Cumhuriyetimizin yüzüncü yıl kutlamalarının ne kadar coşkuyla kutlanıp kutlanmadığı son günlerde popüler tartışma konularımızdan biri oldu.
Elbette kutlamaların coşkusu ve içeriği önemlidir. Bu bir şeye olan sevgimizi ve bağlılığımızı göstermenin yollarından biridir.
Peki Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında sadece buraya mı takılıp kalmalıydık? Acaba sadece tartışma ‘hangi büyüklükte bayrak astık, kaç kişi sokağa döküldük ya da hangi belediye hangi sanatçıyı çıkardı ‘mı şeklinde olmalıydı?
Kanaatimce Cumhuriyetimizin 100. yılı, sadece bir tarihi kutlama olmanın ötesinde, bir ulusun kimliği ve geleceği üzerine derin bir düşünce, değerlendirme ve taahhüt zamanı olmalıydı. Oysa biz yine her zaman ki gibi kolayını seçip ‘ şekilde ‘ takılıp kaldık.
Oysa Türkiye Cumhuriyeti, 100 yıl önce büyük bir dönüşümün başlangıcıydı. Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki cesur bir millet, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılışının ardından ulusal bağımsızlığını kazanarak modern bir cumhuriyeti inşa etti.
Peki bu büyük başarının ardından gelen yıllarda, Atatürk'ün mirasına yeterince sahip çıkabildik mi?
Laiklik, bilim, akıl, sanat ve kültür temelleri üzerine inşa edilen Cumhuriyetimiz, zaman zaman zorlu sınavlardan geçerken ne kadar elimizi taşın altına koyduk?
Dinamik bir dünya ile başa çıkmak, küresel zorluklarla yüzleşmek ve toplumsal değişimleri yönlendirmek için ne yaptık ?
Toplumsal bütünleşmeyi teşvik eden, insan haklarına saygıyı artıracak hangi çalışmayı yaptık ya da yapılanlara destek olduk?
Yüzüncü yılı kutlama projesi olarak 'kaç balon uçurduk kaç havai fişek patlattık?' hesabı yapmak yerine eğitimde ve bilimsel araştırmalarda daha fazla yatırım yaparak, genç nesillerin bu değerlere bağlılık duymalarını teşvik edemez miydik?
Atatürk’ün hayal ettiği Türkiye Cumhuriyeti’ni anlayan kişiler için bu soruları çoğaltmak mümkündür.
Cumhuriyetimizin 100. yılı, bu değerlere olan bağlılığımızın güçlendiği bir anı temsil etmeliydi. Bu değerleri sadece bir geçmişin hatırası olarak görmeyip aynı zamanda geleceğin teminatı olarak kabul ederek çalışmalıydık.
Yine kolayına kaçtık, 'Cumhuriyetimiz için, ülkem için ne yaptım ne yapacağım?' demeden tam da çekilmek istendiğimiz sığ ve şekilsel tartışmaların içine düştük.
Sosyal medya kalemşorlüğü seviyesinden kurtulup Cumhuriyetimizin yücelmesi için bir şeyin ucundan tuttuğumuz gün aslında astığımız bayrağın hakkını vermiş astığımız Atatürk resminde O’nun gözlerine mahcup olmadan bakabilmiş olacağız.
Bu Cumhuriyetin kurucu iradesine karşı büyük bir sorumluluktur.
Cumhuriyetimizin 100. yılı, yeni bir başlangıcı temsil etmeli. Bu başlangıç, Cumhuriyetimizin değerlerini daha da yükseltmek, Türkiye'yi uluslararası arenada daha etkili bir şekilde temsil etmek ve geleceğe daha aydınlık bir bakış sunmak için bir fırsattır.
Atatürk'ün mirasına olan bağlılığımızı birleştirerek, Türkiye Cumhuriyeti'ni daha parlak bir yarınlara taşıma vizyonunu gerçekleştirmeliyiz.
Türkiye Cumhuriyeti'nin daha aydınlık bir geleceğe taşınması, Atatürk'ün bize emanet ettiği en büyük görevdir. Bu görev, toplumun her kesimini kapsar. Birlikte çalışarak, demokratik değerleri koruyarak, insan haklarına saygı göstererek ve adaleti ön planda tutarak, Cumhuriyetimizi daha da ileriye taşımalıyız.
Atatürk’e ve bu ülkeye değer katan herkese saygı ve minnet duygularıyla Cumhuriyetimizin 100.yılı kutlu olsun.
Çok Okunanlar
Gelinim Mutfakta kim elendi? 10 bileziği kim aldı? 22 Kasım 2024 puan durumu
22 Kasım 2024 burç yorumları
Fenerbahçe En-Nesyri için Al-Nassr'den gelen rekor bonservisi reddetti
BEDAŞ 22 Kasım'da İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
Netenyahu'yu tutuklayacak ülkeler belli oldu!
Lüks araba markası Jaguar logosunu neden değiştirdi? Yeni logosu ne oldu?
Bakan Yusuf Tekin'den Teğmen Ebru Eroğlu ve diğer teğmenleri kurtaracak karar!
21 Kasım 2024 reyting sonuçları: Perşembe günü hangi yapım birinci oldu?
Mauro Icardi’nin Greeicy ile kulis paylaşımı Nara’yı çileden çıkardı
İsmi Fenerbahçe ile anılıyordu: Al Nassr'da flaş Talisca gelişmesi