bilmem nesine niye yapacağım yani? Gündemime, şu ağzımdan çıkan nefes israf."
Haber Kaynağı : 12punto
Çok Okunanlar

İddia: Ali Erbaş'ın yerine gelecek isim belli oldu

Özgür Çelik'e kayyum kararı aldıran Özlem Erkan kurultay delegesi çıktı

CHP'de olağanüstü toplantı sonrası İstanbul'a hareket

Özgürlüğüme kavuştuktan sonra da doğru bildiklerini söylemeye devam edeceğim

AKP'den istifa eden Birinci'den 'iletişim' eleştirisi

CHP'de kayyum şoku! Özgür Çelik'ten ilk açıklama

Özgür Özel'den istifa ve komisyon kararı!

Gürsel Tekin'den 'kayyum' kararı çıkmadan önce dikkat çeken hamle

Gazeteler, CHP İstanbul'a kayyum atanmasını nasıl gördü?

Mustafa Hoş: CHP'yi parçalama aşamasına geçildi
