Jülide Zeynep Günce, yeni sergisi Piece of Mind'i anlattı: 'Gölge yanlarımız ve korkularımızla yüzleşeceğiz'
Sanatçı Jülide Zeynep Günce, 'Piece of Mind', adını verdiği yeni sergisini 2-25 Aralık tarihleri arasında Goba Art & Design'da sanatseverler ile buluşturacak. Sergiye dair 12punto'ya konuşan Günce, "Bu sergi sayesinde kişiler gölge yanları ve korkularıyla yüzleşecek. Kendi korkularımızdan yola çıkarak uydurduğumuz hurafelerle yüzleşmek ve özgürleşmek hepimize iyi gelecek" dedi.
12punto.com.tr / Arif Hür
Özgün tarzıyla sanat dünyasında adından söz ettiren Jülide Zeynep Günce, 'Piece of Mind' adını verdiği yeni sergisini sanatseverlerin beğenisine sunmaya hazırlanıyor. İlham kaynağı ünlü filozof Spinoza olan Günce, 'kendini bilmenin' önemini vurguluyor.
Eserlerinde ağırlıklı olarak 'Aidiyet' ve 'Yaratılış' kavramlarının üzerinde duran sanatçı ile yeni sergisinin oluşum süreci, kendisini keşfetmesi, özgürlük kavramı ve ilham kaynağı olan Spinoza başta olmak üzere sanat kariyeri ve yaşama dair pek çok konuyu etraflıca konuştuk....
'Piece of Mind' adını verdiğiniz serginizin oluşum süreci nasıl oldu?
İnsanın kendini bilme ve anlama ihtiyacı her daim hayatımıza yön veren ve bizleri sorgulamaya iten bir süreç. Piece Of Mind, kendi hayatımla ilgili anlam arayışlarımın olduğu bir dönemde, kendimi bilme ihtiyacımdan doğdu.
Sergiye hazırlık sürecinde temel motivasyon kaynağınız neydi?
En büyük motivasyonum hayatımda olan her bir olayın izini sürdüğümde beni değişime ve dönüşüme itmesi olduğunu fark etmem oldu. Yaşadığım ne varsa bir bütüne hizmet ettiğini bilmek beni yüklerimden arındırdı ve özgürleştirdi.
'NEYE HİZMET ETTİĞİMİZİ ANLADIĞIMIZDA...'
Kendini bilme isteğinden yola çıktığınızı ifade ediyorsunuz. Kendini bilmek bu denli kolay mı?
Bana kalırsa, ‘kendini bilmek’ bir anlamda kişinin kendini anlaması, kabul etmesi ve kendisi ile barışması. Bizler zamanla daha iyi versiyonumuz olmaya çalışırken kendimize yabancılaşıyoruz farkında olmadan.
Oysaki bu yaşamdaki rolümüzün ve neye hizmet ettiğimizi anladığımız takdirde, kendimizi bu dünyaya daha ait ve faydalı hissedebiliyoruz.
Bu duyguyu eserlerinizde nasıl ele alıyorsunuz?
Her bir eserimde biraz da yaşamdaki rollerimiz üzerinde durdum ve dikkatimi çeken sahneleri yorumlamaya gayret ettim. İzleyicinin eseri yorumlaması ve verdiği mesajı algılaması konusu kişiden kişiye tartışılır. Sanatçı için eser kendini ifade etmenin bir yoludur. Kimi zaman bu yol izleyici için bir şey ifade etmeyebilir ya da derin anlamlar yükleyebilir.
Kişinin ruh hali, dikkatini çeken konular ve hayata bakış açısı verilen mesajın algı boyutunu zorlaştırabilir de, kolaylaştırabilir de.
'AİTLİK HİSSİ HEPİMİZİN ORTAK KONUSU'
Sanat hayatınızda üzerinde sıkça durduğunuz 'Aidiyet' ve 'Yaratılış' kavramlarına değinecek olursak... Bu kavramlar yüzyıllardır tartışılıyor. Sizin bu kavramlara bakışınız nedir?
Aitlik varoluşumuzun en temel basamağı. Dünyaya ilk geldiğimiz andan itibaren güven arayışımız var. Birine ya da bir bütünün parçası olmanın vereceği aitlik hissi hepimizin ortak konusu.
Yaşamdaki hangi parçanın yerini doldurabileceğimizi bilmek ya da anlamaya çalışmak gerek belki de. Eğer bunun bir kendini bulma yolculuğu olduğunu bilirsek, yaşamın içinde kendimizi daha uyumlu ve bütün hissedebiliriz diye düşünüyorum.
'KEŞİF SÜRECİ RESİMLE BİRLİKTE GELDİ'
Günümüzde içsel hesaplaşmaların ve kişisel hırsların hüküm sürdüğünü, her bireyin sınırlayıcı düşünce yapısından arındığı takdirde özgürleşebileceğini savunuyorsunuz. Siz tam anlamıyla özgürleştiniz mi?
Bir insanın kendini özgür ve kendini bulmuş hissedebilmesi için belki de çok farklı yollardan, rollerden ve durumlardan geçmesi gerekiyor: ki kendi özünü, mayasını hatırlayabilsin.
Kendimi bildim bileli çok sorgulayan ve hayatı anlamaya çalışan bir çocuktum. Küçük dünyamın içinde kendimi yalnız olarak hissediyor, fark edilmenin ve kendimi ifade etmenin yollarını aradığımdan habersizdim.
Hep içimde keşfedilmeyi bekleyen bir yanım var gibiydi ve bu içsel keşif süreci resimle birlikte geldi. Kendime sonradan yüklediğim bütün rollerden arınıp, kendimi olduğum gibi kabul ettiğim, içimden geldiği gibi duygularımı tuvale yansıtmaya başladım. Böylece en kendim olduğum yeri keşfetmiş oldum bu da beni özgürleştirdi.
Sanat alanında ilhamınızı 17. yüzyıl felsefesinin önemli isimlerinden olan Spinoza'dan alıyorsunuz. Bunun özel bir nedeni var mı?
Spinoza der ki: ‘Barış, savaşın olmaması demek değildir. O bir erdem, bir ruh hali, iyimserlik eğilimi, güven ve asalettir.’ Bana ilham veren bu sözleri, hayatımda prensip olarak benimsediğim eğilim ve davranışlarımın doğru yönde olduğunu kanıtladı aslına bakarsanız.
Bizler farkında olmaksızın, içinde bulunduğumuz ortamın etkisi ile zamanla kabuk değiştiriyoruz. Her şeyin iyi ve daha mükkemmel olması için çabalarken, nasıl bir savaşın içinde olduğumuzu fark edemiyoruz.
Sonrasında kendimizden hoşnut olmayan birine dönüşüyor, bozulmuş mayamızı düzeltmek için arınma yoluna gidiyoruz. Oysa ki yaşam dediğimiz şey tam olarak bu, hep bir savaşma mücadele hali. Kaybedeceğimiz ya da galip geleceğimiz zamanlar olacaktır ama esas önemli olan şey, sahip olduğumuz erdemlerden vazgeçmemek diye düşünüyorum.
'ABARTI HER ZAMAN DİKKAT ÇEKER'
'Kalabalığı yönetmek için hurafeden daha etkili bir yöntem yoktur' diyor Spinoza. Sanat eserlerinin de kitleleri yönettiğini söyleyebiliriz. Öyle değil mi?
Açıkçası bu benim de yakındığım bir konu. Bizler gerçek hayatta olduğu gibi sanatta da kendimizi özgürce dışa vuramıyoruz. Yaşadığımız coğrafya, kültürümüz ve yetiştirilme tarzımız gibi birçok etken duygularımızı bizi engelliyor.
Alışıla gelmişin dışında yaşayan, dünyayı farklı gören ve yorumlayan birini; marjinal, uçuk, sıradışı olarak yorumluyoruz. Keşke daha abartılı olsa, çünkü abartı her zaman dikkat çeker ve o zaman Spinoza’nın da dediği gibi daha etkili olur.
Tekrar serginize dönecek olursak... Sanatseverler 'Piece of Mind' adını verdiğiniz bu sergiyi neden ziyaret etmeliler?
Gölge yanlarımızla, korkularımızla yüzleşmek için ziyaret edebilirler. Belli toplum normlarının içinde bize yüklenmiş roller ve bu rollerin içinde yeşeren korkularla karşılaşmak için. Kendi korkularımızdan yola çıkarak uydurduğumuz hurafelerle yüzleşmek ve özgürleşmek için.
Haber Kaynağı : 12punto
Çok Okunanlar
Hasan Arat'tan Fenerbahçe'ye Rafa Silva'lı 'Talisca' yanıtı
Fenerbahçe En-Nesyri için Al-Nassr'den gelen rekor bonservisi reddetti
22 Kasım 2024 burç yorumları
İUP maaşı ödeme tarihi ne zaman? İUP maaşları ne zaman yatacak?
Atatürk için 21 Kasım 1938'de yapılan resmi cenaze töreninin fotoğrafları
Bu akşam TV'de ne var? 21 Kasım Perşembe TRT 1, Kanal D, Star TV, Show TV, ATV
BEDAŞ 22 Kasım'da İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
Gelinim Mutfakta kim elendi? 10 bileziği kim aldı? 22 Kasım 2024 puan durumu
21 Kasım 2024 reyting sonuçları: Perşembe günü hangi yapım birinci oldu?
Bakan Yusuf Tekin'den Teğmen Ebru Eroğlu ve diğer teğmenleri kurtaracak karar!