Enflasyon demokrasinin önünde ve tüm insanlar için gerekli olan gelir dağılımı, adalet, hukuk ve çağdaş bir yaşam için engeldir. Ortağı ise siyasi iktidardır. Siyasi iktidar yasalarla halktan soramadığı hesabı enflasyon yoluyla soruyor ve hesaplaşıyor. Enflasyonu istemek en büyük insan hakları ve demokrasi ihlalidir. Enflasyonun olduğu ülkede barış ve kardeşlik olmaz. Enflasyon bozuk düzenin tek varlığıdır.
Siyasi iktidar ülkemizi çağdaş normlarda yönetmenin yerine hastalıklı bir yapıyı halka dayatmaktadır. Aslında enflasyon bir yandan iktidarı diğer yandan toplumu başarısızlığa sürükleyerek, siyasi iktidarın başarısızlığına kılıf ve gerekçe hazırlar. Ülkemizdeki devamlı ve bu sürüngen enflasyon, sürekli bir milli paranın değersizleştirilmesi ve döviz kurunun sürekli artışını ya da artacağını toplumun belleğine yerleştiren bir yanıyla da toplum belleğinde anestezi yapan, toplum ve ülkenin yararına neler yapılıyor ya da ülkenin yarınlarından neler çalınıyor yerine bugün fiyatlar kaç olacak, döviz yükselecek, faiz artacak ve düşecek söylemi toplumun belleğine yerleştirilir. Siyasi iktidar bu üçlü hastalığı topluma dayatarak bir yandan dayatmacı güvenlik politikaları, diğer yandan anti demokratik yasalar uygulanması için zemin hazırlar. İktidar bir önceki dönemdeki yüksek oran azalınca hükümet enflasyon kontrol altına alındı diye açıklıyor. Bu kanserli bir bölgeye ağrı kesici ve antibiyotik vermektir. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli öğe enflasyon oranının büyüklüğü değil enflasyon beklentisinin sona erdirilmesidir.
Hükümetin, ülkemizi çağdaş bir toplum düzenine çıkarması için öncelikle bir ulusal Kalkınma Programı hazırlaması gerekir. Enflasyonsuz bir yaşam için ulusal ekonomik hedef ve önceliklerin doğru anlatılıp, ulusal kaynakların gerçeklere uygun olarak değerlendirilip ülkemizin gerçek potansiyelinin doğru anlatılıp, doğru bir şekilde ortaya konması gerekir. Enflasyonsuz yaşam İMF programları ve Neo-Liberal politikalarla olmaz.
Kamu tüketimi, özel tüketim ve mevcut kaynakların ve potansiyellerin tam kullanımı durumunda tatmin düzeyinin nasıl değişeceği ortaya konmalıdır. Bununla birlikte, enflasyon o zaman, olayların mantığında ve uygulamasında yapılacak büyük hataların belirtisi olarak çıkabilecektir. Bu durumda da bu tür hataların devamının ise sosyal ve ekonomik hedeflerin elde edilmesini tetikleyip düşüreceği de bir gerçektir. Ülkemizde siyasi iktidar enflasyonun gerçek nedenleri ile mücadele etmiyor. Etmediği için de ekonomik ve sosyal koşullar daha çok kötüye gidiyor. Bu kötüye gidişin bedelini ise son tahlilde halkımız ödüyor. Enflasyon halkı fakirleştirir, zengini daha zengin yapar. Ülkemizde uzun süredir yaşanan bu yapışkan enflasyonun darbeleri karşısında artık halkımız dayanamamaktadır. Bu sürüngen enflasyonun ülke içindeki etkileri, siyasal sonuçları dolayısıyla bazen uluslararası sürtüşmeyi de beraberinde getirebilmektedir. Kötü yönetilen bir ülkede iyi ekonomi olmaz. İktidar temel sorunların çözümü yerine günü birlik ve anlık sokak jargonlarıyla ülke yönetmeye çalışıyor. Ülke sorunlarını çözmek için sosyal ve ekonomik bir program hazırlayarak önce kendi inanacak sonra da halkı inandıracak. Aksi takdirde baskıcı güvenlik politikalarıyla ülkemizi yönetemez.
Çok Okunanlar
Narin'in gözaltına alınmayan abisinden, amcasıyla ilgili şaşırtan sözler!
Salim Güran'ın Antalya'da 5 kez aradığı kişi ortaya çıktı
'İhmali veya sorumluluğu olan personel hakkında...'
YouTube'da en çok izlenen 10 Türk gazeteci belli oldu
Ayşenur Ezgi'nin cenazesi yarın Türkiye'ye getirilecek
Narin'in katliamı, feodalizm ve suskunluk yasası
İtirafçı Nevzat Bahtiyar'ın ifadesinin ayrıntıları ortaya çıktı
Narin Güran soruşturmasının seyrini değiştirecek itiraf
Araba alacaklar dikkat! Bu haberi okumadan karar vermeyin
'Ortak Türk Alfabesi'ne Türkiye'de kullanılmayan 5 harf eklendi