Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,2956
Dolar
Arrow
35,8002
İngiliz Sterlini
Arrow
44,5790
Altın
Arrow
3170,0000
BIST
Arrow
10.117

78 vatandaşımızı Teğmenler mi öldürdü?!

Geçtiğimiz 1 Kasım’da Sırbistan’daki Novi Sad kentindeki tren istasyonunda beton sundurmanın çökmesi sonucu 15 kişi hayatını kaybetti 2 kişi de ağır yaralandı.

Olayın 2021’de yapılan onarım çalışmalarındaki ihmalden kaynaklandığı şüphesi üzerine İnşaat, Ulaşım ve Altyapı Bakanı Goran Vesic ile İç ve Dış Ticaret Bakanı Tomislav Momiroviç hemen istifa etti. Savcılık soruşturmasının ardından da Bakan Vesic dahil 11 kişi gözaltına alındı.

Kazanın ardından hükümete tepki gösteren öğrenciler ülke genelinde “Dur Sırbistan” sloganıyla protestolar düzenleyip okul ve dersleri boykot etti. Binlerce vatandaşın da destek verdiği eylemde son olarak Başkent Belgrad’daki en önemli kavşaklardan birisi kapatıldı.

Bunun üzerine de Başbakan Milos Vucevic tansiyonu düşürmek amacıyla istifa ettiğini, Novi Sad Belediye Başkanının da istifa edeceğini açıklarken, “(Hükümet) en üst düzeyde sorumluluk göstermelidir... Sorumlular cezalandırılacaktır.” dedikten sonra protesto gösterilerinde gözaltına alınan 13 öğrenci ve 1 akademisyen için af kararını imzalamaya hazır olduğunu söyledi.

Ülkemizdeki hâli anlatmaya gerek yok. Kartalkaya’daki otelde çıkan yangında 36’sı çocuk 78 vatandaşımız hayatını kaybetti, ama tek bir istifa yok. Milletçe Kültür ve Turizm Bakanı ile Bolu Belediye Başkanı arasındaki söz düellosunu izliyoruz.

Herhangi bir tepki veya eylem derseniz; ne haddimize!..

Zaten peşin peşin, “Sakın aklınızdan geçirmeyin” dercesine, “Yüreğiniz yetiyorsa çıkın sokağa da görelim”, “boyunuzun ölçüsünü alalım”, “Bir daha bu ülkenin bir karış sokağını işgal etmeye kalkışırsanız milli iradenin asli unsuru olan biz gençleri karşınızda göreceksiniz.” tehditleri havada uçuşmaya başladı.

ATILAN TEĞMENLER 

İktidara 78 vatandaşımızın hesabını soramayanlar, teğmenleri unutmuyor ama!..

Malûm, Kara Harp Okulu mezuniyet töreni bittikten sonra bir araya gelerek 2023 yılında yönergeden çıkarılan Subay Andı’nı okuyup kılıç çatan ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyen 500-700 civarındaki teğmen arasında TSK’dan ihracı istenen 5 teğmen hakkındaki kararın bu hafta açıklanması bekleniyor.

Şu hengâmede bu teğmenleri unutmayanlar ile verilmiş veya verilecek olan kararla ilgili kulis bilgilerini aktarmadan önce geçen yıl TSK’dan ihraç edilen 4 teğmeni hatırlatalım.

Tuzla Piyade Okulu’nda 10 Kasım 2023’te yapılan Atatürk’ü Anma Töreni’nde bir teğmenin Atatürk fotoğrafı takmaması üzerine yaşanan tartışmalar sonucunda; fotoğraf takmayı reddeden teğmen ve ona destek veren 2 teğmenin yanı sıra, bunlara tepki gösteren 4 teğmen TSK’dan atılmıştı.

O teğmenlerin atılma sürecinde ilginç bir olay yaşanmış.

İdari soruşturma sırasında teğmenlerin ifadesinin alınması işlemine Kara Kuvvetleri Komutanlığı Hukuk Hizmetleri Başkanı olan general de katılmış. Hatta teğmenlere soru sormuş.

Tahkikat bitip dosyaları Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’na geldiğinde ise kurulda Hukuk Hizmetleri Başkanı’nın olduğu da görülmüş. Bunun üzerine teğmenlerin bir avukatı, “Soruşturmada vardınız. Kararda varsınız. Mahkemede de olacak mısınız?” diye tepki göstermiş. Bunun üzerine Hukuk Hizmetleri Başkanı apar topar YDK’dan çıkmış, istirahat raporu almış, yerine toplantıya yardımcısı katılmış.

İşte dün o 4 teğmenden Ö.S.’nin atılma işleminin iptali için İdare Mahkemesi’ne açtığı davanın duruşması vardı. Bakın bu defa ne oldu?

Milli Savunma Bakanlığı, Yüksek Disiplin Kurulu kararını “gizli” damgalı ve kurul üyelerinin isimlerini tek tek kapatarak Mahkemeye gönderdi. MSB’nin “gizli” yazısından kaynaklansa gerek, Mahkeme de dosyayı “gizlilik” gerekçesiyle UYAP’a yüklemedi.

Durum bu olunca eski teğmen Ö.S.’nin avukatları, ihraç kararını veren heyet üyelerinin isimlerinin gizlenmesinin savunma haklarını kısıtladığını, çünkü bu kişilerin soruşturma sürecinde de yer alıp almadığını kontrol edemediklerini vurgulayıp, “Mahkemeden neyi saklıyorlar?” diye sordu.

Ö.S. de dikkat çekici bir savunma yaptı. Dini değerleri aşağılama suçunu işlemediğini belirten Ö.S., “İşleyemem de. Çünkü inançlı birisiyim, böyle bir aileden geliyorum. Ben dinimizi sömürenlere karşıyım. Yakın tarihimiz de dini sömürenlere tanıktır.” dedi. Ö.S., mahkemeden tek talebinin, kendisini halen Irak’ın kuzeyinde terörle mücadele eden devre arkadaşlarının yanına göndermesi olduğunu da kaydetti.

ATILMASI BEKLENEN TEĞMENLER 

Kara Harp Okulu mezuniyet töreninden sonraki ritüel nedeniyle TSK’dan ihracı istenen 5 teğmene gelelim.

İktidarı destekleyen kalemlerden birisi dün, “Teğmenler kararı öncesi hayati bir hatırlatma” başlıklı yazısıyla adeta ihraç edilmeleri çağrısında bulundu. Yaptığı suçlamalar şöyle:

- Ebru Eroğlu ve arkadaşları izin verilmemesine rağmen bu korsan eylemi yaparak, “Resmi törende okutulan yemin bizim yeminimiz değil. Ona uymuyoruz ve bizim resmi tören yeminimiz budur. Eğer izin vermezseniz, biz böyle örgütlenir, kılıç kalkan ekibi gibi kılıçları şaklatır, o sizin okunmasın diye emir verdiğiniz yemini okuyup gereken mesajı da veririz” gibi siyasi mesajlar vermiş...

- Ebru Eroğlu, “Verilen emir tören için geçerliydi. Tören sonrasına yönelik herhangi bir emir verilmedi.” diyerek yalan söylemiş. Çünkü ister tören öncesi ve sonrası isterse tören esnasında olsun, verilen talimat kesinmiş. Kaldı ki, komutanına, “Tören sonrası bu yemini edebilir miyiz?” diye sormamış. Ayrıca komutanı, Eroğlu’nun aklındakini ve arkadaşlarıyla planladığı bu organize eylemi nereden bilsinmiş? Hasılı; Eroğlu’nun o sözleri, bu organize siyasal gösteriye bir kılıf uydurmak, karar vericilerin aklı ve izanıyla alay etmekmiş...

- Ebru Eroğlu ve ona eşlik edenler, 15 Temmuz sonrası kaldırılan bu “paralel yemini” gözümüzün içine baka baka dayatmış. Dolayısıyla Peygamber Ocağı, “ocakbaşı” değilmiş!..

Cevaben sadece şunları söyleyelim:

- Teğmenler “Resmi törende okutulan yemin bizim yeminimiz değil.” demediler, okula girerken ettikleri yeminin ikinci kez neden tekrarlandığını sorguladılar.

- “Paralel yemin” denilen Subay Andı 15 Temmuz’dan sonra değil, Mart 2023’te yönergeden çıkarılana kadar Erdoğan’ın huzurunda, ayrıca 2023 ve 2024 mezuniyet törenlerinden önce teğmenlerin kendi aralarında yaptığı kutlamalarda okundu. Kaldı ki, MSB de defalarca Subay Andı’nın içeriğinde bir sorun olmadığını açıkladı.

- Komutanların verdiği emir sadece resmi töreni değil, tören öncesi ve sonrasını da kapsıyorsa; teğmenlerin bir gece önce bu andı okuması neden sorun yapılmadı? Ayrıca soruşturma sürecinde neden komutanlara tören sonrası emir verip vermedikleri soruldu ve bu komutanların da TSK’dan ihracı istendi?

Şunu da ekleyelim:

Teğmenler, yönergeden çıkarılan andı okuyarak, “disiplinsizlik” yaptı ve dahi “siyasi mesajlar verdi” öyle mi?

Geçen hafta, resmi törende teğmenlere yönergede olmayan “Türkiye Yüzyılı” marşının okutturulduğunu yazdık.

Konuyu biraz daha araştırdık.

Bu marşın mezuniyet töreni programına ne zaman, nasıl ve kimin emriyle alındığını bilen yok. Subay Andı’nın okunmasına, “Siyasi sonuçlar çıkarılabilir.” gerekçesiyle izin vermeyen komutanlardan hiçbiri de, “Türkiye Yüzyılı” marşına itiraz edip, “Yönergede yok.” dememiş. Sadece bazı teğmenler, Türkiye Yüzyılı Marşı’nın da bir siyasi partinin programında yer aldığını hatırlatmış, ama nihayetinde verilen emre uyup hem provalarda hem de mezuniyet töreninde bu marşı okumuşlar.

İHRACA KARŞI ÇIKAN OLDU MU?

Teğmenlerin akıbeti mi?

Kulislerdeki iddialara göre, ne yazık ki Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun kararı teğmenlerin ihracı yönündeymiş.

Daha önce defalarca teğmenlerin “disiplinsizlik” yaptığını açıklayan Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in onayı aşamasında bu kararda herhangi bir değişiklik olur mu olmaz mı, bilinmez; ama merakım şu:

YDK iddia edildiği gibi ihraç kararı aldıysa, bu karara katılmayan üye veya üyeler oldu mu?

Müyesser YILDIZ

29 Ocak 2025