Bulaşık süngerlerinin renklerinin arkasındaki işlevsel sır

Mutfakta ellerinizin altında bulunan çok sayıda sünger göze çarpan renkleriyle dikkat çeker. Pek çok kişi renk seçimini rastlantısal yapıyor gibi görünse de aslında bu renklerin her biri farklı bir kullanım amacına hizmet ediyor. Renk kodlamaları sayesinde eşyalarınız korunurken temizlikten maksimum verim almak da mümkün hale geliyor.

Yeşil renkteki süngerler, çok yönlü kullanıma uygun olup tencere, tava ve tabakların temizliğinde tercih ediliyor. Sert dokusu, inatçı kirlerle kolaylıkla başa çıkmayı sağlıyor. Sarı renkli süngerler ise daha hassas yüzeyler için tasarlanıyor. Cam, porselen ya da seramik üzerinde güvenle kullanılabilen bu süngerler, yüzeyleri çizmiyor.

En yumuşak dokunuş ise mavi süngerlerden geliyor. Mavi renkli süngerler, ayna, cam veya paslanmaz çelik gibi en hassas yüzeylerde öneriliyor. Fakat bu süngerler, ağır kir ya da yanık kalıntılar için yeterli aşındırıcılığı sunmuyor.

Zorlu lekeler ve derin temizlik için kırmızı ve pembe süngerler devreye giriyor. Oldukça aşındırıcı yapıları sayesinde lavabo, ocak veya gider temizliği esnasında etkili oluyorlar. Ancak, bu renk süngerlerin cam veya metal gibi kolay çizilebilen yüzeylerde kullanılması önerilmiyor.

Temizlikte en sert mücadeleye ise siyah süngerler sahne oluyor. Özellikle yanık tabanlar veya inatçı lekeler için geliştirilen bu süngerler, güçlü aşındırıcılığı ile derinlemesine temizlik sağlıyor. Fakat gündelik yüzey temizliklerinde kullanılması tavsiye edilmiyor; aksi halde çizilme riski yüksek.

Bu bilgiler ışığında, süngerlerin sadece şekil ve renkten ibaret olmadığını, aslında her birinin farklı görevler üstlendiğini unutmamakta fayda var. Doğru süngeri doğru yüzeyde kullanmak, hem temizlikte etkinlik sağlıyor hem de mutfak eşyalarının ömrünü uzatıyor.

Haber Kaynağı : 12punto