Merak etmeyin, arkasından sövmeyeceğim.
Kısa bir analiz yapmaya çalışacağım.
İmanlı cumhuriyetçi bir seküler olduğumuzdan, merhumun arkasından konuşmayız.
İnancımız gereği hesabı biz değil, Cenab-ı Allah soracaktır bundan sonra.
Pagan Türkler’de de benzer bir inanış vardı.
Dünyevi işlemler bitmiş, uhrevi işlemler başlamıştır.
Muhasebesi, aldısı verdisi, sırat-ı müstakimde görülecektir.
Ahiret, tam da bunun için vardır.
Gelelim Yiğit Bulut’un şöhretine.
Babası İstanbul Hukuk mezunu bir milletvekili.
Keşanlı.
Eğitimi göz kamaştırıcı.
Meşhur televizyoncu.
Dolar ve ekonomi yorumcusu.
Para tura işlerine girmeden, epeyce de yakışıklıydı ki meşhur eski bir Bakanımızın kolejli güzel kızıyla evlenebildi.
Merkezin adamı olunca, işler değişti.
Aşırı kilo aldı ve sağlığı bozuldu.
Çok sevilen biriyken bir anda nefret objesine dönüşüverdi.
Neden bu yolu seçti bilmem ama pek doğru yaptığını söyleyemem.
Parayı bulduğu kesin ki yaşam şekli değişti.
Limitsiz bir yaşam şekline geçti, merkezin bir çok adamı gibi.
Bizim gibi fukaraların hesap çok gelmesin diye içecekleri bölüştüğü masalardan limitsiz masalara.
Çoğumuzun da elimizin tersiyle itemeyeceği bir ortamda erkenden göçtü bu fani dünyadan.
Değer miydi?
Bilmem ama yarın cenazesinde belli olur.
Çok Okunanlar

Ortalığı karıştıran evlilik teklifi

Gel bakalım Yiğit Bulut efendi

“İkinci Habur mu, İkinci Mondros mu?”

Parmağına krem süren vekil gündemde

İkinci Habur mu ikinci Mondros mu?

Gazeteler, terör örgütü PKK'nın silah bırakmasını nasıl gördü?

Anayasa değişikliğinin de ötesinde BOP'a hizmet eden süreç

Zeki, Çevik ve Ahlaklı…

CHP'li Yavuzyılmaz'dan LGS sonuçlarıyla ilgili çarpıcı iddia

Özgür Özel’e hakkında başlatılan jet soruşturmaya CHP’li isimlerden sert tepki