Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
34,9385
Dolar
Arrow
32,5064
İngiliz Sterlini
Arrow
40,8451
Altın
Arrow
2441,0000
BIST
Arrow
10.087

Türk milletinin çalınan tarihi eserleri için harekete geçildi

Dört bir yanı güzelliklerle ve tarihi değeri yüksek yapılarla dolu Türkiye'nin çalınan tarihi eserleri için harekete geçildi. Seyyid Mahmut Hayrani Türbesi’nden kaçırılan sandukalar, Selçuklu halıları ve Üsküdar Valide-i Atik Camii kapısının kilit aksamı bu eserler arasında yer alıyor.

Türk milletinin çalınan tarihi eserleri için harekete geçildi

Türk sanatı tarihi sanat tarihçileri tarafından en temelde ikiye ayrılır; İslam öncesi Türk sanatı ve Türk-İslam sanatları. İslam öncesi Türk sanatının coğrafyası çok büyük bir alanı kaplamakla birlikte Türkiye’nin bulunduğu coğrafya bu alanın çok az içinde bulunmaktadır.

Milliyetçi Kongre Derneği sanat komisyonu sekreteri Fatih Ayaz, TamgaTürk'te kaleme aldığı yazıda şu ifadeleri kullandı:

"Türk-İslam sanatının en yoğun bulunduğu yer tabii olarak Türkiye sınırları içinde kalan topraklardır. İslam öncesi Türk sanatına fiziksel olarak sahip çıkmak hem sınırlarımızın dışında olduğu için hem yeni yeni araştırıldığı için oldukça zor.

Bir de mirasçısı olduğumuz “Anadolu Medeniyetleri”nden kalan sanat var. Ama zaten bu topraklarda olan ne Türk-İslam sanatına ne Anadolu sanatına sahip çıkabiliyoruz. 

Birkaç örnekle nasıl sahip çıkamadığımızı, neden sahip çıkmamız gerektiğini ve Milliyetçi Kongre Derneği olarak çözüm önerilerimizi/aksiyonlarımızı anlatalım. 

Bu “sahipsizlik” çok eskilere dayanıyor, 1864 yılında Bergama’da çalışan Alman mühendis Carl Human Begama Antik Kenti’nde izinsiz kazı ve araştırma yaparak bulduklarına Berlin’e gönderiyor. Daha sonra yine Alman olan Müze-i Hümayun Müdürü Dr. Philip Dethier’ın katkılarıyla hazırlanan nizamname eserlerin bir kısmını toprak sahibine bir kısmını kazı yapana bir kısmını devlete bırakıyor.

YILDA 850 BİN KİŞİ ZİYARETE GELİYOR

Fakat devlete ve toprak sahibine düşen kısımları da parayla satın alıyorlar. Ve tabii olarak Almanlar Bergama Antik Kenti’ni tek tek Berlin’e taşıyorlar ve aynı isimle bir müze açıyorlar. Müzeye yılda ortalama 850 bin kişi ziyarete geliyor.

2007 yılında 1.1 milyon ziyaretçi ile Almanya’nın en çok ziyaret edilen müzesi oluyor. Bizim topraklarımızda bulunan tarihi eserler ile Almanya’da en çok ziyaret edilen müze...

HALILARDAN SADECE 2 TANESİ TÜRKİYE'DE

Cumhuriyet Dönemi’nde de durum farklı değil. Beyşehir Eşrefoğlu Camii'nde 1930 yılında R. M. Riefstahl tarafından bulunan 12-13. Yüzyıla ait Selçuklu halılarından sadece 2 tanesi Türkiye’de sergilenmektedir.

Gördes düğümlü ki bu düğüm türü Türk halılarına özgü bir düğüm türüdür- bu halılar Edmund de Ungerin Keir koleksiyonu, Dallas, Amerika’da sergilenmektedir.  

SANDUKALAR KAÇIRILDI

Seyyid Mahmut Hayrani Türbesi’nde 4 adet 13. yüzyıla tarihlenen sanduka bulunuyor. Bu sandukalar kaçırılmaya çalışılırken yalnızca 2 tanesi yakalanabiliyor.

Bu sandukalar şu an Kopenhag'da David Samling Müzesi’nde sergilenmektedir.

Bu sandukalar dahil birçok tarihi eserin kaçırılmasında ise Konya’da Alman Konsolosu olarak görev yapan Dr. J. H. Loytved’ın parmağı bulunuyor. Kendisi 1907 yılında Beyhekim Camii’nin mihrabını da çalıyor ve Berlin’e götürüyor.

Beyhekim Camii mihrabını şu an Bergama Müzesi İslam Eserleri Koleksiyonu kat 2, oda 5’te ziyaret edebilirsiniz. 

Tek başına zararlı bir cemiyet gibi çalışan Alman Konsolosu konuyla alakalı “Konia: Inschriften der seldschukischen Bauten” isimli kitap bile yazıyor...

Peki günümüzde durum ne? Tüm bu çalınan tarihimiz hakkında 100 yıl önce olduğu gibi miyiz? Daha kötüyüz! Kameralarla her şeyin izlendiği günümüzde camilerimizden çalınmayan eser kalmadı neredeyse. 2014 yılında Bursa Osmangazi’de bulunan Başçı İbrahim Paşa Camii minberinin 500 yıllık kapısı çalındı!

İstanbul Üsküdar’da bulunan, çocukken top oynayıp su içmeye gittiğimiz Doğancılar Çakırca Hasan Paşa Camii’nin 500 senelik kapı kolları çalındı!

Üsküdar Valide-i Atik Camii kapısının kilit aksamı çalındı! Bunlar sadece bazıları."

Peki bu eserlerimizi neden ve nasıl korumalıyız? 

Yazılarımız, camiilerimiz, mihraplarımız, minberlerimiz, halılarımız, kapılarımız ve daha nice taşınır taşınmaz tarihi eserimiz yoksa biz kimiz? Bizim sanatımız nedir? Tarihimiz nedir? Bir millete özgü bu üslup nedir ve kendini nerede göstermektedir?

Bir topluluğun hafızası olan bu eserlere sahip çıkamıyorsak topluluğumuza nasıl sahip çıkacağız. Yıllar boyunca birikimlerle oluşmuş bu tarihi eserler bir milletin millet oluşunun sembolüdür.

Hem Osmanlı Devleti hem Türkiye Devleti bir kurum olarak 'millet olma hali'ni tarihi eserlerine gösterdiği özende başaramamıştır. 

Peki nasıl koruyacağız?

  • Öncelikle Milliyetçi Kongre Derneği olarak yakın zamanda çalınmış eserlerimiz hakkında CİMER’e ‘Bilgi Edinme Kanunu’ kapsamında başvurular yaparak varsa açılan soruşturmaların akıbetini öğrenecek ve bunları kamuoyu ile paylaşarak bilinçlendirme çalışmasında bulunacağız.
  • Tarihi eser kaçakçılığı ve kaçak kazılara verilen cezaların arttırılması için kanunda değişiklik yapılarak caydırıcı, ağır cezalar getirilmesini talep edeceğiz. 
  • Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Diyanet İşleri Başkanlığı yönetiminde bulunan tarihi camiilerimizin çalınma riski olan eserlerinin korunmasına yönelik olarak müzelere taşınması veya oldukları yerlerde ciddi korumalara alınmasını isteyecek ve takipçisi olacağız.
  • Yurtdışına kaçırılan eserlerimizin iadesi için yapılan başvuruların özellikle Avrupa Devletleri’nde karşılıksız bırakıldığını dünya kamuoyuna söyleyecek ve sözde hukuk devleti olan bu devletlerin hırsız olduğunu her fırsatta dünya kamuoyuna duyuracağız. 
  • Bilinçli ve muasır medeniyetler seviyesine gelmek için ülkemizin toz zerresi dahi olsa hür türlü mal varlığına sahip çıkacağız.
  • Milliyetçi Kongre Derneği olarak vatan sevgisinin sadece toprağa değil o topraklarda olan insanlara ve o toprakların değerlerine sahip çıkmak olduğunu herkese anlatacağız. 

Haber Kaynağı : 12punto

tarihi eser Sanat müze Sanduka