Oktay Haluk Doğan yazdı: Kendimizi dev aynasında görmek

KENDİMİZİ DEV AYNASINDA GÖRMEK

Bu sezon iki takımın kıyasıya rekabeti içinde geçen Süper Lig’de gündemden düşmeyen hakem hataları, hakem eyyamları ve büyük takım kalemşörü basın yorumları yüzünden, Suudi Arabistan’da tek bayrak tek yürek olan iki kulüp yine birbirlerine girdiler.

Karşılıklı el enseler, kulüp açıklamaları içinden cımbızla çekilen cümlelerle geleceğe dair komplo teorileri üretmekte birbirleri ile yarışıyorlar. 

Başarı uğruna milyonlarca doların oyuncu ve menajerlere akıtıldığı bu düzende taraftarın sesini çağrısını dinlemek adına borç üstüne borç yapan takımlarımız üst sıralarda derece yaparak Avrupa kupalarına katılmak kaygısını dile getirirken, aslında harcananla oradan geleni bir kefeye koyunca yine zararda oldukları gerçeğini çabuk unutuyorlar.

Kendi sınırları haricinde izlenme ve takip anlamında bir itibar görmeyen ligimizde gerek TFF, gerekse kulüplerimiz, tıpkı siyasilerin yaptığı temel hataya düşüyorlar.

Kendilerini ve futbolumuzu dev aynasında görüyorlar. Bundan vazgeçtikleri takdirde işe doğru yerden bakmış olurlar.

Ama şu an olan şu: Avrupa futbolunda rakamsal olarak savururcasına büyük rakamlar harcayıp, istikrarlı bir başarı grafiği olmama aldatmacası ile kendimizi kandırıyoruz. 

Galatasaray’ın UEFA kupası ile Milli Takım’ın Dünya Kupası 3.’lüğünden başka dişe dokunur bir başarı da göremiyoruz.

Diyelim bunlar yok; Türk futbolunu çağın koşullarına uygun şekilde yeniden dizayn etme alt yapı, tesis, antrenör, kulüp yöneticisi yetiştirme var mı? O da yok.

Giden milyonlar ardında bıraktığı borç batağı, UEFA’dan alınan cezalar, yap boza dönen TFF uygulamalarından başka bolca kavga didişme eyyam, birbirlerine parmak sallama, saha içi ve saha dışı olaylar futbolu izlenmez ve çekilmez hale getiriyor.

Özerk bir yapıda olması gereken Türk Futbolu ve Federasyon seçiminden, yönetim listesine, uygulamalarına kadar emir ve talimatla ve en güçlü en çok sesi çıkanın en çok fayda sağladığı bir görüntü sergiliyor. 

Futboldaki bu kötü görüntü ve imajın ötesinde başta kadın Voleybol, basketbol, olimpik sporlarda ise çok az bütçe ile neler başarıldığını görmekteyiz.

Son zamanlarda voleybolumuzun yanına okçuluk, güreş ve boksu da ekleyebiliriz. 

Bu dallarda tarihi zaferlerin ardındaki nedenleri ve başarı yol haritasını başta futbol olmak üzere diğer başarısız branşlara öğretmenin zamanı geldi geçti. 

Ama takım sporlarında bir tehlike var, başarı payında devşirme oyuncuların sayısının fazlalığından kurtulmak ve nitelikli oyuncu yetiştirerek öze dönmek şarttır.

Türk futbolu ve sporunun kurtuluşu reçetesi budur.

Haber Kaynağı : 12punto