Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,7067
Dolar
Arrow
35,3044
İngiliz Sterlini
Arrow
44,2396
Altın
Arrow
2990,0000
BIST
Arrow
9.972

Katillerle görüşmek 'Siyasi Alçalmadır'... Devletin ve Milletin itibarını 'İki Paralık' etmektir!..

Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP Lideri Devlet Bahçeli, “Teröristbaşı Meclis’e gelip konuşsun, PKK’ya silah bıraktırsın” diyerek çıtayı öyle yukarı koydu ki, DEM’li iki milletvekilinin İmralı’ya gönderilip teröristbaşından mesaj getirmesi, hatta yakın zamanda ev hapsine çıkarılacağı söylentileri ehven-i şer kaldı.

Adı bir türlü konmayan/konamayan MHP-İmralı-Meclis denkleminde hedef neymiş? Bahçeli’den sonra Erdoğan da söyledi; “bölücü caniler ya bir an önce silahlarını gömecekler ya da silahlarıyla birlikte toprağa gömülecekler”miş!..

İşte bunun için İmralı’nın kapılarını ardına kadar açtılar.

Bahçeli de, DEM’li Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’in İmralı’dan getirdiği mesaja pek sevindi.

Efendim bu görüşme; “demokrasiyi, Türk-Kürt kardeşliğine bağlanan umutları nispeten takviye etmekle kalmamış, hayırlı bir başlangıcın ivmesi” olmuş... “Türkiye için kader ve karar anı”, “birbirimizin can suyu olmanın zamanı” gelmiş... Ama “ne müzakere ne de mütarekeden” söz açılacakmış...

Bir yandan “Mücavir topraklardan kaynaklanan terörist emel ve eylemlerinin harekat ve manevra sahası kalmamıştır.” diyecekseniz, sonra İmralı’dan medet umacaksınız!..

Kapısını çalan siz olduğunuza göre; muhatabınız, karşılığını almadan istediğinizi mi yapar yoksa sizinle pazarlığa mı oturur?

Haydi Buldan ve Önder’in teröristbaşından getirdiği mesajın dökümünü yapalım:

- “Kürt sorunu”, “tüm halklar”, “demokratik dönüşüm” demiş...

- Siz elçileri ona PKK’ya silah bırakma çağrısı yapması için göndermişsiniz, o Meclis’e ve tüm siyasi çevrelere görev vermiş...

- “Sayın Bahçeli ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, pozitif anlamda gerekli katkıyı sürecek ehil ve kararlılıktayım” diye buyurmuş...

Özetle ve de Pervin Buldan’ın ifadeleriyle; Erdoğan ve Bahçeli’yi kendisine “muhatap” almış... Lütfedip, şimdilik “şart” sunmamış... PKK’ya da “silah bırakma” mesajı göndermemiş.

Ama köşesinde “gereğini yapmaya” çalışan bir yazarın iddiasına göre; “Öcalan’ın çağrısı Türkiye’ye değil, kurucusu olduğu PKK’ya” imiş. Dahası, “Lideri olduğu örgütüne neden silah bırakmaları gerektiğinin gerekçelerini inşa ve izah” etmiş!..

Şaka gibi; ama İsmail Saymaz’ın görüştüğü güvenlik kaynakları da; “Öcalan’a ait açıklamanın Kandil’i muhatap aldığını ve örgüte ‘silah bırak’ mesajı içerdiğini” savunuyormuş!..

TÜRKİYE'NİN KADERİNİ İMRALI'YA İPOTEK ETTİRMEK 

Teröristbaşı ve DEM’i muhatap alıp PKK’ya silah bıraktırma açılımını başlatan MHP Lideri Bahçeli için “Nereden nereye” demekten yorulduk. O yüzden farklı bir yöntem izleyip bugün yaşananların anlamını, dünün Bahçeli’siyle soru-cevap şeklinde konuşalım.

Soru: Bu adımın atılmasının sebebinin bölgesel gelişmeler olduğu söyleniyor.

Cevap: Türkiye’nin komşularını da kapsayacak hiçbir bölgesel ve küresel kaygı ve proje Türk Milletinin güvenliği ve huzuru ile birliğinden önce ve öncelikli değildir ve asla olmamalıdır.

Soru: Türk Milleti’nin birliğini sağlayıp iç cepheyi güçlendirme adına İmralı’daki teröristbaşıyla görüşülmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Cevap: Bir tarafta milliyetçileri istismar ederek siyasi tezgâh içinde olan, öbür tarafta da katillerle görüşmeler yapan bu zihniyet, siyasi alçalmanın nerelere kadar ulaşabileceğini de açıkça göstermiştir... İmralı’da yatan caninin meşru bir aktörmüş gibi pervasızca beyanatlar vermesi ve yattığı yerden çetesine talimatlar yağdırması AKP’nin gaflete varan siyasi duruşunun eseri ve hazin bir neticesidir... Türk devlet geleneği ve milletimizin asırları aşan itibarı, saygınlığı, kudreti ve haysiyeti AKP elinde iki paralık olmuştur... İmralı canisiyle görüşerek neyi çözmeye, neyi sağlamaya çalışıyorsun? PKK’yı ne vererek, hangi tavizleri vaat ederek silahtan vazgeçireceksin?.. Canibaşı ve çetesi Türk milletinin bir numaralı düşmanıdır.

Soru: Teröristbaşı Kürt kökenli vatandaşlarımızın lideri midir? 

Cevap: İmralı canisi Kürt kökenli vatandaşlarımın lideri değildir, olamayacaktır.

Soru:  Teröristbaşıyla görüşmeler vicdanları sızlatmıyor mu? 

Cevap: Kalbi vatan sevgisiyle çarpan hiçbir Türkiye sevdalısı, İmralı canisinin barış elçisi, demokrasi gönüllüsü, özgürlük savaşçısı olarak lanse edilmesine tepkisiz duramayacaktır... Yandaş anket kuruluşları, asıl maksadı gizlemeden direk soru sormuş olsalardı, mesela ‘İmralı canisiyle görüşmelere ne diyorsunuz?’ ya da ‘PKK’yla görüşmeleri kabulleniyor musunuz?’ deselerdi, biliniz ki, yayınlanan anketlerde milletimizin bu rezil süreci tamamıyla reddettiği ortaya çıkacaktı... Bu her şeyden önce hayasızlığın, yalancılığın ve milli irade dolandırıcılığının dik alasıdır. Soruyorum sizlere; İmralı canisiyle pazarlıkları doğru buluyor musunuz? İmralı canisinin affını istiyor musunuz?.. Türkiye ve Türk milletinin kaderi müebbet hapis cezası alan bir katilin insaf ve inisiyatifine terk edilmiştir... Türkiye’nin kaderini İmralı’ya ipotek ettirmek tam bir travmadır... Terörü İmralı’dan yöneten eşkıya başı hayal dahi edemeyeceği bir konum ve duruma yükseltilmiştir.

Soru: Ama itiraz edenler, kandan geçinmek ve barışa karşı çıkmakla suçlanıyor. 

Cevap: Bu melun koronun, partimize ‘kandan geçinenler, barışa karşı çıkanlar, terörün bitmesini istemeyenler’ diyebilecek kadar gözleri kör olmuş, vicdanları kurumuştur. Unutmayınız ki, Sevr Antlaşmasını yırtan milli mücadele kahramanlarına da işbirlikçi İstanbul hükümeti aynı şekilde saldırmıştır... Sevr Anlaşmasını reddeden asil millet evlatlarını boş yere kan döken, barışı engelleyen çılgınlar olarak görenlerle, şimdilerde bizim tutumumuzu eleştirenler aynı ihanet aşından farklı dönemlerde de olsa kaşık kaşık yiyen işgal artıklarından, hain isimlerden başkası değildir.

Soru: PKK silah bırakır mı ya da ne zaman bırakır?

Cevap: PKK’nın silah bırakacağını iddia etmek, bu yolla milleti avutup oyalamak, tamiri imkânsız bir şuursuzluktur... PKK, Türkiye’den toprak almadan silah bırakmayacaktır. PKK, hain amaçlarına tam ulaşmadan silahları gömmeyecek, namluyu indirmeyecektir. Aksini iddia eden varsa ya şerefi yoktur ya da aklını ve mantığını haczettirmiş bir sefildir... BOP’un hesap ve hedefleri sonuca ulaşmadan PKK silah bırakmayacak, Türkiye’yi ortadan ikiye bölmeden terör ve bölücülük kanlı kozundan, öldürme taktiğinden vazgeçmeyecektir... PKK’nın silah bırakacağını, silahla yollarını ayıracağını ummak ve beklemek ahmaklık ve gaflettir.

Soru: Öyleyse yapılması gereken nedir?

Cevap: Öldürmekte ustalaşan, kırmakta, dökmekte, yakmakta ve yok etmekte markalaşan malum terör örgütü, Türkiye’yi bölmeden veya devletin kahrıyla karşılaşmadan silahı kenara koymayacaktır. Bu nedenle PKK’nın silahlara veda etmesi hayaldir, Türk milletini aldatmaya dönük yalan, uydurma ve temelsiz bir propagandadır. Teröristleri saklandıkları inlerde arayıp, bulup çıkararak adalete teslim etmek ve bu eksende cesaret göstermek Hükümet’in milli ve tarihi bir sorumluluğudur.

''APTAL'' VE ''AHMAK'' YERİNE KONMAK 

“Dün dünde kaldı cancağızım, artık yeni şeyler söylemek lâzım.” diyerek sözü, eski Özel Kuvvetler Komutanı emekli Korgeneral Engin Alan’a bırakalım.

Bir dönem MHP milletvekili olan ve halen partiyle bağı devam eden Alan, Bahçeli’nin İmralı açılımından beri, “APO şu anda hiçbir kıymeti harbiyesi olmayan zavallının biridir... Ne Kandil, ne de ABD güdümündeki PKK/YPG artık peş paralık değeri olmayan teröristbaşının sözüyle ne silah bırakır, ne de kendini lağveder.” görüşünü savundu.

Alan, önceki gün Saygı Öztürk’e yaptığı açıklamada aynı iddialarını tekrarlarken, Bahçeli’yi şöyle savundu:

“Devlet Bahçeli beyin dediğiyle girilen yol aynı değil. Devlet Bey dedi ki, 'Örgüt lağvolacak, silah bırakılacak.' Pazarlık edilecek, yeni bir çözüm sürecine dönülecek, o çıkacak, bu gelecek dedi mi Devlet Bey? Hiç böyle bir şey söylemedi. 'Örgütü lağvet, silahları da bıraktır’ dedi... Fakat şimdi onun görüşmesi, bunun görüşmesi değil mevzu. Bu yeni ve 2015’te yaşanan çözüm sürecine evriliyor gibi geliyor bana. Yeniden bir çözüm süreci yeniden işte görüşmeler, pazarlıklar falan. Ama Devlet Bey böyle bir şey demedi.”

Ardından şu yorumu yaptı:

“Akıl var mantık var. Abdullah Öcalan dedi diye ABD'nin güdümündeki Fırat'ın kuzey doğusundaki YPG/PKK silah mı bırakır? Buna inanmak için aptal olmak, ahmak olmak gerekmez mi? Silahı bırakmaz. İstese de bırakamaz. Amerika bugün El Bab'da karakol kuruyor, üs kuruyor. ABD, Fırat'ın kuzey doğusunda olduğu sürece ne Suriye'de güvenlik olur ne bizde olur."

Tablo aynen Engin Alan’ın anlattığı gibi olduğuna göre, sadece şunu soralım:

Devlet aklını, mantığını mı yitirdi ve milletimizin “aptal” ve “ahmak” olduğunu mu düşünüyor ki; teröristbaşı çağrı yapınca YPG/PKK’nın silah bırakacağına inanıp bizlerin de inanmasını bekliyor?!

Müyesser YILDIZ

6 Ocak 2025