İktidar PKK’nın bitişi için bir yandan İmralı’daki teröristbaşından haber bekliyor, bir yandan bölgedeki aktörlerden, özellikle de Barzani’den medet umuyor.
DEM’lilerin ikinci İmralı ziyaretinden de beklenen çağrı çıkmadı. Bunun üzerine AKP Sözcüsü Ömer Çelik, “ziyaret trafiğinin o süreçte tamamlandığını” bildirip, “Bundan sonrasında beklenen terör örgütünün tasfiye edilmesiyle ilgili çağrı ortaya çıkması.” dedi.
Yeni açılımı başlatan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise Ömer Çelik’ten bir gün sonra şöyle konuştu:
“DEM heyeti ile İmralı arasındaki görüşmelerin terörsüz Türkiye’ye önşartsız destek olması ve beklenen çağrının bir an evvel açıklanması samimi dileğimdir.”
İki ortağın bu sözlerinden, İmralı ziyaretlerinin kesin olarak sona erip ermediği anlaşılamasa da merak ettiğim şu:
Velev ki, terörisbaşı beklenen açıklamayı yapacak; şayet artık DEM’liler oraya gitmeyecekse bunu kim, nasıl duyuracak? Teröristbaşının İmralı’da basın toplantısı falan yapması mı sağlanacak veya 2019’daki gibi açıklaması Anadolu Ajansı’na mı servis edilecek ya da kardeşi Osman Öcalan gibi TRT’ye mi konuşturulacak?!
Bahçeli, teröristbaşını Meclis’te konuşmaya çağırdıktan sonra bunların olmasına şaşılır mı?
DEM Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’nın Salı günü, teröristbaşıyla yapılan ikinci görüşmenin içeriğine ilişkin bir ifadesinin de altını çizelim. Teröristbaşı heyete, “Bahçeli'nin yaklaşımının devlet aklıyla buluşması halinde barışa hizmet edecek tarihsel bir çıkışa hizmet edeceğini” söylemiş.
Bu yeni süreç “devlet aklı”nın projesi değil miydi... İktidar medyası böyle propaganda yapmamış mıydı?
Hatimoğulları’nın iddiası doğruysa; “Bahçeli’nin yaklaşımı ile devlet aklı” henüz buluşmamış bile!..
ABD BARZANİ'YA ''ULUSAL ORDU'' KURARKEN
PKK/YPG/PYD konusunda Irak ve Barzani’den beklentilere geçelim.
Geçen hafta Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “Barzanistan”ın Peşmerge Özel Kuvvetler Komutanı Mansur Barzani’yi kabul etti.
İktidar medyası bu buluşma için, “Türkiye’nin Irak ile terörle mücadele konusunda ortak hareket etmesi ve bu konuda koordineli çalışmasının meyveleri alınmaya başlandı.” yorumunu yaptı.
“Barzanistan”ın arkasında kim var? Yine ABD.
Nitekim Neçirvan Barzani, Trump’ı tebrik mesajında; “ABD ile olan güçlü ortaklığımıza büyük değer veriyor, barışı, istikrarı ve paylaşılan değerleri ilerletmek için yakın bir şekilde çalışmayı sabırsızlıkla bekliyoruz.” dedi.
Geçtiğimiz günlerde Peşmerge Bakanı Şoriş İsmail’le bir araya gelen IŞİD’e karşı Uluslararası Koalisyonu’nun Irak’taki ABD’li komutanlarından General Carter Ham da peşmergenin askeri reformlarını övüp, ABD ve koalisyonun mali ve askeri yardımlarının süreceğini bildirirken, “Peşmergenin bölgede ulusal bir güç haline gelmesi” için “birlikte çalışacaklarını” söyledi.
IRAK PKK'YI TERÖR ÖRGÜTÜ İLAN ETMEMİŞ MİYDİ?
Hafta sonu da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Irak’taydı. Dışişleri kaynakları ziyarette, “PKK’yı bitirmek için atılacak adımların görüşüleceğini” bildirdi. Cumhurbaşkanı Abdüllatif Reşid, Başbakan Muhammed Şiya Sudani, Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud Meşhedani ve Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin’le görüşen Fidan, “Irak'tan nihai beklentimiz, yasaklı örgüt ilân ettiği PKK'yı aynı zamanda terör örgütü olarak da tanımasıdır.” çağrısında bulundu. Ancak hiçbir muhatabı bu beklentiye cevap vermedi.
Garabet şu ki; yaklaşık 1 yıl önce yapılan Irak ziyaretinden sonra Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “Irak yönetimi (PKK'yı) hem yasakladığını ve terör örgütü olduğunu ilk defa kabul etti, burada deklare etti. Bu bizim için sevindirici bir şey.” demişti.
Ama aynı Yaşar Güler’in yıl sonu basın toplantısında, “Irak’ın PKK terör örgütünü ‘yasaklı örgüt’ ilân etmesi yönünde aldığı kararı memnuniyetle karşılıyor, en kısa sürede ‘terör örgütü’ olarak da ilân etmesini bekliyoruz.” dediğini duyduk, o da başka!..
IRAK'TAN SURİYE VE PKK BEKLENTİLERİ
Hakan Fidan’ın ziyaretinde Irak merkezi yönetiminden Suriye ve PKK konusundaki beklentilerin de ele alındığı anlaşılıyor.
Cevap mı?
Cumhurbaşkanı Reşid, “bölgedeki gerginliklerin azaltılması ve tırmanışların durdurulması için yapıcı diyaloğun benimsenmesi gerektiğini” söyledi. Başbakan Sudani de, “Suriye’nin bir çatışma alanı haline gelmesini reddettiklerini” belirtti.
Yani Türkiye’nin, PKK’ya operasyon yapmaması mesajı verdiler.
Aynı günlerde; Cumhurbaşkanı Reşid, ülkesinin Suriye yönetimi ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) görünümlü PKK/YPG arasındaki anlaşmazlıkların giderilmesi için arabulucu rolü oynadığını, ancak bunun “ne yazık ki olumlu sonuçlanmadığını” açıkladı.
BARZANİ'NİN ROLÜ
Malûm; ABD ve Fransa yıllardır Suriye’deki PKK’nın başı Mazlum Kobani’nin DSG’si ile Barzani’nin kontrolündeki ENKS’yi birleştirmeye çalışıyordu.
Esad’ın devrilmesinden sonra bu süreç hızlandı; önce adamları, sonra Barzani ve Kobani buluştu.
Nihayetinde de geçtiğimiz Salı günü ABD ve Fransa temsilcilerinin huzurunda biraraya gelen Mazlum Kobani ve ENKS Başkanlık Heyetinin, Şam yönetimi ile müzakere etmek üzere ortak bir Kürt heyeti oluşturma kararı aldığı açıklandı.
Barzani ve Kobani buluşmasından sonra ENKS Sözcüsü Faysal Yavuz’un söylediklerini de kayda geçirelim. Yavuz, “Mazlum Kobani’nin Başkan Barzani’nin desteğini kazandığını görmekten memnuniyet duyduklarını” belirtirken şu ifadeleri kullandı:
“Kürt ulusal projesini yürüten Başkan Mesud Barzani gibi bir şahsiyet, bu birlik ve dayanışmayı destekliyor. Bu destek bölgesel ve uluslararası düzeyde de ağırlığa sahip... Uluslararası düzeyde Amerika ve Avrupa, hatta Arap ülkeleri bile bizi destekliyor... Kürt halkının çıkarları her şeyin üzerindedir. Başkan Barzani, kendisini Kürt halkının sahibi olarak görüyor.”
Neymiş? Barzani, “Kürt ulusal projesini” yürütüyormuş... Kendisini “Kürt halkının sahibi” görüyormuş...
Hemen bunun ardından Almanya’nın Suriye Koordinatörü Tobias Lindner’in söylediklerini aktaralım.
Aralık’ta Almanya Dışişleri Bakanı ile Ankara’ya gelen, birkaç gün önce de Neçirvan Barzani ve Mesut Barzani’yle görüşen Lindner, “Barzani’nin çabalarının bir şekilde Türkiye’yi operasyonları durdurmaya ikna edebileceğini veya en azından Suriye’nin kuzeydoğusundaki liderlerle siyasi diyaloğa başlayabileceğini düşünüyor musunuz?” şeklindeki bir soruyu şöyle cevapladı:
“Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin Ankara ile iletişim kurması bizi memnun ediyor. Tüm taraflara aynı mesajı iletmek önemli; Şam'dakilere ve General Mazlum'a, ayrıca Türk dostlarımıza da. Suriye’den Türkiye’ye hiçbir tehdit olmamalı ve Suriye’nin toprak bütünlüğü korunmalı. Suriye’nin kuzeydoğusundaki Kürt nüfusun güvenliği de garanti altına alınmalı. Bunun askeri değil, siyasi bir yolla çözülmesi gerektiğine inanıyoruz.”
Ez cümle; el birliğiyle gözlerimizin önünde “terör koridorundan” ikinci “Kürdistan”ın kuruluşuna geçiliyor.
Ama Erdoğan, “Suriye’yi üç parçaya bölerek kolayca yutulacak lokmalar haline getirme projesi çökmüştür.”, “Kim ne derse desin, 100 yıllık oyun bozuluyor.” diyor!..
Müyesser YILDIZ
31 Ocak 2025
Çok Okunanlar
BİM Aktüel katalog 31 Ocak 2025: Bim'de bu cuma yeni neler var?
FB ve GS turladı, BJK elendi: UEFA ülke puanı sıralaması güncellendi!
Grand Kartal Otel'in sahipleri hakkında skandal iddia!
İstanbul'da dehşet! 17 yaşındaki çocuk, ailesinden 4 kişiyi öldürdü
Bugün hangi maçlar var? Kimin maçı var, saat kaçta? 30 Ocak UEFA Avrupa Ligi
100 yıllık proje ne durumda?!
BEDAŞ 31 Ocak'ta İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
Galatasaray'ın Ajax kadrosu belli oldu
Kartalkaya ve yaşadığımız diğer felaketler üzerine düşünceler
31 Ocak burç yorumları: Ayın son gününde burçları neler bekliyor?