Her şey bitti, şimdi de teğmenlerin Anıtkabir’e gidip fotoğraf çektirmesine taktılar.
Dün birisi şöyle buyurdu:
Efendim, “Teğmenlerin Anıtkabir’e gitmelerinde tabii ki bir sorun yokmuş. Her Türk teğmeni tabii ki, Antıkabir’e gidermiş. Gitmeleri değil, gitmemeleri yadırganırmış”...
Ancak “Bizim teğmenler, Anıtkabir pozuyla bir mesaj vermek istemişler”...
O mesaj da tabii ki; “’Atam! Disiplinsizlik yaptık. Başımıza bunlar geldi’ mesajı değil, Atam! Senin askerin olduğumuz için başımıza bunlar geldi’ mesajıymış”...
Teğmenlere yeterince haksızlık yapıldı, bir de bu konuda yapılmaması adına o fotoğrafı ilk yayınlayan olarak söyleyeceklerim var.
Teğmenler Anıtkabir’de “poz” vermedi. Fotoğrafı, Anıtkabir’e giden herkes gibi, bir hatıra olması ve ailelerine göndermek için çektirdiler.
Ben bunu bir şekilde bulup yayınladığımda da en önce onlar şok geçirdi ve avukatları aracılığıyla bana tepki gösterdi.
Avukatlar, birilerinin bunu istismar edebileceğini belirterek fotoğrafı kaldırmamı istedi. “Kim, ne hakla istismar edecek” diyerek kabul etmedim. Keşke kaldırsaymışım; ama böylesine fırsat kollayanlar olduğunu tahmin etmemiştim.
Avukatların bu konudaki samimiyetini şuradan anlayın:
Çoğu yıllardır tanıdığım dostlarım olmasına rağmen tabir-i caizse benimle selamı sabahı kestiler. Dahası, hakkımda suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladılar.
Başım gözüm üstüne, aldım kabul ettim. Teğmenlerden de; bir de bu yüzden saldırıya maruz kaldıkları için özür diliyorum.
İstismarcılara bir çift sözüm daha var:
O “pozla” bir mesaj vermek istemiş olsalar; Anıtkabir’e üniformalarıyla giderlerdi - çünkü ihraç kararı kendilerine henüz tebliğ edilmemişti. Öyle giderler, muhtemelen herkes de tanır ve kalabalıklarla fotoğraf verirlerdi.
Bilmem anlatabildim mi?
TOPLUMU KİM AYRIŞTIRDI?
Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun 4’e karşı 5 oyla aldığı ihraç kararının gerekçesine gelelim.
Teğmenlerin kendi arasındaki bu kutlamayla; “toplumda ayrışma başlamış”, “milletin bağrından çıkan TSK’nın Mustafa Kemal Atatürk’e olan bağlılığı hiç hak etmeyecek kadar sorgulanmış”, “bu suretle Millet nezdinde TSK’nın itibarı zedelenmiş”.
Hatırlayalım;
Teğmenlerin ritüeli kamuoyuna yansıdığında; en başta AKP Sözcüsü Ömer Çelik ve MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir olumlu açıklamalar yaptı.
Ve normalde bir iki günde unutulacak bu olay siyasilerin ve kimi iktidar medyasının köpürtmeleriyle büyüdü, büyütüldü.
AKP Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı Veli Böke’nin, “Adı konmamış darbe. Küçük yılanlar devletin gerçek kılıcını görmeli.” demesi...
MHP Lideri Bahçeli’nin, teğmenlerden hesap sorulması çağrısında bulunması...
Erdoğan’ın, “Bu kılıçları kime çekiyorsunuz?... Temizleyeceğiz.” tepkisi...
“Yeni TSK”nın mimarı emekli general merhum Adnan Tanrıverdi’nin kurucusu olduğu Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) mensuplarının, Erdoğan’dan önce, “Bu kılıçlar kime çekildi?” diye sorup, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz narası atanların başının ezilmesini” isteyip Kara Harp Okulu’nun Ankara’dan Erzurum’a taşınmasını önermesi...
Bizatihi Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in defalarca “disiplinsizlik yaptılar” diyerek ihsas-ı reyde bulunması...
“Toplumda ayrışma başlamasının” asıl sebebi bunlar olmadı mı?!
ERDOĞAN ''KORKAK'' MIŞ
Dahasını aktaralım.
Teğmenlerin Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nda savunma yapmasından iki gün sonra yine ASDER mensuplarından birisi; “Kara Harp Okulu’nun darbelerin karargâhı olduğunu”, “başta CHP olmak üzere faşist zihniyetin daima askerleri kışkırttığını” öne sürerken Erdoğan’ı da şu ifadelerle suçladı:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faşistlere karşı ürkek ve korkak tavrını desteklemek hamiyetli ve vatanperver insanlara yakışmaz.”
Teğmenler ve komutanlarının ihraç kararının ardından, kararın doğru, ama eksik olduğunu savunan ASDER Başkanı Av. Namık Kemal Urhan ise “Korsan yemine katılan diğer teğmenlerin de takip altında tutulmasını” istedi.
Şunların hiçbirisine ses çıkarmayan, edilen ağır küfür ve hakaretlere karşı teğmenleri savunmayan bir TSK... Acaba bunlar da “itibarı” zedelemedi mi?!
ASKERİ YARGI OLSA
Malûm, dört tarafımızda savaş davulları çalıyor... Suriye’deki PKK’ya karşı operasyon sinyalleri veriliyor... İsrail dibimize geldi... Ama hâlâ askeri hastanelerin yeniden açılmasını ağzına alan yok.
Benzer durum askeri yargı için de geçerli. Tüm NATO ülkelerinde askeri yargı var. Türkiye hariç.
Birileri işi ne kadar ölüm-kalım savaşına çevirse de, diyeceğimiz; askeri yargı olsa teğmenler ve komutanları hakkında vicdanları bu kadar sızlatan bir karar verilir, dahası Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve TSK böylesine siyasi tartışmaların içine çekilir miydi?
Yüksek Disiplin Kurulu’ndaki tek hukukçu olan Hukuk İşleri Başkanının ihraç kararına şerh koyması, çok şeyi anlatmıyor mu?
Müyesser YILDIZ
5 Şubat 2025
Çok Okunanlar
İzmir'de deprem riski artıyor! Naci Görür'den korkutan uyarı
Santorini Yanardağı patlarsa ne olur? En son ne zaman patladı?
Türkiye kıyıları da risk altında mı?
Teğmenler 'Poz' vermedi!..
Anket sonuçlarında dikkat çeken sonuç!
Ahmed El Şara'nın eşi ilk kez görüntülendi!
ŞOK 5 Şubat 2025 aktüel indirimleri bugün raflarda! İndirimde neler var?
Gelinim Mutfakta 4 Şubat Salı puan durumu: Bugün çeyrek altını kim aldı?
Arda Güler ilk 11'de olacak mı? Leganes - Real Madrid maçı ne zaman?
Zehra Güneş hakkında bomba transfer iddiası!