Teröristbaşını kurtarma askerleri cezalandırma seferberliği!..

AKP-MHP-DEM ittifakı, başta İmralı’daki teröristbaşı olmak üzere hapisteki PKK’lıları kurtarma seferberliğini hızlandırırken, Ankara’da 12 emekli asker ile eski YÖK Başkanı Prof. Kemal Gürüz 28 yıl önce hükümeti düşürmeye yardım ettikleri suçlamasıyla 18’er yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Önce Ankara’nın dünkü teröristbaşı mesaisini özetleyelim.

TBMM ve PKK komisyonunun Başkanı Numan Kurtulmuş, dinleme faslının yakında biteceğini, örgütün silahlarını tamamen bırakmasıyla birlikte de sürece ilişkin hukuki düzenlemelerin Meclis Genel Kurulu’na teklif edileceğini belirterek, “103 yıllık Türkiye tarihimizin 50 yılı terörle geçmiş, bu ülkenin ayaklarına prangalar kurulmuştur. Bugün Türkiye bu 50 yıllık mücadeleyi geride bırakmak üzere.”, “Umuyorum ki çok kısa bir zamanda dünya terörle mücadelede ya da barış çözümleri literatüründe Türkiye modeli olarak yerini alacak bir modeli bütün dünya ülkelerine arz etmiş olacağız.” dedi.

Kurtulmuş’un şu sözlerinden de anlaşıldığı üzere demek ki; örgüt silahlarını tamamen bırakmamış!..

MHP Grup Toplantısı’nda konuşan Bahçeli, “PKK’nın kurucu önderliğinin elini taşın altına koyduğunu” vurguladıktan sonra teröristbaşından ikinci kez Suriye PKK’sına çağrıda bulunmasını istedi. Bununla kalmadı, Meclis’teki PKK komisyonundan bir grup milletvekilinin İmralı’ya gidip mesajlarını ilk ağızdan alması ve kamuoyuyla paylaşmasında çekinilecek bir husus görmediğini açıkladı.

Zaten DEM’liler ve avukatları ikide bir İmralı’ya gidip de teröristbaşının mesajlarını alıp kamuoyuna açıklamıyor mu?.. Veya tüm görüşmeleri yürüten MİT, komisyona gizli oturumda bilgi vermedi mi? Madem çekinilecek bir husus yok, o oturumun tutanakları açıklansın!..

Bu arada Bahçeli, şunu da kaydetti:

“Şehit ailelerimiz kaygılanmasın. Gazilerimiz korkuya kapılmasın... Pazarlık içinde değiliz. Al-ver sürecine tamamıyla kapalıyız.”

Öyle mi değil mi, DEM tarafına bakalım.

Grup toplantısında Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Kürdistan’ın dört bir yanından Öcalan’ın özgürlüğü için yürüyen kadınlara hoş geldiniz” dedikten sonra Meclis çatısı altında “biji serok Apo” sloganları atıldı. DEM’in eş başkanlarından Tülay Hatimoğulları da komisyonun zaman kaybetmeden teröristbaşını dinlemesini ve “umut hakkı” tanınıp “demokratik müzakere sürecinin” başlatılmasını istedi.

DEM’in diğer eş genel başkanı Tuncer Bakırhan ise açık açık teröristbaşının ilk çağrısında “hukuki ve siyasi zeminin oluşması halinde silahların bırakılması dahil olmak üzere partisini (yani PKK) feshedeceğini söylediğini”, yakılan 30 silahın “iyi niyet adımı” olduğunu anlattı. Ardından komisyonun “savaşın bir tarafı” olan “sayın Öcalan’a gitmesinden” girip, “dil, kimlik ve 100 yıllık Kürt meselesinden” çıktı.

JET KARAR

Şimdi de önceki gün Ankara Adliyesi’ndeki 28 Şubat davası için yapılan mesaiye gelelim.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, bu davada verilen kararları bazı sanıklar yönünden bozmuştu.

Yargıtay’a göre; ilk yargılamada darbe suçlamasıyla müebbet hapis cezasına çarptırılan eski eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Hayri Bülent Alpkaya, dönemin Genelkurmay Adli Müşaviri Muhittin Erdal Şenel, eski YÖK üyesi Erdoğan Öznal ile davanın tek sivil sanığı eski YÖK Başkanı Prof. Kemal Gürüz’ün “darbeye yardımdan” cezalandırılması gerekiyordu.

Keza 10 yıllık zamanaşımı nedeniyle dosyalarının düşürülmesine ve beraatlarına karar verilen emekli askerler Orhan Yöney, Şükrü Sarıışık, İzzettin İyigün, Kamuran Orhon, Köksal Karabay, Altaç Atılan, Ersin Yılmaz, Şevket Turan, Yücel Özsır, Metin Yaşar Yükselen, Refik Zeytinci ve İbrahim Selman Yazıcı da “darbeye yardım” suçunu işlemişlerdi.

İşte Yargıtay’ın bozma kararı üzerine 22 Kasım 2021’de bu 16 sanığın yeniden yargılanmasına başlandı. Ancak süreç içinde emekli Tümgeneral Şevket Turan ile emekli korgeneraller İzzettin İyigün ve Kamuran Orhon hayatını kaybetti.

Önceki günkü duruşmada yaşananların daha iyi anlaşılabilmesi için şunların da altını çizelim:

20 Haziran 2022’deki celsede Savcı esas hakkındaki mütalaasını sunup Yargıtay ilâmına uyulmasını istedi. Mahkeme de sanıklar ve avukatların bu mütalaaya karşı savunmalarını yapmak üzere duruşmayı Kasım ayına erteledi. Ancak Kasım’daki o celsede Mahkeme, savunmaları almak yerine sanıklar ve avukatlarının sözde deliller için bilirkişi incelemesi yaptırılması başta olmak üzere çok sayıda talebini kabul edip bir anlamda kovuşturmayı genişletti.

Nihayetinde geçtiğimiz 5 Mayıs’taki celsede Savcı ikinci kez esas hakkında mütalaasını vererek, tüm sanıkların “darbeye yardımdan” cezalandırılmasını, hayatını kaybeden Şevket Turan ve İzzettin İyigün’ün dosyalarının ise düşürülmesini talep etti. Duruşma da esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalar alınmak üzere önceki güne bırakıldı.

SAVCI ÖLÜNÜN CEZALANDIRILMASINI İSTERSE

Bu duruşma öncesinde kaleme aldığımız yazıda Savcı’nın 13 Kasım 2023’te hayatını kaybeden emekli Korgeneral Kamuran Orhon’un da cezalandırılmasını istediğine dikkat çekip, avukatı Aykanat Kaçmaz’ın yargının halini göstermek için merhumun savunmasını yaptıktan sonra öldüğünü açıklamayı planladığını, ancak ailenin buna izin vermediğini anlattık.

Peki duruşmada ne oldu?

Av. Aykanat Kaçmaz bir gece öncesinden yine de merhum Kamuran Orhon’un savunmasını UYAP üzerinden Mahkemeye gönderdi.

Sabah 10.00’da başlayan duruşmada Av. Kaçmaz, Orhon’un hayatını kaybettiğine ilişkin dilekçe sundu. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, Av. Kaçmaz’ın gönderdiği o savunmaya atıfla “Savunmasını yapmışsınız, adam öldü.” dedi.

Av. Kaçmaz da, “İddia makamı ölünün cezalandırılmasını isterse, biz de ölünün savunmasını yaparız.” karşılığını verdi.

Bu diyalogların ardından merhumun nüfus kayıtları getirtilip dosyaya konurken mütalaasını değiştiren Savcı, Orhon’un dosyasının düşürülmesini istedi.

6 SANIĞIN SAVUNMASI ALINMADAN 

Sonrasında sanıklar ve avukatlarının savunmalarının alınmasına geçildi.

Ancak duruşmaya 13 sanıktan sadece 7’si; emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık, emekli Korgeneraller Köksal Karabay ve Erdoğan Öznal, emekli Koramiral Altaç Atılan, emekli Tümgeneral Muhittin Erdal Şener, emekli Tuğgeneral Metin Yaşar Yükselen ile eski YÖK Başkanı Prof. Kemal Gürüz katılmış, diğer 6 sanık sağlık mazereti bildirmişti.

Örneğin eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Hayri Bülent Alpkaya omurgasını kırdığı için bir sonraki celseye Kartal Adliyesi’nden SEGBİS’le bağlanmak istediğini iletmişti.

Ancak Mahkeme, hem sağlık mazeretlerini hem avukatların “Müvekkillerimizden sonra savunma yapmak istiyoruz.” taleplerini reddedip, tutanaklara “Savunma yapmıyoruz” diye geçirileceği uyarısında bulunarak neredeyse hiç ara vermeden akşam saat 20.30’a kadar duruşma yaptı. Verilen 1.5 saatlik aranın ardından da; 6 sanığın savunmaları alınmadığı ve son sözleri sorulmadığı halde oybirliğiyle 13 sanığın tamamının 18’er yıl hapis cezasına çarptırıldığı açıklandı.

HIZIN SEBEBİ ZAMANAŞIMI MI?

Davanın birden bu denli hızlandırılıp, savunma hakkının kısıtlanması pahasına bir günde sonuçlandırılmasının sebebi mi?

A’dan Z’ye siyasi olan bu davada 30 yıllık zamanaşımının dolmasına 2 yıldan az bir sürenin kalması telaşı gibi gözüküyor!..

PKK açılımı için TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Türkiye modeli”, MHP Lideri Devlet Bahçeli de, “Bu muteber hedefin can alıcı noktası iç barış ve huzur ortamının sağlam esaslara bağlanmasıdır... Türkiye kutlu bir doğum arifesindedir” diyor ya;

40 bin insanımızın katillerini kurtarmaya çalışırken, bir vakitler bölücü terörle mücadele etmiş askerleri cezalandırmak dört dörtlük “Türkiye modeli” değilse, nedir?!

Müyesser YILDIZ

8 Ekim 2025