Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.471

CHP'de ne oldu, nasıl oldu?

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu bir veda konuşması bile yapamadan ayrılmak zorunda kaldı genel başkanlıktan…

Oysa beklenen ve yakışan Kılıçdaroğlu’nun yeni genel başkan seçilen Özgür Özel’in elini kaldırması ve bir konuşma ile alkışlar içinde siyaset mücadelesine nokta koymasıydı. 

Eminim çok duygusal anlara tanık olacaktık. Eminim CHP’deki bu devir teslim partiyi bir mıknatıs gibi birleştirecekti.

Olmadı.. Çünkü Kılıçdaroğlu yine kendisinden beklenmeyeni yaptı…

Tıpkı seçim süreci ve sonrası boyunca yaptıkları gibi…

*

İki gün boyunca Ankara’da spor salonunu ve çevresini dolduran CHP seçmenleri ve delegeleri ile yoğun temaslarım oldu. 

TELE 1'de canlı yayınla tarihi kurultayı yorumladık ve aktardık. 12punto.com.tr iki muhabiri ile önemli gelişmeleri takipçilerine anında aktardı. 

Genel tablo, değişimin mutlaka olması gerektiği yönünde idi. Ancak değişim isteyenler bile Kemal Kılıçdaroğlu’nun çok hırpalanmadan gitmesi gerektiği kanaatindeydi. 

Kurultaydaki bu havayı izleyicilere aktardık. ‘100 oy alamaz’ iddiaları ile yola çıkan Özgür Özel rakibine yetişmişti. Kurultayı burun farkı ile bir aday kazanacaktı…

*

CHP TABANI ÖZEL’E İNANDI… 

Özgür Özel ile Kurultaydan 4 gün önce yaptığım programda hakkındaki tüm iddia ve eleştirileri yönelttim. Program o gecenin en yüksek izlenme oranlarını yakaladı. 

Özgür Özel ‘seçim yenilgisinde sen de oradaydın?’ sorusu başta olmak üzere kendisine yönelik tüm eleştirilere çok açık ve ikna edici yanıtlar vermişti. ( Detayları geçen haftaki yazımda bulabilirsiniz) 

Gemiyi sakin limana yanaştıracağını söyleyen Kılıçdaroğlu’na karşılık Özel, ‘o gemiyi açık sularda, okyanuslarda pupa yelken yüzdüreceğim’ diyerek kurultaya hazırlanmıştı. 

CHP’de ne oldu, nasıl oldu? Kurultayda değişim nasıl gerçekleşti? sorularının yanıtı için geçmişe kısa bir yolculuk yapmamız şart…

*

Hatırlayın, 

Cumhuriyetin 100. yılında Erdoğan yenilecekti…

6’lı masa zorunlu bir ittifak olarak doğmuştu. 

Masa, Erdoğan karşısında en güçlü adayı çıkaracaktı. 

Ancak öyle olmadı… Ortalama zekada herkes en güçlü iki adayın Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş olduğunu biliyordu. Üstelik anketlerden de bu sonuç açıkça çıkıyordu. 

Mansur Yavaş’ın Kürt seçmenden yeterli oyu alamayacağı düşüncesi onu potadan çıkarmıştı. Ekrem İmamoğlu yurdun dört bir yanından oy alabilen tek lider profiliydi. 

SARAY’IN İMAMOĞLU KORKUSU

İmamoğlu’nun İBB başkanlığı, adaylığının önündeki engellerden biriydi. Aday olmak için istifa etmesi gerekiyordu. Ancak Saray’ın İmamoğlu korkusu öylesine büyüdü ki, istifa edip aday olma ihtimalini de ortadan kaldırmak istedi. Dönemin İçişleri bakanı Süleyman Soylu zorlama ve uydurma suçlarla dolu iki ayrı davanın savcısı gibi hareket ederek İmamoğlu’nun adaylaşmasının önünde kalın duvarlar örmeye çalışıyordu. 

Operasyon herkesin gözü önünde açıkça yapılıyordu… Açılan davalar, CHP’de geleceğini Kılıçdaroğlu’nun koltuğuna vidalayan dar grubun eline koz verdi. İmamoğlu’nun uğradığı mağduriyeti anlatıp bunun üzerine geniş kesimleri peşinden sürükleyecek haklı bir siyaset üretilebilecekken, CHP yönetimindeki bu yapı, tarihin en ağır ve haksız operasyonunun üzerine toprak atmaya başladı. 

Ekrem İmamoğlu’na yapılan haksızlık meydanlarda anlatılmadı, adeta yok sayıldı… Bu kırgınlık da seçim öncesinde seçmenin farkına varıp ses çıkarmadığı başlıklardan biri oldu. 

*

KILIÇDAROĞLU’NA AÇILAN BÜYÜK KREDİ

İki aday ‘devre dışı’ kalınca Kemal Kılıçdaroğlu 6’lı masanın 5’inden oy alarak adaylaştı. Kulağında sürekli olarak ‘ kimi koysak kazanıyoruz, siz aday olun’ sesleri yankılanıyordu. 

Kılıçdaroğlu’nun aday olmasına ve seçim kampanyasına tüm hatalara rağmen bu ülkenin aydınları, yazarları, yorumcuları, geniş seçmen tabanı yüksek sesle itiraz etmedi. Çünkü seçim takvimi çok dar bir süreye sıkışmıştı. Her eleştiri bıçak sırtı giden seçim yarışında iktidarın ekmeğine yağ sürüyordu. 

Popülizmin esiri bazı kalemler ise ülkenin varlık yokluk kavgasından ziyade, alkış almanın rehaveti ile aslında herkesin bilip gördüğünü yazıyor, anlatıyorlardı. 

*

Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan’sız bir ülke hayalinin açtığı olağanüstü krediyi tüketiyordu. 

Bağrına taş basan memleketin vatansever insanları, seçim öncesinde tek bir oyun kaybolmaması için vahim yanlışlara gözlerini kapatmıştı. 

Kurultaya yansıyacak duygular böylece birikiyordu.

*

SEÇİM VE SONRASI YAŞANAN BÜYÜK HAYAL KIRIKLIĞI…

Seçim kaybedildikten sonra özeleştiri yapmayan, ‘nerede hata yaptık?’ diye tartışmayan, üzerine sanki seçim kazanmış havasına giren bir CHP lideri ve dar kadrosu…

Kurultay’da açığa çıkacak hayal kırıklığı derinleşiyordu! Ve elbette bu listeyi uzatmak mümkündü…

Memleketin aydınlık insanları büyük sorular, endişeler ve umutsuzluk içindeyken, sandığa, seçimlere ve gelecekte bir şeylerin iyi gideceğine olan inanç sıfıra düşmüşken beklenen ses İstanbul’dan yükseldi. 

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ‘ değişim’ dedi.. 

CHP’deki dar grup, ‘bak İmamoğlu pusudaymış, bugünü beklemiş’ gibi sığ açıklamaların ardına saklandı. Oysa yurttaş CHP’ye açtığı olağanüstü kredinin, sonuna kadar hoyratça tüketilmesinin sonunda patlamak üzereydi. Açmazdaydı ve umutsuzdu. İmamoğlu ne erken, ne de geç, tam zamanında kral çıplak’ diyerek yine umudun önünü açmıştı. 

*

İMAMOĞLU ‘KRAL ÇIPLAK’ DEDİ

İmamoğlu'nun bu açıklaması parti içinde derinden akan değişim nehrini gün yüzüne çıkardı. 

Artık bir şeyler yapmak ve değişmek, değiştirmek gerekiyordu…

Değişim açıklamasının mürekkebi kurumadan Bülent Tezcan, Özgür Özel, Ali Mahir Başarır, Gökhan Günaydın, Gökhan Zeybek gibi isimler ile değişim destekçileri büyüdü.

Özgür Özel bayrağı devraldı, İmamoğlu’nun açık desteği ile İstanbul’da esen değişim rüzgarı Türkiye’nin dört bir yanını dolaştı ve Ankara’da kurultay günü kasırgaya dönüştü. 

*

Kılıçdaroğlu’nun;

‘Partiyi sosyal demokrat birine bırakacağım’  

‘Gemiyi limana güvenle yanaştırmak için bilgili, birikimli, iyi bir sosyal demokrata devredeceğim’  

‘CHP’yi bilen ve bagajı olmayan birini getirin hemen istifa eder giderim’ gibi ardı sıra yaptığı özensiz açıklamaları da CHP’li seçmeni çileden çıkardı. 

Bu açıklamalarla seçim yenilgisi karşısındaki ağır kırgınlık, öfke seline dönüştü. 

CHP’de iletişim birimi başta olmak üzere herkes Kılıçdaroğlu’na hata yaptırmak için and içmiş gibiydi!

*

ÖZEL BAŞARMAK ZORUNDA

Herkesin gördüğü ve bildiğini özetlemiş oldum… ‘Kurultay’da değişim nasıl oldu?’ sorusuna yanıt için, bu süreçleri ve biriken duyguları, yapılan hataları sırası ile anımsamak gerekiyor… 

Değişim öyle bir gecede gelmedi. 

Büyük bir birikim sonunda ve aslında çok zor koşullar altında gerçekleşti… 

Öyle ki; Özgür Özel, Ecevit’ten sonra seçimle görevdeki bir lideri değiştiren ikinci siyasetçi oldu. 

*

Olmaz denilen oldu… Değişmez denilen değişti… Bu kurultay ile CHP 5 ay sonra yapılacak yerel seçim öncesi umut tazeledi… 

‘Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır… ben umudumu hiç bir zaman yitirmedim’ demişti Ulu Önderimiz…

CHP delegeleri Atatürk’ün koltuğuna 8. Genel başkanı seçti. O başkan yol haritasını açıkladı. Yönetim kadrosu da bu uzun gecenin ardından belli olacak, PM üyeleri seçilecek ve bu üyeler arasından Özel, MYK’yı yani yönetimi oluşturacak. 

Özgür Özel ve ekibinin, delegelerin emanet ettiği umudu çoğaltıp yerel seçimlerde yeni bir başarı hikayesi yazması gerekiyor…

Yalnızca CHP için değil… Bir eli göğsünde karanlıktan çıkmayı bekleyen, yüreği endişe ve gelecek kaygısı ile atan milyonlar için…