6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli iki deprem tüm Türkiye'yi derinden etkiledi. Can kaybı için verilen sayı genellikle “50 binden fazla” şeklinde. Tabi bu sayı “50 binden” ne kadar fazla bilmiyorum.
400 bin konutun çöktüğü ya da hasar aldığı yazılıyor. Ancak kesin olarak bildiğimiz mesele, bunun son deprem olmadığı ve “50 binden fazla” can kaybının tekrar yaşanma ihtimalinin çok yüksek olduğudur.
Üzerinden henüz 9 ay geçen bu olayın yavaş yavaş ülke gündeminden çıktığını görüyoruz. Hatta bir meslek grubu hariç, herkes depremi unutmaya başladı bile.
Konumuza girmeden şöyle bir hikaye yazalım da “müteselsil imza”nın ne vahim neticelere neden olacağını bilsin mühendisler.
Süt fabrikası ile anlaşan inek, sözleşme metnindeki küçük puntolarla yazılmış “hem sütünden aynı zamanda hem de etinden faydalanılacak” cümlesini son anda fark edince itiraz edecek gibi olmuş.
"O 'matbu' bir metin, önemi yok, imzala gitsin" demiş fabrika sahibi. "Yoksa sütünü almam" demiş. İnek de sütünden para kazanmak için mecburen basmış imzayı sözleşmeye.
İnek sütten kesilip kör bıçağı boğazında hissettiğinde küçük harflerle yazılan “aynı zamanda hem de etinden” yazısı aklına gelmişse de iş işten çoktan geçmiş. “Müteselsil imza” sahibi sonuçta.
İşte, şantiye şefleri bin yılla yargılanıyor.
Hesapta inşaat mühendisi olacaktı. Çok emek verdi annesi. Çocuğum üniversite sınavına girecek diye sınav öncesinde ne eve misafir kabul etti, ne evden-mutfaktan çıktı. Hatim indirdi, yasin okudu, yüce Mevla'ya dualar etti. Babası tüm şahsi masraflarını nefes alacak seviyeye kadar indirdi, yemedi içmedi maaşını ve birikimlerini çocukların eğitimine yatırdı. Ağaç yaşken eğilir misali önceden aldı tüm önlemleri. Çocuğu ağır rekabet koşullarında ezilmesin, geri kalmasın diye her şeyinden feragat etti.
Yıllarca besleyip büyüttüğü yavrusu hayatının dönüm noktasına gelmişti.
Sonunda duaları da kabul oldu. Yavrusu yaşıtlarının çok önünde, ilk tercihlerinden biri olan inşaat mühendisliği bölümünü kazandı.
Artık sırtı gelmeyecek ve iyi bir kariyer yapacaktı. Hayalindeki eşini bulmaya da vesile olacaktı bu tercihi. Şantiyelerde çalışacak binalar, köprüler, yollar yapacaktı. İnsanlığa hizmet edecekti. Ülkesinin imarına katkı yapacaktı. İyi de para kazanacaktı.
Evi, arabası, hayalindeki ailesi olacaktı.
Ancak bunlar için önce kazandığı fakülteyi bitirmesi gerekiyordu. Çok çalıştı. Statik, mukavemet, dinamik, çelik gibi çok ağır dersleri CC-CB notu ile zor da olsa geçti. Bazen de DD ile BB denk getirerek çan eğrisinin desteği ile geçti ağır derslerini.
Bitirme tezini de başarıyla tamamlarken hocasının “artık inşaat mühendisisin, sorumluğun çok ağır, onlarca insanın oturacağı evler yapacaksın” gibi öğütlerini de aklının bir köşesine yazdı.
Ne oldu da birden hakim karşısında bin yılla yargılanırken buldu kendisini? Yoksa kimse ona söylememiş miydi mesleğinin risklerini?
Hakimin önünde hatırlamaya başladı usul usul. Özellikle bitirme jürisinde hocalarının söyledikleri aklına gelmeye başladı. Arka belleğindeki bilgiler ön belleğe doğru yol alırken kafasındaki zonklama titreşimleri vicdanına doğru ilerliyordu;
“Ne işim var mahkemede?
Ben gerçekten suçlu muyum?” diye.
Hemen aklına geldi. Aslında hocaları bitirme sınavında okul bitti, “artık meslektaşız” diyerek epeyce uyarmıştı.
"Yetki sizde, imzanıza sahip çıkın, kıymetini bilin, her projenin altına imzanızı atmayın, zorlasalar dahi, aç kalsanız dahi mühendislik onurunu koruyun, koyunlarını satıp gelmiş sokak arası inşaatçıların kölesi olmayın, sonra arkanızda kimseyi bulamaz kodesi boylarsınız, vicdani yönü de ayrı" demişlerdi hocaları.
Bunlar, o zaman pek de anlam veremediği uyarılar ve öğütlerdi.
İş işten geçmiş miydi?
Bir şansı daha olacak mıydı?
Henüz içinde olduğu durumu da anlamamıştı.
Gerçekten suçlu muydu?
Elbette buna yüce Türk yargısı karar verecek.
Şu an onlarca inşaat mühendisi şantiye şefi sorumlu olduğu binaların çökmesinden dolayı attıkları ama gereğini yapmadıkları imzalarının sorumluluğu nedeniyle hapiste ve tutuklu yargılanıyor.
Suçları ise birden fazla insanın “taksirle ölümüne” neden olmak.
Yaptığı hatalı proje ve imalatlar ve özensiz imzaları sebebiyle insanlar molozların altında can verdi. Birçok mühendis, daha önce bir karıncayı bile incitmemişken, şimdi birden çok insanın ölümüne sebep olmak ile suçlanıyorlar.
Hem de bin yıl ile.
Artık evi, arabası vardı. Hayalindeki eşi de.
Çok Okunanlar
BEDAŞ 21 Kasım'da İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
A101 21 Kasım 2024 Perşembe aktüel ürünler kataloğu yayımlandı!
21 Kasım 2024 burç yorumları
Hasan Arat'tan Fenerbahçe'ye Rafa Silva'lı 'Talisca' yanıtı
Fatih Altaylı'dan Acun Ilıcalı ve yasa dışı bahis yorumu
21 Kasım Perşembe maç programı: Bugün maç var mı, hangi maçlar var, saat kaçta?
UEFA Uluslar Ligi'nde Türkiye'nin rakibi kim olacak? Play-off maçı ne zaman?
Ebru Baki Sözcü'den ayrıldı mı?
Onur ve Semih arasında MasterChef'te kavga! Yeni fragmanda olay anları
20 Kasım reyting sonuçları 2024: Annem Ankara, Kuruluş Osman, Leyla