Öcalan açık ve net şekilde silahların bırakılması ve terör faaliyetlerine son verilmesi için Türkiye’de PKK’ya, Suriye’de PKK-YPG’ye, Irak’ta YPJ’ye çağrı yapar ve bu çağrı karşılık bulursa ne olur? Esad’ın ansızın düşüşü ve İsrail’deki son dakika ateşkesi gibi Trump çağının bizim için de bazı sonuçları var. Trump göreve başladı ve dünyanın en büyük devleti artık sükût bir demokrasi ile değil hem yerel hem uluslararası alanda dediğim dedik şekilde yönetilecek. Dünyanın tüm eski demokrasileri güvenlikçi kararlar vermeye meylediyor. Bunu gözden kaçırmak intihar olur.
Trump’ın gelişi ile Ortadoğu dünyanın odağı olmaktan çıktı. Birçok defterin hızlıca kapatılması gerekti. Bizim yeni açılımda her ne olacaksa, ona dair her türlü anlaşma sağlanmış görünüyor. Tüm dünya artık kendi sınır ve iç güvenlik sorunlarıyla meşgul. Danimarka'nın bile bedeli karşılığında da olsa adasını elinden alıyorlar. Türkiye’nin de hem Lozan’dan kazanılıp feragat edilen yasal hakları hem de tüm sınır komşuları ile inkâr edilemez tarihi bağları var. Mavi Vatan söylemi geri çekildiyse ve Suriye ile İran’ın toprak bütünlüğü korunacaksa Türkiye’ye İran’dan Güney Azerbaycan vaat edilmiş olmalı. Bu sav birkaç ay önce İran aleyhtarı ansızın başlayan söylemin tarihçesiyle örtüşüyor. Zaten sadece Suriye ve Kürtlerin odağında olduğu bir proje Bahçeli’nin çıkışını ve önderliğini doldurmuyor. Toplumda yarattıkları bir karşılık var ve yeni sürecin tüm paydaşlarının yüzü gülüyor. Yani beklentinin karşılığını dolduracaklarına eminler. Bunu bizim seçim takvimi ile birleştirdiğimizde önümüzdeki 2-3 yıllık sürede Ortadoğu’da tarihi bir değişim olacağı sonucu çıkıyor. Tarih bu yönde akacaksa iktidar erki bugünden dilediği kadar otoriterleşebilir. Şartlar uygun olursa sandıkta, olmazsa mecliste 400 vekile ulaşarak (ki bu yapılmak istenirse bugün dahi mümkün) bir anayasa değişikliği ile Erdoğan sonsuza kadar cumhurbaşkanı olabilir.
Türkiye 2017 Anayasa değişikliği referandumu ve 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimi ile demokrasi ile yönetilen bir ülke olmaktan bürokratik olarak çıktı. Artık Ortadoğu ve Afrika ülkelerinde görülen hükümdar merkezli bir yönetime fiilen evrildi. Yönetim şekli çoklu karar alma mekanizmasından yani demokrasiden çıktı. Tek kişiye ve o tek kişiye bağlı kanallara bağlı bu yapıyı oluşturan birimler arasında kırılma yaşanmaması hayatın olağan akışına aykırı olurdu. Bizans ve Osmanlı aynı zamanda saray entrikaları ile de meşhur. Saray kuruldu bir kere. Umarım bugüne kadar ve bugünden sonra olan bizden gizli olan biteni ilgilileri bir gün anılarında yazar. Biz de kim ak kim kara en azından öğrenmiş oluruz.
Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı konuşuluyor. Konunun kendisi antidemokratik. CHP’nin bir değil birden fazla aday açıklaması ve seçimin ilk turunda ikinci olan adayı desteklemesi gerekir. Fransız halkı geniş katılımlı bir iş birliği ile Ulusal Birlik’e (Rassemblement) uzun yıllardır bu şekilde iktidar şansı vermedi. Bu doğru bir tercih miydi kendileri bilir ancak eninde sonunda tercihlerinin değişeceğine inanıyorum. Keza tarih onlar için o yönde akıyor. Almanya’da da AfD’de olduğu gibi. Ülkemize dönersek bizler de bu cendereden tek aday ezberinden vazgeçerek çıkabiliriz. CHP cumhurbaşkanı olmak isteyen iki adayını da eşit bütçe ile destekleyebilir. Kimse birbirini yıpratacak lükse veya birbirine karşı kampanya yapma mecburiyetine sahip değil. Ayrıca İmamoğlu’nun siyasi yasaklı olma ihtimaline karşılık üçüncü bir adayın da açıklanması gerekir. Üstelik şimdiden ikinci tur için her türlü uzlaşıyı sağlamak mümkün. Bir bütün halinde hükümeti olabilecek en erken seçime zorlamak gerekiyor. Keza zaman aleyhe işliyor. Geçmişte pişmanlık var. Gelecekte umut olmalı.
Çok Okunanlar
Fenerbahçe’de 4000. gol heyecanı!
Erdoğan yine muhalefete yüklendi: '22 yıl da beklerler 222 yıl da beklerler'
TSK'dan ihraç edilen teğmenler Anıtkabir'de Atatürk'ün huzurunda
Fenerbahçe'de hareketli saatler: Maximin 'out' Son 'in'
10 anketin seçim anketi sonuçları belli oldu
AKP'nin erken seçim tarihi kulislerden sızdı
Teğmenleri ihraç eden YDK kararının ayrıntıları
Fenerbahçe'de Talisca, Rizespor maçında oynayacak mı?
Kuruyemiş devi iflasın eşiğinde
Suç örgütünün kilit ismini yurt dışına kaçırdığı iddia edilmişti