Niyazi Berkes’in kaynak kitabı ‘Türkiye’de Çağdaşlaşma’yı bir kez daha okurken…
Türk düşünce hayatının önemli ve etkili aydınlarından Niyazi Berkes, ‘Türkiye’de Çağdaşlaşma’ eserinde, iki yüz yıldır yurdumuzda meydana gelmiş olan toplumsal değişimleri ve toplumsal yapımıza ilişkin ana meseleleri çözümlemiştir.
Batının geçirmiş olduğu dönüşümleri, aşamaları birebir gerçekleştirmek yerine, her toplumun kendine has özelliklerine dikkat çekerek Osmanlı’nın toplumsal niteliğiyle Batı’daki feodal yapının ayrımlarını bilimsel bir biçimde ortaya koymuştur. Berkes, ülkemizin kendine özgü kültürel yapısı ile ayrımlar üstünde durmuş, yurdumuzun meselelerini tahlil etme çabasından geri durmamıştır.
Toplumun modernleşme yolculuğunda laikliğe de oldukça önem vermiştir. Çağdaşlaşmada aklı ve değerini ortaya koymuştur. Bu doğrultuda konuyu tarihsel süreci ve felsefi birlikteliği kapsamında ele almıştır.
'Batılılaşma'dan Ziyade 'Çağdaşlaşma'
Ülkemizin/toplumumuzun modernleşme çabalarına bakıldığında, yenilik yolundaki hamlelerle, bu girişimlere karşı gelenekleşmiş ve klişeleşmiş yapıların itirazları arasında sürmüştür.
Batıda teknolojide, bilimde, kültür ve sanatta, felsefede, kurumsal yapıda beliren değişimler çeşitli sorunları beraberinde getirmiş olsa da yakınındaki rakibi Osmanlı karşısında güç kazanmasını sağlamıştır.
18. yüzyıl ve 19. yüzyılın ilk çeyrek bölümünde Batıda görülen gelişmeler, Osmanlı’yı da etkilemiş, Berkes’in değerlendirmesiyle "Bu gelişmelere ayak uyduramadığı ölçüde arkadan sürüklenmeye, nihayet Tanzimat döneminde o selin içine kendini kapıp koyuvermeye zorlanmıştır".
Bu bağlamda Türk toplumundaki değişimleri ve yenilik hareketlerini söz konusu gelişmeler doğrultusunda ele almak gerekmektedir.
Berkes, Batıdaki ilerlemeleri temelinden kavramaktan ziyade birebir kopya ederek yakalayacağımızı sanan aydın yaklaşımının hata olduğunu ifade etmektedir. Batılılaşma tabirinin modernleşmeden daha fazla öne çıkmış olması da dikkat çekmektedir. Niyazi Berkes, meselelerin esasen ‘Batılılaşmak’tan öte ‘Batılılaşmamak’la hallolacağını göz önünde bulundurmaktadır. Bu nedenledir ki Berkes, ‘Batılılaşma’dan ziyade ‘Çağdaşlaşma’ demektedir.
Öte yandan Niyazi Berkes, Osmanlı’da başlamış olan Batılılaşma yönündeki tartışmaların Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ve Atatürk devrimleriyle birlikte yeni bir niteliğe büründüğünü belirtmektedir. Milli Mücadelenin kazanılmasıyla sosyal devrimler başlamış, ülkemizde çağdaşlaşma bu atılımlarla sürmüştür.
Atatürk önderliğinde verdiğimiz Milli Kurtuluş Savaşı’nda emperyalizmle mücadele eden Türk milleti, zaferini ve bağımsızlığını ilan ettikten sonra Batıya arkasını dönmemiştir. Çağdaşlaşma, gelişme ve kalkınma bağlamında yönünü belirlemiştir. Berkes’in de vurguladığı gibi Atatürk, “Batı ile savaşırken Batıya dönmek ve Batıya farklı bir bakış açısıyla bakabilmek” becerisini ortaya koymuştur.
Yani ne Batıya bağımlılık, ne de Batıya düşmanlık!
Kurtuluş Savaşımız millet olma bilincimizin mihenk taşıdır. Atatürk ilke ve devrimleri de bu bilincin bütünleyicisidir. Niyazi Berkes, Türk ulusçuluğunun geçmişin kalıplarından bağımsız, geleceğin dönüşümünü sağlayacak hamlelerin ivmesini yaratan akım olarak değerlendirmektedir.
Türkiye’de Çağdaşlaşma kitabından yola çıkarak Niyazi Berkes ve onun gerçekleri açıklayan, bilimsel, objektif duruşunu vurgulamayı bir görev sayıyorum. Yine onun; ‘Atatürk ve Devrimler’, ‘Türk Düşününde Batı Sorunu’, ‘Batıcılık, Ulusçuluk ve Toplumsal Devrimler’, ‘200 Yıldır Neden Bocalıyoruz’ başta olmak hala güncelliğini koruyan tüm eserlerinin önemli olduğunu yeniden ifade etmek isterim.
Çok Okunanlar
Papa’nın Ziyareti Hayır mı Şer mi - 2
Fakirliğin gölgesinde sessizce yok oluyoruz!
Kılıçdaroğlu çalışma ofisini boşaltıyor
Operasyon hamlesi işe yaramadı
Bahçeli'nin geçmişteki Demirtaş sözleri yeniden gündemde
Moldova'dan sonra Karadağ
Devlet Bahçeli: Selahattin Demirtaş'ın tahliyesi hayırlara vesile olacak
Hakan Fidan için şaibeli diploma iddiaları gündem olmuştu
Sahip olmadan yaşamak: Kiralarsın ve yeni nesil tüketim ahlakı
Cevheri Güven’e bilgi sızdırma davasında ilerleme yok!..