Kara Harp Okulu mezuniyet töreninin resmi bölümü tamamlandıktan sonra kılıç çatarak, geçen yıl mevzuattan çıkarılan Subay Andı'nı okuyup, “Mustafa Kemal'in askerleriyiz” dedikleri için TSK'dan atılmaları istenen 5 teğmenle ilgili soruşturma dosyasında ilginç ifadeler var.
Öncelikle şunu belirtelim; Kara Harp Okulu Komutanlığı tarafından tutulan “Olay tespit tutanağı”na göre, yetkilileri kızdıran bu kutlamaya 500 civarında teğmen katıldı. Ancak Okul yetkilileri, aralarında ihracı istenen 5 teğmenin de bulunduğu toplam 19 teğmen hakkında, “programda bulunmayan andı okumaları ve emirlere uymayarak program dışında hareket etmeleri nedeniyle disiplin soruşturması açılmasını” uygun buldu.
Bu 19 teğmenin de topluluğun ilk halkasında kimlik bilgileri tespit edilen teğmenler olduğu belirtildi.
ERDOĞAN'IN KORUMALARI ÇIKIŞI KAPATMASA
İktidar medyası, teğmenlerin planlı hareket ettiğini, Milli Savunma Bakanlığı da “verilen talimatlara rağmen gerçekleştirilen bu eylemin disiplinsizlik” olduğunu öne sürüyor ya; Kara Harp Okulu Komutanlığı'nın “Olay tespit tutanağı”ndaki şu bölüme bakalım:
“Diploma ve Sancak Devir Teslim Töreni geçişinin saat 18.30'da tamamlanmasını müteakip mezun olan teğmenler şeref tribününün karşı istikametindeki paravanın arkasına alınmıştır. Cumhurbaşkanlığı koruma ekibi tarafından alınan emniyet tedbirleri kapsamında çıkışlar kapatıldığından mezun teğmenler tabur bölgesine gönderilememiştir. Teğmenler paravan arkasında beklerken Sayın Cumhurbaşkanı ve devlet erkânı stattan ayrılmış, güvenlik tedbirleri sebebiyle diğer davetliler bir süre bekletilmiştir. Kısa bir süre sonra paravanın arkasından çıkan yaklaşık 60 civarı teğmen saha içerisine girerek yay şeklinde bir düzende toplanmaya başlamışlardır. Tören kılıçlarını çekerek 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' sözünü 5-6 kez tekrarlamışlardır. '...........' şeklindeki andı okumuşlardır. Bu arada and içme planından tam olarak haberi bulunmadığı değerlendirilen seslerin yükselmesiyle kalabalığa doğru yönelen teğmenlerin de katılımıyla sayı yaklaşık 250'ye çıkmıştır. Sonraki katılımlarla sayının 500 civarına ulaştığı tahmin edilmektedir.”
Sözkonusu bölümün altını çizmemizin sebebi şu; eğer Cumhurbaşkanlığı koruma ekibinin aldığı tedbirler kapsamında çıkışlar kapatılmasa, teğmenler tabur bölgesine gidecek veya gönderilecek, muhtemelen de o kutlama yapılmayacaktı.
Bu durumda bir “plandan, programdan, emre itaatsizlikte ısrardan” söz edilebilir mi?
Efendim, defalarca Subay Andı'nı okumak için komutanlarına ve dekanlığa başvurmuşlar, ama kabul edilmediği halde okumuşlar.
Bir kez daha vurgulayalım: teğmenler Subay Andı'nı resmi tören programı kapsamında okumak istedi, “Hayır” denince de okumadılar.
Şöyle açıklayalım; örneğin teğmenler resmi tören programı içinde halay çekmek istese, izin verilmeyince de törenden sonra halay çekse yine soruşturma açılır mıydı?!
KOMUTAN TEĞMENE TEKME ATMIŞ
Teğmenlerin son ana kadar Subay Andı'nı resmi törende okumak istediklerini, törenden sonra okumalarının ise hiç de planlı/programlı olmadığını gösteren bir ifadeye geçelim.
İhracı istenen 5 teğmen arasında yer alan Serhat Gündar'a ifadesinde, “Mevzuattan kaldırılan andın okunması ile ilgili talepler ne zaman gündeme geldi?” diye soruldu. Gündar şu karşılığı verdi:
“Söz konusu ant bir önceki sene törenden hemen önce kaldırılmıştı. O günden beri gündemdeki bir konuydu. Devrece askerlik yemini zaten Harp Okulu girişinde edildiğinden Subay Andı'nın yapılmasının daha uygun olacağı değerlendiriliyordu.”
“29 Ağustos günü devre eğlencesinden sonra koğuşlar bölgesinde Batuhan Gazi Kılıç, Deniz Demirtaş ve Talip İzzet Akarsu'yla birlikte mevzuattan kaldırılan andın Ebru Eroğlu tarafından tören faaliyetinin devamında okunmasına ilişkin yapılan görüşme hakkında bildiklerini anlatması” istenince de Serhat Gündar şunları söyledi:
“29 Ağustos günü saat 23.00 sıralarında ben koğuştayken Talip İzzet Akarsu yanıma geldi. Kendisi yeni atanan Alay Komutanı Vekili P. Albay Alper Topsakal ile arasında geçen olaydan bahsetti. İzzet törende andın okunmasına yönelik teklifi kendisine gün içinde yeniden ilettiğini, buna mukabil Alay Komutan Vekilinin, 'Yine mi sen geldin?' diyerek kendisine kızdığını ve tekme attığını söyledi. Akabinde İzzet, eğlencede Mevlüt'ün (Dönem ikincisi) andı okuduğundan haberinin olmadığını, Ebru'nun kendisine gelerek, 'Birinci olduğum halde neden ben okumadım?' diye sorduğunu, kendisinin de Ebru'ya, 'Ertesi gün de sen okursun' diye cevap verdiğini belirtti. Ben de Ebru'nun böyle bir sitemde bulunmasının doğal olduğunu, çünkü onun devre birincisi olduğunu söyledim. İzzet müteakiben, 'O zaman gruba bir mesaj atayım da herkesin haberi olsun.' dedi. İzzet bu mesajı attıktan sonra gruptan, 'Tamam o zaman, yapalım' şeklinde geri dönüşler aldı.”
KOMUTANLARIN OTORİTESİ NİYE ZAYIFLADI?
14 Kasım'da daha teğmenlerle ilgili soruşturma sürerken, şöyle bir tespitte bulunulduğu bilgisini aktardık:
“Bu ne ki? Okullarda öyle disiplinsizlikler var ki... Başını belaya sokmamak için kimse uğraşmıyor. Üzerine gidildiğinde ise takım-bölük komutanlarının savunması alınıyor.”
Bakın, soruşturma dosyasında yer alan ifadelerde neler anlatılıyor.
“Eklemek istediğiniz başka bir husus var mı?” sorusu üzerine bir bölük komutanı şunları söylemiş:
“Bölük komutanı olarak bölükte disiplini sağlamakta zorlanıyorduk. Bunun temel sebebi de öğrenci üzerindeki otoritemizi zayıflatacak uygulamaların emredilmesiydi. Örneğin; öğrencilere bağırılmaması, toplu ceza verilmemesi, hafta sonu geri besleme yapılmaması gibi. Tabur Komutanımız, Alay Komutanımızdan aldığı emir gereği, bizlerin de bu şekilde davranmamızı istiyordu. Ayrıca ben sabah 08.00'de içtima alıyorum. Harbiyeliler 08.30'da derse giriyorlar. Öğleden sonra 16.30'da akademik dersleri bitiyor. Genelde derslerden sonra Harbiyelilerin boş zamanlarına müdahale etmememiz telkin ediliyor. Benim Harbiyelilere nüfuz edebileceğim veya tecrübelerimi aktarabileceğim yeterli bir zaman dilimi bulunmuyor.”
Alay Komutan Yardımcısının anlattıkları da şöyle:
“Tören provaları esnasında Harbiyelilerin provalara katılımları konusunda zafiyet yaşamıştık. Birlik komutanları provalara katılmayan Harbiyelilerin çarşı iznine çıkarılmaması yönünde karar ve tedbir aldık. Ben disiplini mükemmel bir birlik teslim almadım. Törene kadar geçen sürede elimden geldiğince disiplini tesis etmeye çalıştım. Katılışımdan itibaren ben yoğun tören hazırlıkları esnasında görevime yönelik mevzuatları tam anlamı ile okuyamadım. Bir amirin astının disiplinsizliğini gördüğünde gerekli ikaz, tembih, öğüt ve muaheze (azarlama/kınama) dahil her türlü yol ile disiplini tesis etmesi gerekmektedir. Fakat ben birliklerin disiplinsizliklerini gördüğümde birlik komutanlarının Harbiyelileri paylamaktan çekindikleri için müdahale edemediklerine şahit oldum. Bir önceki Okul Komutanı Gültekin Paşa [Bu yılki YAŞ kararıyla Korgenaralliğe terfi ettirilip 7. Kolordu Komutanlığı'na atanan Gültekin Yaralı], Harbiyelilere bağıran birlik komutanını odasına çağırıp azarlamış. Bu tür uygulamalar ast birlik komutanlarını pasifize etmişti.”
14 Kasım'daki çağrımızı tekrarlayalım:
Teğmenlere kıymayın, asıl sorunların üzerine gidin efendiler!..
Müyesser YILDIZ
31 Aralık 2024
Çok Okunanlar
Aralık enflasyonu açıklandı: 2025 zamlı memur ve emekli maaşları belli oldu!
Ferdi Tayfur'un vefatı sonrası ünlü isimlerden duygusal paylaşımlar
Gelinim Mutfakta kim elendi? 10 bileziği kim aldı? 3 Ocak 2024 puan durumu
Harbiyede sıkıyönetim gibi tedbirler!
Bahçeli-DEM görüşmesinin ayrıntıları belli oldu
Sütün içine bakın ne koymuşlar? O markanın ürünleri toplatıldı!
İYİ Parti'deki istifaların arkasında Akşener mi var?
Ev sahibi ve kiracılar bu haberi bekliyordu... Ocak ayı kira zammı belli oldu
Gassal dizisi hangi kanalda, hangi gün?
Arabesk müziğin ustası Ferdi Tayfur hayatını kaybetti! Eski eşinden ilk açıklama