Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,8385
Dolar
Arrow
34,1542
İngiliz Sterlini
Arrow
44,9695
Altın
Arrow
2916,0000
BIST
Arrow
9.109

Savaş psikolojisinden kurtulmanın yolu

İsrail-Gazze hattından bir süredir çatışma ve bombardıman görüntüleri geliyor. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, İsrail ordusunun "tüm kuvvetleriyle" Hamas'ı hedef alacağını söyledi. Bu gelişme sonrası savaşın psikolojik boyutu konuşulmaya başlandı. Psikolojik Danışman Aysel Keskin, "Öz bakımımızı (uyku, beslenme gibi) ihmal etmemek, günlük rutinlerimizi mutlaka devam ettirmek, her zamankinden fazla üretmek savaş psikolojisinden kurtulmamızı sağlar" dedi.

Savaş psikolojisinden kurtulmanın yolu

Yapılan araştırmalar savaşa katılan toplumlarda şiddet ve insan öldürme davranışında ciddi bir artış olduğunu gösteriyor. Yani savaş yol açtığı doğrudan acıların yanında, insanlığın geleceğine ilişkin olumsuz gelişmelerin de hazırlayıcısı.

ABD’de Vietnam savaşı sırasında cinayet ve saldırı olaylarında iki kat artış olduğu görülmüş. Yine ABD’de 1963’ten 1973’e 10 yıl içinde cinayet nedeniyle tutuklanma oranı erkeklerde %101, kadınlarda %59 artmış. Uluslararası sorunlarını dayatma, şiddet ve güç kullanma yoluyla çözmeye alışkın bir devlet olan ABD giderek bir şiddet toplumuna dönüşmüş.

Bunun açıklaması şu: Devletin başka devletlerle problem çözme tarzı giderek vatandaşları tarafından benimseniyor ve bireyler de kendi aralarındaki sorunları benzer bir biçimde çözmeye çalışıyorlar. Amerikan toplumunun %50’den fazlasının yaşamı boyunca en az bir defa ciddi bir travmatik olay geçirdiği, erkeklerdeki TSSB’nin en yaygın nedeni çarpışma, ağır yaralanma ya da ağır yaralanmaya veya ölüme tanıklık etme iken, kadınlarda en yaygın neden tecavüz ve cinsel taciz olarak bulunmuş.

'ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİĞE SÜRÜKLÜYOR'

Savaşın kişiler arasındaki şiddet davranışlarını artırması yalnızca öğrenme yoluyla da olmuyor. Savaş amaca ulaşmak için şiddet kullanımını meşrulaştırıyor ve insan öldürmenin önemsiz bir şey olduğu fikrini de yaygınlaştırıyor.

Savaş ortamındaki terör ve ölüm tehdidi öngörülemez ve kaçınılmaz bir travmaya yol açıyor. Bu ortamda kişinin güvenliğini sağlamak için yapabileceği şeyler çok sınırlı. Uzaklaşmak güvenliği sağlamaya yeterli olmuyor. Kaçacak yer olmayışı kişiyi sonunda “öğrenilmiş çaresizliğe” götürüyor. Çaresizlik de keder ve eleme, sonunda da ümitsizliğe yol açıyor. Bu ümitsizliği yenmenin yolu dayanışmadan ve insani değerlere sahip çıkmaktan geçiyor.

YAŞAMAYA NASIL DEVAM EDECEĞİZ?

Travmatik yaşantılar maalesef dünyayı anlamlı ve kabul edilebilir olarak görmemizi engelliyor. Diğer insanları iyi ve yardımsever olarak algılamamızı tahrip ediyor. Dünyayı tehditlerle dolu, güvensiz, adil olmayan, güçlünün zayıfı dilediği gibi ezdiği ve tehlikeli bir yer olarak, insanları ise zarar verici, çıkarcı, bencil ve zalim olarak algılamamıza yol açıyor. Tüm bunlar önemsiz, değersiz ve yalnız hissetmeye sebep oluyor.

Travmanın insanı böylesine güvensiz bir ruh haline sokması aynı zamanda bundan kurtulmak için çareler üretmeye de sevk ediyor. Bu çareler her zaman işlevsel olmuyor. Bunlar; inkar, saldırganla özdeşleşme, doğa üstü güçlere yönelme ve eyleme vurma şeklinde oluyor.

'ÖZ BAKIM' VURGUSU

Zedelenen benlik değerinin yeniden kazanılması ve geleceğe dair umudun kaybedilmemesi çok önemli. Kişisel olarak sesimizi duyurmak, ancak kutuplaştırıcı söylem ve haberlerin yayılmasına katkıda bulunmamak, öz bakımımızı (uyku, beslenme gibi) ihmal etmemek, günlük rutinlerimizi mutlaka devam ettirmek, her zamankinden fazla üretmek önemli. Ancak böyle savaş psikolojisinden kurtulabiliriz.

Travmatik olaylarda kişilerin tepkileri çok farklı olabildiğinden (inkar ve şiddet gibi) bir yere varmayacak suçlama, münakaşa ve tartışmalardan kaçınmak, sevdiklerimize, sorumluluklarımıza ve ihtiyaç halindeki kişilere nasıl yardımcı olabileceğimize odaklanmak en sağlıklı davranış biçimleri olacaktır.


Haber Kaynağı : 12punto

savaş Savaş Psikoloji 12Punto