Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
39,3056
Dolar
Arrow
36,4196
İngiliz Sterlini
Arrow
47,0180
Altın
Arrow
3421,0000
BIST
Arrow
10.231

Bölük Komutanı 94 teğmenin önünde 'Bana baskı yapıldı' demiş

Kara Harp Okulu mezuniyet töreni bittikten sonra kendi aralarında yaptıkları kutlamada kılıç çatıp Subay Andı’nı okudukları ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” dedikleri için TSK’dan atılan teğmenlerden Deniz Demirtaş da ihraç kararının iptali için dava açtı. İstihbarat Teğmen Demirtaş’ın dava dilekçesinde, ilk kez adı açıklanan bir Topçu Üsteğmenin, “Topçu Okul Bölük Komutanı 94 teğmenin önünde yaptığı konuşmada kanaatini değiştirmesi için kendisine baskı yapıldığını söyledi” şeklindeki beyanına yer verilmesi dikkat çekti.

3 Şubat tarihi itibarıyla TSK’dan ihraçlarına karar verilen 5 teğmenden Serhat Gündar ve Batuhan Gazi Kılıç’ın ardından açılan üçüncü davada avukatları, Deniz Demirtaş’ın, Subay Andı’nın okunması için yapılan başvurulara dahil olmadığını, hatta tabur komutanının, “Teklif kabul edilmedi” dediği 20 Temmuz’daki içtimada bulunmadığını, 29 Ağustos akşamı düzenlenen geleneksel eğlencenin bir bölümüne katıldıktan sonra koğuşuna dönüp maç izlediğini, Teğmen Talip İzzet Akarsu’nun kendisiyle Teğmen Ebru Eroğlu’nun Subay Andı’nı okumak istediğine dair herhangi bir şey konuşmadığını, Akarsu’nun yazdığı mesajın içeriğini de WhatsApp Grubu’nda okuyup öğrendiğini belirterek, 30 Ağustos’taki törenin ardından ise “Demirtaş’ın alınan güvenlik önlemleri gerekçesiyle tören alanına hemen giremediğini, girmek için beklerken kız arkadaşını aradığını, girdikten sonra önce ailesi ile buluştuğunu, hatıra fotoğrafı çektirdiğini, sonrasında devre arkadaşlarının toplandığını görünce geleneksel kılıç çatma faaliyetine ve subay andı okunmasına katıldığını, halkanın dışında olduğu için söylenenleri de tam olarak duymadığını” anlattı.

Teğmen Teğmenleri Nasıl Engelleyecekti?

Bu nedenlerle Deniz Demirtaş’ın bu planlamaya dahil olduğunu kabul etmenin aklen ve hukuken izahı bulunmadığını bildiren avukatlar şunlara da dikkat çekti:

“Müvekkile bir taraftan gönderilen mesajın planlamasında yer aldığı, diğer taraftan destek verdiği, diğer yandan ise andın okunmasına engel olmadığı söylenmektedir. Bu suçlamalar kendi içerisinde çelişki yaratmaktadır. Çünkü atılı suçlamalarının hukuki sonuçları birbirinden çok farklıdır. Bu husus dahi tek başına disiplin soruşturmasının ne kadar özensiz yapıldığının, soruşturma esnasında ‘yaptım oldu’ mantığı ile hareket edildiğinin en büyük göstergesidir. Müvekkil andın okunmasını engellemediği gerekçesi ile yine suçlu konumuna konulmuştur. Ancak unutulmamalıdır ki; müvekkilin kendisi de 30 Ağustos 2024 tarihinde mezun olmuştur. Şu halde diğer devre arkadaşları gibi, kendisinin de yeni mezun bir teğmen olması hasabiyle kendi devre arkadaşlarını engellemesinin söz konusu dahi olmayacağını; kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte eğer böyle bir görev söz konusu ise bu görevin ancak o sırada Harp Okulu'nda görevli takım/bölük ve tabur komutanlarınca sağlanması gerektiği unutulmamalıdır. Konumu itibari ile yeni mezun olmuş bir teğmenden bunu beklemek en basit tabiri ile abestle iştigâl olacaktır.”

Üsteğmenin Tanıklığı

Bilindiği gibi, ihraç sürecinde avukatlar, teğmenlerin komutanlarına kanaatlerini değiştirmesi için baskı yapıldığını, Polatlı Topçu Okulu Bölük Komutanının da teğmenlerin önünde bunu açıkladığını öne sürüp suç duyurusunda bulunmuş, ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, iddiaları “soyut ve genel” nitelikte bulup suç duyurusunun işleme konulmamasını kararlaştırmıştı.

İşte Deniz Demirtaş’la ilgili açılan davada, ilk kez isim verilerek Topçu Üsteğmen Ş. B. P.’nin tanıklığıyla, Bölük Komutanının 94 teğmenin önünde yaptığı konuşmada, kendisine kanaatini değiştirmesi için baskı yapıldığını açıkça söylediği vurgulanıp bunun ne anlama geldiği şöyle açıklandı:

“Amir kanaatleri yürütülen disiplin soruşturması bakımından önemlidir. Zira amir kanaatlerinin, ‘YDK’da yargılanması uygundur’ şeklinde olmaması durumunda disiplin soruşturma dosyasının YDK’ya amir kanaatleri yöntemiyle gönderilmesi mümkün değildir. Amir kanaatlerinin ‘ayırma cezası verilmesi uygundur’ şeklinde olmaması halinde dosyanın kanaatler bu yönde düzeltilsin diye iade edilmesi yerine, amirlerinin tercihlerine saygı duyularak -suçlamayı kabul anlamına gelmemekle birlikte- eğer şartları oluşmuşsa başkaca bir cezanın amirleri tarafından verilmesi yoluna gidilmesi gerekirken, kanaatlerin baskıyla değiştirilmiş olması hem suç hem de usule dair hukuka aykırılık sebebidir.”

Müyesser YILDIZ

4 Mart 2025