Sanki Suudi Kralı konuştu!

Suudi makamları, Riyad’da oynanacak Türkiye Süper Kupa Futbol Maçı öncesinde bir dizi saygısızlık yaptı.

Futbolcuların  sahaya çıkarken taşıyacakları “Ne Mutlu Türküm Diyene” ve “Yurtta Barış, Dünyada Barış” yazılı pankartları polis zoruyla soyunma odasından aldırdılar.

Yetmedi, maçın öncesinde İstiklal Marşımızın okunmamasını istediler.

“Hiç kimse sahaya ve stada Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün resminin bulunduğu formalarla giremez” diye saçma salak bir karar aldılar ve bunu bize dayattılar.

Yetmedi; tribündeki seyircilerin söylediği İstiklal Marşı’nı bile engellemeye kalktılar. Bu saygısızlar, sırf marşımız söylenmesin diye müziğin sesini sonuna kadar açtılar.

Hatta Kral’ın bir soytarısı, “Kral adına konuşuyorum. Burada size Cumhuriyet şovu yaptırmayız” diye küstahlık bile yaptı.

Gerisini biliyorsunuz…

Hem Galatasaray hem de Fenerbahçe başkanları bu küstahlığa onurlu bir şekilde direndi. İki takım da yandaş ve iktidar temsilcisi Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Ekşi’nin eyyamcı tavırlarına rağmen maça çıkmadı ve onurlu bir şekilde ülkeye döndü.

*

Bu olay dört gündür Türkiye’nin ve dünyanın gündeminde…

Herkes konuştu; Cumhurbaşkanı Erdoğan sustu.

Olayın yatışmasını, tarafların sakinleşmesini bekledi.

Sonra dün ortaya çıktı ve sanki bu maçı Arabistan’da oynatma kararını alanların ve Arapların hiçbir suçu yokmuş gibi, tepki gösterenleri suçladı.

2023 yılı ihracat rakamlarının açıklanmasıyla ilgili programda lafı bu maça getirdi:

“İslam düşmanlığına ve yabancı karşıtlığına varan bir furya ile karşı karşıyayız. Muhalefet de gündeme gelmek uğruna bu pespaye ve tehlikeli nefret siyasetine gönülllü figüranlık yapmaktadır. Zor zamanlarımızda yanımızda olan kardeş ülkeleri hedef alması tesadüf değil. Türkiye’nin çıkarlarına yönelik açık bir sabotaj girişimi vardır. Nasıl daha önceki kirli senaryoları yırtıp attıysak bu oyunu da mutlaka boşa çıkaracağız.”

*

Vay, vay, vay…

Suudi Kralı bile kendisini böyle savunamazdı.

Bu ülkenin Cumhurbaşkanı; bayrağımıza, Atamıza ve İstiklal Marşımıza yönelik bu alçakça saldırıyı yok sayıyor, tek kelime bile eleştirmiyor; ama…

Bu saldırıya tepki göterenleri “İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığı” ile suçluyor.

İslam’ın bu olayla yan yana getirilmesi, Müslümanlığa ve tüm gerçek Müslümanlara hakarettir.

Bu olayda eleştirilen ne İslam dünyası, ne Arap halkıdır… Eleştirdiğimiz zalim Arap Krallığı’dır!

Neymiş zor zamanımızda yanımızda olan kardeş bir ülkeymiş Suudi Arabistan…

Yere batsın Atamı tanımayan kardeş; olmaz olsun devletimin 100 yaşındaki yönetim biçimi Cumhuriyet’e hakaret eden dostluk!

*

Sen bu ülkenin Cumhurbaşkanı olarak…

Atatürk’e…

İstiklal Marşı’na…

Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkmayacaksın…

Sonra senin kadar “esnek” olmayanları, “Türkiye’nin çıkarlarına yönelik açık bir sabotaj girişimi içinde olmakla” suçlayacaksın…

Böyle politika olmaz…

Kahrolsun böyle çıkar, yansın, kül olsun böyle para…

Bir ulusa bayrak gerek…

Bir bayrağa vatan gerek…

Her vatana da bir Atatürk gerek…

Sen bir saat konuşacaksın ama benim saldırıya uğrayan Atama, cumhuriyetime ve İstiklal Marşıma bir kelimeyle sahip çıkmayı bile çok göreceksin… Ben de sana “Cumhurbaşkanım” diyeceğim öyle mi?

Demiyorum…

Dersem dilim tutulsun, kalemim kırılsın, göz çukurlarıma toprak dolsun!

*

Bu baskı çağında hala böylesine haykırabilecek gücü bana verdiği için önce yaşlı kalbimi…

Ve sonra böylesine özgürce yazmama olanak tanıdıkları için 12punto.com.tr’nin Atatürk sevdalısı yöneticilerini kutluyorum!

Bütün zalim diktatörlere, padişahlara krallara…

Ve elbette kraldan çok kralcılık yapanlara yuhlar olsun!

Yaşasın Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve devrimleri…

Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!