Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
48,1615
Dolar
Arrow
41,1780
İngiliz Sterlini
Arrow
55,6235
Altın
Arrow
4755,0000
BIST
Arrow
11.288

Ya siyaseti okuyamıyor ya da cesareti yok!

Tayyip Erdoğan, CHP'yi hırpaladıkça hırpalıyor.

İstanbul İl Başkanlığı'na Gürsel Tekin'i kayyım olarak atamasından sonra yaşananlar adeta kabus gibi.

Demokrasi, hukukun üstünlüğü, seçme seçilme hakkı filan artık kağıt üstünde bile kalmadı.

Cumhuriyetin kurucu partisi şamar oğlanı muamelesi görüyor.

Yargı sopasıyla ver Allah...

Bu, memleketin siyasi tarihinde son derece mühim bir kırılmadır.

Altını kalın kalemle çizelim.

İktidar açısından geri dönüşü de yok. Tayyip Erdoğan, ne olursa olsun buradan tornistan etmeyecek.

Çıktı, “Türkiye’de hiç kimse hukukun kapsama alanı dışında değildir. Mahkeme kararlarını eleştirmek ayrı şeydir, tanımamak ayrı şeydir. Ana muhalefette kızışan koltuk kavgasının memleketin kazanımlarına zarar vermesine eyvallah demeyeceğiz” açıklaması yaptı.

Kolayını bulsa CHP’nin kapısına bugün kilit vuracak.

Ama buna şimdilik nefesinin yetmeyeceğinin de farkında.

Ağırdan almak istiyor. O'na kalsa iyice yumuşamasını, kıvama gelmesini, olmuş armut gibi düşmesini bekleyecek beklemesine de başka birisinin acelesi var!

İmralı'daki biran evvel memleketin tapusuna çökmenin derdinde.

Bu “ihanet süreci” akamete uğramasın diye Ankara'dakileri sıkıştırıyor.

İpleri olabildiğince gergin tutuyor, gevşettiği an her şey tepetaklak olabilir.

Hazır, Amerika'nın da İsrail'in de böylesine kuvvetli desteğini almışken, meseleyi bir yol kazasına kurban etmeden nihayetlendirmenin hesabında.

Öyle ki İmralı'dan “Kandil’in, DEM’in, hatta CHP’nin de çıkarlarını gözetiyorum. Özgür Özel Bey’e de selamlarımı iletmelisiniz, onunla da görüşün. Bir tuzak vardır, demokratik siyaset ve ittifakla buradan çıkılır. Bu gidiş tehlikelidir. Böyle giderse Gezi’de olduğu gibi iş sokağa taşar ve bir on yıl kaybedilir” diyerek Özgür Özel'e ayar vermeye kalkmış.

Tayyip Erdoğan elbette sadece kendi siyasi ikbali için memleketin ana muhalefet partisini saf dışı bırakmak istemiyor. Eline, CHP'yi yerden yere vurup, Cumhuriyetin CHP'de vücut bulmuş bütün değerlerini de alaşağı edebilecek bir fırsat geçtiğini düşünüyor.

Böylece kurucu iradenin rahle-i tedrisinden geçmiş olan kitleleri madden ve manen müdafaasız bırakacak.

Bundan iyisi Şam'da kayısı diye düşünüyor olmalı.

Ondan sonra köpeksiz köyde çomaksız gezer gibi hareket edeceğinden rahat rahat İslamcı-Kürtçü federasyonun başına geçebilir, sınırsız yetkileri haiz post modern bir halife sıfatıyla, emri hak vaki olana kadar devam eder, gider.

Tablo gün gibi ortadayken, CHP'nin başındakiler bunun gerçekten farkında mı?

Yoksa, yaşanan hengâme içinde sürekli topun gelişine vurup idareyi maslahat mı yapmaktalar?

İşte zurnanın zırt dediği yer burası.

Özgür Özel mitinglerde milyonları toplayıp sesi kısılana kadar bağırıp çağırıyor, buna rağmen ortada elle tutulur bir sonuç yok.

Meydanlarda sürekli “Getir sandığı, kararı millet versin” diye sesleniyor ama Tayyip Erdoğan'ın pek dikkate aldığı söylenemez. Erken seçimin lafını bile etmiyor.

19 Mart'tan sonra 50'den fazla miting düzenledi. 

Her bir mitingi kıymetliydi. 

Mesela Yozgatlı çiftçi Abdullah Ceylan'ın “turbunan şalgamınan memleket idare edilmez” sözü, Türkiye'nin siyasi tarihine geçti.

Hakkını yemeyelim. Cumhuriyet tarihinde eşi benzeri görülmemiş kalabalıkları toplama beceresini gösterdi.

Ama bu gayreti, ne iktidarın CHP'ye yönelik operasyonlarını durdurabildi ne de içeri atılan belediye başkanlarının tahliye edilmesini sağladı.

Özgür Özel, sadece kendi seçmenini bir güzel tahkim etti. 

Etmeye de devam ediyor.

O kadar.

Ama siyaset, elindeki kozları en uygun vakitte, en etkili şekilde kullanma, sonuç alma, meseleleri öyle ya da böyle nihayetlendirebilme sanatıdır.

Üç vakte kadar Özgür Özel'in meydanlara milyonları topladığını kimse hatırlamayacak. Yurdum insanının aklında sadece CHP'nin iktidara erken seçim kararı aldıramamış olduğu kalacak.

Mesela, neden hala Meclis'teki Abdullah Öcalan Komisyonu'nda kalmakta ısrar ediyor.

Herkes biliyor ki, Tayyip Erdoğan bu ihanet sürecini CHP aracılığı ile meşrulaştırmanın derdinde. Bu kendisi için kritik önemi haiz bir mesele. Yurdum insanını ikna edebilmek için CHP'ye kuvvetle ihtiyacı var.

Ama Özgür Özel, ısrarla ve inatla bu kozu kullanmaktan imtina ediyor.

“Masayı bizim devirmemizi bekliyorlar. Ama onlara böyle bir konfor alanı bırakacak değilim. Komisyonu Türkiye’yi demokratikleştirme adına birkaç güven artırıcı adım atmaya davet edeceğiz” diye vahimden de öte bir açıklama yapmış.

Şaka gibi ama İslamcıların ve Kürtçülerin Cumhuriyetten intikam almak için kurduğu komisyondan demokratikleşme adımı bekliyor.

Alageyik sokaktan bakire çıkar ama bu komisyondan demokratikleşme çıkmaz.

Ya siyaseti layıkıyla okuyamıyor ya da bunu yurdum insanına adam gibi anlatabilecek cesareti yok. Çıkıp, “Biz, CHP olarak Cumhuriyetin temellerine dinamit koymak isteyen bir zihniyetin peşine takılmıyoruz” diyemiyor.

Bu ihanet sürecine kuvvetle muhalefet ettiği vakit, iktidarı gerçekten köşeye sıkıştırabileceğinin farkında değil. Ya da hiçbirimizin bilmediği başka bir hesabı var.

Anlayan varsa beri gelsin, diyerek yazımıza noktayı koyalım.