Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
46,8469
Dolar
Arrow
40,5798
İngiliz Sterlini
Arrow
54,2381
Altın
Arrow
4339,0000
BIST
Arrow
10.642

'Şehitler ve Gaziler İncitilmeyecek' Deniyordu... Öyleyse Meclis’teki 'PKK Komisyonunun' Görevi Bitmiştir!..

İYİ Parti Ankara Milletvekili Yüksel Arslan TBMM’de kurulan “PKK komisyonuna” niye katılmadıklarını izah ederken, “DEM’in komisyondan talepleri şunlarmış” diyerek; “Kürtlere özerklik verilmesinin, ‘Türk Milleti’ yerine etnik kökenlerin Anayasa’da belirtilmesinin, Doğu ve Güneydoğu’ya vali atanmasının, Kürt ordusu kurulmasının, ‘Kürdistan’ın iç ve dışişleri bakanları olmasının, Kürtçe’nin resmi dil yapılmasının, Kandil ve diğer kamplarla Avrupa’daki PKK’lıların topluca geri dönmesinin sağlanmasının” istendiğini öne sürünce kıyamet koptu.

Hemen bir açıklama yapan DEM; iddiaları “bir yalancının ve provokatörün hezeyanları” olarak nitelendirip, bu “nefret dilini” kınadı... Liste için “uydurma” deyip bunları hiçbir zaman komisyonda gündeme almadıklarını, gerçek gündemlerinin “halkların kardeşliği ve kalıcı barış” olduğunu bildirdi... Ve, “komisyonun toplumda oluşan meşruiyetini zedelemenin” amaçlandığını kaydetti.

Bir yalanlama da Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nden (DMM) geldi. Komisyonun bugüne kadar gerçekleştirdiği toplantıların kamuoyuyla paylaşıldığını, tek gizli oturumun İçişleri ve Milli Savunma Bakanlıkları ile MİT Başkanlığı’nın sunum yaptığı toplantı olduğunu belirten DMM, “bu toplantı dahil hiçbir toplantıda iddia edilen talep veya tekliflerin kesinlikle gündeme gelmediğini” vurguladı.

Son olarak TBMM ve Komisyon Başkanı Numan Kurtulmuş, “Süreci zehirlemek isteyenlerin varlığını biliyoruz. Komisyonda konuşulmamış konular provoke edildi. En hafif tabiriyle açık bir provokatörlüktür. Bu çevrelere karşı komisyondaki 51 üyemizin hepsi ortak kararlılık içindedir.” dedi.

Bunlar “Liste” Değil mi?

Açılımın sahibi MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin çizdiği yol haritası; İmralı’daki teröristbaşının “kurucu önder” olarak PKK’ya silah bıraktırması ve feshini sağlaması karşılığında “umut hakkından” yararlandırmasıydı, değil mi?

Hepi topu buydu; ama TBMM’de hem de hiçbir yasal dayanağı olmadan o komisyon kuruldu. Partilerin sunduğu listelere göre, yüzlerce kişi ve kuruluşun, son olarak da ne alâkaysa eski Meclis Başkanlarının dinlenmesini kararlaştırdı. Bu gidişle, iş 15 Temmuz darbe teşebbüsünü araştırma komisyonunun işlev ve akıbetine benzerse şaşırmayalım!..

Yalanlanan “talep listesine” dönersek; henüz komisyonda gündeme gelmemiş, belki de hiç gelmeyecek olabilir, ama bunların başka bir yerlerde konuşulduğu, gerek İmralı’daki teröristbaşının gerek PKK elebaşlarının gerekse bizzat DEM’lilerin anlattıklarıyla ayan beyan ortada.

Sırayla hatırlatalım.

Teröristbaşı 27 Şubat çağrısında, “Kürt sorununu”, “Cumhuriyetin tek tipçi yorumlarına” bağlamadı mı?.. PKK’nın sözde kongresine gönderdiği mektupta, “bölgesel ve demokratik konfederalizm”den söz etmedi mi?.. İmralı postacılarıyla yaptığı görüşmelerde, “Türkiye federasyondan çok çekindiği için bilerek özerklik yerine yerel demokrasi” ifadesini kullandığını söyleyip, “Ama bu da dünyanın her tarafında özerkliktir. Seçilen belediye başkanı dışında ayrıca vali yoktur. Yerel polis, yerel yapılar belediyeye bağlıdır. Türkiye’de de böyle bir demokrasi çerçevesi çizeceğiz... İspanya örneği var. Londra belediyesine seçimle geliyor. Güvenliği ve her şeyi belediye başkanlığına bağlıdır... İskoçya örneğini verelim. Yerel milis, milli takım ve birçok özgün mekanizması var.” demedi mi?..

Ya PKK?.. Sözde fesih kongresinde; Türkleri “soykırımcı” ilân edip Lozan ve 1924 Anayasası eleştirerek, 1921 Anayasasına işaret etmedi mi?.. Teröristbaşının silah bırakma çağrısının “demokratik konfederalizm” olduğunu belirterek, Türkiye’nin gerekli hukuki ve yasal değişimleri yapması gerektiğini açıklamadı mı?.. Bunun için Meclis’te komisyon kurulmasını şart koşmadı mı?.. Anayasa değişikliğiyle “Kürt kimliğinin yasal güvenceye kavuşturulmasını” istemedi mi?.. Meclis’teki komisyon kurulduktan sonra da İmralı’daki teröristbaşını “başmüzakereci” ilân ederken, “100 yıllık bir sorun varken”, “komisyonun sadece silah bırakma ve gerillanın dönüş yasalarını ele almasının yetersiz, yanlış ve eksik olacağını”, “önderlikle de görüşülmesi gerektiğini” açıklamadı mı?..Ve dahi Türkiye’ye dönüp siyaset yapması istenen PKK/KCK’nın Avrupa’daki elebaşları, “Lozan’ı parçalama” çağrısında bulunmadı mı?..

Ya İYİ Partili Yüksel Arslan’a ateş püsküren DEM’liler? Grup Başkanvekili Gülistan Koçyiğit, PKK’nın Lozan ve 1924 Anayasasını hedefe almasına “Gerçek bir yüzleşmeye ihtiyacımız var. Lozan’da olanlar da hakikat, 24 Anayasası’ndaki o tekçi yapının ülkeyi getirdiği yer de bir hakikat.” sözleriyle sahip çıkmadı mı?.. Eş Genel Başkan Tuncer Bakırhan, “Geleneksel ulus devlet modelini delen bir alternatif sunduklarını” söylemedi mi?..

Suriye Kamışlı’da yapılan sözde “Kürt ulusal konferansı”na DEM’liler de katılmadı mı?.. Komisyonun daha ilk toplantısında Meral Danış Beştaş, “1921 Anayasası'nın yerinden yönetim, ademi merkeziyetçilik ve çok kültürlüğe dayalı bir ruh taşırken, 1924 Anayasası'nın bu çoğulcu anlayışı terk ettiğini, yerine tekçi anlayışı dayalı bir vatandaşlık tanımı getirildiğini” söyleyip “ana dil hakkının varoluşsal bir mesele ve Kürt halkının eşit yurttaş olarak yaşamasının temeli olduğunu” vurgulamadı mı?.. Yine DEM’li üyeler, komisyonun “Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl çözümü için tarihi bir rol üstlendiğini” bildirmedi mi?..

Şehit Yakınları ve Gaziler Son Sözlerini Söyledi

Erdoğan başta olmak üzere bilumum açılımcılar, süreçte şehit yakınları ve gazilerin incitilmeyeceği, rızalarının alınacağı sözü verdi ya, komisyonda ilk dinlenen de onların temsilcisi oldu. Neler söylediler ve istediler, özetleyelim.

Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Genel Başkanı Mustafa Işık, komisyon toplantısı öncesinde yaptıkları görüşmelerde “terörist başı Öcalan asla yerinden kımıldamayacak, terör eylemine katılanlar cezasız kalmayacak, sokaklarda ellerini kollarını sallayarak dolaşamayacaktır” sözü verilmesi üzerine “terörsüz Türkiye” sürecine destek açıklaması yaptıklarını bildirip şunları anlattı:

“Sürecin başlamasının ardından çok sayıda şehit ailesi tabut bırakarak ve madalyalarını iade ederek protesto gösterileri yapmak istedi. Biz ise ortamı ılımlı hale getirmeye çalıştık... Şehit yakınları ve gazilerin sabrı daha fazla zorlanmamalı. Zafer nidalarıyla kutlama yapılmasına izin verilmemeli. Önceki açılım sürecinde Habur’da yaşananlardan ders çıkarılmalı. Cumhurbaşkanı mektup da gönderse Terörsüz Türkiye ilk ağızdan anlatılmadan, şehit aileleri ve gaziler rahatlamayacaktır.”

Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı Başkanı Lokman Aylar eline silah almamış, kandırılmış ve dağa kaçırılmış gençlerin rehabilite edilmesinde sakınca görmediklerini belirttikten sonra, “Genel af, terör örgütü elebaşının serbest bırakılması gibi talepler asla kabul edilemez... Çünkü terör örgütü elebaşı tüm terör suçlarından aslında sorumludur. Biz de bu konuda çok hassasız.” dedi.

Türkiye Muharip Gaziler Derneği Genel Başkanı Beyazıt Yumuk da kırmızı çizgilerini şöyle ifade etti:

“Birincisi şehitlerimizin ruhu incinmesin, gazilerimizin ve yakınlarının gururu kırılmasın istiyoruz. Teröre hizmet etmiş kişilerin Türk Ceza Kanunu'na göre cezalarını çekerek topluma kazandırma süreci geçirmeleri gerekiyor. Bu konuda somut adımlar görmek hepimizin biraz olsun kalbini ferahlatacaktır... İkinci önemli kırmızı çizgimiz, PKK terör örgütünün lider kadrosunun toplum hayatına katılmasının engellenmesi, binlerce masum insanı katleden bu kişilerin cezalarını çekmeleridir.”

Şayet dikkate alınacaksa; şehit yakınları ve gaziler son sözlerini söylediklerine göre, “Komisyonun görevi tamamlanmıştır. Dağılabiliriz.” denmesi gerekmez miydi?

Ama TBMM ve Komisyon Başkanı Numan Kurtulmuş, onların huzurunda, “sürecin hiçbir aşamasında al-ver ve pazarlığı söz konusu olmadığını ve olmayacağını” tekrarlarken, komisyon üyesi milletvekillerine, “Toplumsal rızayı artırmamız lâzım.” diye seslendi.

Görmezden, duymazdan, anlamazdan gelinip üstü örtülmeye çalışılsa da teröristbaşı, terör örgütü ve DEM’lilerin taleplerinde artık mızrak çuvala sığmazken toplum daha niçin ve neye razı edilecek; bir de bunu açıklasalar ya!..

Müyesser YILDIZ

22 Ağustos 2025