Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan her istatistiksel veri kamuoyunda farklı tepki ve yorumlara yol açıyor. Açıklanan makroekonomik verilerden toplum nezdinde en tartışmalı olanlar enflasyon ve işsizlik verileri üzerinde yoğunlaşıyor. Çalışmak isteyen ancak iş bulamayan kişilerin oluşturduğu bir durum olan işsizlik, ekonomik ve sosyal yapıyı derinden etkileyen kritik bir makroekonomik göstergedir. Ekonomik, sosyal ve kişisel birçok faktörden etkilenen, açık, gizli, doğal, yapısal, mevsimsel, geçici, teknolojik ve konjonktürel birçok türü olan işsizlik Türkiye’de son yıllarda farklı dinamiklerden etkilenerek çeşitli dalgalanmalar göstermektedir.
TÜİK'in 10 Ocak 2025 tarihinde yayımladığı Kasım 2024 Hanehalkı İşgücü Araştırması'na göre; dar anlamda işsizlik oranı %8,6 (3,1 milyon kişi) olarak gerçekleşmişken, geniş anlamda işsizlik, yani mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı %28,2 (11,4 milyon kişi) seviyesine ulaşmıştır. Son iki yılda dar tanımlı işsizlik sayısı 491 bin kişi azalmış görünse de, geniş tanımlı işsiz sayısı 3,6 milyon kişi artmıştır. Bu durum, dar ve geniş tanımlı işsizlik oranları arasındaki farkın açılmasına yol açmıştır.
Türkiye'de Yıllar Arası İşsizlik Oranlarının Karşılaştırılması
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2014 yılında %9,9 olan işsizlik oranı, 2019 yılında %13,7 ile zirve yapmıştır. 2020 yılında COVID-19 pandemisinin etkisiyle %13,2 seviyesinde gerçekleşen işsizlik oranı, 2021'de %12,0, 2022'de %10,4 ve 2023'te %9,2 olarak kaydedilmiştir.
TÜİK, referans dönemi içinde istihdam halinde olmayan kişilerden iş aramak için son dört hafta içinde aktif iş arama kanallarından en az birini kullanmış ve 2 hafta içinde işbaşı yapabilecek durumda olan kurumsal olmayan çalışma çağındaki kişileri işsiz olarak dikkate almaktadır. Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2024 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre 84 bin kişi azalarak 3,1 milyon kişi olmuştur. İşsizlik oranı ise 0,1 puan azalarak %8,6 seviyesinde gerçekleşmiştir. İşsizlik oranı erkeklerde %7,0 iken kadınlarda ise %11,7 olarak tahmin edilmiştir.
Dar Anlamda İşsizlik ile Geniş Anlamda İşsizlik Arasındaki Makas Açılıyor
Dar anlamda işsizlik %8,6 olarak gerçekleşirken, mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı (zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı) olarak ifade edilen geniş anlamda işsizlik ise %28,2 olarak tahmin edilmiştir. Böylece geniş tanımlı işsizlik oranı ile dar tanımlı işsizlik oranı arasındaki puan farkı açılma eğilimini sürdürmektedir.
Dar tanımlı işsizlik oranının düşüyor gözükmesinin temel nedeni TÜİK hesaplama yönteminin eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Dar tanımlı işsizlik hesaplama yöntemi zamana bağlı eksik istihdamı, ümitsiz işsizleri ve iş aramayıp çalışmaya hazır olanları kapsamamaktadır. Ancak geniş tanımlı işgücü hesaplamasında zamana bağlı eksik istihdam, ümitsiz işsizler ve iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar da işsiz olarak kabul edilmektedir. Diğer bir deyişle; işsiz olduğu halde son 4 haftada iş başvurusu yapmamış olanlar veya birisinin yanında bir gün ücretle bir iş yapmış olanlar ya da bir gün karın tokluğuna çalışıp da ücret almamış olanlar işsiz sayılmamaktadır.
Ancak çevremizde işsiz olan ama son 4 haftada iş başvurusu yapmamış olan ya da son dört haftada yalnızca birkaç saat veya gün çalışmış olduğu için işsiz sayılmayan çok sayıda insan olduğunu görüyoruz. Bunları da işsizlik oranına eklersek geniş işsizlik oranı ya da atıl işgücü oranı ulaşmış oluruz. Bu nedenle dar anlamda işsizlik oranı %8,6’ya düşmüş gözükürken, 2014-2020 döneminde %15-20 aralığında seyreden geniş tanımlı işsizlik, pandemi döneminde %25 seviyesinin üstüne çıkmıştır. Kasım 2024 sonu itibariyle geniş anlamda işsizlik % 28,2 olarak tahmin edilmektedir. Geniş tanımlı işsizlik (âtıl işgücü) erkeklerde %22,1 kadınlarda ise % 38,3 olarak hesaplanırken, geniş tanımlı kadın işsizliği ile geniş tanımlı erkek işsizliği arasındaki fark 16,2 puana yükselmiştir.
Ne Eğitimde Ne İstihdamda Olan Umutsuz Gençler
"Ne Eğitimde Ne İstihdamda Olan Gençler" kavramı İngilizce "Not in Education, Employment or Training" (NEET) kavramının Türkçe karşılığı olarak kullanılmakta olup herhangi bir eğitim kurumunda yer almayan, aynı zamanda çalışmayan ve mesleki eğitim süreçlerine katılmayan bireyleri tanımlar. Bu gençler, hem iş gücüne katılma hem de kişisel gelişim fırsatlarından yoksundurlar. Genellikle 15 ile 24 yaş arasındaki bireyler bu grupta yer alır. Bu durum, hem eğitim alanında hem de iş gücü piyasasında önemli aksaklıkları işaret eder. Eğitimde ve istihdamda olmayan gençlerin oranı, bir toplumun karşı karşıya olduğu yapısal sorunların, ekonomik krizlerin ve politik eksikliklerin bir göstergesidir.
Ülkemizde ne eğitimde ne istihdamda olan gençler oranının 2022 yılında %24,2 iken, 2023 yılında %22,5’a düşmüş, 2024 1. çeyrekte %22’ye 2. çeyrekte %20,8’e düşerken ve 3. çeyrekte ise %26,3’e yükselmiştir. Bu oranın şu an %25’ler düzeyinde olduğu tahmin edilmektedir.
Hükümetin Orta Vadeli Program’daki İstihdam ve İşsizlik Beklentileri
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan Orta Vadeli Program (OVP 2025-2027)’da hükümet; dengeli ve istihdamı destekleyen bir büyümeyi tesis ederken istihdamı ve beceri uyumunu artıracak işgücü piyasası reformları hayata geçirmeyi hedeflemektedir.
Programda, işgücü piyasasına katılımda güçlükler yaşayan ve potansiyellerini yeterince gerçekleştiremeyen kesimlerin işgücüne daha yoğun ve etkin katılımlarının sağlanması, kadınlar, gençler, engelliler gibi kesimlerin istihdamını artırmaya yönelik olarak aktif işgücü politikalarının niteliği ve niceliğinin geliştirilmesi hedeflenmektedir.
İşsizlik oranının Program döneminde gerileyerek 2012 yılından bu yana en düşük seviyesine inmesi öngörülmektedir. Hükümet programın ilk yılında öngörülen artışa rağmen işsizlik oranının kademeli olarak gerilemesi ve 2027 yılında % 8,8 olarak gerçekleşmesi (2025 yılı %9,6 ve 2026 yılı %9,2 ve 2027 yılında ise %8,8’e düşeceğini öngörmektedir.
OECD Ülkeleriyle Kıyaslama
OECD’ nin 11 Aralık 2024 tarihinde yayımlanan raporuna göre, 2024 yılı Ekim ayı OECD ülkelerindeki ortalama işsizlik oranı % 4,9 olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde Türkiye'deki işsizlik oranı % 8,6 ile OECD ortalamasının oldukça üzerinde seyretmiştir. Genç işsizlik oranlarında da benzer bir tablo görülmekte; Türkiye, OECD’ nin 2024 yılı Eylül raporu verilerine göre %17,1 ile OECD ülkeleri arasında yüksek bir genç işsizlik oranlarından birine sahiptir.
OECD ülkelerinde işsizlik oranlarının düşük olmasının nedenleri arasında güçlü sosyal güvenlik sistemleri, etkin işgücü piyasası politikaları ve yüksek eğitim kalitesi bulunmaktadır. Örneğin, Almanya'da uygulanan çift eğitim sistemi, gençlerin hem teorik hem de pratik beceriler kazanmasını sağlayarak işsizliği azaltmaktadır.
Sonuç ve Değerlendirme
Türkiye'de son on yılda işsizlik oranları dalgalı bir seyir izlemiş ve çeşitli iç ve dış faktörlerden etkilenmiştir. TÜİK işgücü istatistikleri, hesaplama yöntemindeki eksiklikler, dar ve geniş anlamda işsizlik verileri arasındaki makasın sürekli açılmasına rağmen önemli mesajlar içermektedir. Zamana bağlı eksik istihdamda artış ve iş bulma ümidinin kaybedilmesine paralel olarak geniş tanımlı işsizlik oranı artmakta ve dar tanımlı işsizlik ile arasındaki makas açılmaktadır. Bu makasın açılmasının en önemli nedeni zamana bağlı eksik istihdam sayısı, ümidini kaybedenlerin, iş aramayıp çalışmaya hazır olanların ve iş arayıp işbaşı yapamayacak olanların sayısındaki artışlardır.
Türkiye'deki işsizlik oranlarının yüksek olmasının birçok sebebi vardır: Ekonomik dalgalanmalar, eğitim sistemi ile işgücü piyasası arasındaki uyumsuzluk (beceri uyuşmazlığı), kayıt dışı istihdam, bölgesel farklılıklar, kadınların işgücüne katılımındaki düşüklük gibi etmenler işsizliğin başlıca sebepleri arasında yer almaktadır.
Türkiye’de de “Ev Genci”, “boş gezen” olarak tanımlanan, eğitim almayan, çalışmayan ve iş arayışında da bulunmayan gençler, ne eğitimde ne istihdamda (NEET) kategorisine dahil olmaktadır. Ekonomik olarak bağımsızlığı bulunmamakla birlikte bu gençler genellikle ailelerinin evinde yaşamaktadır. NEET kategorisinde yer alan gençlerin oranının yüksekliği, toplumsal istikrarsızlığa, suç oranlarının artmasına, ekonomik ve sosyal maliyetlere, sosyal dışlanmalara, uyum sorunları gibi birçok sosyoekonomik sorunlara yol açmaktadır.
OECD ülkeleriyle kıyaslandığında, Türkiye'nin işsizlik oranlarının yüksek olduğu görülmektedir. Türkiye'deki işsizlik sorununu hafifletmek için birçok sosyoekonomik politika uygulanabilir. Bu sorunun çözümü için eğitim sisteminin işgücü piyasasının ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırılması (eğitim reformu), mesleki ve teknik eğitimin teşvik edilmesi, sanayi ve eğitim kurumları arasındaki iş birliğinin artırılması, kayıt dışı istihdamın azaltılması, kadın istihdamının desteklenmesi, girişimcilik destekleri istihdam teşvikleri ve bölgesel kalkınma projeleri gibi politikaların hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Çok Okunanlar
BİM Aktüel katalog 31 Ocak 2025: Bim'de bu cuma yeni neler var?
FB ve GS turladı, BJK elendi: UEFA ülke puanı sıralaması güncellendi!
31 Ocak burç yorumları: Ayın son gününde burçları neler bekliyor?
100 yıllık proje ne durumda?!
İstanbul'da dehşet! 17 yaşındaki çocuk, ailesinden 4 kişiyi öldürdü
Kartalkaya ve yaşadığımız diğer felaketler üzerine düşünceler
Gelinim Mutfakta final günü! 31 Ocak Cuma Gelinim Mutfakta kim elendi?
Doğu'nun 3. sezonu başladı
Eyüpsultan'daki aile katliamının perde arkası
BEDAŞ 31 Ocak'ta İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı