Esad’ın düşmesiyle herkes melek oldu!.. Bölgeye istikrar, Suriye’ye demokrasi, insan hakları, adalet getireceklermiş...
Hele Ankara’nın gayretleri; “diplomasi, devlet sisteminin yeniden işlemesi ve kalkınma” olmak üzere Suriye için üç koldan harekete geçilecekmiş...
Bunlar konuşulurken; daha dün 16 yaşındaki liselinin Erdoğan’a hakaretten hapis cezasına çarptırıldığını, BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş hakkında Erdoğan’a hakaretten soruşturma açıldığını ve de bir vakitler Ankara’da kırmızı halı ile karşılanan PYD’nin başı Salih Müslim’le röportaj yapan gazeteci Nevşin Mengü için 1 yıl 6 aydan 7 yıl 6 aya kadar hapis cezası istendiğini duyduk.
Üstüne yeni asgari ücret zammı açıklandı ki; kalkınmışlığımızın (!) alamet-i farikası oldu.
Ez cümle; tam bir “Ele verir talkını, kendi yutar salkımı.” durumundayız!..
Efendim Suriye’deki yeni yönetimde Türkiye izi varmış. Önemli görevlere gelenler, ülkemizde okumuş veya yetişmiş.
PYD’nin başı Salih Müslim de İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünden mezun olmuştu. Bir de TSK, PYD için, “bölücü terör örgütü” derken, AKP’nin PYD’yi muhatap alıp, “HDP gibi siyasi faaliyet yürüttüğünü” savunduğunu, ancak Esad’a karşı işbirliğini kabul etmeyince terör örgütü sayıldığını hatırlıyorsunuz, değil mi?!
Suriye’yle ilgili sevincimize bir örnek daha; Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP Lideri Devlet Bahçeli’den sonra sırasıyla Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Erdoğan, “ilk andan itibaren hep tarihin doğru tarafında yer aldıklarını” söyledi.
Doğru mu değil mi; zamanla anlaşılır. Mısır (Sisi darbesi), Birleşik Arap Emirlikleri (15 Temmuz’un finansörlüğü), Suudi Arabistan (Katar’a uygulanan ambargo ve Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’da katli) krizlerinde de güya “tarihin doğru tarafında” durulmuştu. Şimdi hepsiyle dost ve kardeşler. On yılların faturasını ödeyen ise Türk Milleti oldu.
KARA TRENİ BOYAYINCA
Suriye’de yeni yönetimin öncülüğünü El Kaide’den HTŞ’ye dönen terör örgütü, liderliğini de Colani kod adından dönen Ahmed eş-Şera yapıyor.
HTŞ, BM ve Türkiye’nin terör örgütleri listesinde yer almaya devam ederken; MİT Başkanı İbrahim Kalın Colani’nin sürdüğü arabaya binip Emevi Camii’nde namaz kıldı... Erdoğan, “Sayın Colani başta olmak üzere Suriye yönetiminde yer alan isimlerle iletişimi başlattıklarını” açıkladı... Suriye’nin yeni lideri, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile “Ahmed eş-Şera” olarak buluştu... Nihayetinde Erdoğan da, “Suriye devriminin lideri Sayın Ahmed eş-Şera” dedi.
''HA ALİ HA VELİ DEĞİŞEN BİR ŞEY VAR MI?''
Şu tablo PKK’nın gidişatın hatırlattı.
2000’li yıllarda AB, PKK’yı terör örgütleri listesine almıyordu. 2002’de PKK adını KADEK olarak değiştirdi, ondan sonra PKK terör örgütü sayıldı. Bir ara da KCK oldu.
Aynı PKK, Suriye’ye PYD/YPG adıyla geldi. İmralı’daki teröristbaşıyla pazarlık notlarından hareketle; hep PYD/YPG’nin Öcalan’ın talimatıyla kurulduğunu yazıyorduk. Şimdi fark ettik; İçişleri Bakanlığı’nın 2017’de yayımladığı, “PKK/KCK Terör Örgütünün Suriye Kolu” başlıklı raporda da açıkça, “PYD’nin, 17 Ekim 2003’te PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın İmralı’dan verdiği talimatlar doğrultusunda kurulduğu” itiraf edilmiş.
İsim değişikliği burada kalmadı. 2017’de ABD Özel Kuvvetler Komutanı, “Türkiye, PKK ile YPG’yi bir gördüğü için isminizi değiştirin” tavsiyesinde bulununca, terör örgütü “Suriye Demokratik Güçleri” oluverdi.
Bunun üzerine de Erdoğan şunları söyledi:
“Ha Ali, ha Veli, değişen bir şey var mı? Yok. Biz kimin kim olduğunu gayet iyi biliyoruz, her ikisi de aynı... İsim değiştirmişler, yok bunları yutmak mümkün değil. Ve dostlar birbirini aldatmamalı.”
”Artık ne yaparlarsa yapsınlar çuvala sığmıyor.”
”Adı her ne olursa olsun kurulmuş veya kurulacak tüm örgütlerin aynı yapı olduklarını çok iyi bildikleri hâlde gözümüzün içine baka baka bu dost görünenler bize yalan söylüyorlar.”
“Sevsinler sizi, biz anlamadık, yuttuk bunu; artık bunların hepsini biliyoruz. Bu fabrikada üretilen örgütler ihtiyaca göre tedavüle sokuluyor, gerektiğinde tadilata tabi tutuluyor, gerektiğinde ise, imha ediliyor.”
“İşte şimdi Amerika isimleri değiştiriyor, değil mi?.. Bunları artık yutmuyoruz... İkide bir isim değiştirmek suretiyle, Amerika, bizi mi aldatacaksın?”
“Bu örgütün adı PKK’dır, bu örgütün adı PYD’dir, bu örgütün adı YPG’dir. Hani Amerika’nın da Avrupa Birliği’nin de terör örgütleri listesinde olan PKK var ya, Suriye’de iş tuttukları örgüt işte onun ta kendisidir. Böyle olduğunu kendileri de çok iyi bildikleri hâlde bizi ve tüm dünyayı kandırmak için âdeta 40 takla atıyorlar.”
BAHÇELİ'NİN TRUMP'LA SINAVI
Ankara’nın “dostu” ABD’nin, PKK’yı terör örgütü sayarken YPG/PYD için “Suriye’deki ortağımız” dediğini kaydedip Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP Lideri Bahçeli’ye gelelim.
Bahçeli, 2019’daki Barış Pınarı Harekâtı üzerine Trump’ın Erdoğan’a gönderdiği o rezil mektuba, “Çirkin bir mektup vasıtasıyla Türkiye ile terör örgütleri arasında arabuluculuğa heveslenen, alçak bir teröristi general diye tanıtıp ülkemize müzakere öneren ABD Başkanı Trump’ın tarihin ve insanlığın yanlış tarafında durduğu elbette tartışma götürmez bir gerçektir.” ifadeleriyle tepki göstermişti.
Keza Kudüs’ün bu hale gelmesinden Trump’ı sorumlu tutup, “Siyonizmin hizmetkârı” demiş ve Trump’ın “akıl sağlığını yitirdiğini” vurgulamıştı.
Aynı Bahçeli, dört gün önce partisinin Siyaset ve Liderlik Okulu’nda yaptığı konuşmada; Trump’ın, “Erdoğan çok akıllı ve çok güçlü bir adam... İyi anlaştığım biri... Çok güçlü ordu kurdu... Suriye’nin anahtarı Türkiye’nin elinde olacak.” şeklindeki sözlerini “Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik müspet mesajlar” diye değerlendirdi.
Ama ne Bahçeli ne de Suriye’deki terör örgütünü bitirmekten söz eden Erdoğan ve AKP, Trump’ın “general” saydığı terör örgütü başı Mazlum Kobani’yi 20 Ocak’taki yemin törenine çağırmasını bugüne kadar dert etmedi.
Türkiye’nin kırmızı bültenle aradığı, Trump’ın bu sözde “generali”nin kod adı Şahin Cilo. Sonrasında Mazlum Kobani veya Mazlum Abdi’yi kullandı. Tam isminin Ferhat Abdi Şahin olduğu belirtiliyor. Ayrıca Bahçeli’nin Meclis’e gelip konuşmasını istediği İmralı’daki teröristbaşının “manevi oğlu”.
O da HTŞ lideri Colani gibi hep üniformayla görüntü verdi. Bir kez hariç.
Temmuz 2019’da BM'nin Çocuklar ve Silahlı Çatışmalar Özel Temsilcisi Virginia Gamba ile sözde Suriye Demokratik Güçleri adına çocuk savaşçılar konusunda anlaşma imzaladığı zaman takım elbise giyip kravat taktı.
Bunun üzerine dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Mazlum Kobani kodlu Ferhat Abdi Şahin bir teröristtir. Türkiye kırmızı bültenle arıyor. Bu Birleşmiş Milletler aklını mı kaçırdı, yitirdi mi? Aynı masaya oturuyorlar ve onunla bir anlaşma imzalıyorlar, çocuk teröristlerin bir daha PKK'ya, PYD'ye alınmaması için. Bu kara bir lekedir.” açıklamasını yaparken Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “ABD'ye girmesi halinde hakkında kırmızı bülten olduğu için bu kişinin tutuklanıp Türkiye'ye iade edilmesi gerektiğini ve kırmızı bültenin ABD'ye bir kez daha iletildiğini” söyledi.
Erdoğan da, “Mazlum denen kod adlı; burası çok ilginç, kırmızı bültenle aranan bir terörist. Bu ne demektir? Amerika'nın bu adamı bize teslim etmesi lâzım." dedi.
Ama, şunun şurasında 26 gün kalmış; görüldüğü üzere bu teröristin Trump’ın yemin törenine davet edilmesi konusunda sessizler.
İster misiniz; Kobani törene takım elbise ve kravatla katılsın ve bir anda “Sayın Ferhat Abdi Şahin” olsun!..
Müyesser YILDIZ
26 Aralık 2024
Çok Okunanlar
Squid Game 2. sezon yayın tarihi belli oldu
25 Aralık Masterchef kim birinci oldu? O isimler son 2'de!
ChatGPT çöktü mü? Kullanıcılar ChatGPT'den yanıt alamıyor
Akseki'ye Mehmet Cengiz darbesi! Bölge halkı ve yaban keçileri tehdit altında
Narin Güran davasında savcı mütalaasını açıkladı: Duruşma salonu karıştı
Bitlis'teki Suriyeli kız öğrenciler yurt ışıkları ile ‘Şam' yazdı
2025 emekli maaş zamları netleşiyor!
Fenomen ismin ölümü sonrası ameliyatını yapan doktoru konuştu
Survivor All Star ne zaman başlıyor? Ünlüler-gönüllüler kadrosunda kimler var?
25 Aralık reyting sonuçları açıklandı! Dünün reyting birincisi kim oldu?