Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
39,3056
Dolar
Arrow
36,4196
İngiliz Sterlini
Arrow
47,0180
Altın
Arrow
3421,0000
BIST
Arrow
10.234

Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder İmralı’ya yerleşir mi?

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, İmralı’daki teröristbaşıyla görüşmelerin 1 yıldır sürdüğü iddiasını hem AKP Sözcüsü Ömer Çelik hem de Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı yalanladı.

Ancak Cumhur İttifakı’nın ortaklarından HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ile PKK’nın üst kuruluşu KCK’nın başındaki Zübeyir Aydar da aynı iddiayı dillendirdi. Yapıcıoğlu, “Öcalan ile Türkiye istihbaratı arasında yaklaşık 1 yıldır görüşmeler var.” derken Zübeyir Aydar, Öcalan ile görüşmelerin uzun bir süre önce başladığını ve bu görüşmelerin Erdoğan’ın talimatıyla yapıldığını söyledi.

Bu arada Ankara’nın “teröristan” dediği Suriye’deki PKK bölgesi için Yapıcıoğlu’nun “Suriye Kürdistanı” ifadesini kullandığını da kaydedelim.

İktidarın, “KCK’nın başını muhatap almak olmaz” diye düşündüğünü varsayalım; peki ortakları Zekeriya Yapıcıoğlu’nu niye yalanlamadılar ve “Suriye Kürdistanı”na itiraz etmediler?!

“ZAM YOK FİYAT AYARLAMASI VAR” DURUMU

MHP Lideri Devlet Bahçeli, teröristbaşını muhatap alırken terör örgütünü lağvetmesi karşılığında sadece “umut hakkı”ndan yararlanması vaadinde bulundu.

Yani başka bir şart-şurt yoktu.

AKP Sözcüsü Ömer Çelik de, “Devletin ve milletin nitelikleri konusunda herhangi bir al ver sürecinin” olmadığını belirtti, ama “Esas olan bütün sorunların demokrasi yolu ile çözülmesidir. Bu sorunların çözümü daha çok demokrasidir. Siyasetin işlem gücünün daha da artırılmasıdır” diye ekledi.

Keza teröristbaşının “‘silah bırakma ve örgütün kendisini feshetme çağrısı’ karşılığında devletle herhangi bir anayasal/yasal değişiklik pazarlığının” söz konusu olmadığını bildiren Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, “terörsüz Türkiye’ye doğru olumlu adımlar atılmasını engellemek isteyenler tarafından yürütülen/yürütülecek olan dezenformasyon faaliyetlerine itibar edilmemesini” istedi.

Buna karşılık süreci “DEM’lendirenlere” bakalım.

Ahmet Türk, “Pazarlık yok, olması ve atılması gereken adımlar var” diye buyurdu.

Sırrı Süreyya Önder de “şerefi üzerine” teminat verip, “bu işin pazarlığı veya şartı” olmadığını, “teknik, altyapı, hukuki ve siyasi birtakım enstrümanlar” gibi “işin gereklilikleri” bulunduğunu söyledi.

Hani iktidar ve medyası, “Zam yok, fiyat ayarlaması var” diyor ya, onun gibi!..

BUNLAR ŞART DEĞİL DE NE?

Ahmet Türk’ten Sırrı Süreyya Önder’e, Pervin Buldan’dan DEM eş genel başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ile DEM Sözcüsüne, teröristbaşının çağrısından sonra dillendirdikleri şu “gereklilikleri” derledik.

İşte liste:

1- Teröristbaşı için bir sekretarya kurulması, sürecin ilerlemesi ve ilerletilebilmesi için yazacağı, tartışacağı bir ekibin oluşması oluşturulması; ayrıca gazeteciler, akademisyenler ve siyasi çevrelerle görüşmesinin sağlanması...

2- PKK kongresinin toplanması ve bu toplantıya teröristbaşının da katılması için gerekli hukuki zeminin yaratılması... 

3- Sınır ötesi operasyonların durdurulması...

4- Türkiye’nin, Suriye yönetimi ve PKK arasında arabuluculuk yapması...

5- Teröristbaşını çok öfkelendiren kayyım uygulaması ile HDK soruşturmasına son verilmesi...

6- TBMM’de bir çalışma komisyonu kurulması...

7- Umut hakkı için düzenleme yapılması...

8- İnfaz Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu’nun değiştirilmesi...

9- Öncelikle hasta tutukluların bırakılması... 

10- Çok kültürlü bir Türkiye için Kürt dilinin kendisini geliştirebileceği bir ortamın hazırlanması...

11- Demokratik cumhuriyetin inşa edilmesi için Kürtlerin haklarının ve statüsünün verilmesi...

Peki iktidarın, gerek bunlara gerekse de PKK’nın sözde ateşkes çağrısına karşı çıktığını duyan oldu mu?!

GÜNCELLENMİŞ DOLMABAHÇE

Teröristbaşının sözde çağrısından günlerce önce gidişatın Dolmabahçe sürecine benzediğine dikkat çekip, ilk etapta İmralı’da bir sekretarya kurulmasının ve teröristbaşının PKK’nın “silah bırakma” kongresine katılmasının isteneceğini belirttik.

Aynen böyle oldu.

Pervin Buldan’ın açıklamalarından şunu da öğrendik.

Meğer çağrıyı almak için İmralı’ya giden heyetin kalabalık olmasını bizzat teröristbaşı istemiş!..

Bu arada Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’in 28 Aralık’taki ilk İmralı ziyaretinde teröristbaşı, toplantı yaptıkları odadaki masa için “Bu masa yıkılmadı. Bu masa olduğu gibi burada duruyor” demiş.

O sözlerin ne anlama geldiğini Pervin Buldan’dan dinleyelim:

“Biz 2015’te özellikle son 4-5 toplantımızı aynı odada yapmıştık. Sayın Öcalan’ın bunu söylemesi bu sürece ne kadar kararlı yaklaştığını ve sürecin ilerleyebilmesi için çok motive olduğunu ifade ediyor. Sayın Öcalan, ‘Bu masa yıkılmadı’ dedi ve toplantıya öyle başladık”

Yeni sürecin Dolmabahçe’nin devamı olduğu veya “Nerede kalmıştık?” denildiği ortada.

Nitekim o sürecin aktörlerinden İdris Baluken de, teröristbaşının çağrısının, bir yönüyle Dolmabahçe mutabakatının güncellenmesi olduğunu söyledi.

TERÖRİSTBAŞI BUNU DA İSTEMİŞTİ

Madem İmralı’da bir çalışma ekibi oluşturulması planlanıyor, Dolmabahçe sürecinden bir not daha hatırlatalım.

15 Ağustos 2014’teki görüşmelerinde şu diyaloglar yaşandı:

Teröristbaşı: Öncelikle bu heyetin genişlemesi lâzım. Sekretarya konusu önemlidir. Sekretarya kabiliyeti güçlü olan birkaç kişi lazım. Ana heyet ikiye katlanacak. Altyapı çalışması olmadan olmaz. Yolumuzu aydınlatan bir el feneri lazım. Eylül’ün sonu gelince elinizde proje ya da ilkeler paketi yok. İmzaladığınız şeyleri hayata geçirmeniz lazım. Heyetin teşekkülü bu konuda önemlidir. Kandil’den bir kişi olabilir mi acaba? İsmi herhangi bir olaya karışmamış biri olabilir mi? Bir de kasetle çalışmak istiyorum, kaset önemlidir. Burada yazdıklarımızı redakte edecek bilgisayar kullanımı güçlü, yazımı güçlü dört kişi lazım. Siz bu işi iyi yazıyorsunuz, ama bilgisayar lazım. Sonra bu yazdıklarınızın mutabakat sağlandıkça imza altına alınması gerekiyor. İmza meselesi önemlidir, hem tarihe kalacak hem de diyelim ki yarın öbür gün ben düştüm öldüm, o zaman benim nelerde mutabık kaldığım bir belge olarak kalmalı. Buradakiler bu hafta gidecek, yeni gelenlerden de olur, fakat burada kadın görevli olmadığı ve kalamayacağı için kadın hükümlü gelemiyor. Ama dışarıdan da olabilir.

S. S. Önder: Başkanım, biz dışarıdan da bir takviye yaparak gelelim, burada kalalım. Gece gündüz çalışırız, tartışırız, redakte ederiz. Bir iki hafta içinde bunun çatısı ve mimarisi ortaya çıkmış olur.

Teröristbaşı: Siz kalabilir misiniz burada?

S. S. Önder: Biz kalabiliriz, ama sanırım bunu konuşmak gerekiyor.

Teröristbaşı: Tamam, bunu da konuşun. Senle Pervin gelebilirsiniz.

Yetkili: Ama bunu sakın Cezaevi Müdürüyle konuşmayın, muhataplarınızla konuşun, bu söz yayılmasın.

O zaman olmayan şimdi olur, Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder İmralı’ya yerleşir mi; ne dersiniz?!

Müyesser YILDIZ

6 Mart 2025