Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
38,0377
Dolar
Arrow
34,0303
İngiliz Sterlini
Arrow
45,3604
Altın
Arrow
2830,0000
BIST
Arrow
9.951

Bir Harp Okulu Komutanının Teğmenlere Tavsiyesi Neydi?!

AKP, mezuniyet töreninden sonra kılıç çatıp subay andını okuyan ve “Mustafa Kemal'in askerleriyiz” diyen teğmenlerin peşini bırakmamaya kararlı gibi.

İktidar medyasının aktardığına göre; Pazartesi günkü AKP MYK toplanısında Erdoğan, bu konudaki hassasiyetini tekrarlayıp böyle bir şeyi kabul edemeyeceklerini belirttikten sonra şunları söylemiş:

“Bu mesele bize bir kere daha AK Parti'nin önemini gösterdi. Süreci sükûnetle, metanetle, kararlılıkla yürütüyoruz. Siz de aynı hassasiyette olun... İçeride, dışarıda bağlantıları var mı; üzerine gideceğiz, gereğini yapacağız, takipçisi olacağız.”

Ayrıca harp okullarında müfredat değişikliği için yeşil ışık yakıp, “Burada müfredat, alım süreci vb. konuları da masaya yatıracağız.” demiş.

Harp okullarının müfredat programı AKP'yi destekleyen kimi malûm çevrelerin uzunca bir süredir zaten hedefindeydi; besbelli, teğmenler hadisesinden fırsatla ilk etapta buna el atacaklar.

Belki de Anayasa'dan önce harp okullarının eğitim programından, “Demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkeleri ile Atatürk İlke ve İnkılaplarının” çıkarılması denenip emekli askerlerin derslere girmesi engellenecek!..

Allah Korkusu ve Kuldan Utanmak

Geçen haftaya damga vuran olaylardan biri, eski Genelkurmay Başkanı ve Milli Savunma Bakanı, AKP Kayseri Milletvekili Hulusi Akar'ın, eğitimin amacıyla ilgili yaptığı değerlendirme oldu. Akar, özetle şunları söyledi:

“Eğitimin amacı bilgi edinmek değildir. Eğitimin amacı bir Allah korkusu, iki kuldan utanmak. Eğer biz 4-12 yaş arasındaki insanlara, çocuklarımıza Allah korkusunu verirsek, Allah'tan korkmayı, kuldan utanmayı, vatan, millet, bayrak sevgisini verirsek, başkaları için iyilik yapmayı öğretirsek ve diğer milli ve manevi değerlerimizi onlara yüklediğimiz takdirde onun üzerine bu çocuk nereye giderse gitsin, dünyanın her şeyde gitsin bu çocuktan korkmayın. Eğer bu verilmezse... şu gördüğümüz tablo olur. Bu sefer ateistle mi, deistle mi, LGBT ile mi, uyuşturucuyla mı uğraşacaksınız?.. Ondan sonra başlıyoruz efendim savcı nerde? Polis nerede? Arkadaşlar, savcılarla polislerle bu iş olmaz olmaz. İşin başı, ilacı eğitim. Bunu verdik verdik, veremedik kendi çocuklarımızla bize yabancılaşıyor kendi torunlarımıza bize yabancılaşıyor.”

Dahası anneleri suçlayıp, “Anneler çok veballi. Çocuklar küçükken kıyamıyor sabah namazına kalkamaz, camiye gidemez, yatsın uyusun diyorlar. - Aradan 10 yıl geçiyor, çocuk laf dinlemez oluyor. Bunu sen en başta düşünecektin.” dedi.

Bilhassa “kul hakkı”na ilişkin olarak Akar hakkında, Balyoz kumpasından 15 Temmuz darbe teşebbüsüne kadar kalem kalem yazılacak çok şey var; da şimdilik konumuz bu değil, teğmenler ve harp okulları müfredat programının hedef alınması.

Akar'ın o açıklamalarına epey tepki geldi. En dikkat çekici olanlardan birisi, MHP eski milletvekili ve Ülkü Ocakları eski Başkanı Atila Kaya'nın tepkisi idi. Kaya şu paylaşımı yaptı:

“Tek referansı, Necip Fazıl’ın, Nuri Pakdil’in dizlerinin dibinde verdiği pozlar olan; askeri lise okumayan eski Genelkurmay başkanı, askerliği de eğitimi de dini de bilmediğini, üç cümleyle ancak bu kadar anlatabilirdi. O dediği eğitimden almışsa da, pek amacına ulaşmamış gibi!”

Doğru, Hulusi Akar askeri lisede okumadı; ama Kara Harp Okulu mezunu. Dahası, Tümgeneralken bu okulun komutanlığını yaptı.

Ve bakın, 2004 yılındaki mezuniyet töreninde Kara Harp Okulu Komutanı olarak teğmenlere hangi tavsiyede bulundu; dedi ki:

“Omuzlarınızdaki onur ve sorumluluğun bilincinde olarak hiçbir zaman tarafsız kalmayınız. Her koşulda laik, demokratik ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti taraflısı olunuz.”

İddialara göre, Hulusi Akar Kara Harp Okulu Komutanlığı'ndan ayrıldığında öğrenciler, “Hulusinasyon devri bitti, rehabilitasyon devri başladı” sloganı atmış, bu da ayrı bir mesele; ama her halükarda tam bir “nereden nereye” tablosu, değil mi?!