Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,3594
Dolar
Arrow
34,4660
İngiliz Sterlini
Arrow
43,6304
Altın
Arrow
2935,0000
BIST
Arrow
9.367

Yerel seçimler ve siyasi partiler

Kıt ülke kaynaklarının verimli bir şekilde kullanılarak, hizmetlerin ülkemiz düzeyinde verimli ve dengeli bir şekilde sunulması ülkemizin en önemli gündem maddesi haline gelmiştir. Ancak kim ülke kaynaklarını verimli kullanır, kim yerel kaynakları en iyi şekilde israf ve yolsuzluklara düşmeden halkın yararına sunar, tartışılması gerekirken hangi parti alır tartışması yapılmaktadır.

Burada tartışılması gereken yerel bütçe hakkını kim yani hangi parti doğru kullanır?

Bu yerel bütçe hakkına uygun yerel demokrasi, sosyal, kalkınmacı ve halkçı belediyeciliği hangi parti hayata geçirir, halka kim daha çok istihdam sağlar? Bunun tartışılması ve şu soruların sorulması gerekir: 

  • Kişi başına kim daha çok bütçe ayırır?

  • Yerel halkın varlıklarını kim arttırır?

  • Yerel halkın bütçe giderlerindeki payını kim yükseltir?

  • Belediyelerin öz sermayesini kim arttırır?

  • Belediyeyi kim az ya da çok borçlandırır? 

  • Belediyenin varlıklarını kim arttırır?

  • Yerel vergilerini kim doğru toplar? 

  • Yerel halka parti gözetmeksizin kim iş verebilir?

  • Yerel halka parti gözetmeksizin adalet, eşitlik ve liyakata uygun kim işe alır?

  • Belediyelerde toplanan vergileri, israf ve yolsuzluğa neden olmadan kim yatırım yapar?

Yerel seçimler öncesi mutlaka yeni bir idari mali paylaşım yasası çıkartılması gerekir. Şu an partilerin öncelikli görevi bu olmalıdır. Bu yasa çıkmaz ise yine iktidar partisinden seçilirse daha çok hizmet, daha çok yatırım, daha çok istihdam alınır anlayışı partiler arasında ciddi haksız rekabete neden olacaktır.

Yerel yönetimlere görevleri ile orantılı gelir kaynakları sağlamak anayasal bir zorunluluk olarak belirlenmesine rağmen, bu yapılmamaktadır. Eğer demokrasiyi temel hayat şekli olarak kabul etmek istiyorsak bu anayasal hükme uymak zorundayız.

Merkezi yönetim yerel yönetimlere anayasada belirtilen görevlerine uygun kaynak aktarırsa kentleşme adına yaşanan göçler son bulur. Aksi taktirde adına kent denen büyük köylerde yaşamaya mahkûm oluruz. 

Belirli bir alana yerleşmiş kişilerin temel ihtiyaçlarının önemli bir kısmı yerel yönetimlerle ilişkilidir. Yapılmış çeşitli kamuoyu araştırmalarında kişilerin talep ettiği mal ve hizmet sıfatlandırmasında özelikle yerel yönetimlere ait olanları önemli boyutlarda yer işgal etmektedir.

Artık park, bahçe, yol, mezarlık yapan belediye dönemi bitmiştir, bitmek zorundadır. En küçük belediyemiz bile orada yaşayan yerel halkın ve her bireyin ihtiyacını karşılayarak çağdaş normlarda bir belediye hizmetlerini yerel halka sunmak ve gerçekleştirmek zorundadır. Bugün kamu istihdamının en az %60’nı Belediyeler karşılamak zorundadır. Belediyeler kamu kaynaklarını israf ve yolsuzluk yerine halkın yararına ve istihdamına kullanmak zorundalar.  Bugün ülkemizde belediyeler gelir olarak gelirlerinin %90’ını merkezi yönetimden aldıkları paylardan karşılamaktadırlar. Bu sürdürülebilir değil.

Merkezi yönetim her ay genel bütçe gelirlerinden ayrılan payı, yerel yönetimlere göndermektedir. Temel sorun yerel yönetimler merkezi yönetime bağlı hale gelmiştir ve gelirlerinin %80- %90’ını genel bütçe gelirlerinden ayrılan paylardan karşılanmaktadır. Eğer merkezi yönetim bu genel bütçeden ayrılan payları 1 ay göndermemiş olsa, belediyelerin %99’u o ay çalışanlarına ücret ödeyemez. Bu durum sündürülebilir değil bu nedenle yeni bir idare mali paylaşım yasasının seçimden önce çıkartılması gerekir. Aksi taktirde yerel yönetimler yani belediyeler merkezi yönetime bağlı bir birim gibi çalışmak zorunda kalırlar.