Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
43,2915
Dolar
Arrow
38,7063
İngiliz Sterlini
Arrow
51,7251
Altın
Arrow
4031,0000
BIST
Arrow
9.541

Ahmet Özer'den kayyum iptali davası: İşte Özer'in savunması...

CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, tutuklanarak görevden alınmasının ardından yerine atanan kayyımın iptali için açtığı davada hâkim karşısına çıktı. Kayyım uygulamasını halk iradesine darbe olarak niteleyen Özer, “Bu sadece benim davam değil; Şişli, Ovacık ve 156 belediyenin davasıdır” dedi. Mahkeme kararını dosya üzerinden yapacağı incelemenin ardından açıklayacak.

Ahmet Özer'den kayyum iptali davası: İşte Özer'in savunması...

Tutuklanarak görevinden alınan ve yerine kayyum atanan CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in açtığı “kayyum iptali” davasında duruşma İstanbul'da görüldü. 

Mahkemede söz alan Özer, uygulamayı sadece kendi şahsı açısından değil, halkın sandığa olan inancı ve anayasal düzene yönelik bir ihlal olarak değerlendirdi.

Özer, savunmasında şunları söyledi:

Ben bugün sadece kendi adıma burada bulunmuyorum. Ben bugün Anayasamızın ihlal edilen 2., 5. ve 127. maddelerinin ihyası için buradayım. Keyfi bir biçimde yasaları iktidarda olduğu için istediği gibi yorumlayıp uygulayabileceğini sananlara karşı durmak için buradayım. Bugün, kayyım atanan 156 belediye için buradayım. Şişli ve Ovacık için buradayım.”

ÖZER'İN SAVUNMASI

Duruşmada konuşan Özer'in savunması şöyle:

1-Ben bugün sadece kendi adıma burada bulunmuyorum. 

Ben 1,5 Milyonluk Esenyurt halkının hakkı ve hukuku için buradayım.

2- Ben bugün sadece kendi adıma burada bulunmuyorum. 

Bana oy vermiş olan 228 bin kişi için, onların seçme ve seçilme hakkı için buradayım. 227.608 seçmenin sesi, sözü ve selamıyla girdim. Bu rakam bir sayı değildir; bu rakam bir halktır. Bu rakam iradedir, egemenliktir, anayasal bir karardır. 

Temsil ettiğim irade, yalnızca bir siyasi partinin değil, yıllardır ötelenmişlerin, duyulmayanların, hor görülenlerin iradesidir. 

Bugün burada yalnızca bireysel bir hak ihlali değil, toplumsal bir gasp, anayasal düzenin sarsılması, halkın geleceğine duyduğu inancın kırılması söz konusudur. Çünkü mesele yalnızca bir koltuk değil; o koltuğun sahibinin halkın iradesiyle belirlenmiş olmasıdır. Ve o irade, bir idari işlemle, bir soruşturma dosyasının varlığı öne sürülerek gasp edilmiştir.

3- Ben bugün sadece kendi adıma burada bulunmuyorum. 

Ben bugün Anayasamızın ihlal edilen 2. , 5. ve 127. Maddelerinin ihyası için buradayım. 

4- Ben bugün sadece kendi adıma burada bulunmuyorum. 

Ben, bugün keyfi bir biçimde yasaları iktidarda olduğu için istediği şekilde yorumlayıp istediği şekilde uygulayabileceğini sananların yanlışlarını düzeltmek için buradayım. 

5- Ben bugün sadece kendi adıma burada bulunmuyorum.

Ben bugün kayyım atanan 156 belediye için buradayım. Şişli ve Ovacık için buradayım.

Dolayısıyla sizin bugün burada vereceğiniz karar, Türk İdare Hukuku açısından bir milat olacaktır. 

SONUÇ OLARAK

Türkiye'nin en kalabalık nüfusuna sahip Esenyurt Belediyesi seçmenlerinin haklarına sahip çıkabilmek için burada bulunuyorum. Bu davada vereceğiniz karar, sayısı milyona yaklaşan yurttaşın hakkının yenip yenmeyeceğine ilişkin olacaktır. Bu nedenle, bu davaya, benim yanımda, yüzbinlerce kişinin müdahil olduğunu varsayabilirsiniz...

Ayrıca yürütülen barış süreci düşünüldüğünde bu davadan çıkan sonuç bugüne kadar kayyım atanmış diğer belediyeleri de ilgilendirmesi bakımından tarihi bir karar olacaktır. Bunun yanı sıra barış sürecini yürüten siyasi partilerin (hem kayyum uygulamaları yapan iktidarın hem de bu uygulamaya muhatap olmuş partilerin) elini son derece rahatlatacaktır. 

Sayın Başkan,

Sayın Hâkimler,

1-SEÇİMİN MANASI VE ANAYASAL GÜVENCELER TEHDİT ALTINDADIR.

“KATILIMDA ADALET”

Seçim, yalnızca bir prosedür değil; halkın egemenliğini devreye soktuğu kutsal bir irade beyanıdır. Bu beyan, Anayasamızın 6. maddesinde ifadesini bulan “egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesine dayanır. Egemenliğin en somut tezahürü ise, 67. ve 127. maddelerle düzenlenen seçim hakkıdır. 127. madde açıktır: Yerel yönetim organları halk tarafından seçilir ve ancak görevle ilgili suçlar nedeniyle geçici olarak görevden uzaklaştırılabilir.

Ancak bugün, bu anayasal teminatlar, bir satırda yazılı kalıplara indirgenmiş; halkın sandıkta gösterdiği irade, idari işlemlerle boşa çıkarılmıştır. Yalnızca bir idari yorumla halkın seçtiği yönetici görevden uzaklaştırılmıştır. Bu durum, yalnızca anayasa ihlali değildir; aynı zamanda halkın aklına, onuruna ve egemenliğine yapılan bir müdahaledir.

Benim elimdeki mazbata bir kâğıt parçası değil, halkın mühürlenmiş iradesidir. O mazbatanın çiğnenmesi, yalnızca bir bireyin değil, 227.608 yurttaşın anayasal hakkının yok sayılmasıdır. 

Seçimle elde edilen bir makam, yalnızca siyasal bir yetki değil, halkla yapılan bir toplumsal sözleşmedir. Bu sözleşmenin tek taraflı olarak, halkın onayı olmadan feshedilmesi; yalnızca siyaset bilimi açısından değil, ahlaki ve demokratik değerler açısından da kabul edilemez bir durumdur.

Sandığın anlamı budur: Kimi isterse halk onu seçer ve ancak halk onu görevden alır. Bu ilke sarsıldığında, demokrasinin çatısı çöker, temsilin içi boşalır. 

2. DEMOKRATİK MEŞRUİYETİN GASPI SÖZ KONUSUDUR.

“RIZA VE 3 YÖNETİM BİÇİMİ”

 Demokrasi; halkın iradesine saygı göstermek, o iradenin temsilcisinin görevini özgürce yerine getirmesine izin vermek ve en önemlisi, seçim sonuçlarını tanımakla başlar. 

Ancak bugün, halkın seçtiği yöneticilerin, yargı sürecinden geçmemiş soyut isnatlar temelinde görevden alınmasıyla demokratik meşruiyet yerle bir edilmektedir. Böyle bir uygulama, demokratik toplum düzenini değil, bürokratik vesayet rejimini besler. Çünkü seçilmişin yerine atananın, halktan değil, merkezin onayından güç aldığı bir düzende; halk, yalnızca seyirci konumuna düşürülür.

Tarih, halk iradesinin atanmışlarla gasp edildiği utanç verici örneklerle doludur.

    • 20. yüzyıl Latin Amerika’sı

    • Nazi Almanyası

    • Sovyet sistemi

Bu durum yalnızca bir yöneticinin değil, bütün bir halkın iradesinin geçersiz sayılmasıdır. Bir belediye başkanı görevden alındığında onun yerine yalnızca bir kaymakam veya vali oturmaz; halkın yerine irade kullanan bir gölge yönetim, bir merkezî vesayet yerleşir.

Bugün burada, Esenyurt’un geleceği kadar Türkiye’nin demokrasisi de yargılanmaktadır. Bu ise açıkça, anayasal düzenden otoriter rejime geçişin zeminidir.

2. KAYYIM UYGULAMALARI TOPLUMSAL KOPUŞ DEMEKTİR.

“2016’DAN BU YANA 156 KAYYIM ATANMIŞ” SANDIK BOŞA ÇIKARTILMIŞTIR.

Yaşanan bu durum, seçmenin sandığa olan inancını kırmış, yurttaşlık bilincini zayıflatmış ve siyasal katılımı derinden sarsmıştır.

Bu süreçle birlikte seçmen iradesi yalnızca örselenmemiş; sistemli ve idari mekanizmalar eliyle ipotek altına alınmıştır. Seçimle gelenin, yargı kararı olmaksızın görevden alınarak yerine atama yapılması, halkın kendi kendini yönetme hakkının fiilen geçersiz sayılmasıdır. Seçmen, hangi adaya oy verirse versin, merkezin takdirine bağlı olarak bu seçimin boşa çıkarılabileceğini öğrenmiş, dolayısıyla seçimler yalnızca bir formaliteye, demokrasi ise içi boş bir etikete indirgenmiştir.

-YURTTAŞLIK BİLİNCİ ZEDELENMİŞ

-AİDİYET DUYGUSU ZAYIFLAMIŞ 

-TOPLUMSAL KOPUŞ YAŞANMIŞTIR

Bir halk, defalarca sandığa gidip her seferinde tercihi yok sayıldığında, ortaya çıkan sonuç; yurttaşlık bilincinin gerilemesi, aidiyet duygusunun zayıflaması ve toplumsal kopuşun derinleşmesi olur.

Bu uygulamalar, seçmen nezdinde “sandıkla gelenin sandıkla gidemeyeceği” kanaatini pekiştirmiş, seçimlerin anlamını yitirdiği duygusunu doğurmuştur. Oysa demokrasilerde sandık, sadece oy verme aracı değil; halkın kendi geleceğine dair söz hakkını kullanma mekanizmasıdır.

4. BENİM KİŞİSEL ADANMIŞLIĞIM VE TEMSİL YÜKÜM HER ŞEYİ GÖSTERMEKTEDİR.

7 AYDA 7 YILLIK HİZMET!

Ben bu göreve bir makam sevdasıyla değil, bir halkın sesi olma inancıyla talip oldum. 

Benim için belediye başkanlığı, halka en yakın yerden dokunma, derdiyle dertlenme, umuduyla büyüme mesleğiydi. 

Gece gündüz demedim. Esenyurt’un her mahallesinde yürüdüm, her sokakta halkla konuştum. 

O seçim gecesi... Yüz binlerce insanın gözleriyle buluştum. İşte bugün o insanlara, “Başkanınız hâlâ sizin yanınızda ama onun yetkisi elinden alındı” demek zorunda kalıyorum. 

5. BU İŞLEM HUKUKİ DAYANAKTAN YOKSUN VE ANAYASAL İHLALLERLE DOLUDUR. 

ANAYASA 127. MADDE

Anayasamız da bu sınırı açıkça koymuştur. 127. maddeye göre, yerel yönetim organları seçimle belirlenir ve ancak görevle ilgili suçlar nedeniyle, geçici olarak görevden uzaklaştırılabilir. 

-OHAL DARBE DÖNEMİ 674 SAYILI KHK

-BELEDİYE KANUNU 45 VE 46 EKLENEN

OHAL döneminde çıkarılan 674 sayılı KHK ile Belediye Kanunu’nun 45 ve 46. maddelerine eklenen düzenlemelerdir. 

6. HUKUK ADINA, HALK ADINA BİR ÇAĞRIDA BULUNMAK İSTİYORUM.

Sayın Mahkeme,

Bugün önünüzde yalnızca bir idari işlem değil, halkın anayasal hakkını ve demokrasiye duyduğu güveni ilgilendiren hayati bir mesele bulunmaktadır. Bu dava, yalnızca bir belediye başkanının görevden alınmasına ilişkin teknik bir iptal talebi değildir. Bu dava, halkın iradesinin yönetime yansıyıp yansımadığına, demokratik hukuk devletinin hâlâ geçerli olup olmadığına dair bir sınavdır.

Ben siyaset ve sosyoloji bilimi hocasıyım. Yıllarca sınıflarda halk egemenliğini, demokratik meşruiyeti, temsil teorilerini anlattım. Bugün o anlatımların sahada nasıl yok sayıldığını, sandıkla gelenin nasıl irade dışı yöntemlerle görevden alındığını yaşayarak görüyorum. Ve bu mahkemeden beklentim, yalnızca bir hukuki değerlendirme değil, aynı zamanda tarihsel ve toplumsal sorumlulukla alınmış bir karardır.

Bu dava, bir şahsın değil, demokrasinin geleceğini belirleyen davalardan biridir.

Ben yalnızca görevimi değil, halkımın oyunu, inancını ve anayasal hakkını savunuyorum. Bu salonu terk ederken tek beklentim şudur:

Hukuk, halkın iradesini korusun.

Mahkeme, demokrasiye sahip çıksın.

Karar, halk adına verilsin.

"BELEDİYE BAŞKANI OLUNCA MI TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYESİ OLMUŞUM"

Bu terör örgütü lafından çok rahatsızlık duyuyorum. Bugüne kadar bir çok görevde bulundum beni bugün bu işlerle muhatap eden 2011 yılında 2012 yılında bizzat meclis başkanı tarafından görüşü alınan biriyim. Türkiye'yi yurt içi ve yurt dışında temsil etmiş biriyim. Bütün bunları yaparken terör örgütü üyesi olmamışım da Esenyurt Belediye Başkanı olunca mı olmuşum? 

Hayatım boyunca ilk kez mahkemedeyim ve çok üzülüyorum.

Bugün belediye başkanı olmasaydım, hükumet bana bu çözüm süreci içinde de ‘gel bize destek ol’ diyecekti


Haber Kaynağı : 12punto

Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer kayyum chp kayyum
Wodo Network