Her yıl sonuna doğru başlayan, izleyen yıl başında da bir süre devam eden bütçe tartışmaları bir süre sonra sönümlenir ve yaşam yine bildiği gibi devam eder. Bu döngü toplumsal olgu ile ilgili toplumsal algılamanın inanılmaz aldatıcı görüntüsüdür. Peki, o zaman başlayalım: mesele nedir, sorun nerededir?
Tüm bütçe teklifleri, bütçenin istihdam sağlayıcı, genel fiyat düzeyini denetleyici ve aşağıya çekici, kısacası genel toplumsal refahı yükseltici ifadelerle topluma sunulur. Nitekim, 2026 yılı bütçesinde de böylesi süslü ifadeler bütçenin başlangıcını süslemektedir. Peki, böylesi ifadelerin kullanılmasında nasıl bir yanlışlık ya da sakınca olabilir ki? Böylesi ifadelerin kullanılmasında bir sakınca olmayabilir, fakat bunlar samimi kanaat ve niyetlerle yazılmış ve uygulamaya koyulması garanti ifadeler değildir. O zaman bu ifadelerin farklı bir işlevi olabilir mi, diye insan düşünmeden edemiyor. Böylesi gerçekle bağdaşmayan ifadelerin kimler tarafından bütçeye koyulduğuna bakarak, ne söylenmek istendiği anlaşılabilir. Bu konuyu etraflıca açıklayabilmek için 2026 bütçesi üzerinde bir gezinti yapalım.
2026 Kamu Bütçesi görüşülürken yapılacak tartışmaların bütçenin nasıl bir hedefe yönelik olduğu konusu etrafında şekillenmesi tasarlanmış olmalı ki, başlangıca böyle süslü ifadeler koyulmuş olsun. Böyle bir başlangıç yöntemi fevkalade anlamlı gözükmekle beraber, biri teknik diğeri ise ideolojik olarak iki temel sebepten dolayı, maalesef, bu yöntem hiçbir dönem bütçesinde uygulanmamış olduğu gibi, 2026 yılı bütçesinde de kesinlikle uygulanmadığı bütçe kalemlerinin incelenmesinden anlaşılmaktadır. Teknik sebep, yıllık bütçenin ciddi bir ekonomik plana dayandırılmamasıdır. Zira, yeni yıl bütçesinin ya mevcut bütçeleme sisteminin uzun ya da hiç değilse orta vadeli bir ekonomik planlama doğrultusunda yapılagelmiş bütçelerin marjinal artışlar şeklinde oluşturulması, ya da her yıl saptanacak ekonomik planlara uygun şekilde “sıfır tabanlı bütçeleme” yöntemiyle yeni gereksinimlere uyarlanmış yeni bir bütçe yapılanmasına gidilmesinin söz konusu olması gerekirken, maalesef, her iki yöntemin de adeta göz ardı edilerek, bol laf dışında hiçbir planlama yapılmadan, finans kesiminin dayattığı Orta Vadeli Program uyarında bir önceki yıl bütçesinden ufak artışlarla yeni yılın bütçesinin yapılıyor olmasıdır. İdeolojik sebep olarak da, bütçeyi onaylayan parlamentonun her ne kadar halk temsilcilerinden oluştuğu düşüncesi varit ise de, burjuva devletinin baskın niteliği çerçevesinde çeşitli halk gruplarının parlamentoda temsili gerekli ağırlıkta ve burjuva ideolojisinden arındırılmış olarak gerçekleştirilememiş olduğundan, hakim sınıfın oluşturduğu yapılanma üzerinde dönüştürücü bir fikir olamayacağı gibi, halk yararına, adil kaynak dağılımını hedefleyen sosyal nitelikli yeni bir bütçeleme sisteminin gündeme gelmesi de söz konusu olamaz.
Bütçe tasarısının “Giriş” bölümündeki süslü ifadelerin aksine, gerek ekonomide gözlemlenen gelişmeler, gerek bütçe kalemlerinin incelenişi adeta var olan siyasî kadronun siyasi tabanını “yoksullaştır ve destekle” yöntemi ile tahkim etme politikası gütmüş olduğu gibi, bütçeden anlayabildiğimiz kadarıyla bu yöntemden mutlu olan siyasi kadronun aynı politikada devam kararı almış gözükmektedir. Bu mekanizmanın nasıl çalıştığını çeşitli yıllar bütçe kalemlerinde izleyebiliriz. Sosyal Güvenlik ve Sosyal Yardım Hizmetleri harcamalarının muhtelif yıllarda ulusal gelire oranları % 4,5 ile % 5 aralığında seyrederek hem sağlık hizmetlerini hem de eğitim hizmetlerini münferiden aşmış olarak, hatta söz konusu iki kalem harcama neredeyse toplamına eşit düzeyde seyretmiştir. Bu durum için kasıt aramak bilimsel görülmeyebilir, fakat kör gözle dahi görülebilen süreçler aksini ortaya koyar durumdadır. Nasıl aksini söyleyebiliriz ki, yoksulluk sınırı 92 bin dolayına, açlık sınırı ise 28 bin dolayına dayanmışken, hangi tanıma inanırsanız inanınız, işsizlik bir türlü % 30’ların gerisine düşmezken doğal olarak sosyal destek kimilerine bir kapı aralayabilir, kimilerini de celladına aşık psikoloji illetine sürüklerken, siyasiler de işlerine bakarlar!
Sağlık harcamalarının seyri de eğitim harcamalarına benzer. Şöyle ki, adeta gelir dağılımı itibariyle bölünmüş halkımızın bir bölümü kamu sosyal güvenlik hakkının hiç değilse bir bölümünün karşılanmasıyla kamu hastanelerinden yararlanamazken, ufak bir bölümü ise özel kliniklerde en konforlu hizmetlerle kazıklanabilmektedir. Ülkemize girişlerine kucak açtığımız insanlar kamu kaynaklarına ulaşırken, buna ilaveten, vatandaşlarımızı adeta itercesine yabancı uyruklu stajyerlere yer açmada ulvî yüreğimizi sonuna kadar açıyoruz.
İşin özü şudur ki; kapitalist parlamento sisteminde iktidar partisi kadar, muhalefet de sistemin üst-yapı özelliğindedir. İktidar ve muhalefet sınıfsal niteliği ile benzeştiği için bütçe tasarısı görüşmelerinde sermaye başatlığı ya da emek üzerindeki sömürü gibi çok temel konular gündeme getirilmemekte, tartışma ve çatışmalar koltuk kavgası ve seçmene selam niteliğini geçmemektedir. Bütçe görüşmelerinde taraflar parti olarak farklı olabilmekle beraber, sınıfsal olarak ekonomik demokrasiyi sağlayabilecek şekilde birbirine karşıt ve zıt değildir. Bu durumda, tartışmalarda emekçi ve genel halk çıkarları gereği şekilde gündeme gelemediği gibi, sermayeye tanınan olağanüstü ayrıcalıklar da ciddi eleştiri konusu yapılamamaktadır. Benzer gruplar arasında iktidar kavgasına sıkışan tartışmalar sonucunda, sermaye-devlet aygıtı sanal büyüklüğüne rağmen sistemin somut gücüne mağlup olarak, basit ve göstermelik mücadeleden öteye götürülemeden yasalaştırılan bütçe yoluyla, sermayenin gücü devlet katında tanınmış ve emekçi ve halka karşı çıkarları da yasalaştırılarak devlet gözetim ve koruması altına alınmış olur.
Çok Okunanlar
Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ geri döndü
Kılıçdaroğlu çalışma ofisini boşaltıyor
Operasyon hamlesi işe yaramadı
Bahçeli'nin geçmişteki Demirtaş sözleri yeniden gündemde
Enkazdan kurtarılan Dilara'ya acı haber verildi
Cevheri Güven’e bilgi sızdırma davasında ilerleme yok!..
Kulis: Kabine'de Ali Yerlikaya'nın yerine 2 aday!
MHP lideri Bahçeli'den iki isme 'Yurt dışına çıkın' uyarısı
Nafakaya yeni düzenleme geliyor
MHP'den Demirtaş'ın tahliyesi için bir sinyal daha...