Kars’ın nesi meşhurdu?

Bildiğimiz üzere ülkemiz dev bir uyuşturucu bataklığına döndü. Bu sorun Kadıköy, Beşiktaş, Şişli gibi ilçelerimizde TDK’ya yeni bir sözcük eklenmesi gerekecek derecede başkalaştı. Şu an tatil amaçlı bulunduğum İzmir’de de durumun aynı olduğunu üzülerek öğrendim. Bugünkü konumuzun adı; fuhuşturucu.

6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun AKP tarafından kocasından / hayatındaki erkekten şiddet gören gariban Anadolu köylüsünü korumak amacıyla çıkarılmıştı. Ama en yoğun başvuru Kadıköy, Beşiktaş, Şişli gibi kadınların bilinçli olduğu ve aksine Anadolu’ya kıyasla şiddet görmediği ilçelerden yapılmaya başlandı. Garibanı korusun diye çıkarılan yasalar, iş bilir kadınlar tarafından suistimal edilerek bir kazanç, iftira ve tahsilat yöntemine (ç)evrildi. Erkekler kaz gibi yolunmaya başlandı. İşin kötüsü hangimizin kaz hangimizin horoz olduğuna ve hatta horozun ne zaman kaza döneceğine mağdur kadın karar verdi. Tamamen uydurma bir örnek olarak; Brad Pitt’den dayak yiyen kadın kapısında adamın kapısında köle olurken, Ersin Korkut yolda giderken rüzgarının çarptığı kadın koruma isteyip tazminat ister oldu. Aynı fiilin suç teşkil edip etmediği, faile göre değişir olduyani mağdur kadının ruh haline ve keyfine bırakıldı.

Kadıköy Bahariye Caddesinde 70 yaşındaki Diş Hekimi İ.B. yanında temizlikçi olarak çalışan M.S.’nin tecavüz iddiasıyla yaşlı amca diz çöktürülmüş, cadde ortasında linç edilmeye kalkılmıştı.Yaşlı amcayı döven iftiracılar “kadının beyanı esastır, biz seni dinlemiyoruz, sen tecavüzcüsün” diyerek yargısız infaz yapmış ve şans eseri ofis kamera görüntüsünde iftiracı kadının yaşlı işverenden para istediği ve “vermezsen bana tecavüz ettin derim” diyerek tehdit ettiği ortaya çıkmıştı. Bu rezilliğin onbinlerce örneği var. Kadınların buna benzer tehdidi sonrası kendisini direğe asıp intihar edenlerin de en az on bin katı kadar toplum nasıl olsa kadına inanır diyerek soyulan sayısız ve isimsiz erkek bulunuyor.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun duruşmalarına katıldığım dönemde görevli meslektaşlar dışında kadın meslektaşımın dosyaları incelemediğini, neyin duruşmasına geldiğini bilmediğini, sosyal medyada paylaşım için güzel bir kıyafet ve makyaj ile gelip çoğunun fotoğraf çekildikten sonra çekip gittiğini gözlemlemiştim. Kimi Kadın platformlarının ülkemdeki kadın sorununu terörize ederek çözümsüzlüğün baş sorumlusu olduğunu anladıktan sonra da herhangi bir platforma katılmadım.

Bir avukat olarak; gençliğin ve Kadıköy, Beşiktaş, Şişli gibi ilçelerin fuhuşturucuya teslim olmasında özellikle avukatların sorumlu olduğunu inandığımı söylemek isterim. Dünkü yazımda partinin bu hakimiyet bölgelerini örgütlere peşkeş çektiğini zaten detaylandırmıştım. Bunun haricinde Avukatlık Kanunu gereği üzeri, evi, işyeri ve aracı aranmayan avukatlar uyuşturucu ticareti, trafiği, ortam sağlamasınıve dağıtımını kolaylıkla yapar oldu ve ne yazık ki ülkesinin birliğini ve meslek onurunu zerre önemsemeyen baro yapıları sebebiyle bizleri bu fuhuşturucu batağına çekenler böcek sürüsü gibi çoğaldı. 

Burada işe yaramayan bir taktik hatası var. Dağıtıcılar değil, kullanıcılar ve özellikle ortam sağlayıcılar yok edilmeli. Geçmişe yönelik her türlü bilgi, belge, ifade, irtibat tespitinin teknolojik olarak yapılması dünyanın en kolay işi. Konut, işyeri, siyasi parti, adliye ve akrabalık bağlantısı ile yalnızca apartman komşularının ifadesini alarak dahi sayısız mikro fuhuşturucu örgütünü çözüp çökertmek devletin tek bir gününü alır. Keza herkes bilir ki devlet konuş dediğinde susanın dili kesilir. 

Bu yazıyı yazarak sonsuz sayıda kadın arkadaşımı karşıma alacağımın ve hatta belki de kalplerini kıracağımın bilincindeyim. Ancak 1935’te soyadı kanunu çıktıktan sonra, evlilik yoluyla Karahan olanlar dahil ailemde devlet memuru olmayan ilk kişi benim. Karanlıkları aydınlığa çıkarmak için birisinin yanması gerekiyorsa, benim layık olmam gereken bir aile geleneğim var. Yanmaya hazır ve razıyım.