Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.471

Niye Bu Hâldeyiz?.. Çünkü Ülkemize Kaçak Giriş-Çıkışları Tespit Eden Sistemimiz Yok!..

Ülkemizin göçmen deposuna çevrilmesi AKP ve emperyalistler dışında herkesi rahatsız ediyor. 

Devlet eliyle “Ensar kardeşliği” adı altında getirilip, “ucuz iş gücü” diye övüleniyle, elini-kolunu sallayarak kaçak girenleriyle, vizeyle gelip kalanlarıyla milyonlarca insan...

Dünyanın en güçlü ülkeleri bile bu ekonomik, kültürel ve demografik yıkıma dayanamaz. Bakalım bu halimizle biz daha kaç yıl dayanabileceğiz...

Durum bu iken; geçtiğimiz 15 Temmuz’da Irak’la terörle mücadele için “tarihi anlaşma” imzalandığını açıklayan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan yeni bir müjde daha verdi!.. 1 Eylül’den itibaren; “15 yaş altı ve 50 yaş üstü Iraklı kardeşlerimiz için vize serbestisi uygulaması” başlayacakmış!..

Nereden icap etti, niye 15 yaş altı, 50 yaş üstü; açıklayan da yok anlayan da...

Okulu Zincirle Basanlar Galiba Iraklıydı

Irak demişken; geçtiğimiz 5 Haziran’da Çorum Başöğretmen İmam Hatip Ortaokulu’nda yaşanan saldırıyı hatırlarsınız.

Iraklı olduğu bildirilen bir öğrenci okulda rahatsızlanınca okul müdürü, ambulans çağırdı. Sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından öğrenci hastaneye kaldırıldı. Çocuğunun rahatsızlandığını öğrenen veli ise yanında bir kişiyle okula gelip, “Bize niye haber vermediniz?” diyerek okul müdürüne küfür ve hakaretlerde bulunmakla kalmadı, elindeki zincirle müdür ve hizmetliye saldırdı.

Medyada geniş yer bulan bu olayın ardından Çorum Emniyeti öğrenci velisinin ve yanındaki kişinin yakalanması için başlatılan çalışmanın sürdüğünü bildirdi. Çorum Valiliği de, okulda yaşananları anlatıp, “Konu Valiliğimiz tarafından titizlikle takip edilmektedir. Okul Müdürümüze ve hizmetlimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.” açıklamasını yaptı.

Birkaç gün sonra söz konusu saldırıyı düzenleyenlerin baba-oğul çıktığı, 20 yaşındaki oğul M.S.D.S.’nin, polisin düzenlediği operasyonla saklandığı evde yakalandığı, 54 yaşındaki baba S.D.H.S’nin ise yakalanması için çalışmaların sürdüğü duyuruldu.

Yakalanan M.S.D.S., emniyette ifadesi alınarak adliyeye sevk edildi. Ancak bu kişi çıkarıldığı mahkeme tarafından serbest bırakıldı. Bunun üzerine bir açıklama yapan Çorum Cumhuriyet Başsavcılığı, “Okulda meydana gelen kasten yaralama olayıyla ilgili olarak bazı yayın organlarında ve sosyal medya platformlarında eksik ve maksadını aşan haberler paylaşıldığını” belirtip, olaya karıştığı gerekçesiyle yakalanan yabancı uyruklu M.S.D.D.’nin yapılan teşhis işlemleri sonucunda olayla bağlantısının olmadığının tespit edilmesi üzerine serbest bırakıldığını açıkladı. Savcılık ayrıca şu bilgileri verdi:

“Okul müdürü ve hizmetliye yönelik kasten yaralama eyleminde bulunan yabancı uyruklu D.H.H. ile kimliği henüz tespit edilemeyen yabancı uyruklu başka bir şahsın yakalanması için Cumhuriyet Başsavcılığımızca ivedi olarak hazırlık soruşturması başlatılmış, tüm deliller toplanmış, şüpheliler hakkında yurt dışı çıkış yasağı konularak soruşturma işlemlerine devam edilmekte olup şüpheli ya da şüphelilerin yakalanmasına yönelik çalışmalar devam etmektedir.”

Kimliği Tespit Edilemedi Ama Yurt Dışı Yasağı Kondu!..

Savcılığın bu açıklamasının özeti şuydu:

Yanlış kişi yakalanmıştı... Gerçek failler; yabancı uyruklu D.H.H. ile kimliği henüz tespit edilemeyen yabancı uyruklu bir başka şahıstı... Tüm deliller toplanmış ve henüz yakalanmayan şüpheliler hakkında yurt dışı yasağı konulmuştu...

D.H.H.’yı anladık da kimliği bile tespit edilemeyen diğer şüpheli hakkında nasıl yurt dışı yasağı konabilmişti acaba?!

Asayiş Berkemal: Kaçtılar... Bir Daha Giremezler

Her konuda olduğu gibi Çorum’daki bu olay da üç beş günde tüketildikten sonra unutulup gidildi. 

Ama 10 gün kadar önce ülkemizin ne kadar “emin ellerde” olduğunu gösteren öyle bir şey yaşandı ki, şaşırdık kaldık. Bu defa olan şuydu:

Çorum’daki görev süresinin birinci yılını tamamlaması münasebetiyle basın toplantısı düzenleyen Vali Zülküf Dağlı’ya, okuldaki saldırıyı düzenleyen yabancı uyruklu şahısların ne olduğu soruldu. Vali, soruyu Emniyet Müdürüne yöneltti.

Emniyet Müdürü, “Kaçak yollarla yurt dışına çıktılar.” karşılığını verdi... Vali de, “Bir daha girmeleri mümkün değil.” dedi...

Saldırganlara sınıra kadar refakat edilmediyse; yurt dışına çıktıklarından ve dahi bir daha girmelerinin mümkün olmadığından acaba nasıl bu kadar eminler?

Yoksa bu kaçak giriş-çıkışları tespit eden, bilmediğimiz bir sistem mi var?!

Bu da Ankara’daki Bir Mahkemenin Hâli

Bunun cevabını vermek için de Ankara’daki bir Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen bir davayı anlatalım.

Davanın konusu uyuşturucu, sanıkların tamamı ise Türk. Elebaşı olduğu söylenen A.A. firar etmiş ve kendisi hakkında yakalama kararı çıkartılmıştır.

Firari bu sanığın ifadesi alınamadığı için dava çok uzayınca, geçtiğimiz Ocak’taki duruşmada tutuklu sanıkların avukatları, sosyal medya hesaplarındaki paylaşımlarından A.A.’nın yasa dışı yollardan yurt dışına kaçtığının anlaşıldığını belirterek onun dosyasının ayrılması, diğer sanıklar hakkında bir an önce karar verilmesi talebinde bulunur.

Mahkeme Başkanı, “Nereden bilelim yasa dışı yollardan kaçtığını?” der ve şöyle bir ara karar alınır:

“Sanık A.’nın yasa dışı yollardan yurt dışına çıkıp çıkmadığı hususunda bilgi edinilmesi amacı ile ikametinin bulunduğu yer kolluk birimine müzekkere yazılmasına…”

Bir gün sonra da Emniyet’e yazı yazılıp; “A.A.’nın yasa dışı yollardan yurt dışına çıkıp çıkmadığı, çıkmış ise yurt dışı adres bilgilerinin araştırılarak ivedi şekilde Mahkemeye gönderilmesi” istenir.

Ankara Emniyet Müdürlüğü Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüğü’nün bir hafta sonra “acele” kaydıyla verdiği cevapta; “Adı geçen şahıs hakkında PolNet sisteminde bulunan Hudut Kapıları ve HKS (Hudut Kontrol Sistemi) Projesinde yapılan sorgulamalar neticesinde yasal yollardan giriş-çıkış kaydına rastlanmadığı” bildirilirken, “yasa dışı yollardan giriş-çıkış” için şöyle denilir:

“Şahısların yasa dışı yollardan yurda giriş çıkışlarının sorgulandığı bir sistem bulunmamaktadır.”

Emniyet Müdürü; şüphelilerin “kaçak yollarla yurt dışına çıktığını” açıklar, Vali, “bir daha girmelerinin mümkün olmadığını” söyler, Ağır Ceza Reisi de firari sanığın “yasa dışı yollardan yurt dışına çıkıp çıkmadığını” sorarsa; “Niye bu haldeyiz?” diye kafa patlatmamıza gerek var mı?!