Yıllar önce Küba’ya gitmiştim.
Avantadan tabiki.
Bayi toplantısı değildi ama.
Akademik bir toplantıydı.
Yoksa hiçbir zaman Küba’ya ya da başka bir ülkeye gezmeye gidecek kadar param olmadı.
Bundan sonra da olacağa benzemiyor.
Neyse, konumuz o değil.
Konumuz gün geçtikçe Küba’ya benzememiz.
Belediyeler hızla kent lokantaları açıyor.
Ardından halk kasapları geldi.
Önceleri halk ekmek ve halk süt ile başlayan süreç, halkın aşırı fakirleşmesi ile halk marketlerinin kurulmasına kadar geldi.
Yıllar önce savaş zamanı olmasına rağmen, kıt kamu kaynakları ile kurulan Sümerbankla alay edenler, sümerbakkallar kuracak noktaya gelerek maskara oldu.
Küba’dan tek farkımız, henüz hijyen konusunda sorun olmaması.
Ancak, fakirlik derinleşip, kamu daha da zora girdiğinde, bizde de pislikten içeri girilmesi imkansız olan halk marketler veya halk lokantaları olacak.
Tepede sürekli güneşin parladığı, ormanların hışırtı seslerinin duyulduğu ve kumsalların altında da petrolün fışkırdığı Küba, öyle bir günah işlemiş ki halkı açlıkla boğuşuyor.
Temel ihtiyaçlarını bile halk marketlerden ya da halk kasaplardan görüyor.
Dahası da var da buraya yazamıyorum.
Şu kadar yazayım.
Kart avrupalıların gönül eğlendirdiği bir ülke olmuş deyip konuyu kapatayım.
Türkiye de son yıllardaki ekonomik buhran ile temel ihtiyaçlarını kamu eliyle karşılayabiliyor.
Küba olma yolunda hızla yol alıyor.
Çok Okunanlar
Herkes Cumhur'daki krizi konuşurken AKP ittifakı genişletiyor
Ricardo Şanghay’da, Marx New York’ta: 'Stratejik ticaret uzlaşısı'
Etnik ayrılıkçılığı meşrulaştırmanın derin aymazlığı
Ali Şen'in oğlu Adnan Şen'den endişe veren haber
Aziz İhsan Aktaş kovuldu! Adı silindi
Berat Albayrak Bilecik'ten çıktı
Bora Kaplan davasında çok ilginç gelişmeler!
'Suç işlenmiştir, AYM Başkanı istifa ederek mesaj vermelidir'
6 kişinin hayatını kaybettiği parfüm deposunun içi görüntülendi
'Bunları söylüyoruz diye bize yine küfredecekler, gizli AKP'li diyecekler'