Hem Amerikada ayak işleri yaptığım öğrencilik yıllarımda hem de akademik hayatımda bir çok Arapla tanışma fırsatım oldu.
Aynı apartmanda kaldım, aynı iş yerinde çalıştım, aynı projelerde bulundum.
Şu ana kadar, herhangi bir sorun yaşamadığım gibi, ilişkilerimiz fevkaledenin fevkinde idi.
Hala da öyle.
Ciddi dostluklarımız oldu.
İlk tanışmamızda, ismimin geleneksel Arap ismi olmaması dikkatleri çeker, ismi Ahmet, Mehmet olan Türk arkadaşlara, bana ayıp olmasın diye gizliden, çaktırmadan, benim müslüman olup olmadığımı sorarlardı.
Allah affetsin, iyi bir mümin olmasam da Müslüman olduğumu öğrenince de güzel bir oh çekerlerdi.
Biz de Arap arkadaşlarla, ülkeleri ve bölgesel dinamikler hakkında konuşur, tarihsel süreçleri iredelerdik.
Kimi Ürdünlü, kimi Mısırlı kimi de diğer Arap ülkelerindendi.
Filistinli olanlar da vardı.
Çoğu Filistinli ise, Ürdün ya da Suud vatandaşıydı ki her konuşmamızda üzerine basılarak işaret edilirdi, diğer Araplar tarafından.
Farklı ülkelerden, farklı pasaportlara sahip olmalarına rağmen aralarında ayrı gayrı yoktu.
Hepsi Arap Milletinin bir unsuru gibi davranıyordu.
Dilleri aynıydı.
Gelenekleri aynıydı.
Kültürleri aynıydı.
Çok azı Musa’nın , bir kısmı İsa’nın, çoğu da Muhammed’in ümmetiydi.
Tüm bunlara rağmen, O hep Filistinliydi.
Çok Okunanlar

Her dediği çıkan yandaş kalemden iş dünyasına operasyon iddiası

Erdoğan'ın masasına koyulan 4 kritik raporu duyurdu

Fenerbahçe'de İsmail Kartal seçim öncesi sessizliğini bozdu!

Kira getirisi en yüksek 10 il belli oldu!

2 polisi şehit eden 16 yaşındaki katilin ifadeleri kan dondurdu

AKP'li Şamil Tayyar'dan Can Holding operasyonu ile ilgili çarpıcı açıklama

AKP için 'yeni transferler' iddiası

Kurultay davası sonrası sürpriz Özgür Özel - Kılıçdaroğlu iddiası

Gayrimenkul rantı

İmdada yetişen yeni destek