Türkiye’de yabancı sermaye yatırımları, Atatürk döneminde de elektrik, telefon, gaz gibi altyapı hizmetleri, madencilik, inşaat ve taşımacılık sektörlerinde olmak üzere varlığını 1929 yılına kadar sürdürülürmüştür. 1929 yılı itibariyle, Türkiye’de yerli ve yabancı şirketlerin değeri, payları yarı yarıya olmak üzere ve ödenmiş sermaye itibariyle 80 milyon TL kadardı.
?Atatürk de 1930-1938 Döneminde TBMM’mi açış konuşmalarında sürekli olarak hükümetin ‘‘denk bütçe ve milli paranın istikrarını koruma ‘‘politikasına bağlı olunduğunu vurgulamıştır.
?Dış ticarette denge sağlamayı hedefleyen ‘‘malımızı alanın malını alma ilkesi’’ nin uygulandığı ikili ticaret anlaşmaları yapılmasının tercih edilmesinin, dönemin ekonomisi adına önemli önemli etkileri vardır. Öncelikle, ikili ticaret anlaşmalarında ‘en çok kayrılan ülke kuralı’ uygulanmadığından ticaret yapılacak her ülke bazında mevcut dış ticaretin içeriğine uygun anlaşmalar yapma, ülkelere göre ithali yapılacak malların kontenjanını belirlemede özgür davranabilme imkânı olmuştur. Diğer taraftan çoğu ikili anlaşmaya ek olarak, ithal edilen malın bedelinin kliring anlaşmaları da yapılmıştır. Bu kapsamda, Almanya, Fransa, Macaristan, İsviçre ve Avusturalya ile kliring anlaşmaları yapılmıştır. Böylece, ülkeden döviz çıkmadan ihracat ve ithalat yapılması, dolayısıyla da döviz dengesi sağlanmıştır. Hükümet, mümkün olan bütün ülkelere ikili anlaşma yapma yoluna gitmiş, böylece ithalatın artması ihracatın da artması ya da ihracatın azalması ithalatın da azalması koşulana bağlanmıştır. Kliring uygulamalarının önemli etkilerinden birisi de Türkiye’nin ihraç ürünlerinin fiyatlarının Dünya konjonktüründen bağımsız olarak belirlenmesini sağlaması; böylece de anlamaları gereken kliring bakiyesi nedeniyle Türk tarım ürünlerini satın almak zorunda olması, sonuç olarak da çok büyük kısmını tarım ürünlerinin oluşturduğu Türkiye’nin ihraç mallarının, Dünya fiyatlarının üzerindeki fiyatlarla ihraç edilmesi olmuştur. Ayrıca kliring uygulamaları ile artan tarım ürünleri ihracına karşılık ithal edilen sanayi malları sayesinde sanayileşme alanında da önemli gelişmeler gerçekleştirilmiştir.
?1932 yılında bir Takas Komisyonu kurulmuş, kontenjan ve kliring uygulamaları ile uygulanmaya başlanmıştır. Temelde kliring uygulamasına çok yakın olmakla birlikte ödemelere aracılık eden kurum açısından farklılık gösteren takas uygulamaları; bir malın ihracına karşılık olarak diğer bir malın ithalini öngörmekte, günümüzde uygulama değişmiş olsa da barter olarak da adlandırılmaktadır. Takas uygulaması, karşılıklı iki ülke merkez bankaları nezdinde açılan hesaplar yoluyla gerçekleştirilmiştir. Uygulamanın işleyişinde; bir ülkenin tüccarı Türkiye’den mal ithal ettiğinde malın bedelini kendi ülkesinin merkez bankasına kendi ülke parasıyla ödemekte, Türk lirası cinsinden yapmakta; Türkiye’deki tüccarların mal ithal etmesi halinde ise bu durumun tersi gerçekleşmektedir. Böylece, iki ülke arasında ticaretten doğan borçların ödeme işlemleri, ülkelerden döviz çıkarılmadan gerçekleştirilmiştir olunmaktadır. Takas uygulamalarının ihracatı arttırıcı etkisi olmuş, ithalat için ise dövize gereksinim kalmamıştır.
?Takas uygulamaları Türkiye için çok kritik bir görev üstlenmiş, dış ticarette büyük ölçüde yön vermiştir. Örneğin; 1939 yılı ocak ayında Türkiye’nin dünya genelindeki ihracatı 11.766.350 lira, ithalatı ise 9.9096.956 lira olmak üzere dış ticaret hacmi toplam 20.863.486 lira olarak gerçekleşmiştir. Söz konusu ticaret kapsamında takas usulü ile yapılan ticaretin payı ihracatta %81,4, ithalatta ise %85,8 olarak gerçekleşmiştir.
?Bunların dışında, ithalatın önüne geçmek ve ülke tasarrufunu arttırmak adına psikolojik faktör olarak tanımlanabilecek olan, tüketicinin (halkın) tüketim eğilimlerini etkileyerek Türk Malı kullanmaya sevk edilmesine yönelik çalışmalar da yapılmıştır. Bu anlamda, 1929 buhranının başlamasının hemen ardından, 12/12/1929’da TBMM Başkanı Kazım Özalp başkanlığında Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti kurulmuştur. Atatürk döneminde; ülkemizin ihracatı ithalatından fazla olmuş ve hep ihraç fazlası vermiştir. Sonuç olarak; bugünkü gibi ödemeler dengesi sorunu hiç yaşamamış ve ödemeler dengesi hep fazla vermiştir. Tarihe küçük bir not.
Çok Okunanlar

Sevgilisi tarafından öldürülen Ayşe'nin son görüntüsü ortaya çıktı

İmamoğlu ile savcı arasında gerginlik yaşandı!

'Osmanlı Eyaletler Sistemi' gibi bir şey mi?!

Son 9 ayın anketi: İmamoğlu ve Erdoğan arasında kaç puan fark var?

Avukatı 8 bin yıl hapis cezası alan Oktar'ın son halini paylaştı

Eski polis Cemil Koç’un adı bir kadın ölümünde daha geçti

Ayşe Tokyaz cinayetinde kan donduran yeni görüntüler!

Bakan Tekin'in 'Geri zekâlıya anlatır gibi anlatıyoruz' sözlerine CHP'den tepki

Simge Sağın'dan bikini itirafı: Çocuk bikinisi

Evler yandı, ahırlardaki hayvanlar kurtarılamadı