Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
46,9529
Dolar
Arrow
40,1650
İngiliz Sterlini
Arrow
54,2935
Altın
Arrow
4333,0000
BIST
Arrow
10.225

BOP, Huntington, Medeniyetler Çatışması, kimlik meselesi ve Türkiye...

Yine, bıkıp usanmadan söyleyip, yazıyoruz. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ve yeşil kuşak (siyasal İslam) projesi ilerliyor...

1993’te Foreign Affairs dergisinde ‘Medeniyetler Çatışması’ adıyla yayınladığı ve sonrasında genişleterek ‘Medeniyetler Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden Kurulması’ adıyla kitap haline getirdiği tezin sahibi Samuel P. Huntington medeniyetin tanımını ‘din temelli’ olarak yapmıştı.

Huntington ‘Medeniyetler Çatışması’nda ABD’li ünlü siyaset bilimci ve tarihçi Bernard Lewis’e de atıfta bulunur. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)’nin fikir babalarından birisidir Lewis. Türkiye’yi, içinde bulunduğumuz coğrafyayı (İslam dünyası, Ortadoğu) iyi tanıyanlardandır. ‘İslam’ın Krizi - Bitmeyen Savaş’ kitabı bu anlamda önemlidir. Çalışmasında İngiltere ve Fransa gibi emperyalist ülkelerin Osmanlı’yı böldüklerini aktaran Lewis, hilafetin kaldırılmasının İslam dünyasına olumsuz tesirleri olduğunu savunur. Türk modernleşmesinin başarı elde edemediği görüşüne yakın durur. ABD’nin Irak işgalini, ‘ılımlı İslam’ projesinin ve BOP’un sürdürülmesi gerektiğini belirtmiştir.

Yeniden Huntington’ın Medeniyetler Çatışması’na dönecek olursak, Türkiye’yi ‘tam anlamıyla bölünmüş bir ülke’, medeniyet ve kimlik temelinde ‘bölünmüş ve kararsız bir ülke’ olarak değerlendirmektedir. Ona göre, İslam ve Batı medeniyetleri arasında sıkışıp kalan Türkiye, Avrupa’nın parçası olarak İslam dünyasının lideri olursa esenliğe kavuşabilir. Tabii Atatürk’ün mirasını reddetmesi de gerekmekte!

"…Kemalizm, hem modernleşmenin hem de Batılılaşmanın kabul edilmesidir. Bu tepki modernleşmenin gerekli, arzu edilir bir şey olduğu, yerli kültürün modernleşmeyle uyuşmadığı, bu nedenle kaldırılması, yok edilmesi gerektiği ve başarılı bir biçimde modernleşmek için tam anlamıyla Batılılaşmanın gerekli olduğu varsayımlarına dayanmaktadır. ...Türkiye’yi modernleştirmek, yani Batılılaştırmak için Mustafa Kemal, ülkenin İslami geçmişini (ve çokuluslu imparatorluk yapısını) reddederek Türkiye’yi ‘parçalanmış bir ülke’ durumuna getirmiştir: Bir yanda dini, gelenek, görenek ve kurumları İslam’a dayanan, ama diğer yanda da ülkeyi Batılılaştırmak, modernleştirmek ve Batı’yla bir yapmak isteyen yönetici elitlere sahip bir ülke..." (Medeniyetler Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden Kurulması, s. 190-197).

Çünkü Huntington’a göre, ‘Kemalizm, Batılılaşma ve modernleşme yolunda Türkiye’yi Osmanlı ve Müslüman geçmişinden uzaklaştırmak adına yapılmış bulunan çalışmaların temel kaynağı’dır. ‘Dayatma’ ve bir ‘medeniyet ithali’ olarak saldırdığı ve halk üzerinde ‘travmatik etkiler’ yarattığını ileri sürdüğü modern Cumhuriyet’in, yüzyıllardır var olan gelenek ve yerleşmiş olan düzenini alt üst ettiğini de savunmaktadır!

Huntington, Türkiye üzerine bir kısmını alıntıladığımız tezlerinde gelecek perspektifi ve çözüm(!) olarak laiklikten vazgeçilmesini, böylelikle İslam dünyasının liderliğinin alınacağı görüşünü savunmaktadır:
"Atatürk’ün Türkiye’yi net bir şekilde laik bir toplum olarak tanımlaması, Türkiye Cumhuriyeti’nin bu rolü Osmanlı İmparatorluğu’ndan devralmasını önlemiştir. Türkiye, anayasasındaki laiklik ilkesine bağlılığından ötürü OIC (İslam Konferansı Teşkilatı/İslam İşbirliği Teşkilatı)’nin kurucu üyesi bile olamamıştır. Türkiye kendisini laik bir ülke olarak tanımladığı sürece İslam’ın liderliğine soyunma olasılığı yoktur. Bununla birlikte, Türkiye kendisini yeniden tanımladığı takdirde ne olur? Türkiye bir noktada Batı dünyasına üyelik için yalvarıp duran bir dilenci olarak oynadığı hüsran verici ve aşağılayıcı rolden vazgeçip, Batı’nın temel İslami muhatabı ve düşmanı olarak oynadığı çok daha etkileyici ve onurlu tarihsel rolü yeniden üstlenmeye hazır hale gelebilir." (Medeniyetler Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden Kurulması, s. 263 ).

BİTMEYEN ‘KİMLİK MESELESİ'

Ülkemizde adı zaman zaman değişse de başlatılan ‘süreç’ler ulus devletin, üniter yapının sorgulanmasına zemin hazırlamakta, ‘kimlik meselesi’nin devamlı gündem teşkil etmesinin önünü açmaktadır.
Emperyalizmin yıllar geçse de koşullar değişse de Türk toprakları üzerindeki emelleri değişmemekte, yalnızca projeler ve araçlar değişmektedir!

İşgale karşı Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde yapılan milli mücadele zaferle taçlanınca Osmanlı İmparatorluğu’nu emperyalist ülkelerin idaresine bağlayan Sevr Antlaşması tarihin çöplüğüne atıldı. Türkiye’yi bağımsız, egemen ve bütün ülkelerle eşit koşullara sahip hale getiren Lozan Antlaşması imzalandı.
Atatürk, Lozan Antlaşması’nı şu sözlerle değerlendirmiştir: "Türk Ulusuna karşı yıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşmasıyla tamamlandığı sanılmış büyük bir yok etme eyleminin yıkılışını bildirir bir belgedir ve tarihte eşi benzeri görülmemiş bir siyasal zafer anıtıdır.”

Emperyalistler, Kurtuluş Savaşı’nı ve Lozan’da kazandığımız diplomatik zaferi hazmedememiş, asla unutamamıştır! Ülkemiz ve bulunduğumuz coğrafyadaki diğer ülkeler üzerinde hakimiyet kurabilmek için siyasal projeler yürütmektedirler. Hedeflerine ulaşabilmek için hangi kesim, hangi inançtan olursa olsun kimilerini kullanmaktadırlar. Önemli olan emperyalistler için amaçlar, öncelikler, ihtiyaçlardır…

Türkiye’de, bölgemizde ve dünyada gerçek anlamda bağımsızlığı, birliği, barışı ve kardeşliği savunanların başta ABD olmak üzere emperyalistlerin plânlarını görerek hareket etmeleri, ülke politikalarının ve ana tercihlerin yabancıların telkinleri ve baskılarıyla oluşturulmasına izin vermemeleri için çaba sarf etmeleri gerekmektedir.

Emperyalizme karşı ilk zaferi elde eden Türkiye’nin vatanseverlerine, aydınlarına bu alanda büyük görev düşmektedir!


Kaynakça:

- Atatürk’ün Bütün Eserleri, 20. Cilt, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2007.
- Bernard Lewis, İslam’ın Krizi Bitmeyen Savaş, Çev. M. Murteza Özeren, Kronik Kitap, İstanbul, 2023.
- Barış Doster, “ABD ılımlı İslam’dan vaz mı geçti”, odatv.com, 20 Mayıs 2014.
- Bülent Şener, “Bölünmüş ve Kararsız Ülke’: Huntington’un Türkiye Paradigması”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, 21 Şubat 2014.
- Samuel P. Huntington, Medeniyetler Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden Kurulması, Çev. Mehmet Turhan, Cem Soydemir, Yusuf Eradam, Okuyan Us Yayınları, İstanbul, 2002.
- Emre Kongar, Küresel Terör ve Türkiye-Küreselleşme, Huntington, 11 Eylül, Etnikçi ve Mezhepçi Terör Kapanında Türkiye, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2016.