Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,6102
Dolar
Arrow
35,4274
İngiliz Sterlini
Arrow
43,4691
Altın
Arrow
3093,0000
BIST
Arrow
9.977

Türkiye’de hayat nasıl gidiyor?

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) "How's Life? 2024" raporu, OECD üyesi 38 ülke ile birlikte toplam 41 ülkedeki yaşam kalitesini ve refah düzeyini değerlendirmektedir. Analizde 11 boyut, 4 gelecek refahı kaynağı ile ilgili 80 farklı gösterge baz alınarak ülkelerin yaşam kalitesi ölçülmektedir. 2024 yılı raporu, OECD Refah, Kapsayıcılık, Sürdürülebilirlik ve Eşit Fırsat Merkezi tarafından hazırlanmış ve  “KRİZ ZAMANLARINDA REFAH VE DAYANIKLILIK” başlığı ile yayınlanmıştır. 

OECD raporu, Türkiye'de yaşayanların hayatından memnun olmadıklarını ortaya koydu. Türkiye, yaşam memnuniyetinde ve cinsiyet eşitsizliğinde 41 ülke arasında son sırada yer alırken, eğitimde 34. sırada, hava kirliliğinde ise OECD ülkeleri arasında sondan 3. sırada yer aldı.  Gıda erişiminde büyük bir sorun göze çarpıyor. Türkiye’de 15 yaşındaki öğrencilerin % 20'si son 30 günde haftada en az 1 gün hiç yemek yiyemediğini belirtirken, bu oran OECD ülkelerinde %8 düzeyinde. 

Refahın ölçümünde kullanılan 11 boyut; insanların ekonomik seçeneklerini (gelir ve servet, iş ve iş kalitesi, konut) şekillendiren maddi koşullar ve insanların ne kadar iyi olduklarını (ve ne kadar iyi hissettiklerini), ne bildiklerini ve neler yapabildiklerini ve yaşadıkları yerlerin ne kadar sağlıklı ve güvenli olduğunu (sağlık, bilgi ve beceriler, çevresel kalite, öznel refah, güvenlik) kapsayan yaşam kalitesi faktörleriyle ilgilidir. 

Raporun tamamına OECD web sitesinden (https://www.oecd.org/en/publications/how-s-life-2024_90ba854a-en.html) ulaşabilirsiniz. Raporda Türkiye'nin öne çıkan bazı göstergelerdeki performansına, özet olarak aşağıda yer vermeye çalıştım. 

1.Yaşam Memnuniyeti ve Sosyal Adalet

Yaşam memnuniyeti, insanların mevcut hislerinden ziyade hayatlarını bir bütün olarak nasıl değerlendirdiklerini ölçer. Yaşamdan genel memnuniyetlerini 0 ila 10 arasında bir ölçekte derecelendirmeleri istendiğinde,  Türk halkı ortalama olarak 4,9 puan verdi, bu OECD ortalaması olan 6,7'den çok  daha düşük ve OECD'deki en düşük memnuniyet puanlarından biri olarak Türkiye’ yinin 41. sırada yer bulmasına sebep olmuştur. Türkiye, sosyal adaletsizlik sıralamasında sondan ikinci sırada bulunmakta ve sosyal adaletsizliğin en yüksek olduğu iki ülkeden biri olarak dikkat çekmektedir. 

2.Eğitim ve Cinsiyet Eşitsizliği

PISA raporlarına göre, Türkiye'deki ortalama bir öğrenci matematik ve fen bilimlerinde, OECD ortalaması olan 488'in altında kalarak 462 puan aldı ve puanla Türkiye 41 OECD ülkeleri arasında 34. olarak sondan yedinci sırada bulunmaktadır. Cinsiyet eşitsizliği alanında Türkiye, 41 ülke arasında 41. olarak sonuncu sırada yer almaktadır. 

3.Gıdaya Erişim 

OECD ülkelerindeki 15 yaşındaki öğrencilerin %8'i, son 30 gün içinde yiyecek satın almak için yeterli paraları olmadığı için haftada en az bir gün yemek yemediklerini bildirdi. Gıda güvensizliği öğrencilerin yalnızca fiziksel sağlıklarını değil, aynı zamanda okul performanslarını, eğitim fırsatlarını ve genel yaşam kalitelerini de olumsuz yönde etkilemektedir.

Son 30 gün içinde yiyecek satın almak için yeterli paraları olmadığı için haftada en az bir gün yemek yemediklerini bildiren 15 yaşındaki öğrencilerin yüzdesi en yüksek olan ülke Türkiye. Maalesef ülkemizde neredeyse 5 öğrenciden biri en az bir gün okuluna aç gitmek zorunda kalıyor.

4.Hava Kirliliği

Türkiye, PM2.5 ( akciğerin en derin noktasına kadar solunabilecek kadar küçük partikül madde) seviyeleri metreküp başına 27,1 mikrogram ile 41 OECD ülkeleri arasında 39. olarak sondan üçüncü sırada yer almaktadır. Bu değer, Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği metreküp başına 10 mikrogramlık yıllık kılavuz sınırının oldukça üzerindedir. 

5.Ortalama Yaşam Süresi 

OECD ülkeleri arasında Türkiye, 1960 ile 2008 yılları arasında yaşam beklentisinde en büyük kazanımlardan birini kaydederek, genel olarak 25 yıllık bir yaşam süresi artışı sağladı ve OECD ülkeleri arasındaki ortalamayla farkı hızla daralttı.  Türkiye'de yaşam  beklentisi OECD ortalaması olan 81 yıldan yaklaşık iki yıl düşük olup 78,6 yıldır ve bu sonuçta Türkiye’ yi 41 OECD ülkeleri arasında 31. sıraya yerleştirmektedir.

6.Hanehalkı Net Serveti

Hanehalkı net serveti, banka hesaplarında tutulan para veya hisse senetleri, kıymetli eşyalar ve diğer finansal olmayan varlıklar gibi bir hanehalkının finansal ve finansal olmayan değerlerinin toplam değeridir. Türkiye'de  ortalama hanehalkı net serveti,  323.960 ABD Doları olan OECD ortalamasının oldukça altındadır ve bu sonuçta Türkiye’ yi 41 OECD ülkeleri arasında 37. sıraya yerleştirmektedir.

7.İstihdam Oranı

Türkiye'de,  15 ila 64 yaş aralığındaki çalışma çağındaki nüfusun %47,52'si ücretli bir işte çalışmaktadır. Bu rakam, OECD istihdam ortalaması olan %66'dan çok daha düşüktür ve bu sonuçta Türkiye’ yi 41 OECD ülkeleri arasında 40. sıraya yerleştirmektedir. Ayrıca Türkiye’de "Hiçbir yerde olmayan gençler" sorunu önemli düzeydedir. "İstihdam, eğitim veya öğretimde olmayan gençlerin (15-24 yaş) yüzdesi (NEET)" Türkiye'de en yüksek oranda seyretmektedir.

8.Uzun Çalışma Süreleri

İş-yaşam dengesinin önemli bir yönü, bir kişinin işte geçirdiği zamandır. Kanıtlar, uzun çalışma saatlerinin kişisel sağlığı bozabileceğini, güvenliği tehlikeye atabileceğini ve stresi artırabileceğini göstermektedir. Ancak Türkiye'de  çalışanların yaklaşık %25'i  ücretli işte çok uzun saatler çalışmaktadır; bu,  ortalamanın %10 olduğu OECD'deki en yüksek oranlardan biridir ve bu sonuçta Türkiye’ yi 41 OECD ülkeleri arasında 40. sıraya yerleştirmektedir.

Sonuç ve Değerlendirme

Para her zaman mutluluğu getirmez, ancak hala daha yüksek yaşam standartlarına ulaşmanın önemli bir aracıdır. Ülkelerin kalkınma sürecinde ekonomik büyüme performansları ve kişi başına gelir düzeyleri önemli olmakla birlikte, insanların kaliteli eğitim fırsatlarına sahip olmaları, uzun ve sağlıklı yaşam sürdürebilmeleri, cinsiyet eşitliği, özgürlük vb. kalkınma göstergeleri de önemle vurgulanmakta olup, ulusal ve uluslararası kuruluşların da ilk gündem konularından birisini oluşturmaktadır. 

OECD'nin "How's Life? 2024" raporu, Türkiye'de yaşayanların hayatından memnun olmadıklarını ortaya koymaktadır. Kovid-19 salgınını sonrasında dünyada yaşanan geçim maliyeti krizinin etkisini anlamak amacıyla 2019'dan bu yana yaşanan gelişmeleri karşılaştıran verilerde Türkiye'nin sıralaması pekte iç açıcı değil.  Yaşam memnuniyetinde ve cinsiyet eşitsizliğinde 41 ülke arasında son sırada, eğitimde 34. sırada, hava kirliliğinde ise OECD ülkeleri arasında sondan 3. sırada yer alan Türkiye yaşam kalitesi ve refah düzeyi açısından birçok alanda iyileştirmeye ihtiyaç duymaktadır. 

Özellikle yaşam memnuniyeti, sosyal adalet, cinsiyet eşitsizliği ve eğitim gibi kritik alanlarda Türkiye'nin düşük sıralamalarda yer alması, bu konularda kapsamlı politikaların geliştirilmesi gerektiğini işaret etmektedir. Ayrıca, gıdaya erişim ve hava kirliliği gibi temel yaşam koşullarında da olumsuz verilerin bulunması, halk sağlığı ve çevre politikalarının gözden geçirilmesini zorunlu kılmaktadır. 

Türkiye'nin ortalama yaşam süresi ve hanehalkı net serveti gibi ekonomik ve sağlık göstergelerinde de OECD ortalamalarının gerisinde kalması, ekonomik refahın artırılması ve sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi yönünde adımlar atılmasını gerektirmektedir. İstihdam oranındaki düşüklük ve uzun çalışma saatleri ise iş gücü piyasasında reformların yapılmasının önemini ortaya koymaktadır.

Bu veriler ışığında, Türkiye'nin yaşam kalitesini artırmak ve OECD ülkeleri arasında daha üst sıralara yükselmek için kapsamlı ve sürdürülebilir politikaların hayata geçirilmesi büyük önem taşımaktadır. Daha yüksek refah seviyesi veya kalkınmışlık düzeyi daha yüksek gelirle birlikte daha iyi eğitim, sağlık, adalet, çevre ve diğer sosyo-ekonomik ortam ile oluşturulmaya ve daha kapsayıcı ve sürdürülebilir hale getirilmeye çalışılmalıdır. 

Türkiye’de başta cinsiyet eşitliği olmak üzere, kalkınma düzeyinin ve performansının artırılmasında,  insanı merkeze alan, fırsat eşitliği sağlayarak beşeri sermayeyi ve yaşam kalitesini yükseltecek, yoksul odaklı sürdürülebilir, kapsayıcı büyüme ve kalkınma politikaları uygulanmalıdır. Türkiye gibi orta gelirli ülkelerde yoksulluğun azaltılması açısından en etkin yöntem mevcut gelirin yeniden dağıtımıdır. Bu çerçevede, Türkiye’nin gerek maliye politikası araçları yoluyla fon tahsisini, gerekse uluslararası kuruluşlardan sağladığı fonları kendi önceliklerini ve eksikliklerini dikkate alarak yoksul insanların lehine yeniden dağıtılarak beşeri sermayeyi artırması önemlidir.

OECD raporunda yapılan hesaplamalar bir ülkedeki ortalama refah ve yaşam kalitesini göstermektedir.   Ancak bu sonuçlar ülkedeki bölgelere, etnik kökene, gelir gruplarına, cinsiyete, kent-kır ayrımına göre farklılıklar gösterebilmektedir. Bu farklılıkları dikkate alarak yapılabilecek hesaplamalar, hem uluslararası fon sağlayıcı kuruluşların hem de ilgili ülke karar vericilerinin nerede, hangi alanda, kimlere nasıl ve ne düzeyde fon sağlanması konusunda veri teşkil edip selektif politikaların uygulanmasına katkı sağlayacaktır. Aynı zamanda ülkeler arasında kalkınmışlık seviyesi farklılığı ortaya konarak, daha objektif kriterlere bağlı olarak ülkeler sıralanacak ve uygulanacak sosyo-ekonomik politikalar tespit edilecektir.

SİZCE TÜRKİYE’DE HAYAT NASIL GİDİYOR?