Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,6207
Dolar
Arrow
34,8656
İngiliz Sterlini
Arrow
44,4914
Altın
Arrow
3046,0000
BIST
Arrow
10.058

EMEP Milletvekili Sevda Karaca, 1 öğün ücretsiz yemek sorununu değerlendirdi: 'Aç çocukları duayla doyurmaya çalışıyorlar'

Geçtiğimiz 2022-2023 eğitim öğretim yılında Türkiye’de ekonomik kriz nedeniyle çocuklar ücretsiz yemeğe erişim konusunda sıkıntı yaşadı. Başta STK’lar olmak üzere kimi vekiller ise talepte bulundu. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, bir öğün ücretsiz yemek verilen öğrenci sayısını 5 milyona çıkaracağını ve başka sürprizlerin de olacağını vadetmiş ise de daha sonra rafa kalktı. 12punto’ya konuşan EMEP milletvekili Sevda Karaca “İktidar bir öğün ücretsiz yemeği ortadan kaldırma konusunda da ikiyüzlü tutumunu sergilemekten kaçınmadı.” dedi.

EMEP Milletvekili Sevda Karaca, 1 öğün ücretsiz yemek sorununu değerlendirdi: 'Aç çocukları duayla doyurmaya çalışıyorlar'

Kübra KARASU- 12punto.com.tr

20 Mayıs 2022’de Kocaeli Ekmek ve Gül Dayanışma Derneği, “Okullarda 1 öğün ücretsiz, sağlıklı yemek” konulu imza kampanyası başlattı. 

23 Aralık 2022’de ise dönemin Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, 2022-2023 eğitim öğretim yılının ikinci döneminden itibaren okul öncesi eğitimdeki tüm okullarda ücretsiz yemek verileceğini açıklamıştı. Ayrıca pansiyonu bulunan okullardaki pansiyonda kalmayan öğrencilerin de bu imkânından yararlanacaklarını aktarmıştı.

Ancak bakanlık depremden 7 ay sonra çıkarılan genelgeyle, verilen vaatleri rafa kaldırıp depremden etkilenen 11 ilde bu uygulamanın yapılmasına karar verdi. 

Okulların açıldığı 11 Eylül Pazartesi günü, MEB’den gelen yazı ile okul öncesi öğrencilere verilen ücretsiz yemek, tamamen sonlandırıldı. 

“MEB’İN AÇIKLAYAMAYACAĞI BİR DURUM OLDUĞUNU GÖSTERİYOR”

"Okullarda 1 öğün ücretsiz, sağlıklı yemek" kampanyasını daha önce de Meclis'e taşıyan EMEP Milletvekili Sevda Karaca, 12punto'ya konuştu.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın konuyla alakalı hala bir açıklama yapmadığını belirten Karaca şunları söyledi:

“Uygulamanın fiilen ortadan kaldırılıp, resmi bir açıklama yapılmaksızın oldu bittiye getirilmesi, Milli Eğitim Bakanlığının açıklayamayacağı bir durum olduğunu gösteriyor bize göre. Çocukların açlığı söz konusu iken bu konuda adım atmayan, attığı küçük bir adımı da bir açıklama bile yapmadan kaldıran bir Bakanlık var karşımızda.” 

“SEÇİM YATIRIMI YORUMU ÇOK DA KÖTÜCÜL OLMAYACAKTIR”

Karaca, uygulamanın deprem bölgesi ile sınırlı kalmasının okullarda çocukların beslenmesinin ne kadar önemli olduğunun göstergesi olduğuna dikkat çekerek, “Sonuçta son derece somut bir ihtiyaç ve velilerin en büyük sorunlarından birinden söz ediyoruz, en azından deprem bölgesinde devam etmesinin gelebilecek tepkileri yumuşatacağı düşünülmüş olmalı. Fakat aynı şekilde anaokullarındaki katkı payının da seçim döneminde kaldırılıp yeni dönemde yeniden getirilmesi de var. Bunları birlikte değerlendirince; seçim yatırımı olduğu yorumunu yapmak çok da kötücül olmayacaktır.” ifadelerini kullandı.

“TARİKAT VE CEMAAT DERNEKLERİNİN GÖREVLİLERİ KOL GEZİYOR”

Deprem bölgesinde verilen ücretsiz yemeğin yeterliliği hakkındaki soruları ise, "Deprem bölgesi halen açık bir yoksunluk bölgesi. Eğitimde ciddi aksamalar söz konusu. Eğitimin yükü tümüyle ailelere ve deprem bölgesinde büyük bir emek veren eğitimcilere bırakılmış durumda. Var olan eğitim olanakları da tarikat cemaat dernekleri eliyle, onların kadrolarıyla sürdürülmeye çalışılıyor. Özellikle Adıyaman’da apaçık gördüğümüz bir gerçek var, adeta toplama kampına dönüştürülen konteyner kentlerde tarikat cemaat derneklerinin görevlileri kol geziyor, tüm temel ihtiyaçlar onların eliyle dağıttırılıyor. Hatay’da halk içme suyuna bile ulaşamazken, bölgede apaçık bir demografik değişim politikası uygulanırken, farklı deprem bölgelerinde yeme içme barınma kıyafet ihtiyaçlarının bu çevreler eliyle dağıttırılmasının anlamı açık. Aynı şey eğitim alanında da geçerli. Kimi yerlerde yemek olanakları bu aygıtlar aracılığıyla adeta iaşe gibi sunulurken, kimi yerlerde ise sürekliliği olmayan ve içeriği de çocukların ihtiyaçlarını karşılamayan yemek öğünleri verildiğini, kimi yerlerde ise hiç verilmediğini biliyoruz.” şeklinde cevaplandırdı.

“İKTİDAR İKİYÜZLÜ TUTUMUNU SERGİLEMEKTEN KAÇINMADI”

Karaca, deprem bölgesindeki çocukların beslenmesiyle ilgili yorumunu şöyle sürdürdü:

“Halkın sırtına bindirilen her yükü “deprem bölgesine destek, teşvik vs ile açıklamayı rutin hale getiren iktidar, çocuklara bir öğün ücretsiz yemeği ortadan kaldırma konusunda da ikiyüzlü bu tutumunu sergilemekten kaçınmadı. Biz, eğitimin tüm kademelerinde, tüm devlet okullarında, ayrımsız her çocuğa bir öğün ücretsiz yemeğin verilmesi, deprem bölgesindeki öğrencilerin eğitim olanaklarının da bir an önce insani düzeye getirilmesi mücadelesine devam ediyoruz.”

“AÇ ÇOCUKLARI DUAYLA DOYURMAYA ÇALIŞIYORLAR”

Karaca, ücretsiz yemek uygulamasının, MEB bütçesine ilişkin en çok talep edilen ve bunun için bütçeden kaynak ayrılması istenen konu olduğunun altını çizerek şunları aktardı:

"Bütçe görüşmeleri için, Milli Eğitim Bakanı biliyorsunuz ki karma eğitim tartışması ile daha çok ilgili. Cemaat ve tarikatlarla protokolleri savunan ve daha çok işbirliği yapacağını ilan edecek kadar da açık bir pervasızlığa sahip. Dolayısıyla çocukların açlığı, ailelerin okula çocuklarını aç gönderiyor oluşu, bu noktada feryada dönüşmüş talep gündemleri değil. Ülkenin geneli gibi aslında kaynak yok denirken, kamu harcamaların nasıl ve kimlere harcandığı ortada. Tarikat ve cemaatlere peşkeş çekilen eğitim bütçesi, bu toplum içilen biçilen gömleğin ne olduğunun en açık göstergesi. Aç çocukları duayla doyurmaya, çaresiz aileleri tevekkülle susturmaya, tarikat cemaatlerin çöreklendiği toplumsal hayatı özellikle yoksullar için tümüyle bağımlı bir yaşam haline getirmeye çalışıyorlar.”

“AKP DİNCİ GERİCİLİĞİ YERLEŞTİRMEYİ TERCİH EDİYOR”

Karaca, ayrıca ek bütçe tekliflerinde görüşülen hesaplamaların, kaynak olmadığını söyleyen iktidar cenahına verdikleri örnekler olduğunu belirterek, “Bugün anaokullarına mescit, okullara manevi danışman adı altında din görevlisi, KYK yurtlarına imam atanacak parayla; buraların koşullarının insani hale getirilmesi mümkündür. Yine; ülkenin zenginlerinin vergi borçlarını daha doğmadan silmeyi taahhüt eden iktidar; o sildiği milyarlarla çocukların karnını doyurabilir, okulların fiziki koşullarını iyileştirebilir, bilimsel eğitim için gerekli ihtiyaçları karşılayabilir ve öğretmen istihdam edebilirdi. Burada açıkça bir tercih meselesi var dikkat çekmek istediğimiz. O da şudur: Kaynak yok değil, kaynak var. Ancak kaynağın nereye harcanacağı sınıfsal ve politik bir tercihtir. AKP de çocukların karnını doyurmak yerine, sermayeyi beslemeyi, dinci gericiliği yerleştirmeyi tercih ediyor.” şeklinde konuştu.

“KADINLAR KAPI KAPI DOLAŞTILAR”

Mecliste her fırsatta kampanyayı dile getirmeye gayret ettiklerini ve kabul ettirmek için her türlü olanağı ve işbirliğini sürdürdüklerini söyleyen Karaca, süreci şöyle anlattı:

“Bu kampanya, 2022 yılının Eylül ayında kadın ve veli derneklerinin de katılımıyla başlayarak ülkenin hemen her yerinde sürdürüldü. Kadınlar kapı kapı dolaştılar. Sendikaların, kadın derneklerinin, veli dernek ve örgütlenmelerinin, illerde yer alan Ekmek ve Gül Gruplarının el birliği ile örgütlediği kampanya kapsamında;

Çocuk hak örgütleri, kitle örgütleri, kadın derneklerinin yer aldığı 46 örgüt ‘Beslenme çocuğun insan hakkıdır’ açıklaması yaparak okullarda bir öğün ücretsiz, sağlıklı yemek talep etti.

Eğitim sendikaları ve Veli Dernekleri kadın dernekleri ile birlikte basın açıklamaları yaptı, imza kampanyaları örgütledi.

Karaca ayrıca İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Anadolu'nun birçok kentinde de çağrıların, eylemlerin ve basın açıklamalarının yapıldığını belirtti. 

“BU MÜCADELENİN SONUÇ VERECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ”

Karaca, kadınların öncülük ettiği bu mücadelenin sonuç vereceğini, çocukların bir öğün sağlıklı yemeğe kavuşacağını düşündüklerini ifade etti.

Ayrıca bu ihtiyacın memleketin en önemli ve en görünür ihtiyaçlarından biri olarak zaten her alanda yer bulduğunu ve kabul edildiğini şöyle örneklendirdi:

Metropoll Türkiye'nin Nabzı Kasım 2022 raporunda; 1 öğün ücretsiz sağlıklı yemek talebine yer verdi. Rapora göre devlet okullarında öğrencilere ücretsiz yemek verilmesini isteyenler halkın yüzde 90’ını oluşturdu.

Kampanya İzmir Büyükşehir Belediyesi, Kocaeli İzmit, Ankara Çankaya, Adana Seyhan gibi belediyelerde de karşılık buldu. Okullara yemek verme uygulaması bazı pilot noktalarla sınırlı da olsa uygulandı. Ankara Büyükşehir Belediyesi, sosyal yardım alan ailelerin çocuklarına kantin desteğinde bulunacağını açıkladı.”

“BOYUN EĞME ZAMANI DEĞİL”

Karaca, son olarak sözlerini şöyle bitirdi:

“Yağma ve talan ekonomisi işçi-işsiz, köylü tüm emekçileri, kadın ve gençlik kesimlerine varana kadar tüm toplumsal kesimleri derinden etkiliyor. Seçim sonrası yağmur gibi gelen zamlar ve vergi artışları boğazına kadar kredi ve borç batağına saplanmış milyonları daha ağır koşullara mahkum etmiş durumda. Bu nedenle de gıdaya erişim, bu kampanyanın başladığı tarihe nazaran daha elzem hale geldi. Boyun eğme zamanı değil; ülkenin bütün kadınlarını bu kampanyaya sahip çıkmaya ve talebi her yerde dile getirerek mücadeleyi yükseltmeye davet ediyoruz.”

2022’de ‘Okullarda Bir Öğün Ücretsiz Sağlıklı Yemek’ kampanyasını ilk kez başlatan Kocaeli Ekmek ve Gül Derneği Başkanı Selda Arslan da konuyu 12punto’ya değerlendirdi.

Kampanyayı çalışmalarının merkezine koyduklarını belirten Arslan, şunları söyledi:

“TÜM MİLLETVEKİLLERİNE MEKTUPLAR GÖNDERDİK”

“Ekmek ve Gül olarak meclisteki tüm milletvekillerine mektuplar gönderdik. Yerel yönetimlerle, eğitim sendikaları, işçi sendikaları ve Sivil Toplum Kuruluşlarıyla yaptığımız görüşmelerde geniş bir mücadele hattına ve dayanışma örneğine sahip olduk. Okul önlerinde açtığımız imza standları, dağıttığımız bildiriler, okul önlerinde çocuklarını bekleyen ya da öğlen yemeğinde denk geldiğimiz velilerle birlikte bu kampanyamızı konuştuk.

Bu süreçte Türkiye’nin birçok yerinden derneğimize bu kampanya hakkında bilgilendirme talepleriyle karşılaştık. Biz de yaptığımız çalışmaların örnekleriyle bize ulaşan tüm kadınlara, tüm velilere, tüm kurumlara, kuruluşlara yardımcı olmaya çalıştık.”

“ŞİDDETİN BİR BİÇİMİ DE YOKSULLUKTUR”

Kampanyayı TÜİK verilerine dayandırarak başlattıklarını söyleyen Arslan, “Şiddetin bir biçimi de yoksulluktur ve yoksulluğun en doğrudan sonucu açlıktır diyerek başladığımız derinleşen çocuk yoksulluğunu tam da ortasına koyduğumuz kampanyamızda ailelerin beslenme çantalarını dolduramaması çocukların yüzde otuz dördünün eğitimden uzaklaşıp çocuk işçiliğine başladığının göstergesi olarak biz bazı verilere ulaştık. Bununla birlikte Türkiye geneli bildiğiniz gibi asgari ücretle geçinen toplum olduğumuz için çocukların beslenmelerine artık yeterli ve sağlıklı gıdaları aileler koyamıyor.

“EĞİTİMDEN İLK UZAKLAŞTIRILAN KIZ ÇOCUKLARI OLUYOR”

Bunun akabinde çocuklar arasında ilk eğitimden uzaklaştırılan da kız çocukları oluyor. Öncelikle kız çocukları eğitimden kopartılıyor ve akabinde tekstil atölyelerine ya da mevsimlik işçi olarak tarlalara gönderiliyor. Bazı bölgelerde de 13-14 yaşlarına gelen kız çocukları aile bütçesine büyük bir yük olduğu düşünülerek eğitimden kopartılıp erken yaşta evliliğe zorlanıyorlar. Erkek çocuklarına gelince de yine ailelerin sistem tarafından mecbur bırakılması doğrultusunda erkek çocuklarımız da sanayide çırak olarak veya mevsimlik işçi olarak çalıştırılıp çocuk işçi kategorisine alınıyorlar. Derin yoksulluk ve haklara erişim araştırmasının verilerine göre ise hanelin yüzde altısında sadece çocukların gelir getirdiği de ortaya çıkartılmış bulunmaktadır."

“AKP BUNU DA BİR SEÇİM ARACI HALİNE GETİRMİŞ DURUMDA”

Çocuk yoksulluğu üzerinden politika yapıldığını söyleyen Arslan, “2023-2024 eğitim sisteminin başladığı günlerde MEB,  deprem bölgesindeki çocuklar ücretsiz yemek verileceğini belirtmişti. Yalnız bunun genelgede yazıldığı gibi fiiliyatta hayata geçmediğini, deprem bölgesinden bize ulaşan velilerle yaptığımız istişarelerde tespit ettik. Öğretmen eğitimci arkadaşlarımızla yaptığımız konuşmalarda da, ya bakanlığın yazılarının kendilerine geç ulaştığını ya da o beslenme saati konusunda MEB’in okullarına bütçe ayırmadığını öğrenmiş olduk. Yani anlıyoruz ki AKP iktidarı çocuklarımızın sağlıklı beslenmesi talebimizi de bir seçim aracı haline getirmiş durumda.” dedi.

“TÜRKİYE GENELİNDE HAYAL ETTİĞİMİZ BİR DAĞITIM YAPILMADI”

Arslan, kampanyanın karşılık bulup bulmadığı sorularına, “Bizim hayal ettiğimiz bir ücretsiz yemek dağıtımı şuana kadar Türkiye genelinde yapılmadı. Bizler çocuklarımıza sağlıklı gelişimleri için her okulda, her öğrenciye tabldotta üç çeşit sulu yemek şeklinde bir öğün düşündük ve talebimiz bu yönde. Yerel belediyelerin okullardaki öğrencilerimize sunduğu yiyecekler ise sandviç ve kuru meyvelerden oluşan ya da bir adet meyveden ya da kuru üzüm/cevizden oluşan bizim geçiştirme diyeceğimiz bir öğün atlatma şeklinde oluyor. Bunu da tabi ki eleştirmiyoruz. Yerel belediyelerin bütçesini çok çok aşan bir planlama olduğunu biliyoruz. Yani şuan için verilen pilot okullarındaki gıda kalitesi bizi talep ettiğimiz gerçek anlamda sağlıklı ve ücretsiz yemekle çok örtüşmüyor. Tabi ki şuandaki o pilot okullardaki uygulamayı da reddetmiyoruz.” şeklinde cevap verdi.

“MASRAFLAR AİLELERİN OMZUNA BİR YÜK OLARAK BIRAKILMIŞTIR”

Kampanyayı uygulamaya koymanın zor değil, niyetle alakalı olduğunu söyleyen Arslan, sözlerini son olarak şöyle bitirdi:

“Bu seneki bütçe çalışmalarında Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in yaptığı açıklamalar, daha doğrusu itiraflar doğrultusunda MEB bütçesinin cemaatlere, tarikatlara, gerici muhafazakar vakıflara aktarıldığını, yıllardır bu uygulamanın olduğunu ve bundan sonra da olacağını itiraf gibi bir açıklamayla hepimiz dinledik. 2024 bütçe görüşmelerinde en büyük payı da MEB’in aldığını biliyoruz. Otuz sekiz milyar iki yüz doksan dört milyon dolarlık bütçenin bir milyonu dahi on dokuz milyonun üzerindeki öğrencilerimizin bir öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek ulaşımına yeteceği tespitin yaptık. Bakanlıklarımız maalesef ki cemaatlere, tarikatlara bütçeden milyonlarca, milyarlarca lirayı aktarırken devlet okullarında okuyan bizlerin vergisiyle verilen bu bütçelerden çocuklarımıza düşürdükleri pay maalesef sıfır. Çocuklarımızın; ulaşım, beslenme, sağlık, kırtasiye gibi masrafları yine ailelerin omuzlarına bir yük olarak bırakılmıştır.”

“ÇİĞ MALİYET 50 TL OLUR”

12punto’nun maliyet konusunda görüş aldığı Catering Danışmanı Kemal Çiçek, bir öğün yemek verilmesi halinde çiğ maliyetin 50 TL olacağını değerlendirdi.

Bu hesaba göre;

Çorba ve pilav 5 TL

Ana yemek 30 TL

Diğer (tatlı, içecek) 10 TL

Millî Eğitim Bakanlığı’nın yaptığı duyuruya göre ise öğrenci taşıma uygulaması kapsamında verilen öğle yemeği ücreti, Okul Pansiyonları Kanunu'na dayanarak belirleniyor. Bu düzenleme doğrultusunda, 2023 yılı bir günlük tabela ücreti 39 TL olduğundan yemek ücreti 21,45 TL olarak belirlendi. 

39 TL üzerinden yapılan hesaba göre bir ders yılı, iki dönem hâlinde yaklaşık 180 iş günü olduğu için yıllık bir öğrencinin maliyeti ise 7.020 TL'yi buluyor.


Haber Kaynağı : Kübra Karasu

bütçe görüşmeleri EMEP Sevda Karaca Ekmek ve Gül Derneği ücretsiz yemek Mahmut Özer