Yıllar önce Amerika’ya öğrenci olarak gittiğimde gözüme sürekli farklılar takılır, Türkiye ile karşılaştırırdım.
Bir kere acayip ucuzdu.
O dönemlerde Türkiye’de aşırı pahalı olan muz, neredeyse bedavaydı. Market arabalarındaki muz kulesinden Türkleri anında tanırdık.
Elektronik eşya ve kıyafet fiyatları, kolaylıkla ulaşılabilir seviyedeydi.
Özellikle arabanın ve benzinin sudan ucuz olması motivasyon kaynağımızdı.
Arabamız biraz eski olsa da kesinlikle hurda değil, deposu sürekli ağzına kadar doluydu.
Şimdilerde Türkiye’de bolca ve hatta daha konforlu olan alışveriş merkezlerini gördüğümde, o dönem yeni açılan Üsküdar Kapitol ile karşılaştırmış ve zihnimin derinlikleri ışıldamaya başlamıştı.
Manhattan’daki gökdelenler ve sokakta yürüyen Amerikalılar ilgi çekiciydi ki şimdilerde yeni nesil göçmenler işgal etmiş diyorlar.
Kırsalda bir abimizin evine çay içmeye gittiğimizde, fukaralığımız hissetmiş olacak, arka bahçesinden geçen nehirde tuttuğu balığı fırınlayıp bize ikram edince, nasıl da korunmuş yeşil bir doğanın içinde olduğumu anlamıştım.
İngilizcem biraz ilerleyip de televizyon konuşmalarını anlayacak seviyeye geldiğinde, reklamları izlemeye başladım.
Değişik ürün reklamlarının arasında sürekli aynı reklama gözüm takılmaya başladı.
Hemen bizi arayın diyorlardı bedava bir telefon numarası verip ki o dönemlerde telefon için epeyce bir fatura ödeniyordu Türkiye’de.
Başınıza en ufak bir olay geldiğinde, avukatlık desteği için bizi arayın diyorlar.
Lütfen lütfen diye de ekliyordu.
Ayağınız takılıp düşseniz arayın ki hükumetten tazminat alıp hasılatı paylaşalım.
Komşunuz çimlerini biçmese dahi arayın.
Bu arada siz hiç para ödemeyeceksiniz diye de üstüne basa basa haykırıyordu.
Artık Türkiye’de de mahkeme kapısına yolu düşmeyen kalmadı.
Herkesin bir davası var.
Sade vatandaşların yanında, meşhur sanatçılar da adliye koridorlarında yanlarında avukatları ile kameralara yansıyor.
Elbette avukatlar bu meşhur sanatçılardan para almıyor, adliyede çekilen fotoğraflarını sosyal medyalarında paylaşarak ödeşiyorlar.
Sade insanlar ise savunma maliyetlerden korktukları için istediklerini söyleyemiyor, yutkunuyorlar ki başlarına bir şey gelmesin, ödenemez tazminat tehditleri ile enfarktüs geçirmesin.
En ufak bir politik mesajda, günahsız bile olsa, sabahın köründe polis gelecek korkusu ya da yallah adliyeye sendromu, pısırık bir toplum olma yolunun taşlarını döşüyor.
Dolayısıyla, sade varandaşlar için ücretsiz avukatlık hizmeti şart oldu.
Muhalif partilerin kuracağı ücretsiz savunma merkezleri veya bir telefon hattı, toplumun bir nebze de olsa nefes almasını sağlar.
Yoksa hem muhalifler yeşeremez hem de toplum soğuk savaşdaki renksiz, silik, neşesiz, ürkek, bön bir hale döner.
İşte size bedavaya bir hizmet önerisi daha.
Çok Okunanlar

ORC'den 49 ilde seçim anketi: O şehirlerde sıralama değişti!

İktidara yakın şirketin anketinde görülmemiş fark!

Fenerbahçe'nin seri başı olma hayali uzatmalarda yıkıldı

İktidara yakın gazeteci duyurdu: Büyük af kapıda!

İstanbul'un 4 ilçesinde büyük tehlike: Başvurular arttı

24 Mayıs Cumartesi reyting sonuçları: İşte zirvedeki yapım!

Bilal Erdoğan'dan bir Fenerbahçe açıklaması daha...

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Saadet Oruç, sohbet odasında ağzını bozdu

Galatasaray'da 25.şampiyonluk coşkusu...

Fenerbahçe - Monaco maçı ne zaman, saat kaçta? Final maçı şifresiz mi?