Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
44,0146
Dolar
Arrow
38,8585
İngiliz Sterlini
Arrow
52,1770
Altın
Arrow
4142,0000
BIST
Arrow
9.398

Kapanmayan defter: Sevr!

Ne zaman Lozan tartışması açılsa, Lozan hedef alınsa bunu yapanların Sevr rüyaları da akla gelmeli. Batı’nın kapatmadığı bir defter; Sevr. Tıpkı, Türkiye’nin tapu senedi olan ‘Lozan Antlaşması’ gibi… Türkiye Cumhuriyeti’yle, bağımsızlıkla, laiklikle, Atatürk ilke ve devrimleriyle hesaplaşmasını bitirmemiş yerli ve yabancı tüm unsurlar hep ‘pususunda yatıyorlar’…

Lozan’ı hedef alan açıklamalar ve tartışmalar sürerken Osmanlı topraklarının bölünmesini hedefleyen Sevr’i unutmamak gerekiyor.
Merhum Cahit Kayra, “Yeni kuşaklar Sevr Antlaşması’nı ve o çirkin anlayışla savaşmak gereğini unutmamalıdır!” diyor ‘Sevr Dosyası’ (Tarihçi Kitabevi) kitabında.

Ardında bir asırlık ömür, kırkı aşkın eserden oluşan bir birikim bırakan Cahit Kayra ile tanışma ve sohbet etme imkanı yakalamıştım. Lozan kadar Sevr’i de bilmemiz ve belleğimizde tutmamız gerektiğini vurgularken, Sevr Dosyası kitabının hikâyesini de kendisinden dinlemiştim:
"1966’da Paris’te OECD’deki Türk heyetinin başkanı olarak görev yapmaktaydım. Heyetin ve benim görevim OECD’nin kurulmasının amacı ile ilgili etkinliklerle birlikte Türkiye’nin borçlanmasının gerektirdiği çalışmaları yapmaktı… 15 günde bir kimi konularda sempozyumlar yapmaya başladık. Bir gün aklıma Sevr Antlaşması geldi. Sekreterimi Fransız Devlet Yayınevi’ne göndererek bir adet Sevr Antlaşması metni getirmesini istedim. Fransızca nüshaları kalmadığı ya da az olduğu için bir İngilizce nüsha getirdi. Büyük boyutlu 161 sayfalı, 433 maddelik antlaşmayı görüp biraz karıştırdıktan sonra pek çok soru ile karşı karşıya kaldığımı duyumsadım. Bunlardan beş altı tane daha alıp Ankara’da tanıdıklarıma göndermeyi düşündüm.
‘Treaty Of Peace Between The Allied And Associated Powers And Turkey, August 10, 1920, Sevres’ başlığını taşıyan Sevr Antlaşması belgesini, o tarihlerden beri kitaplığımda hiçbir vakit gözden yitirmedim. Kapkara cildi ile bir umacı gibi hep karşımdaki raflardan birinde yer aldı ve sürekli olarak kendisini anımsattı. Sonra bu antlaşmanın gerisinde olup bitenleri de öğrenmek istedim. Lozan kadar Sevr’i de bilmemiz ve belleğimizde tutmamız gerektiğini düşündüm…"

“Aslında Bir ‘Doktrin’ Belgesi”

Saltanat temsilcileri ile Türkiye’nin düşmanlarının 10 Ağustos 1920 tarihinde Fransa’da Paris’in banliyösündeki Sevr kentinde imzaladıkları bu antlaşmanın aslında bir ‘doktrin’ belgesi’ olduğunu belirtmişti Kayra. Türk kamuoyunda, hatta aydınlar arasında ne kadar biliniyor sorusuna ise ‘Bu sorunun yanıtının çok olumlu olduğunu sanmıyorum’ diye yanıt vermişti.
Kapanmış gibi duran, ama sinsice pususunda bekleyenlerin olduğu bir dosya olan Sevr’in kapanmadığı malum. Cahit Kayra da dosyanın kapanmadığına dikkat çekmiş ve eklemişti:
‘Bu antlaşmanın birçok hükmü zamanında uygulanmış ve 19. yüzyılın uluslararası politikalarına yön vermiştir. Özellikle Ortadoğu’nun bugünkü tehlikelerle dolu coğrafyasını bu antlaşma belirlemiştir.’

‘Bencillik ve Açgözlülük ile Özveri ve Erdem’in Savaşı’

Türkiye’nin tapu senedi Lozan Antlaşması’nı hedef alan, Türk topraklarını parçalamak isteyenlerin rüyası Sevr.
Maliye Müfettişliği, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı başta olmak üzere birçok görevde bulunan ‘asırlık çınar’ Cahit Kayra’yı saygıyla anıyorum. Geçmişi bilmeden bugünün anlaşılamayacağını ve geleceğin düşünülemeyeceğini hatırlatıyor bizlere.
Ve şu sözlerini bir kez daha paylaşmak istiyorum: “Altı yüz yıllık Osmanlı İmparatorluğu Sevr’de sona erdi. Bu antlaşma etrafında iki güç savaştı. Yabancılar ve onlarla işbirliği yapan yerli bilinçsiz aymazların, yobazların temsil ettiği bencillik ve açgözlülük ile Mustafa Kemal’in ve arkadaşlarının temsil ettiği özveri ve erdem…
Çıkarılacak ciddi yaşamsal dersler var. Sevr’i yaşama döndürmek isteyenlerle, buna karşı çıkanların, Türkiye Cumhuriyeti’ne kanat gerenlerin savaşımını yeniden ve bir kez daha yaşıyoruz. Yeni kuşaklar Sevr Antlaşması’nı ve o çirkin anlayışla savaşmak gereğini unutmamalıdır!”