Erdoğan önceki gün yine muhalefete çatarken, “Daha iki yıl öncesine kadar birbirlerini övgü yağmuruna tutanlar, bakıyorsunuz gırtlak gırtlağa bir kavganın baş aktörleri olarak her gün manşetleri süslüyor.” dedi.
Bunun tersini de görüyoruz. Dün gırtlak gırtlağa kavga edenler, bugün birbirlerine övgü yağdırıyor. AKP-MHP-DEM’in derin muhabbetlere dalması, İmralı’daki teröristbaşının “kurucu önder” haline getirilmesi gibi!..
Milletimizin hafıza kaybı yaşadığını sanıyorlar galiba. O yüzden ısrarla hatırlatmaya devam.
Yine birinci açılım sürecindeki MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye müracaat edelim.
Terörle mücadeleden anladıklarının, “PKK’ya kapılanmak ve dile benden ne dilersen türünden acziyet ve çürümüşlüğe onay vermek” değil, “Kandil, Barzani ve İmralı’nın Türk Milleti’nin azametiyle sarsılması” olduğunu söyledi.
Hemen her fırsatta “açılım denen yıkım” projesinin arkasında BOP ve küresel güç odaklarının yanısıra Barzani’nin de olduğunu vurgularken şu ifadeleri kullandı:
“Terörist görmek isteyenler... Barzani’nin yüzüne odaklanmalı...”
“Ham hayal peşinde koşan peşmerge başı kâbusla tanışacak, ısrar ve inadı sürerse belasını muhakkak bulacaktır... PKK’nın himaye ve destekçisi, Mehmetçik katillerinin umudu Barzan aşireti lideri Mesut Barzani’dir... Geçmişte Türkiye’ye ‘bir kedi bile vermeyiz’ diyen Barzani’ye dedesinin akıbetini çok veciz, çok açık şekilde hatırlatıyor, ayağını denk almasını tavsiye ediyoruz... Peşmerge yabancı güçlerin, bölgede şer emelleri olan İsrail’in dümen suyundadır. Barzani’nin ipi başkalarının elinde, iradesi mefluçtur.”
Bahçeli’nin Barzani tepkisi sadece açılım sürecinde değil, Cumhur İttifakı’na ortak olduktan sonra da şöyle sürdü:
“Barzani zulmün işbirlikçisidir. İhanetin Irak’taki ismidir. Barzani çetesiyle birlikte İblisin teşrifatçısı ve tetikçisidir... Akan her şehit kanında bu peşmerge çıbanının parmak izi, silinmeyecek vebali vardır.”
“Tüm bulgu, bilgi ve kanıtlar peşmergenin PKK’lı canileri Kerkük’e taşıdığını göstermiştir. Biz Barzani’ye Mehmetçik katili derken boş konuşmuyorduk... Gerekirse Barzani yakalanıp getirilmelidir...”
“Barzani ister görevde olsun, ister olmasın; onun defteri çoktan dürülmüş, işi çoktan bitmiş, fişi çoktan çekilmiş, miadı da çoktan dolmuştur.”
AHMET DAVUTOĞLU DEFTERİ
Bahçeli’nin gerek Başbakanlığı döneminde gerekse daha sonra hedef aldığı isimlerden birisi de Ahmet Davutoğlu’ydu.
Sık sık Barzani’ye “Kak Mesut” demesini gündeme getirip Davutoğlu’nu “Barzani lobisinin değirmenine su taşımakla” suçladı... “Serok Ahmet” lakabını taktı...
2021-2024 yılları arasında da örneğin şunları söyledi:
“Serok Ahmet fitneyi bıraksın, buradan kendisini doyuracak ekmek çıkmayacaktır. Onun serokluğu bölücülüğün umududur, terör örgütünün taltifidir, Türkiye’nin temellerini dinamitlemenin şifresidir. Edepsizce bizi Kürt ve Kürtçe düşmanı gösteren Serok Ahmet gafletin pençesindedir, tarihte Bizans işbirlikçisi olarak anılan Haris İbn Cabela’nın tıpkısının aynısıyla fotokopisidir ve iftiracının daniskasıdır. Serok Ahmet zillet çamurunun içinde çırpınmaktadır.”
“Serokun diline vuranlar yozlaşmış ve yosun tutmuş kalbinin eseridir. Türkiye bir musibet tarafından az kalsın felakete uğrayacakmış. Şükür, zamanında gereği yapılmış. Bak serok, Amed değil Diyarbakır diyeceksin... Suriye’de federasyon önermen, fiilen Kobanili Ahmet olduğunun delilidir. Haddini bil, haysiyet sahibi ol. Sen ve efendilerin Türkiye’yi geçemez, bunu da unutma.”
“Beş yaşından beri Ülkücü olduğunu ileri süren Serok Ahmet’in acilen akıl ve ruh kontrolünden geçmeleri, durum vahimse uzun bir süre yatılı olarak tutulmaları siyaset ve toplum huzuru adına tavsiyemdir, temennimdir.”
“Serok dikkat etsin, kurdun gözünü kan bürüdü mü Kobani’ye kaçmakla bile kurtulamaz.”
“Serok artık kartını açık oynamaktadır. Ve PKK tezlerini savunacak kadar çukurlaşmıştır. Serok Ahmet, Türkiye’nin başına sarılmış beladır, kumanda edilen mandacıdır, geçmişi ve geleceğiyle siyasi kundakçıdır.”
“DEM’lenmiş CHP, DEVA, Serok ve diğerleri İmralı canisinin, teröristbaşı Gülen’in, PKK’nın, Firavun’un, müstevlilerin, sömürgecilerin hizasındadır.”
İKİNCİ AÇILIMDA BİRLEŞTİLER
Bahçeli’nin başlattığı bugünün açılımına gelelim.
Barzaniler yine devrede, “arabuluculuk” yaptıklarını gizlemiyorlar...
Ahmet Davutoğlu’nun görüşlerinde de milim değişiklik yok ve Barzanilerle muhabbeti aynen sürüyor...
Nereden biliyoruz?
Bahçeli’nin “terörle mücadelede ortak komisyon” çağrısına hemen destek çıkıp, “Bu çağrı, Türkiye’nin terör belasından kurtulması adına ortak aklın ve toplumsal mutabakatın bir gereğidir.” dedi...
18-23 Mayıs arasında Irak’ın kuzeyine “kamu diplomasisi turu” düzenledi. Bu tur vesilesiyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin PKK/YPG hamisi KYB’ye koyduğu ambargo nedeniyle Kerkük üzerinden Süleymaniye’ye giderken, Bağdat’ta bir otelde seçilen KYB’li Kerkük Valisi Rebwar Taha’yı tanır konuma düşmekte bir beis görmedi, olmayan VIP salonda kırmızı halıya basma şerefine nail oldu!..
Yaptığı açıklamalarda; “çözüm sürecini” sahiplenirken, 2013 ile bugün arasındaki farkları sıralarken ilk vurguladığı şu oldu:
“2013’te Türkiye’nin demokratik standartları yüksekti, dış desteği güçlüydü, bu işe ayıracak ekonomik gücü vardı. Çözüm Süreci ilan edildiğinde hepimiz alandaydık. O gün karşımızda güçlü bir milliyetçi blok vardı. Bugün o yok.”
Başka?
KDP ve KYB’lilerin “çözüm sürecinde” her türlü işbirliğine açık olduğunu bildirirken Süleymaniye’ye ambargo uygulanmasına üzüldüğünü, bunun kaldırılması gerektiğini savundu...
El hak sadece Neçirvan Barzani ile değil Mesut Barzani’yle de 4 saat görüştü; “sürece verdikleri destek” için teşekkür etti...
“Neçirvan Barzani ve Mesut Bey’in özellikle Bahçeli’yi merak ettiğini, ‘Onun sağlığı için dua ediyoruz’ dediğini” belirtirken, Mesut Barzani’ye şunları söylediğini anlattı:
“İnsan tanımadığının düşmanıdır. Tanımadığı tanıdıkça o düşmanlık, o psikolojik faktörler ortadan kalkar; önyargıların yerini ortak duygular ve kültürel unsurlar alır. Türkiye'deki kaygılı Türk milliyetçilerinin gelip buradaki Türkiye dostluğunu görmeleri faydalı. Erbil çarşısında Türkçe konuşulduğunu gördüğünde buranın bir tehdit değil, Türkiye'nin bir hinterlandı olduğunu görecekler. Benzer şekilde Kuzey Irak’taki kaygılı Kürt milliyetçilerinin de Türkiye’deki muhataplarıyla yakın ilişkiye girmesi lazım. Onlar da görecekler ki farklılıklarımız ortaklıklarımız yanında devede kulak bile değil.”
Ve dahi “benzeri bir sürecin Suriye’de de yürütülmesi” gerektiğini söyledi...
Davutoğlu, yurda döndükten sonra da Bahçeli hakkında önce şu açıklamaları yaptı:
“Sayın Bahçeli bana 'Serok Ahmet' diye uzun yıllar istihza ile demişti. Bunlar siyasette olur, takılmam. Sayın Bahçeli'ye sürecin başladığı andan itibaren kendisine iki kez mektup gönderdim. 1-2 saat geçmeden arayıp 'Sayın Başbakanım kanaatlerinize katılıyorum' demiştir.”
Ardından Irak’ın kuzeyindeki turuyla ilgili Erdoğan ve Bahçeli’ye “gözlemlerini ve tavsiyelerini içeren kapsamlı mektuplar göndereceğini” duyururken şöyle konuştu:
“Şunu unutmayalım ki, ismini duyduğunuzda bazılarının tüylerinin diken diken olduğu beldeler bizim. Haseke, Kamışlı, Kerkük, Süleymaniye, Erbil, Telafer, Altunköprü bizim; yani Orta Doğu halklarının, ecnebilerin değil. Hepimizin ortak coğrafyası olan bu topraklara çizilen tüm sınırlara rağmen ortak kültürümüzle, yemeklerimizle, sevinçlerimizle, kaygılarımızla, umutlarımızla bizim. Başta terör örgütleri olmak üzere zihnimizdeki prangalardan, kamburlardan kurtulmanın eşiğindeyiz...”
“Bazıları dar ideolojik dünyalarından hareketle bizleri hayalcilikle suçlasa da bu benzetmeyi yapmaktan hiç gocunmuyorum, Avrupa Birliği benzeri bir askeri, ticari, kültürel, sosyal entegrasyonun uzak bir hülya olmayacağının altını bir kez daha çiziyorum.”
Davutoğlu sözünü ettiği mektubu hemen göndermiş olmalı ki, iki gün sonra MHP Lideri Bahçeli’den teşekkür telefonu aldığı bildirildi.
Bu gelişmelerden sonra Bahçeli, bir vakitler yakalanıp, Türkiye’ye getirilmesini istediği Barzani’ye de “teşekkür” telefonu açıp, bayramlaşır ya da Davutoğlu ve Barzaniler, Bahçeli için “Biji Serok” der mi, bilinmez; ama Erdoğan’ın meşhur sözüyle bitirelim:
“Kadere bakın kimler kimlerle beraber yan yana geliyor”!..
Çok Okunanlar

İYİ Parti'nin yaptırdığı genel seçim anketi sonuçları ortaya çıktı

Yandaş gazeteci Kabine revizyonu ve erken seçim için tarih verdi!

Peygamberliğini ilan ederse şaşırmayalım!

4 Haziran Çarşamba günü en çok izlenen yapım ne oldu?

Gelinim Mutfakta 5 Haziran Perşembe puan durumu: Bugün çeyrek altını kim aldı?

Allah’ın bir lütfu

5 Haziran Perşembe gazete manşetleri

Bayram geldi, mutluluk gözaltında!

Sabit radar noktaları açıklandı! Geziciler gizemini koruyor

İnci Türkay, Defne Joy Foster'ın ölümünden 2 saat önceki son anları paylaştı