Siyasi yasak isteniyordu: Özgür Çelik'in yargılandığı davada yeni gelişme

Ekrem İmamoğlu’nun 31 Ocak’ta İstanbul Adliyesi’ne ifade vermek üzere geldiği sırada yaşanan olaylarda, adliye önünde polise direnmekle suçlanan ve aralarında mahkeme kararıyla görevden alınan CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’in de yer aldığı 26 kişi ilk kez hakim karşısına çıktı. Çelik'in siyasi yasak istemiyle yargılandığı dava dava, 23 Şubat 2026 tarihine ertelendi.

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, CHP İstanbul Gençlik Kolları Başkanı Erdem Kara ve ilçe başkanları bugün Çağlayan Adliyesi’nde görülen davada hakim karşısına çıktı.

DURUŞMA İLK KEZ GÖRÜLDÜ

Tutuklu bulunan İBB Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun 31 Ocak’ta İstanbul Adliyesi’ne ifade vermeye geldiği sırada yaşanan olaylarda polise mukavemet ettikleri iddia edilen 26 kişi, bugün ilk kez hâkim karşısına çıktı. Yargılanan isimler arasında mahkeme kararıyla görevden alınan CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de yer aldı. Çelik, duruşmada savunma yaparak hakkındaki suçlamaları reddetti.

“SUÇLAMAYI KABUL ETMİYORUM”

Savunmasına “Hakkımdaki suçlamayı kabul etmiyorum” diyerek başlayan Çelik, sözlerine şu şekilde devam etti:

“Üç başlık altında savunma gerçekleştirmek istiyorum. Ben ve 25 arkadaşım neden buradayız? Hayatımda ilk kez hâkim karşısına çıkıyorum. CHP İl Başkanı seçildiğim gün yolumun mahkeme salonlarına düşeceğini biliyordum. Dikenli bir gül bahçesinde yürümediğimizin farkındaydık. İki yıllık görev süremiz boyunca önemli başarılar kazandık. Otokrat yönetimlerde muhalefet cezalandırılır, başarılı muhalefetler ise kat kat cezalandırılır.”

“300 GÜNDÜR ANTİDEMOKRATİK BİR DÖNEM YAŞIYORUZ”

Çelik, savunmasının devamında, “31 Mart 2024’e kadar hakkımızda açılmış tek bir dava ya da duruşma yoktu. Bugün ise il başkanlığı binamız davalık, etrafı bariyerlerle çevrili. İl kongremiz de davalık durumda. Toplamda 3 farklı dosyadan 22,5 yıl hapisle yargılanıyorum. Tüm bu davalar 31 Mart sonrasında açıldı. Bunun nedeni bizlerin, yani buradaki 25 arkadaşımın iktidara yürüyen partimizin neferleri olmamızdır” dedi.

CHP’nin ve toplumsal muhalefetin yargı baskısı altında olduğunu söyleyen Çelik, “Cumhurbaşkanı adayımız ve İBB Başkanımız şu an cezaevinde. Bizim başımıza gelenler, 300 gündür süren olağanüstü antidemokratik bir dönemin sonucudur. Halkı sefalete mahkûm eden bir avuç zengin var. Anayasal haklarımızı kullanmamız suç sayılıyor. O gün adliye önünde ilk defa basın açıklaması yapmadık, geçmişte de defalarca yaptık. Ama bu kez suç isnat edildi” ifadelerini kullandı.

“BU DAVA TAMAMEN SİYASİ”

Çelik, “31 Ocak günü yapmak istediğimiz basın açıklaması engellendi. Bu, anayasal hak ihlalidir. İsrail’in Filistin’deki katliamını kınamak için yapmak istediğimiz yürüyüşümüz de engellendi. İktidara yakın kesimler eylem yaptığında her türlü kolaylık sağlanıyor ama bize yasak getiriliyor. Burada yargılanan 26 CHP’li yöneticiye mesaj verilmek isteniyor. Susmadığımız, boyun eğmediğimiz için buradayız. Abim Özkan Çelik de iddianamede yer alıyor, oysa partide hiçbir görevi yok. Bu davayla ailelerimize bile mesaj verilmek isteniyor. Bu dava siyasi bir davadır” dedi.

BERAAT TALEBİ

Savunmasının sonunda, “Bize yönelik suçlamaların kaynağı, verilen bir talimattır. Bu ülkenin hakimi, savcısı, polisi de bizim gibi emekçi çocuklarıdır. Biz herkes için adalet istiyoruz. Anayasal haklarımız engellendiği için buradayız. Göstermelik muhalefet yapmamız isteniyor. İl binamıza bile giremiyoruz, demir bariyerlerle çevrili. Tam bağımsız Türkiye’yi savunduğumuz için yargılanıyoruz. Halkın yüzde 80’i adalete güvenmiyor. Bu sadece bizim değil, tüm ülkenin sorunu. Bugün adalet istediğimiz için yargılanıyoruz. Hiçbir baskıya boyun eğmeden mücadele ediyoruz. Hem arkadaşlarım hem de kendim için beraat istiyorum” ifadelerine yer verdi.

ERDEM KARA: “GENÇLER SUÇLANAMAZ”

CHP İstanbul Gençlik Kolları Başkanı Erdem Kara da savunmasında, “Bu salonda bizler değil, katiller, tacizciler olmalıydı. Slogan attığı için, meydanda bulunduğu için genç arkadaşlarımız yargılanıyor. Partimizin Genel Başkanı Özgür Özel’in çağrısıyla 31 Ocak’ta Çağlayan’a gittim. O gün orada on binlerce insan vardı. Polis hiçbir uyarıda bulunmadan müdahale etti. Hakkımdaki dört iddianın tamamı asılsızdır. Somut hiçbir delil yoktur. Ekrem İmamoğlu’na açılan her haksız davada mücadele etmeye devam edeceğim. Adil yargılanma hakkımız için Çağlayan’daydık, Saraçhane’deydik. Hiçbir güç buradan bize suç çıkaramaz. Demokrasi mücadelesinden vazgeçmeyeceğim. Tüm suçlamaları reddediyor ve beraat talep ediyorum” dedi.

POLİS MEMURUNUN İFADESİ

Duruşmada müşteki olarak yer alan Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde görevli bir kadın polis memuru ise şu ifadeleri kullandı:

“C kapısında tedbir alıyorduk. Talimatla A kapısına geçtik. Durmalarını söyledik, uyardık ama uymadılar. Kalabalık üzerimize gelmeye başladı. Arka tarafa geçmeye çalıştılar. Kalkanlarla hat oluşturuyorduk, arbede çıktı. Elimde kalkan vardı, baskı yaptılar, dengemi kaybedip düştüm. Üzerimden geçmeye devam ettiler. Meslektaşlarımın yardımıyla karşıya geçtim. Olay sonrası kolumda ağrı vardı, hastanede kırık tespit edildi. Topluluk içinde milletvekillerinin de olduğu söylendi. İzin vermeyince üzerimize yüklendiler.”

Çelik ise polis memuruna geçmiş olsun dileklerini ileterek, “Kendisinin tarif ettiği yerde ne ben ne de arkadaşlarımız bulunduk” dedi. Polis memuru da, “Sizi orada görmedim başkanım. CK Elektrik’in orada düştüm” sözleriyle yanıt verdi.