Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.367

Ama kocama temiz çamaşır getirdiydim

Türkiye topraklarında İsrail’in Mossad Ajanları yakalanmış. 

Kurumu tebrik ediyorum.

Televizyon gösteriyor ajanları. 

Tiplerine bakarsan, ayak takımı görüntüsü var. 

Meymenetsizlerin bazıları dergah kurmuş, imamlık yapmış.

Çoğu da Filistinli imiş.

Tam bir espiyonaj çalışması.

Bunların kravatlıları ve döpiyeslileri de olmalı bir yerlerde diye düşünmeden edemiyor insan.

İpin ucunu çektikçe oralara doğru gidilecek gibi.

Zavallı Türk insanı. 

Kimin arkasında durulur, kiminin durulmaz hala anlamadı.

Topraklarının üçte ikisini kaybetti, anlamadı.

Balkanlarda öldürüldü, ata toprağından sürüldü, anlamadı.

Açlıkla sınav oldu, ağaç yongası yedi, anlamadı.

Muhacirlik yolunda kağnı ile kaçanlar yol üstüne, gemi ile kaçanlar da denize gömdü kızanlarını, anlamadı. 

Müslüman kardeşleri tarafından sırtından hançerlendi anlamadı.

Müslüman sandığı birçok yöneticisi kaçtı, gavur topraklarına gömüldü, anlamadı. 

Bazıları da gavur topraklarında şehit edilmesine rağmen, naaşı yıllar sonra “beni vatan toprağına gömün” vasiyeti ile geri getirildi, anlamadı.

Ta ki laf dinlemeyip, müslüman kardeşi sandığı takiyeci ajan pilotların kullandığı F16’ları havada görene, bombayı da kafasına yiyene kadar. 

Bir ara bombayı yiyince anladı sanmıştık ama nafile.

En son iman ettiği de, Müslüman topraklarında ölmeyi tercih etmiyor gibi, ama hala anlamıyor halkımız. 

Vatanını, ırzını, namusunu, malını, geleceğini, neslini kurtaran, Osmanlı gibi bir Cihan İmparatorluğunun Paşası Atatürk’ün değil, “öküze derenin karşısı daha yeşil gözükürmüş” misali, ne idüğü belli olmayan köksüz ve eğitimsiz şarlatanların peşine gidiyor. 

Her sakallıyı dede sanıyor, müslüman sanıyor, arkasında saf tutuyor.

Neyse konudan fazla ayrılmayalım.

Bölgemizin karışmasından sonra çevre ülkelerden milyonlarca, kim olduğu belli olmayan zevat ülkemize doldu. 

Bunlardan bazıları da akademisyen olarak çalışıyor, özellikle yeni kurulan üniversitelerde.

Yolda, kantinde, yemekhane de ayaküstü tanıştıklarım oldu.

Oda ziyaretim hiç olmadı, muhabbet de pek uzun sürmedi zaten.

Herhangi bir akademik zihin algoritmasına rastlamadığım için olabilir.

Ülkesinde normal şartlarda hademe olamayacaklar, akademisyen kisvesi altında Türk Üniversitelerinde makam sahibi olmuş.

Kimisi benim gibi Türkçe de konuşuyor. 

Liyakat değil Beyan esaslı hoca olmuşlar üniversitelerde. 

Ne bir anlaşılır makale, ne de doğru dürüst bir tez var.

Akademisyen olduklarına bin şahit ister.

Bolca ne olduğu belli olmayan, fotoshoplu diplomalar.

Kimileri tekke bile kurmuş, profesörlük kadrosu bekliyor. 

Yakında Rektör de atanırlar.

En son enselenen, yahudi İsrail’in müslüman Filistinli Mossad ajanlarını görünce, yıllar önce okuduğum bir hikaye geldi aklıma. 

O zamanlar böyle akademik kapasiteye sahip belgesel kanalları henüz yoktu. 

Daha çok çitaların üreme prensipleri üzerine odaklanmışlardı.

Kaptan Kusto da yengeçleri tanıtıyordu dünyaya.

Tarih Belgeselciliği son yıllarda çok öne çıktı.

Hatta “Dönem” anlatan filmler ve diziler popüler hale geldi. 

Kanuni dönemini anlatan “Muhteşem Yüzyıl” dizisinin yayın 

saatinde, Balkanlar’da sokakta insan bulamazsın diyorlardı.

Tıpkı Ceyarlı, Suelin’lı Babi’li, Pemıla’lı, Lusi’li Dallas’ın hayatımıza girdiği, 80’lerin Türkiye’si gibi.

“Spy” yani “Ajan” dizisi de bunların göze çarpanlarından.

Diziyi izlerken okuduğum hikaye aklıma geldi.

“6 Gün Savaşları” denen “1967 Arap-İsrail Savaşı” döneminde geçiyor hikaye.

Arapların abisi Mısır önderliğinde, Suriye ve Ürdün’ün de desteğiyle İsrail’e saldıran Araplar anından nakavt olmuş. Irak, Suudi Arabistan, Fas, Tunus, Cezayir ve Sudan ittifakına rağmen, ne bir uçak kaldırabilmişler, ne de bir operasyon yapabilmişler.

Tüm harekat planları, avcı uçakları, tankları ve askeri mühimmatları, İsrail’in ani hava saldırılarıyla yerle bir edilmiş.

Bu şok baskınlara bir anlama veremeyen Arap Devletleri, “Çok Gizli Bir Harekat Planı” hazırlamışlar.

Hareket hedefine ulaşana kadar da, Bakanlar Kurulu Toplantısından dışarı çıkışı kesin olarak yasaklamışlar. 

Epeyce uzun süren toplantıda, Savunma Bakan Yardımcılarından biri, Başbakan’a çok sıkıştığını, tuvalete gitmesi gerektiği söylemiş. 

Başbakan ise, kuralın çok net olduğunu, kimsenin salonu terk edemeyeceğini söylemiş. 

Bakan Yardımcısının tuvalet ısrarları işe yaramayınca, altına yapmak zorunda kalmış.

Ardından, Savunma Bakan Yardımcısının karısı Bakanlar Kurulunun kapısına gelmiş ve eşini görmek istediğini söylemiş. Görevliler bunun mümkün olmadığını söylemesine rağmen kadın ısrarcı olmuş.

Israrın ardından görevliler, içeri giriş çıkışın mümkün olmadığını, bir notu var ise kendilerinin iletebileceğini söylemiş.

Bakanın eşi ise, bir notu olmadığını, eşine sadece temiz iç çamaşırı getirdiği söylemiş ve iletilmesi için görevlilere teslim etmiş.

Ama olan olmuş.

Savaş kaybedilmiş.

Amca çocuklarının savaşında 20 bin Arap askeri ölürken, sadece bin İsrail askeri ölmüş. 

Hayati öneme sahip su havzalarının olduğu Golan Tepeleri İsrail’e kalmış.

Yenilginin yarattığı travma halen karabasan olarak Arapların ruhunu sıkıştırıyormuş. 

Ne mi olmuş bu Bakan Yardımcısına,

Yargılanmadan Şam Meydanında son duasını yapmış.