Aslında bu anımı yazmayacaktım.
Ama deniz aşırı operasyon sayılabilecek Kıbrıs Harekatından daha fazla şehit verdiğimiz ki sınırlarımız içindeki bir olay, hendek operasyonlarında bilfiil tıbbi operasyonlara katılan bir arkadaşımın anısını dinleyince, ben de yazayım dedim.
Mehmetçiklerin bazıları sırtlarından vurulmuş.
Dost bildikleri silah arkadaşları tarafından.
15 Temmuz sürecinin içinde olan silah arkadaşları yani.
2014 yılı idi. Hendek olaylarından 10 gün önceydi.
O dönem çalıştığım üniversitem adına Şırnak’a görevli gönderildim. 6 kişilik bir denetleme ekibinin başı olarak.
Uçakla, Ankara’dan Şırnak’a uçtuk. Cizre’deki havalimanına indik.
Ortalık fenaydı.
Vietnam filmlerini andırıyordu.
Saygon misali, helikopterlerin biri iniyor diğeri kalkıyordu. Mehmetçik sürekli intikal halindeydi.
Biz buraya niye geldik, burda sınav mı olur diye düşündüysem de görev bilinci gereği zihnimi anında temizledim.
Cizre Şırnak arası bir saat kadar sürer dedi, bizi almaya gelen Şırnak Üniversitesi şöförü.
Polis koruması gelsin, öyle hareket edelim dedim.
Çünkü 20 yıldır görevli olduğum tüm sınavlarda polis koruması ile hareket ediyorduk.
Üniversitem, polis koruması için bir organizasyon yapmamış.
Demek ki planın bir parçası da buymuş.
Anlayamadık tabi.
Neyse dedik, vardır bi bildikleri.
Bismillah diyerek, Şırnak’a doğru yola çıktık.
Ortalık puslu, stresli idi ve barut kokuyordu.
Bir haftalık sınav görevim sırasında pek sorun olmadı.
Sonradan rahmetli olan rektör ve ekibi son derece dostane idi.
Güven vermişti. Evimizde hissedelim diye didinip durdular.
Yedik, içtik, sohbet ettik.
Sınav görevi sırasında ziyaret ettiğimiz okulların etrafı barikatlar ve tüplerle doluydu. Kablolar da sarkıyordu parke taşlarının arasından.
Sonradan anladık ki eyp imiş bunlar. El yapımı patlayıcı yani.
Zaten şehitlerimizin çoğuna eyp kaynaklı patlamalar sebep oldu.
Görev dönüş yolunda, rektör ve ekibi ile vedalaştık.
Cizre’ye doğru yola çıktık.
Cizre girişinde polis durdurdu.
Güvenlik amaçlı imiş.
Konvoy olarak güvelik noktasını geçtik.
Tam şehir içinden havalimanı kavşağına ilerliyorduk ki, teröristin biri yolu kesti.
Keleşin çift şarjöründeki yıldızı gözüme takıldı.
Yıldız bize doğru yaklaşıyordu.
Derken koskoca konvoyun içinden bir tek bizi araçtan indirip, dehlizlere doğru götürdüler.
Diğerleri elini kolunu sallayarak dağıldı.
Olayın hikayesi daha derin ama sonra bakarız o kısmına.
Bizi sınava gönderen ekibin neredeyse hepsi kamudan atıldı. Biri hariç ki bir numara diyorlar.
İtirafçı olmuşmuş.
Atılanlardan bazıları hala hapiste.
Muhtemelen bizi pkk'ya satanların da bazıları hala hapiste.
Haa,
Biz 4 saatlik esaretin ardından serbest kaldık.
Nasıl mı?
Rahmetli rektör tüm bölgeyi ayağa kaldırmış.
Hocalarım misafir, serbest bırakın, töre de yeri yok diye direnmiş.
İdlipli hocamıza Allah rahmet eylesin, geride kalanlarına uzun ömür versin. Şöförümüze de tekrardan teşekkür ederim. Bizi bırakıp da kendi canınım derdine düşüp, topuklamadığı için.
Çok Okunanlar

Özgür Özel'den Kılıçdaroğlu'na dair samimi açıklamalar

Yandaş firmanın anketinden Erdoğan'a kötü haber!

Hac’daki son ütücü…

5 Temmuz Cumartesi gazete manşetleri

Tuncay Güney’den Aziz İhsan Aktaş’a itirafçılar rejimi

Banka hesabını kullandırma/Kiralama suçu

CHP'li belediye başkanları gözaltına alındı!

HÜDA PAR'dan cuma namazı için dikkat çeken teklif

DEM Parti'den terör örgütü PKK'nın silah bırakma süreciyle ilgili açıklama

Gözaltılar sonrası Özgür Özel'den ilk açıklama!